floydiandm

fenerbahçe’min bileğinin hakkıyla çok güzel oynayarak kazandığı maçtır. sevilla gibi formunun zirvesinde olan bir takımı mateja kezman, diego lugano ve semih şentürk’ün golleriyle devirmiştir.

devlet başkanlığını bırakmış büyük lider, efsane devlet adamı. fikirleri ve yaptıkları ayakta alkışlanacak cinstendir. amerika birleşik devletleri’nin kuklası ve yardakçısı olmadan, onuruyla, gururuyla halkına hizmet etmiştir. kalan son umutlardan biridir bu büyük adam, umuyorum ki yerine geçecek insan da aynı fidel gibi emperyalizmin ve kapitalizmin vahşi planlarına alet olmayacaktır.

güle güle fidel castro...

golü koklayan, kaleye arkası dönük olarak oynayabilen, rakip savunmayı yaptığı preslerle rahatsız edebilen ve kesinlikle fenerbahçe’de oynayabilecek kapasitede olan bir golcüdür. bu özellikleri sayesinde de bence santraforun hasıdır. uzun yıllar fenerbahçe’ye hizmet etmesi dileğimdir.

gollerini takır takır atmaya başlamış forvettir. güçlenip eski günlerine dönüş sinyalleri vermektedir. vuruş tekniği ve hırsı açısından dünya’daki en yetenekli golcülerden biridir. umarım performansını daha da artırır ve diğer bir iyi golcü olan semih şentürk ile birlikte güzel bir forma rekabetine girer. sonunda kazanan fenerbahçe olacaktır, orası kesin.

bence gayet normal bir olaydır. çünkü kimse mensup olmadığı bir din konusunda sınava tabi tutulamaz, bu tamamen insan haklarına aykırıdır. din dersi, laik sistem gereğince zaten kaldırılması gereken bir derstir.

ha belki haklı olarak diyebilirsiniz ki isteyen kişi din dersinden muaf olabilir, bir bakıma doğru bir önermedir. fakat öte yandan baktığımızda din dersini almamış olan bir insanın ileride devlet dairelerinde iş görürken veya herhangi bir işe başvururken yaşayacağı sıkıntıları da düşünmek gerekir. çünkü bizim ülkemizde maalesef din, insanları ölçmede bir etken olarak göze çarpmaktadır, bazı insan denemeyecek mahlukatlar kişileri zekalarına veya çalışkanlıklarına göre değil, dinlerine göre seçerler. demek istediğim şudur ki, din dersinden muaf tutulmak ülkemiz şartlarında alınacak çok büyük bir risktir, insanların kariyerlerine balta vurabilir, hayatlarına mal olabilir.

bu yüzdendir ki hiçbir bilimsel yanı, açıklaması olmayan, dogmatik bir kavram olan dinin ders olarak okutulması kanımca çok büyük bir yanlışlıktır. bu nedenden dolayı söz konusu dersten kopya çekerek geçmek gayet normal bir davranıştır.

her yiyeceğe yakışan, süper baharat. aynı zamanda insanı mest eden müthiş bir kokusu vardır.

fenerbahçe’nin mükemmel oynayarak 3-1 kazandığı maçtır. fenerbahçe’min golleri alex de souza, mateja kezman ve roberto carlos’tan gelmiştir. ayrıca yeni transfer claudio maldonado ilk kez bir resmi maçta fenerbahçe forması giymiştir, gayet de güzel oynamıştır. başta mateja kezman, marco aurelio, gökhan gönül olmak üzere bütün takım süperdi. bir gol atıp, bir assist yapan mateja kezman, çok iyi bir futbolcu olduğunu maçı izleyen herkese göstermiştir.

insanı neredeyse ağlatabilecek düzeyde duygulandırabilen konserdir. şüphesiz ki metallica’yı canlı izlemek benim de dahil olduğum bir topluluk tarafından yıllardır istenmektedir.

gerçek bir şaheser, blues’un doruklara ulaştığı an. dinleyiniz, dinletiniz.

(bkz: led zeppelin)

iced earth’ün the glorious burden albümünde bulunan, enfes bir şarkı. sözleri;

another day, just like any other
out of the blue, it turned to horror
how could they, why would they
the innocents suffered hell’s inferno
an senseless act that goes unforgotten
how could they, they will pay

when the eagle cries (5x)

out of the ashes came a tempted vengeance
but we are focused, we seek redemption
we are free, we’ll stay free
all they’ve done, is make us stronger
the sleeping giant, is asleep no longer
if need be, we’ll die free

when the eagle cries (blood will flow)
when the eagle cries (for freedom’s fight)
when the eagle cries (we love us all)
when the eagle cries (we’ll sacrifice)
when the eagle cries

when the eagle cries (blood will flow)
when the eagle cries they made us stronger (for freedoms fight)
when the eagle cries we’ll sacrifice (we love us all)
when the eagle cries for freedom’s fight (we’ll sacrifice)
when the eagle cries

şeklindedir.

doğru yazılışı için;

(bkz: when the eagle cries)

başka hiçbir grubu taklit etmeyen, kendilerine özgü bir tarza sahip olan yetenekli, kaliteli bir rock grubu. senfonik etkileşimli, atmosferik bir tarza sahiptirler. albümlerini bir bütün halinde dinlemek, insanın üzerinde daha güzel bir etki bırakır, söylemeden geçemeyeceğim.

bir fenerbahçeli olarak galatasaray ile ilişiğinin kesilmesine çok üzüldüğüm, "keşke ömür boyu galatasaray’da kalsa." dedirten adamdır. hatta klonlayıp galatasaray’a yenilerini hediye edelim.

bence beyaz kağıttan çok daha iyi olan bir kağıt çeşididir. çünkü ışığı dağıtır, gözü yormaz.

(bkz: bana ne)

eğitimi ticaret gibi gören bir yök başkanına sahip olduğumuzu gösteren açıklamadır. kapitalist anlayış içerisinde gene parası olan okuyacak, parası olmayan fakir insan ise okuyamayacaktır. kadrolaşma sayesinde başa gelen birinden ancak böyle bir açıklama beklenir zaten. eğer üniversiteler paralı olursa özalcı, kapitalist anlayış kazanacaktır, gençler değil! iyice içine sıçtınız lan ülkenin!

yaptığı birbirinden sapma sapan, ne idüğü belirsiz açıklamalarla "ne" olduğunu, daha doğrusu olamadığını belli etmiş yök başkanı. son sözleri için;

(bkz: devlet üniversitelerini paralı yapmak istiyorum)
(bkz: eğitimin içine sıçmak)
(bkz: özalcı anlayış)
(bkz: kapitalizm)

the doors’un waiting for the sun albümünde bulunan bir şarkıdır.

kanımca çok iyi düşünülmüş ve gerekli olan bir butondur.

içimi çok güzel olan vodkadır. önceden içtiğim binboa’ya takar kesinlikle benim gözümde. portakallı olarak deneyiniz mutlaka.