türk edebiyatının en renkli romanıdır. üzerinde en fazla kafa yorula, araştırma yapılan romandır. tarihin en dolu dolu işlendiği romandır. orhan pamuk bu romanınında osmanlı sanatının önemli parçaları olan nakış ve hat sanatlarını işler. ve yaptığı minyatür tavirlerinde doruğa ulaşır. okuyucu sanki minyatürleri karşısında görür.
roman bir osmanlı padişahının o zamanlar günah ve haram sayılan portre resimlerden yaptırmak istemesiyle başlar. ve bu portreyi yapacak olan nakkaşlardan birinin cir cinayete kurban gitmesiyle olaylar başlar. kara adlı kahraman bu cinayeti çözmesi için getirilir. kara aynı zamanda romanın baş kahramanlarından şeküreye aşıktır. bu romanda biraz da polisiye kokusu vardır.
mutlaka okunması gerekilen romanlardandır.
orhan pamukun kar adlı romanının baş karakteri olan şair kişi.
orhan pamukun içine siyaset işlediği tek romanıdır. bir röportajında bir daha siyasi içerikli başka bir roman yazmayacağını söylemiştir. türkiyenin farklı ve uzak bir yüzü olan karsa giden şair ka eski aşkını burada tekrar bulur. özellikle dini konuların üzerine de gidilen bu romabda toplumun aksayan yapısı üzerinde durur. şehre gelen bir tiyatro ekibinin şehirde devrim yapması ise ayrı bir olaydır.
okuyucuya oldukça karmaşık gelen bir orhan pamuk romanıdır. bu romanın ilk paragrafları, orhan pamuk yurtdışına yazarlar konferansına gittiği zaman, bir otel odasında yazılmıştır. o dönemlerde benim adım kırmızı üstünde çalışan orhan pamuk, romanın ilk paragrafını yazdıktan sonra benim adım kırmızıya ara verip yeni hayata yoğunlaşıp romanı da iki sene de bitirmiştir.
şehir şehir otobüs yolculuğu yapıp okuduğu kitabın yazarını ve yeni hayanını arayan bir gencin yaşadıkları konu edilir romana.
şehir şehir otobüs yolculuğu yapıp okuduğu kitabın yazarını ve yeni hayanını arayan bir gencin yaşadıkları konu edilir romana.
orhan pamukun masalsı bir dille anlattığı, küçük ama düşsel olarak gayet büyük bir romanıdır.
yazarıns sesiz ev adlı romanını okuyanlar bilirler. bu romanda faruk darvinoğlu diye tarihçi bir karakter vardır. işte beyaz kaleyi de bu tahçi faruk darvinoğlu yazmıştır sözde.
osmanlı devletine esir düşen italyan bir kişinin yaşadıkları konu edilir bu kitapta.
yazarıns sesiz ev adlı romanını okuyanlar bilirler. bu romanda faruk darvinoğlu diye tarihçi bir karakter vardır. işte beyaz kaleyi de bu tahçi faruk darvinoğlu yazmıştır sözde.
osmanlı devletine esir düşen italyan bir kişinin yaşadıkları konu edilir bu kitapta.
orhan pamuk nasıl bir yazardır? yazarken neler hisseder? okuyucunun kendisi hakkında iyi-kötü düşündüklerine nasıl bir yorum yapar? dünya olayları hakkındaki fikirleri nelerdir? gibi sorulara yazarın kendi ağzından cevapların bulunabileceği bir kitaptır. bazıları bu kitabı sıkcı bulurlar, fakat bu kitap bir roman değildir ve akıcı olması da beklenemez. ayrıca bu kitapta yazar, gelecekte istanbul ile ilgili yazacağı kitaptan sıkça basseder.
