kurabiye

fantazinin son noktası değildir, ama değişik bir fantazi olması muhtemeldir. denemeyi gerektirir.

bunlar genelde yanlış yerde ve yanlış zamanda mini etek giyen kızlardır.

kızların kaçarak ilişki bitirme çabalarından farksız olan durumdur. önce güzelce anlatılır. zaten anlatılmadan hemen kaçma planı eyleme sokulduysa ayıptır. ha yok anlatıldı, anlatıldı, anlatıldı... yok anlamadı. anlamıyor. ne yaparsanız yapın anlamıyorsa mecbur kaçılacaktır tabi. hoş bazen bu da sonuç vermez ya.

eryamana gidip gelen otobüslerdir bunlar. evet tanımı budur. ama gelgelelim ki onları özel kılan içlerindeki çılgın şöferleridir. pos bıyıklı bu dayılar kendilerinden beklenmedik bir performansla çok çılgın otobüs kullanırlar. hele ki körüklüler üzerindeki ani fren denemeleri takdir edilesi fantastik görüntüler yaratır. zaten kalabalıktan akraba olmuş insanlar daha bir akraba olurlar o zaman. birbirlerinin kucaklarına düşenler mi dersin, el ver oynayanlar mı dersin, otobüs boşsa eğer; çılgınca koşanlar mı dersin... ha bir de beş dakikada kanka olan yaşlı teyzeler vardır ki onlar eryaman otobüslerinin vazgeçilmezleridir. ama eryaman otobüslerinin en takdiri hakeden atraksiyonları batıkentten "u dönüşü yasak levhası"nın hemen yanından tek tekerlek üzerinde nefis u dönüşleri yapmalarıdır.

genellikle öğrenci evlerinde görülür. raflara sıra sıra, boncuk gibi dizilecek besin maddesi bulunmamasından ötürü kah o rafa kah bu rafa gelişigüzel fırlatılmış yiyecekler bulunur. aslında sadece yiyecek bile bulunmayabilir. örneğin; bir alış veriş sonrası torbaya atılmış bir fiş, anahtar ya da cüzdan olması da mümkündür. çünkü genelde alış verişten sonra torba aynen buzdolabına bırakılır.

tam olarak hazmedilmemiş yiyecek bulamacı ve safra karışımıdır. hatta bazen yiyeceklerin değil tam olarak hazmedilmesi bir bütün halinde çıkması da mümkündür. aynı şey safra için de geçerlidir, yani artık kusarsınız ve hiç bir şey kalmaz ama hala miğdeniz bulanıyordur sadece yeşil bir şey çıkarırsınız meydana. hıh işte o safradır.

(bkz: kuku)

er kişiyi anlamaya gerek yoktur, o zaten hatun kişisiyle karşılıklı ilişki içerisinde çözülür. fakat bir de erkek olup er kişi sınıfına girmeyen bir grup karşı cins vardır ki onlar er kişisini de yorar hatun kişisini de. bırakınız gitsin tiplerdendir onlar.

ilgisini yitirmiş kız modeli olması muhtemeldir. oturup bir düşünülmelidir. belki soru sorma sırası size gelmiştir.

geğiriğin uzun sürüp sürmemesine bağlı olan eylemdir. ama tabi bunun tam tersi olarak, eğer uzun bir osuruk vuku bulmuşsa aynı zaman dilimi içerisinde gelen bir geğirikle de mümkün olabilir.

bugün hukuk devleti denilen bu yerde bir zamanlar cumhurbaşkanı dahil bir çok kişi çok sarsıcı bir şekilde yargılandı. gencecik insanlar asıldı. şimdi oturmuş cumhurbaşkanına tahsis edilen küçük beyaz sarayda karısının başındaki örtüyü tartışıyoruz. bravo! bu ülkenin böyle tartışmalarla uyutulmaya ihtiyacı var zaten, e biz de uyuyalım. allah ne verdiyse, medya bizi nereye sürüklerse... medyanın bağımsız olmadığını unutuyoruz galiba.

