confessions

walide sultan

- Yazar -

  1. toplam entry 998
  2. takipçi 1
  3. puan 58892

türk olmanın ayrıcalıkları

walide sultan
bu ukteyi sevdim, kim sokaga attiysa belki, dogrulugundan suphe etmistir aciklayamamistir ama bu varsayim kesinlikle dogrudur.
batiya gidildikce insanlar ’problemleri daha bir cozulmus dunyada’ tipki bir cocuk umursamazligiyla yasamaktadirlar. cozmek zorunda olduklari problemler azaldikca da kafalarini calistirmaya zeka isletmeye gerek duymazlar...
oysa biz, turkler hemen her konuda kendi cozumlerimizi, kendimiz uretmek zorunda oldugumuz icin, islek bir zekaya da kavusmus oluyoruz.
batida cogunlukla insanlara ustuste iki soru sordugunuz da konunun uzmani bile olsalar dumura ugramaktadirlar, birine bile cevap verememekte, beyin datalari cokmekte ve ardindan hemen,’siz turk musunuz ’seklinde sormaktadirlar.
mubalaga etmiyorum ve ben bununla ovunuyorum. gogsumu gere gere ’evet oyleyim’ diyorum. biz turklere iki ya da daha cok soruyu ustuste sorabilme imkani vardir. karsiliginda da sorularin cevabini kivrak zekayla alabilme imkanlari oldugunu goren bu insanlar, sadece ustuste birden cok soru sorabilme yetenegimize degil, bu kadar soruyu akilda tutup cevaplandirabilme yetenegimize de inanin saygi duymaktadirlar.

bir kadının geri dönmeme sebepleri

walide sultan
basliktan anlasildigi kadariyla; yuvasini cesitli nedenlerin bilancosuyla terkeden kadinin, bir daha o yuvaya donmeyecegi sorunsali islenmektedir.
bir kadin eger geride sadece koca, es, sevgili gibi tekrar kolayca bulabilecegi bir hedeyi birakip gitmis se asla geri donmez. geri donmek, yuvada kalan cocuklarla ilgilidir cogu zaman. onlarin ona hala ihtiyaclari oldugunu dusunur ve bu olayi onlarin hatirina yeniden herseyi goze alarak gerceklestirir.(bkz: kimse tatli ekmegini birakip gitmez) halk sozumuzde oldugu gibi.
boyle aci bir gercek hikaye hatirliyorum;
genc bir cift bosaniyorlar ve bunlarin heniz uc aylik ikiz kiz bebekleri vardir. mahkeme sonucunda hakim ikizlerin tekini anneye digerinin velayetini babaya birakir. anne diger bebegi ilk dogum gunlerine kadar goremez. ilk dogum gunlerinde bunlar bir araya gelir, anne bakar ki geride biraktigi yavru henuz yuruyememektedir ve diger gelisimleri de kendi yaninda ki bebek kadar ilerlememistir. anne bu anda hemen yuvaya geri donmeye karar verir. su anda bu aile birliktedir.

kürdistan yere bastığım yerdir

walide sultan
kisi, yasarken bastigi yeri kendine gore isimlendirebilir, hatta yeryuzunde henuz olmayan bir ulkenin vatandasi dahi sayabilir kendisini. kisinin, ne hayallerine ne de dusuncelerine sinir koymak, insanlik onuruna ve hosgoru erdemine yakismaz. ornegin bu satirlarin yazari su anda yasadigi gurbet diyarindaki ulkeye ’ikinci vatan’ demektedir.
ancak eger o hayaldeki ulkenin sinirlari, baska bir ulkenin sinirlarinin icinde ciziliyorsa, bu konuda is, silahli mucadeleye kadar uzanmissa bu(!) tehlikelidir.
kisinin dusunce ve hayal guclerini bu kadar zorlamasi ve utopik olani gerceklestirme eylemine girmesi sonucunda da derler ki adama;

"dua et bir gun bastigin yerin icine cakilmayasin"

yazarin notu;hayal kuran kisiye en ’az su icmekte olan bir kisi’ kadar saygi gosterilmesi, rahatsiz edilmemesi, guzel bir insanlik erdemidir.

bilgiçlerin şiirleri

walide sultan
varsay ki karanliktasin...
onunu gormuyorsun,
isigi bulana dek,
yuruyeceksin...
bilsen ki hic kimse,
kalmamis etrafinda,
hayin karanlik gecelerdesin,
bir el daha var,
uzaklarda bir yerlerde...
dokunacaksin ona
yeniden ellerinde,
sicakligini,
hissedeceksin...

ac gogsunu ruzgarlara,
okyanuslar cagiracak seni,
bitmez hic bir sey,
bu dunyada...
her biten de, yeni bir
baslangic saklidir..

ben varsam,
bende var bu dunya...
benim yoklugumdan,
kime ne, dunyaya ne,
kim uzule kim sevine...
burdayim ulan!
yeniden varim,
yeniden herseye,
diyeceksin...





17 mayıs 2006 danıştay a yapılan saldırı

walide sultan
’cihada giden butun yollar mubahtir’, felsefesiyle hareket etmeyi, kutsal vazife olarak kabul etmis...
minareleri sungu, camileri kisla, yollari seccade, okullari medrese seklinde hayal eden ve bu hayallerine ulasmak icin her turlu vasitayi kullanan kara zihniyet, bu kez de hukukun ustunlugune cevirmistir silahini ve infaz uygulanmistir.
bundan sonrasinda, papazin oldurulmesi olayinda oldugu gibi, malum zihniyetin bu uyesinin meczupoldugu, akli dengesinin yerinde olmadigi gibi, hukukun ceza hafifletici unsurlarindan yararlanilacagi ortadadir. hukuka kursun yagdir sonra da, hukuka sigin...
en onemlisi de sanki; gitgide daha da kararan malum zihniyetin bir ferdi degilmiscesine, malum medya tarafindan; sadece meczup, kendi kendine azmis, sapmis bir kisi gibi gosterilmesidir bu canavarin.


önemli olan ruh güzelliğidir

walide sultan
"guzellik" goreceli bir kavramdir...herkese gore degisir ve kimse hangi surette yaratilacagini bilemez, bunu degistiremez(plastik cerrahi faktorunu saymiyoruz cunku dogal degil)...genetik faktoru var beslenme sartlari var tabiat ve iklim sartlari var.bunlarin hepsi etkendir kisinin dis gorunusunde...lakin kisi"ruh guzelligi" faktorunu gelistirebilir diye dusunuyorum...nasil olacagina gelince mesela mevlananin yedi ogudunu cok iyi ozumsemekle baslanabilir bu yolculuga...okumak lazim sonra korkmamak kitaplardan...bir yerlerden isiklari almak onlarla aydinlanmak ...karsinizdaki insani iyi anlamaya calismak onemsemek kuvvetlice..dunya insani olmak, bagnaz olmamayi basarmak...sabit fikirlilikten kurtulmak...cok zor seyler degildir bunlar...basarabilir her kisi...ve gorulecektir ki bu cabalar aydinlatacaktir ruhlari ve bu isik yansiyacaktir yuzlere "guzellik" olarak...ve basarilar diliyorum "guzel insan olma" yolculugunda herkese...

ben küçükken çok salaktım

walide sultan
cocukken fakir degildik ama arabamiz yoktu..hep arabasi olan insanlara ozenirdim...bir zaman beyaz arabasi olan bir adam mahallere giriyor seker verip cocuklari kandirip goturuyor diye bir soylenti mi diyelim simdi haber mi artik neyse boyle birsey yayilmisti..ailelerimiz de bize tembihlemisti sakin salaklik yapip boyle bir cisme yaklasmayalim diye...oysa ben hep o beyaz arabayla gelecek adami bekledim durdum belki on yasima kadar...bilmiyorum belki evdeki huzursuz ortamdan kurtarabilir beni diye mi...bi de beyaz arabayla gezmek dusuncesi cazipti tabii..ama gelmedi iste...salak miymisim bilmiyorum kime anlattiysam -ay ne salak cocukmusun! tanri seni korumus derlerdi bana...

her şerde bir hayır vardır

walide sultan
bu baslik biraz sorunludur daha henuz acmisken biz yazalim da dogrusu soyle olacak."her $erde bir hayir vardir"
lakin bunu boyle yazmaya klavye karakterim musade etmemektedir.
neyse biz yine yazalim... $er, kotuluk, ugursuzluk demektir. hayirise iyilik, dogruluk demektir.
bu guzel ve dunyaca taninmis ozlu soz, her kotulugun icinde bir iyilik gerceginin bulunacagini gosterir.
ayrica bunun karsi tezi de, havadan bile nem kapacak kadar hassas insanlar tarafindan, ileri suruldugune inandigim;
her iyilik, icinde muhakkak kotuluk barindirir cumlesinin de bunun ardindan soylenmesiyle olusur.

lakin bu satirlarin yazari bugune kadar hic bir iyiligin icin de kotuluk barindirdigina sahit olmamistir. kotuluk ararsan sayet bunu bulursun, bir sekiilde.ama iyilik, dogruluk, guzellik kismi yetmeli insana...demek ki aramayacaksin...
iste boyle, basa gelen kotu olaylar, yikmamali kisiyi... bunlar, birer iyi isaret olarak algilanmalidir. kisi, iyice bakabildigin de muhakkak iyiligi guzelligi farkedecektir...
mesela ben bugun yasadim bunu, ne oldu hic bir kotu sey olmadi
kaza oldu, gecti gitti, ben de bir hafta istirahat ederim iyi oldu yani...kaza esnasinda da sozluk mesaisinde oldugum icin butun bilgic arkadaslar, beni bir gazi gibi kutsadilar, allah razi olsun hepsinden...
sonra hic tanimadigim degisik milletlerden insanlar, bizzat kendi vatandaslarimiz arkadaslarimiz, duyan duymayan, gecmis olsun ziyaretine cesit cesit yiyecekler ellerinde olmak suretiyle geldiler evimize...
hatta kocam bile, yillar sonra aklina gelip bana iltifat etti ya da ben oyle algiladim, ama pesinden de, gene sozluge yoneldigimi gorunce-degil mutfak ev yansa sen akillanmayacaksin dedi. yani ne kadar guzel ve azimli bir insansin demek istedi herhalde...
gorulecegi uzere;
her $erde bir hayir vardir, hatta birden cok hayir bile vardir. yeter ki kisi boyle bakabilsin hayata....

yeşil

walide sultan
yok ben dusundum. daha fazla beklemek anlamsiz geldi, hem benim yasimdan bakinca o kadar uzun gorunmuyor omur...bekledim soyle "nick lerin altina girilen entry "lerle ilgili spekulasyonlar durulsun biraz diye ama bu kadar bekleme suresi yeterli geldi sahsim adina...
azeriler ’kac yasindasin’ diye sormazlar birbirlerine, ’kac yesil gordun’ diye sorarlar...bu; kac bahar gordun, gecirdin... meali tasir...
bu nicki her gordugumde icimde baharlar aciyor benim de... diyorum kendime istikbal icin, ’umutsuz olma insan’ bak bu arkadas iyi bir ornek, o dusunuyor, ozumsuyor, ruhunuyla birlestirip meselenin ozunu mukemmelce ortaya koyuyor...
gunumuzde ’bilgilerin’ bir yerlerden alinip biryerlere monte edilmesi adeta ’cocuk oyuncagi’ haline gelmis durumda iken, olayin kisisel olarak yorumlanmasi cogunlukla gozardi ediliyor....bu arkadasimiz iste bunu yapiyor, hem biliyor hem ruhuyla yuregiyle bunun aciklamasini, degerlendirmesini yapabiliyor...
bir de, cok mutevazilik seziyorum yazilarindan okuyunca, sanki bunlari onun kadar herkes basarabilirmis gibi kendi kimligini ortaya koymadan sadece meseleyi irdeleyebiliyor...
cok zengin bir kisilik barindiriyor olmali bedeninde, kendisini kutluyor eger bir kitap yazma cabasi icinde olursa ki(belki de oyledir)lutfederse onsozunu ben yazmak istiyorum...bu da bir sozdur...saygilarimla hurmetlerimle...

barda kitap okuyan entel dantel

walide sultan
hani derler ya "bir yasima daha girdim" daha once hic rastlamadiginiz bir seyi gordugunuzde olur bu. hayret nidalari altinda soylersiniz bu cumleyi.iste bu basligi gorunce oyle oldum birden. cunku sandim ki sonu elli karaktere takilmis soyle bir basliktir herhalde;
<barda kitap okuyan entel, dantel ormektedir bir taraftan>tabii acinca gordum ki degilmis, baska bir hede icin tasvir yapiliyormus. hay allah, yaa hakket ilginc bir baslik olmus

başım ağrıyor başım

walide sultan
hayal meyal, hatirladigi komik turkuler furyasi na devam etmekte bir sakinca gormeyen bilgic kisisi simdi de basliktaki turkunun hatirladigi kismini yaziyor.

basim agriyor basim
basina kurban olayim
yarin carsiya gidip
sana ilac alayim

bu sefer daha iyi dort misra cikti en azindan.

namık kemal zeybek

walide sultan
mhp genclik kollarindan siyaset hayati baslamis eski milli egitim bakanidir. bakan oldugu donemde turk-islam sentezini iyi ogretecegini dusundugu, sabahlari uluyarak uyanan modeldeki butun ogretmenleri, derhal okullarin basina mudur yapmistir. cekiskili fikirlerin adamidir. kafayi cizmis, siyasetten karnini doyurmaya ihtiyaci olmayan, arada bir cikip sacmalayip geri cekilen kisidir. aydin doganin karisinin kizkardesiyle evlidir ayni zamanda. hatta bir keresinde bu zat;
dunyada yasayan butun irklarin turk oldugunu- turklerin ise butun irklardan daha ustun oldugunu soylemis. sonra da ne soyledigini kendisinin de bilmedigi anlasilmistir. oyle cosup cosup dogruluguna kendinin bile inanamayacagi, sonradan- ben mi soylemisim bunlari diye sorgulayacagi(!) kitaplar bile yazmistir.

seni ile seviremci

walide sultan
seni ile sevirem
ile seviremci,
diyacahsan niye?
iste ile.

sevmenin bu kadar kisa ve icten tarifi olur mu? oluyormus demek ki. tanri herkese edebiyat kabiliyeti vermeyebilir ama ask herkes icindir. bir sekilde anlatilir, bir yolu bulunur. insan yeter ki istesin.
yukaridaki satirlarla, sevgilisine olan askini ifade eden, erzurum yoresinin, bu genc insani gibi.

ne yardan ne serden vazgeçememek

walide sultan
bilgicin yasadigi gurbet diyarinda; yuzde doksan oranda sikma bas, tesettur veya turban dedikleri hedeyi kullanan turk vatandaslari vardir.
bu kisiler, okul ve is konusunda zorlanmaktadir. insan oraniyla kiyaslandiginda dunyanin diger hic bir bati ulkesinde gorulemeyecek duzeyde is fazlaligi ve okul imkanlari genisligi vardir. lakin bu insanlar din ayirimciligina, sinif ayirimciligina, irk ayirimciligina karsidirlar. yuzde 60 gibi hristiyan vatandasa sahip olan bu ulkede hac takarak da ise ya da okula gidilemez. cifte standart yoktur.
butun bu ehval ve seraat altinda burada yasamak kendilerine zul gelen israrla turbanlarindan asla vazgecmeyen, coluguna cocuguna yasarken evde oturup yemek yapmaktan baska hicbir faydasi olmayan bu kisiler, ozellikle kadinlara bu kadar genis haklarin sunuldugu bu ulkenin olanaklarindan yararlanmazlar.
hadi bu kendi tercihleridir desek tercihlerine saygi duysak; bu sefer, yasanilan ulkeyi karalarlar, insanlarini begenmezler, herseyinden rahatsiz olurlar, boyuna herseyden sikayet ederler. hepsi degil tabii ama istisna da degil cogunluk boyledir.
iste o zaman soruyor insan, kendi kendi kendine;
kardesim, seni buraya iple baglamamislar, git ulkemizde yasa, ne eziyet cekiyorsun buralarda. bak burada da okula gidemiyorsun ustelik is var ise de giremiyorsun. bak arap kadinlara bizden yuzyillar once musluman olmuslar ama canavar gibi okullarina da gidiyorlar, en iyi islerde de calisiyorlar.

yok, vazgecmez bunlar ne yardan ne serden.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol