confessions

greyfurt

- Yazar -

  1. toplam entry 2267
  2. takipçi 3
  3. puan 45491

tekirdağ köftesi

greyfurt
tarif edilemez bir lezzettir. tarif edilemez, yaşanır.
özel olarak, değişik karışımlarla hazırlanan köfteler, mutlu midelere gitmeden önce günlerce buzdolaplarında bekletilir. (bekleyen et lezzetlenir ve tekirdağ köftesinin aroması oluşur)

sonra kapısında eşek kadar "tekirdağ köftesi" yazan lokantada ki o diyet düşmanı olan garson gelip size "ne arzu edersiniz ?" diye sorar.

salyalar saçarak "bir buçuk tekirdağ köftesi" denir.

belirsiz bir bekleyiş başlar. siz daha masaya oturduğunuz gibi koku burnunuza, oradanda beyninize vurmuştur. boş bakışlar bir süre tanıdık yüzlerde dolaşır. artık yapılacak bir şey yoktur. tekirdağa kadar gidilmiş, bulunan ilk lokantaya dalınmış ve sipariş verilmiştir.

saniyeler geçmek bilmez. midenize hapsetmeye azmettiğiniz köfteler bir türlü gelmez. duvardaki resimlere felan bakılır, dikkat dağıtmak için günlük boktan mevzulardan felan konuşulur ama köfteler bir türlü gelmez.

sonunda yavşak gülümsemeli garson iki eli dolu şekilde masalardan sıyrılarak yaklaşır. artık salyalar serbest bırakılmış, çatallar avuçlanmış ve o lezzet fırtınası için bünye hazırlanmıştır ama yavşak garson o canım köfteleri hemen sizden sonraki masaya servis edip, size yavşakca sırıtarak geri gider.

köftelerinizi yedikten sonra onu öldürmeyi düşünürsünüz. neyseki buna gerek kalmaz. garson bu sefer başka bir masaya yavşakca sırıtır ama size servis yapar.

göz yaşları salyalara karışır. masada artık sadece köftelere vahşice geçirilen diş sesleri duyulmaktadır. yok çatal bıçak kombinasyonuymuş, yok hatun kişilerin nezaket önderliğiymiş, yok çok açken bile insanca yiyebilme erdemiymiş... hiç biri yoktur. sadece köfte ve siz varsınızdır.

ne kadar yazılsa boştur. ne kadar fotoğraflansa boştur. ne kadar konuşulsa boştur. tekirdağ köftesini en iyi anlatan en kısa tanım tekirdağ köftesidir.

not: tekirdağ’a gidip "köftesi yemeden geldim" demeyin sakın. en azından bunu; tekirdağ köftesi yemiş birine söylemeyin. uçar tekme atarsa anlayışla karşılayın. ona köfte ısmarlayacağınızı söyleyip sakinleştirmeye çalışın.

cumhurbaşkanlığı forsu

greyfurt
cumhurbaşkanlığı forsunda bulunan 16 yıldız, türkiye’nin ordu millet kültürünün ve devlet geleneğinin bir yansımasıdır.

genç türkiye cumhuriyeti kendinden önceki; türk devlet geleneğine uygun olarak kurulmuş ve yönetilmiş diğer büyük devletlerin tarihini ve insanlığa katkılarını sahiplenmez, paylaşır ve devam ettirir.

bilinen en prestijli türk mirası olan orhun abideleri’nin rezervasyonu türkiye tarafından yapılmıştır. bu kurtarma çalışmalarına abidelere kadar giden yol yapımıda dahildir.(yamulmuyorsam rahmetli özal zamanında)

1993’ün kasım ayında hırvat bombardımanı sırasında yıkılan tarihi mostar köprüsü’de türkiye’nin de içinde bulunduğu bir konsorsiyum tarafından yeniden inşa edilmiş ve 2003 yılında hizmete açılmıştır.

malesef ülkemizdeki sokak kedilerinin kolestrol problemi gibi bir çok önlem alınması ve çözülmesi gereken sorun varken, türkiye bütçesi hala 100 bin trilyon dolar olamamıştır. dolayısıyla kültür harcamalarıda bu yokluktan nasibini almış ve bir takım yetersizliklerle günümüze kadar gelinmiştir.

bu yetersizliklere rağmen türkiye kültür mirasına ve kardeş kültürlerin kültür miraslarına elinden geldiğince sahip çıkmış, yetersizde olsa desteğini imkanları doğrultusunda sürdürmüştür.

türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanlığı forsunda 16 yıldız bulunmasıda bu sebeplerden hak ve gereklilik olarak kabul edilebilir.