(bkz: istanbul hatıralar ve şehir)
(bkz: istanbul hatıralar ve şehir)
sırf fenerbahçe ismi geçtiğinden olsa gerek, şu ana kadar 32 entry ile günün en çok entry girilen başlığıdır. görüldüğü gibi başlığı da bir fenerbahçeli açmamıştır.
gözümden kaçmamış bir olay şudur ki; sözlükte fenerbahçeyi fenerbahçeli olmayan kitle hep gündeme getirmektedir.
yaa bi rahat bırakın kardeşim fenerbahçemizi.
uefa kupası sizin olsun, her şey sizin olsun, ama rahat bırakın artık şu takımı.
madem siz en büyüksünüz ağzınıza almayın bu takımın adını. ama o da olmuyor maalesef, neden olmuyor? kendine sor!!
gözümden kaçmamış bir olay şudur ki; sözlükte fenerbahçeyi fenerbahçeli olmayan kitle hep gündeme getirmektedir.
yaa bi rahat bırakın kardeşim fenerbahçemizi.
uefa kupası sizin olsun, her şey sizin olsun, ama rahat bırakın artık şu takımı.
madem siz en büyüksünüz ağzınıza almayın bu takımın adını. ama o da olmuyor maalesef, neden olmuyor? kendine sor!!
eski bir israil efsanesine göre çamurdan oluşup bir takım güçler tarafından hayat verilen ve çeşitli görevlerde koruyuculuğu olduğuna inanılan bir çeşit zombidir.
metal fırtına romanının kahramanı olan gri takım üyesi kişi.
stephen kingin kara kule serisinde yarattığı silahşör kahramanın adıdır.
silah kullanmakta usta olan savaşçılara takılan isimdir.
ayrıca stephen king’in kara kule serilerindeki kahramanı roland deschainın savaşçı kişiliğidir. kara kule serisinin ilk romanının adıdır.
ayrıca stephen king’in kara kule serilerindeki kahramanı roland deschainın savaşçı kişiliğidir. kara kule serisinin ilk romanının adıdır.
(bkz: post mortem)
(bkz: dragon tears)
türkçe’ye yaratığın gözyaşları adıyla çevrilmiş bir dean r koontz romanıdır. romanda doğaüstü güçleri olup çeşitli insanlara musallat olan bir kişinin yaptıkları ve bu beladan kurtulmaya çalışan insanların mücadelesi konu edilir. baş karakter olarak biri erkek diğeri bayan olan iki polis seçilmiştir. başlarda sıkıcıdır, sonraları heyecan verebilir. konu olarak çok dar bir alana hapsolmuş bir romandır, aynı olayların etrafında döner durur.
toyota motors manufacturing turkey adıyla adapazarı’ndaki fabrikalarında corolla ve corolla verso modellerini üretip avrup pazarına sokan otomobil firmasıdır.
gecenin maskesi
gecenin sesi
gizli ev
korku yuvasi
nöbet
soğuk işikta randevu
yabancilar
yaratiğin gözyaşlari
yaşam savaşi
adlı romanları türkiye de çıkmış olan ünlü gerilim yazarı. stephen king ile en çok kıyaslaması yapılan yazardır ayrıca. ancak benim okuduğum koontz kitaplarına bakılırsa, king ile pek bir ilgisi yok. ne yazı üslubunca ne de romanlarında işlediği konularda... aynı zamanda koontz, king gibi insan ilişkilerini sıkı sıkıya işleyen bir yazar değil. romanlarında illa ki konunun ayrıntısına dokunan bir köpek filan olur.
romanları stephen king’inkiler kadar filme çekilmemiştir, ya da çekildiyse bile küçük yapımlar olarak göze batmamıştır. bunun sebebi de koontz’un king gibi özgün ve hapsedici konular yazamamasıdır bana kalırsa. eğer yazar romanında yazılması gerektiği için yazılmış havası hissettirirse yeteri kadar başarılı olamaz. king’in en büyük artısı zaten buradadır. seçtiği konularda müthiş bir yaratıcılık vardır. ve zaten bundandır ki, yazdığı romanlar yüzde doksan filme çekilmiştir.
koontz bu türü sevenler için (korku-gerilim) okunması gerekilen bir yazar tabii ki... ayrıca koontz’un romanlarında dikkatimi çeken başka bir ayrıntıda, romanlardaki maceranın içinde, hayata dair birçok düşüncenin ve fikrin işlenmiş olmasıdır.
gecenin sesi
gizli ev
korku yuvasi
nöbet
soğuk işikta randevu
yabancilar
yaratiğin gözyaşlari
yaşam savaşi
adlı romanları türkiye de çıkmış olan ünlü gerilim yazarı. stephen king ile en çok kıyaslaması yapılan yazardır ayrıca. ancak benim okuduğum koontz kitaplarına bakılırsa, king ile pek bir ilgisi yok. ne yazı üslubunca ne de romanlarında işlediği konularda... aynı zamanda koontz, king gibi insan ilişkilerini sıkı sıkıya işleyen bir yazar değil. romanlarında illa ki konunun ayrıntısına dokunan bir köpek filan olur.
romanları stephen king’inkiler kadar filme çekilmemiştir, ya da çekildiyse bile küçük yapımlar olarak göze batmamıştır. bunun sebebi de koontz’un king gibi özgün ve hapsedici konular yazamamasıdır bana kalırsa. eğer yazar romanında yazılması gerektiği için yazılmış havası hissettirirse yeteri kadar başarılı olamaz. king’in en büyük artısı zaten buradadır. seçtiği konularda müthiş bir yaratıcılık vardır. ve zaten bundandır ki, yazdığı romanlar yüzde doksan filme çekilmiştir.
koontz bu türü sevenler için (korku-gerilim) okunması gerekilen bir yazar tabii ki... ayrıca koontz’un romanlarında dikkatimi çeken başka bir ayrıntıda, romanlardaki maceranın içinde, hayata dair birçok düşüncenin ve fikrin işlenmiş olmasıdır.
cyrano de bergerac adlı tiyatro eserinde cyranonun hem akrabası hem de aşık olduğu kadındır.
#330390
"ben de ordaydim" demek istediğim konserdir.
o zamanlar bilgi sözlükte değildim galiba. yoksa şimdi gördüğüm konser organizasyonunda ben de olurdum. venüsün iki katlı ve dar salonunda yapılan konser benim için yine de en güzel konserlerdendi. şebo yine her zamanki gibi harikaydı, böyle bir canlı performansı olan bir başka sanatçı daha var mı türkiyede?
okuldan çıkıp direkt konser alanına gitmiştik. kitle en çok ben şarkımı söylerken de coşmuştur. açtığı yazı sonucunda sahneye çıkıp da şeboyla dans eden çocuk, oradaki çoğu kişiyi kıskançlıktan çatlatmıştır.
şebo gönlümüzü bir kez daha feth etmiştir kısacası bu konserde.
o zamanlar bilgi sözlükte değildim galiba. yoksa şimdi gördüğüm konser organizasyonunda ben de olurdum. venüsün iki katlı ve dar salonunda yapılan konser benim için yine de en güzel konserlerdendi. şebo yine her zamanki gibi harikaydı, böyle bir canlı performansı olan bir başka sanatçı daha var mı türkiyede?
okuldan çıkıp direkt konser alanına gitmiştik. kitle en çok ben şarkımı söylerken de coşmuştur. açtığı yazı sonucunda sahneye çıkıp da şeboyla dans eden çocuk, oradaki çoğu kişiyi kıskançlıktan çatlatmıştır.
şebo gönlümüzü bir kez daha feth etmiştir kısacası bu konserde.
an itibariyle ukdelere dadanmış ve ortaya eğlenceli entry ler çıkarmış yazardır.
bu arada hoş gelmiştir. bol entry li günler diliyoruz.
bu arada hoş gelmiştir. bol entry li günler diliyoruz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?