şu an ülkemiz sınırları içinde insanlara dayatılmaya çalışılan iki akla vurgu yapar. birinci akıl ya islamcısındır ve ülkeyi bölüyorsundur, ikinci akıl ya sol kanattasındır ve müslümanlığın kıyısından bile geçemezsin. ha bunlardan başka bir üçüncü akıl var mıdır? haşa töbe töbe öyle şey olur mu hiç? üçüncü akılla düşünmeye çalışan yani kendi aklını hizmete sokmuş vatandaş delidir, bölücüdür, vatan hainidir, tu kakdır, sen bir boktan anlamazsındır... hatta duruma göre çok enteresan bir biçimde radikal sağdan tutun da radikal sola, terörirsten tutun da fetullahcı olmaya kadar her şekle girersiniz ama bir "siz" olamazsınız. yani kısacası başkasının aklı ile düşünmek sizin siz olmanız demektir. başka türlü ben diye gezmek biraz g.t ister.

kendisi kısıtlı tarih bilgisiyle bugüne göndermede bulunmaya çalışan, işini hakkıyla yapan iyi bir müzisyendir. peki bir cümlede bir olumlu bir olumsuz yargı kullanılır mı? evet kullanılır. eğer objektif bakılabilirse öyle de bir kullanılır ki... "hayır gitmesin, seni yaptığın işle çok seviyoruz dediklerimizdendir". ama bu deha sanatçımız neden o pırıltılı zekasını kullanıp da at gözlüklerini bir kenara bırakmaz işte bu tartışılır.

çok hızlı hareket eden, terlikle öldürüldükten sonra tüm organları dışarı fırlayan kabus gibi siyahımtrak böcek türüdür.

kişilik bozukluklarının ya da kişilik biçimlerinin herhangi bir karakter tipi olarak tanımlanamayacağı gayet açıkça tanımlanmış bilimsel bir gerçektir. eğer illa ki somut ya da biyolojik açıklama gerektiriyorsa:

yapılan çalışmalarda impulsif özellik gösteren kişilerde testosteron, östrojen, 17 östrodiol düzeyleri yüksek bulunmuştur.sosyallik ve aktivite ile ilişkili olan, platelet mao düzeyi sosyal aktiviteleri yüksek olanlarda ve şizotipal kişilik bozukluğunda düşük bulunmuştur. agresif ve impulsif kişilerde 5hiaa düzeyi düşük bulunmuştur. eeg incelemelerinde borderline ve antisosyal kişilik bozukluklarında yavaş dalga aktivitesi gösterilmiştir.

şizotipal kişilik bozukluğunda genetik faktörler en sık görülür. antisosyal kişilik bozukluğu ile alkol kullanım bozukluğu, histriyonik kişilik bozukluğu ile somatizasyon bozukluğu arasında güçlü bir ilişki vardır. çocuklukta belirlenen huy faktörleri erişkinde kişilik bozukluğu ile ilişkili olabilir. örneğin; yapısal olarak korkak bir çocukta avoidan kişilik bozukluğu, çocuklukta sss disfonksiyonu ve minimal beyin hasarı geçirmiş kişilerde antisosyal ve borderline kişilik bozukluğu gelişebilir.

sözünü tutmayan kişinin gtveren olduğunu doğruluyan sözdür.

cedi dede.

üç kulhu bir elham.

bir kadının kızı olmasının neden bir kızın kadını oldu şeklinde tanımlanamıyacığını açıklayan sorunsaldır. ama sorunsallar hemen öyle açıklanamıyorsa burda kesinlikle bir anlatım bozukluğu mevcuttur. o halde bu anlatımın kendisi bir sorunsaldır. peki bir anlatımın sorunsal olması mümkün değilse ortada bir sorun da yoktur diyebilir miyiz?