10 kasım 2007 beşiktaş sivasspor maçı

greyfurt
bir beşiktaşlı olarak mağlubiyetin hayırlı olduğuna inandığım maç olmuştur.
yıllarca maddi manevi desteğini seferber ederek beşiktaş’a büyük yararlılıkları olan sayın demirören ve ekibide umarım benim gibi düşünüyorlardır.

not: aşırı motivasyonun düş kırıklığı yarattığını bir kez daha görmüş olduk. savaşa gider gibi and içerek maça çıkılmaz. çıkılırsa böyle olur. her maç yeni bir başlangıçtır. buda tüm futbol adamlarımıza ders olsun.

is bankası nin atatürk lu reklamı

greyfurt
milli duyguların alet edildiği ticari reklam zincirinin son halkasıdır.

peki ilerde biri içinde ata olan bir tuvalet kağıdı reklamı yada bikinili kızların cirit attığı bir dondurma reklamı çekerse ne olur? bu işin sınırı nedir?

ben böylesi köklü bir kurumdan bir atatürk filmine sponsor olmasını beklerdim. 10 kasım odaklı bir reklam kampanyasına değil.

reklamla ilgili bir kaç konuyada değinmekte fayda var. ben bu yaşıma geldim, hiç bu kadar mükemmel bir atatürk canlandırması izlemedim. herşey inanılmaz iyi olmuş. haluk abinin göbeği dışında süper bir fiziksel benzerlik sağlanmış. oyunculuğa gelince; bu rolün hakkını verecek karizmaya ve yeteneğe sahip dünyada 1 kişi olduğunu düşünüyordum. oda ed harris’dir. (kendisi geçmiş yıllardaki bir proje teklifine olumlu yaklaşmış ama ermeni lobisinin tehditleriyle projeden çekilmiştir-ben böyle hatırlıyorum). haluk bilginer’i gözden kaçırmışız. (dünyada türkiye’den daha ünlü neredeyse)
umarım birileri bu potansiyeli değerlendirirde şöyle ağzımıza layık bir ata filmi çekerler.

kadir inanır

greyfurt
kuzey rüzgarı adlı eşsiz diziden ayrılarak hayranlarını yasa boğmuştur.

diziden ayrılma sebebini soran basın mensuplarına "kabadayı dizisi çekeceğiz dediler, aşk dizisi oldu! 13’üncü bölümden sonra ben yokum" şeklinde bir açıklama yapmıştır.

türk televizyonculuğu açısından bir ibret niteliği taşıyan açıklamalarını "kuzey rüzgarı’nın vermek istediği mesaj baştan belliydi. biz kabadayı dünyasını anlatacaktık, ama senaryomuz öyle olmadı. çok ikaz etmeme rağmen başka bir dünya kurmak istediler" şeklinde sürdürmüştür.

açıklamalarının asıl yürek burkan, gönül kanatan ve biz hayranlarını göz yaşı selinde heba eden kısmı ise; "dizi ekibine 13’üncü bölümden sonra ayrılacağımı bildirdim. şimdi tutmuş, 11’inci bölümden sonra patlama sahneleri, vurdulu kırdılı sahneler çekiyorlar. bu saatten sonra çalışmam, çünkü hiçbir anlamı yok" olmuştur.

evet sanat camiası bazen böyle nankör olabiliyor işte. sen 40 yıl hizmet et, her filmde her dizide apayrı bir karakteri canlandır, sonra senin gitmene 2 bölüm kala vurdulu kırdılı, patlamalı sahneler çeksinler. terbiyesizlik yani...

üzülme kadir abi, biz seni seviyoruz.

sabri sarıoğlu

greyfurt
son dönemde gerek milli takıma, gerekse galatasaray’a katkılarından dolayı mutlu olduğumuz ancak helsinborgs maçından sonra akla hayale gelmeyecek işler yapmış futbolcudur.

böyle yeteneklerin mızmız çocuklar gibi hareket edip kendilerini harcatmalarından artık sıkıldık artık.

türk futbolcularına stresle mücadele dersi verilmeli. baskıyı yiyen dağılıyor hemen. umarım işleri yoluna koyarlar.

6 kasım 2007 liverpool beşiktaş maçı

greyfurt
türkiye’nin değil beşiktaş’ın rezil olduğu karşılaşmadır. sadece bütün türkiye üzülmüştür. (bazı yalama yazarlarımız hariç)

liverpol gibi dünyanın en pahalı ve kaliteli liginde defalarca şampiyon olmuş, şampiyonlar ligindede bir çok başarısı bulunan bir klübe kabul edilemez bir skorla yenilmiştir.(sigma olomouc’u hatırladığınız tek olay nedir?)

malubiyetin en büyük sorumlusu "as takımı çekeceklerini" böylesi önemli bir karşılaşma öncesi açıklayarak motivasyonu yokeden, gelecek kaygısını futbolculara yaşatan yönetimdir.

üstüne birde utanmadan, ertuğrul sağlam gibi bir teknik adamı kurtların önüne atmış ve istifasını reddetmemişlerdir. (henüz reddetmediler ama ilk anda reddetmeleri gerekirdi-ha kabul ederlerse vay kalıplarına)

bu ülkede herkes ertuğrul sağlam gibi sorumluluğu üstlenebilecek onur ve iş disiplinine sahip olsaydı; bu ülkenin çocukları kakolu süt yapmak için nano teknoloji kullanıyor olurlardı.

yönetim artık istifa etmeli. daha fazla zarar vermeden.

kutup ayısına kola ikram eden penguen

greyfurt
penguenlerin temel savunma stratejilerinden biridir.

yeterli sıklıkta kola içirilen kutup ayısı ile samimiyet ilerletilir. çölde başı boş gezinmekte olan bir çok bedevi olduğu, bunların gayet alımlı ve hatta bir ayıyı bile tatmin edebilecek bir sexsapellik arzettikleri iyice benimsetilir.

gaza getirilen ayıya; çöl iklimine uyum, bedevi yakalama teknikleri, kumdan kale yapmak gibi konulardan oluşan kısa bir eğitim verilir ve ilk gemi ile yollanırlar.

not: bahtsız bedeviler dayanışma örgütünün girişimleriyle birleşmiş milletlerin üç bin bilmem kaç sayılı kararınca; penguenlerin ayılara kola ikram etmesi yasaklanmıştır.

entry girerken bilgisayarın kendini resetlemesi

greyfurt
sözlüğe entry yazarken bilgisayarın herhangi bir sebepten kendini resetlemesi sonucu bok gibi ortada kalınması durumudur.

anlık elektrik kesintisinden, voltaj düşüklüğünden, işlemcinin çok ısınmış olmasından ve daha bir çok sebepten kaynaklanabilir. (bu sebepler içinde belkide en dramatiği; evi süpüren annanenin elektrik süpürgesi vasıtasıyla farkında olmadan bilgisayarın reset tuşuna dokunmasıdır)

sebep her ne olursa olsun bilgici derinden etkiler. herkesin fikri kendisi için değerlidir. bilgiç insanı fikrini beyan ederken düşünür, emek harcar ve hatta bazen beyanda bulunurken yeni fikirler keşfeder. araştırır, değerlendirir, süzer, okur, tekrar okur ve sonunda yazar.

ama işte mouse imleci kaydedelim butonuna doğru yol almaktayken bu hazin olay gerçekleşir.

o an bilgiç insanı; olmayana kafa atmak, elektrik denen elle tutulamaz varlığı odunla "abi yeter, daha vurma" dedirtene kadar dövmek, himalayalarda gezinip rakı mangal yapmak, ay yüzeyini yakından incelemek, kutuplarda eskimolarla 6’ya 6 minyatür kale maç yapmak, ajdar’ın eşsiz eserleriyle müzik ziyafeti çekmek, oltayla geyik avlamak ve hatta denizaltıyla ankara caddelerinde turlamak isteyebilir.

bunlar normaldir. elektrik denen canavar binbir emek verdiğiniz entry’i yutmuş, öteki sanal alem’e yollamıştır.

bu tip durumlarla daha az karşılaşmak için masaüstüne sağ tık yapılır. açılan menüde "yeni" menüsünün altındaki "metin belgesi" seçeneğine tıklanır.
entry metin belgesine yazılır ve arada bir kaydedilir. "tamam la bitti işte" kanaatine erişilince kopyalayıp yapıştırılır. böylece boşa sinir harbi yaşanmamış, "olmayana uçar tekme atma isteği" dizginlenmiş olur.

kalkan balığı

greyfurt
kamuflaj konusunda aşmış, lezzetli ve pahalı bir balıktır.
ülkemizdeki bütün denizlerde bulunur.
gözleri vücudunun üst tarafında olan, deniz kumlarına uzanıp avının yaklaşmasını bekleyen pusucu bir balıktır.(pusucu balık diye bir tabir varmı bilmiyorum. önceden yoktuysa da artık var)

bu balığın ilginç özelliklerinden biri ise gözlerinin küçükken iki yanda olmasıdır. balık büyüyüp erişkinliğe eriştikce, sağ gözü sol tarafa yaklaşmaya başlar ve nihayetinde gözler sol taraf yüzeyine yerleşirken, balık değişimini tamamlayarak deniz yüzeyinde sağ tarafa yatmaya başlar.


sabotajci grevciler

greyfurt
6 kasım (salı) 2007 tarihinde habertürk’te yayınlanan bir programda sayın ali akcan "haber iş sendikasının başlattığı grevde, sistemli bir sabotaj gerçekleştirilmediğini, bu tip olumsuz davranışların mücadeleyi zayıflattığını ve hatta sendika olarak söz konusu sabotajlara karşı olunduğunu" mantıklı ve anlaşılır bir dille anlatılmıştır.(bunlar şahsın tam beyanları değil aklımda kalanlardır ama anafikir budur)

sayın ali akcan bu tip sabotajların ve hırsızlıkların yurt genelinde öteden beri yaşanmakta olduğunu belirtti.
hatta bu konuyla ilgili olarak türk telekom yönetim kurulu başkanı’nın kendi ağzından yapılan bir açıklamaya da değindi.

olası bir sınır ötesi operasyonda güney doğuda ki çalışanların, genel kurmayın direktifi doğrultusunda greve ara vereceğini ve memleketi zor durumda bırakabilecek her türlü uygulamadan kaçınacaklarının da altını çizdi.

sonuç olarak sabotajcı grevcilerle ilgili temel düşüncelerimi korumakla beraber (vatan haini ve o.ç. olduklarını düşünüyorum) ülkemizde yaşanmakta olan söz konusu grevin haklılığına yürekten inanmaktayım.

not: yukarıdaki entry’lerimde sanki grev yapan telekom çalışanlarını zan altında bırakan bir hava var. bu sadece benim eşekliğim . direkt olarak kimseyi suçlayıp, zan altında bırakmasamda, telekom çalışanlarına karşı bir ön yargı oluşturabilecek nitelikte olmuş. sayın ali akcan sayesinde bu yanılgıdan kurtulduğum için kendisine yürekten teşekkürlerimi sunarım. umarım orta yol bulunur.
sendika ve paydaşlarının kendilerini ateşe atarak, ülkemiz menfaatleri doğrultusunda yürüttükleri grev amacına ulaşır.
72 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol