confessions

walide sultan

- Yazar -

  1. toplam entry 998
  2. takipçi 1
  3. puan 58797

yabancı ülkede isim değiştiren türkler

walide sultan
gonullu olarak degil de, yabanci bir toplumda yasamanin ve cocunlugun yabanci olmasi, tabiatindan kaynaklanan zorunluluktur.
bu konuda en cok cinliler zorlanmaktadir, isimleri kesinlikle telaffuz edilememekte, hemen isimlerini degistirmek zorunda kalmaktadirlar...
biz de durum o kadar endise verici degildir, konulacak olan yeni isimlerde, eskisini degistirirken, kokten aslina sadik kalinamasa da bazi tinisal ozellikler korunmaktadir.
ornegin;bedri-patrick, haluk- helmut, yeliz-elissa
can-john, kaan-keen, deniz-denisse,
metin-martin, omer-omar, hayrullah-hurbert
gibi daha cok orneklemeler yapilabilir. yabanci bir ulkede yasarken bazi yerlerde adinizin yapilacagi kayitlarin dogru yapilmasi icin isimleri, o ulkenin kullandigi gramer yapisina uygun olarak degistirmek gerekmektedir.bu kisilerin toplum hayatinda karsilasabilecegi bazi zorluklari onlemek gayesiyle tercih edilen bir yoldur.

türk olmanın ayrıcalıkları

walide sultan
bu ukteyi sevdim, kim sokaga attiysa belki, dogrulugundan suphe etmistir aciklayamamistir ama bu varsayim kesinlikle dogrudur.
batiya gidildikce insanlar ’problemleri daha bir cozulmus dunyada’ tipki bir cocuk umursamazligiyla yasamaktadirlar. cozmek zorunda olduklari problemler azaldikca da kafalarini calistirmaya zeka isletmeye gerek duymazlar...
oysa biz, turkler hemen her konuda kendi cozumlerimizi, kendimiz uretmek zorunda oldugumuz icin, islek bir zekaya da kavusmus oluyoruz.
batida cogunlukla insanlara ustuste iki soru sordugunuz da konunun uzmani bile olsalar dumura ugramaktadirlar, birine bile cevap verememekte, beyin datalari cokmekte ve ardindan hemen,’siz turk musunuz ’seklinde sormaktadirlar.
mubalaga etmiyorum ve ben bununla ovunuyorum. gogsumu gere gere ’evet oyleyim’ diyorum. biz turklere iki ya da daha cok soruyu ustuste sorabilme imkani vardir. karsiliginda da sorularin cevabini kivrak zekayla alabilme imkanlari oldugunu goren bu insanlar, sadece ustuste birden cok soru sorabilme yetenegimize degil, bu kadar soruyu akilda tutup cevaplandirabilme yetenegimize de inanin saygi duymaktadirlar.

mutsuz kadın yoktur az ayakkabı vardır

walide sultan
bu dogrudur. sahsen, kendimi bildigimden beri ayakkabilarimi cantamda tasimak suretiyle yalinayak gezmeyi tercih ediyorum. hatta gurbette seyrettigimiz bir program dizisinden dolayi’ciplak ayakli kontes’ benim de adima bu unvan eklenmis durumdadir su andalakin bunun izdirabini yasamayanlar anlayamaz. ayakkabi giymek zorunda oldugum anlar, dislerimle dudaklarimi kanattigim, bir turlu sonu gelmez zamanlardir...ayni izdiraplari yasayan insanlar, benim gozumde dunyadaki gunahlarin bedelini, daha dunyada odemeye baslayan insanlardir.

mezarkabul

walide sultan
tam da ben vasiyetimi henuz tamamlamistim ki bu nicki gordum. iyi sihhatte olsunlara mi geldim deyip soyle bir okuyup bi de tukurerek, ufledim, kendi ustume...ilginc gercekten de dunyada bu kadar yasanilasi nick varken...entryleriyle biraz daha, kendisini anlatmasini bekliyor, tanimak icin daha cok gormeyi umuyorum...

melankomik

walide sultan
var sa, bir sozunuz bunu, insanlara iletirken, eger dusundurmenin yanin da biraz da gulmelerini saglayabiliyorsaniz... iste en verimli yolu bulmussunuz demektir. bu bilgic arkadasimiz dusunduklerini yaziya gecirirken, insanlarin tebessum etmesini de sagliyor, zor yazi yollarindan birisidir bu da... yuksek iq ve genis bir hayat penceresi gerektirir. kendisini kutluyor, ona bir tiyatro yazari, bir senaryo yazari olarak bir yerlerde rastlayabilecegim umudunu kuvvetle tasiyorum...

devamsizlik yapan öğrenciye uzaklastirma vermek

walide sultan
hemen her gun kendi acmazlari icerisinde bir turlu saglam bir gelisim yakalayamayan egitim sistemimizle ilgili, bir celiskiyi daha okudum bugun gazetelerden...
simdi dusunelim bir ogrenci mazeretli, mazeretsiz bir sekilde devamsizlik yapmis ama sonra bu ogrenci hakkin ve milli egitimin sefaatine siginarak geri donmus muntazam okuluna devam etmeye baslamistir..
derken... mudur koltugunda oturan kisi tarafindan cagrilarak "hadi kizim evine" seklinde okulla iliskisi bir anda kesilmistir.
bu haberde kiz ogrencinin bunalima dustugu ve intihar girisiminde bulundugu da belirtilmis. ayrica bu nasil bir zihniyettir, kisiyi topluma kazandiracagina onu yoketmeyi, silmeyi planlayan bir dusunce tarziyla hareket etmek demek degil midir bu?
neyse bunlari da gecelim haberin altinda okuyucu yorumlari kismi vardir ya, en cok orada takildim ben...
simdi bu mudur kisisi, hakli veya haksiz herneyse... cunku olayin icinde intihar oldugu icin sanirim su anda yarginin kapsamindadir. beni cok sasirtan ayni okuldaki ogrencilerden bazilarinin muduru hakli gosteren konusmalari olmustur. olabilir fikir fikirdir deyip buna da saygi duyarsiniz, hatta bunlari o mudur kisisinin, zorla onlara yazdirmasi ihtimalini de yok sayabilirsiniz.
lakin, universite seviyesine hazirlanilan bir donemde, ogrenci olan bu genclerin olayi ifadeleri ve yaptiklari imla hatalari cok aci geldi bana...aslinda demek olaydaki kisinin okula devam etmemesi gerekligini savunan bu zihniyet de okulda ne yazik ki, bir sey ogrenememis diye dusundum ben...
<milliyet gazetesi "hadi kizim evine" 26-04-2006>

bilgiçlere fikirlerinden dolayı eksi vermek

walide sultan
kulliyen yanlis bir uygulamadir.asik veysel’in bir lafi vardir"koyun kurt ile gezerdi fikir baska baska olmasa" sekilinde de (bu buraya uymadi galiba)neyse elbette fikirler baska baska olacak, lakin fikir baska baska olurken baska fikirin sahibi diger baska bir fikirin sahibini karalamayacak. hadi diyelim karaladi sonra da karalananin buna ayni tarz cevap vermesi(ay en acisi da bu)cunku ona laf yetistiricem derken kendi kimliginizden siyriliyorsunuz hos degil, tabii... gene galiba en iyisi, eksi oyu vermek demeye geldi bu entry sonu da, ben bunu da yapamiyorum sahsen...lakin gecenlerde yukarda yazdigim gibi bir hadise geldi basima ben de baska seylerin etkisiyle cavap verdim yanlis oldu hakket.bunun uzerine bir de entry girmistim gunah cikarmak adina insallah yerine ulasmistir.
(bkz: sevgili gunluk)

seksenli yıllar

walide sultan
seksenli yillar daha basinda yapilan darbeyle, tarihe turkiye demokrasisin yeniden belinin kirildigi yillar olarak gececektir...gencler suskun ezik gelecekleri zapti rap altina alinmis olan, halkin en genis kesimiydi. devam mecburiyeti olmayan universitelere kayitlarini yaptirmis bir taraftan da calismak zorunda olan ogrencilerin universiteleri birakmak zorunda olduklari donemdi. cunku vize uygulamasi gibi bir uygulamanin kapsamina alinmislardi...kanunlarin geriye yurumezligi ilkesi(makab-le sumul) gecerli degildi, kanunlar yasalar ve tuzukler hersey yeniden olusumlandiriliyordu ve bu insanlar haklarini arayamadilar...nice degerli hocalarimizin, okuyan ogrencilerimizin, demokratik ortam kalmadigi gerekcesiyle beyinleriyle birlikte yurtdisina kacmalari(zorunlu gidis)ki daha sonra bunlar vatandasliktan cikarilmislardir. ulkenin su anki durumunun nedenini saglayan buyuk sebeplerden birisiydi...zaten gidemeyenlerde ya gorev yapamayacaklari yerlere surulmusler veya istifaya zorlanmislardi..sonra ozal’li donemler basladi, blujeanlari kapalicarsinin arka bolumlerindeki dukkanlardan gizli bir sekilde satin alip giyinmeye calisan bir genclik vardi. yasakti ithalat, biz ne uretiyorsak onlari giymek zorundaydi o yillarin insanlari...iste ozalli yillarla, birden yurtdisi pazarlari acildi, ithalat ihracat pazari cilginlar gibi buyumeye basladi...insanlarin istahini kabartti bu olay borclanildi cok agir sekilde... cunku bunun da bokunu cikardilar hayali ihracaatlarin patladigi haksiz yere trilyonlarin ulke butcesinden birilerinin cebine pompalandigi yillardi onlar...
ezik bastirilmis gencligin, her turlu haklari bir daha azmasinlar(!) diye(80 oncesi yillarda yasanan hadiseler)ellerinden alinmisti...oyle kampuslerin icinde elele dolasmak yasakti, uc bes ogrencinin bir arada kaldigi evler bile goz hapsindeydi, birakin ogrenci yurtlarini...
sezen aksunun butun yureklere sifa uflemeye basladigi yillardi, ferdi tayfur sarkilarinin hepsine yaninda necla nazirla filmler cekerdi...batiya tamamen kapali bir toplum birden anormal bir gecis yasamisti . bu ani acilmayla, kisa yoldan koseleri donmeler, yazlik sahipleri olmalar tatil koylerinin suratle yayilmasi iste bu yillarda baslamisti...
hazir degildi ulke butun bunlara, bu gecis cok suratli yapildi, insanlar neye ugradiklarini sasirdilar...aniden dunya markalarini tanidilar ,bunlara sahip olmak icin bazilari, ar, seref, namus kavramlarini bir tarafa attilar bu yillarda...
kara para, yesil sermaye gibi kavramlarla tanisti ulke aniden...
ama genclik ezikti... tek kanalli sonradan starin eklenmesiyle iki kanalli tv dunyasindan kendilerine acilan bu pencerelerden dunyayi izlemeye basladilar...michael jaksonlu yillardi...
en kaliteli izledikleri program izzet oz’un muzik programiydi renkli yayinlaniyordu...
o yillarda ulke ekonomisi allak bullak edilmis, iplerimiz iyice imf nin eline gecmisti ve dunyada ileri bilgi ve teknoloji caginin adimlari atilirken slikon vadisi diye bir seyden bahsedilirken; hande ataizininin patlayan memelerinden bahsediliyor sanilirdi bizde henuz...
simdi bu seksenli yillari degerlendirirken sekilci ve on yargili olmamak lazim. salvar pantolon, yarasa kollu bluz modellerinden daha once konusulmasi gereken seyler vardir bu degerlendirmeleri yaparken...bu ulkenin evlatlari sadece aykiri fikirlerini beyan ettiler diye daracinda sallandirildi o yllarda, ve o zamanlarin, bu ulke icin gercekten iyi birseyler yapma kapasindeki geride kalan gencleri, bunlari aci birer iz olarak, yureklerinde tasidilar yasadiklari surece...
pkk diye bir olayla tanisildi, daha once bunlar dagdaki eskiyalardi, orgutlenip boyle anilmaya basladilar o yillarda...
turk gencleri asiri milliyetci kimlikler tasidilar basbuglarinin izinde, sonra turkiye gurur duydu bunlarin adam oldurmekten hapis cezasi almis olanlariyla...
analarimizin o yillara kadar kullandiklari mubarek geleneksel basortusunun adi tesettur oldu, turban oldu bu yillarda aniden. seriat kavramlari hortladi, bunlarin seyhleri devletin en yuksek yerlerinde agirlandi, yeni tarikatlar turedi o yillarda...
simdi gelinen duruma bakip da; neden ulkenin gidisati boyle oldu biz neden geri kaldik, avrupa niye bizi istemiyor sorularinin cevabinin kolayca bulunacagi kaynak kitaplar kadar degerli gazete arsivleri vardir bu konularla ilgili...
merak edenler, o yillari yasamayip ama o yillarin acilarini hala uzerinde tasiyan genclik acip okumali oyle degerlendirmelidir bu basligin mealini....

expert3

walide sultan
galiba bu ’askerlik olayi’ insanda dusunup ozumsemeyi de yogunlastiriyor hasretlerin etkisiyle... bir sureden beri girdigi akilli ve ozumsenmis entrylerle dikkatimi ceken bilgictir kendisi...ben de hayirli teskereler diliyorum bilgic arkadasimiza.

insanlık sözlüğüne uye olmak

walide sultan
yok, acilan yeni bir olusumun habercisi degildir bu baslik...
dusununce; hani biz burada bilgi sozluk de uyeyiz ya, buradan hareketle acaba ’insanlik sozlugu’ diye bir sey olsa diye dusundugum andir...
boyle bir sozluk gibi girisimin, megasi olsa;
buradaki gibi paylasimlar yapsak butun dunyadaki gucsuz, duskun, yoksul insanlara bu kanal araciligiyla ulassak, el ele gonul gonule versek;
daha guzel daha yasanilir bir dunya icin...kisisel cikarlari, dinsel toplumsal yargilamalari bir tarafa biraksak her turlu sorunla ugrasip hayati herkes icin yasanabilir olculere getirmeye calissak;
belki savaslar bile onemini kaybederdi, insanlar yaralanmazlardi olmezlerdi o ortamlarda...
boyle kuresel bir dayanisma mumkun olsaydi... nerede bitecegi belli olmayan su hayat yolculugumuz da insanlik adina uye olacagimiz bir olusum yapilabilseydi keske...

okuma yazma bilmeyen bilgiçler

walide sultan
bilmeyen yoktur muhakkak...lakin ’bilgic olmak’ cok da zor bir is degildir bazilari acisindan...bir bkz verecek kadar kapasitesi olmak yeterlidir. bkz basip ’hoop ahali ben de burdayim’ seklinde...
mesela; ben daha yeni ogrendim bu olayi...kolaymis bayagi hem zamandan tasarruf hem zekadan hem paylasimdan...bilgic mi bilgictir iste, uyedir sozlukte hepsi budur.takilmamak lazim aslinda boyle seylere, uzmemek bunlar icin guzel bunyeleri...

tv unutulmazları

walide sultan
erman toroglu-sansal buyuka komedi ikilisinin pastirma muhabbeti..
boyle bu ikisi, spordan baska her turlu geyik olayi konusup cukkayi sisirirken, mevzu pastirmaya gelmistir. erman kisisi, nasil pisirilmesi gerektigini bir guzel kendi yontemleriyle agzi sulanarak anlatmis.
bunun uzerine sansal kisisi - hocam yemesi guzel de tuvaletler cok fena kokuyor. demesi uzerine;
erman kisisi de-koksun hocam kilosu 44ytl yedigimizi herkes anlasin.
seklinde cok cig, tuvalet kokusundan daha igrenc bir cevap vermistir...

ukdelerin atildigi yeri tuvalet sanmak

walide sultan
efenim yanlis basligin altina gonderdigimiz entryi copte de bulamayica bugun boyle bir sorunsal yasamaktayim an itibariyle. oraya da bak, buraya da bak derken bugun itibariyle baska beslenecek ukte de istemedigimden hic uktelerin verildigi bolgeye bakmamistim...keske bakmaz olaydim aman yarabbi tuvalete bile gitmeye usenen bilgicler, doldurmuslar orayi butun ihtiyaclariyla...olmaz gencler yapmayin bunu, evinizin tuvaletini ya da internet cafeninkini kullanin arasira dedigim andir su an...

150 boyunda göbekli ve kel olmak

walide sultan
boyle bir fizik, tanrinin ustun iradesiyle kilinmis insan modelidir kisiye...tipki diger modellerde hepimiz de oldugu gibi...
benim tanidigim bu fizikteki insanlar cok da sakacidirlar, bazen sorarim ben mesela;
- nasil o kadar cabuk ulastin hedenin oldugu yere? diye de derler ki;
-tabii ki fizik ustunluguyle, yurumedik de yuvarlanarak vardik oraya...

dunya sekeri insanlardir onlar, selamlar hurmetler buradan....

rahibin yat demesi

walide sultan
savas yillarinda... tam da pazar gunu, ayin baslamis hatta soul muzigi esliginde hem ilahiler soyleniyor hemi de danslar edilirken, cilginlar gibi kilise siralarinin arasinda...
rahibin olasi hava saldirilarindan birinin basladigini duyup, butun cemaate "yat" diye dehsetle seslenmesi seklinde algiladim ben bu basligi...

sözlüğü sözlüğe çevirmek

walide sultan
keske;< gozlugu sozluge cevirmek> seklinde olsa idi bu baslik, o zaman gozluklu kisinin bir taraftan okumakta oldugu kitaptan basini kaldirip ara sira sozluge bakmasi seklinde aciklanabilirdi(su anda ben de oldugu gibi).
ama baslik, bu sekliyle kisinin ’monitordeki sozlukle’ problemleri olmasi durumunu da gosterebilir... belki aradiklarini bulamamistir da su sekilde demistir kisi, monitordeki sozluge bakarak;
-sen de kendini sozluk mu saniyorsun, sozluk dedigin aha da boyle olur.
boyle diyerek, elindeki meydan larousse sozlugu hisimla sallayarak feryat etmistir.
bu ukte belki bu sartlardan tezahur etmistir...bilemeyiz ki...

ortama gaz veren şarkılar

walide sultan
erol buyukburc’dan asrin harikasi bir sarki
"haydi gecler hop hop hop"
o yillarda gencler bunu"haydi gencler hap hap hap" seklinde algilamislar, enerji veren(!)kafa duzelten hap satislarinin, bu sarkinin verdigi gazla(!) ulkeye giris, cikislari baslamis...bu sarki da, hap satislari da tavan yapmisti...
28 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol