underpressure

picasso sergisiyle büyük ilgi gören sabancı müzesinin şu anda faaliyette olan sergisinin adıdır. ünlü "düşünen adam" heykelini yapan sanatçının bu sergisi de epey bi ilgi görüyormuş. gidip görmekte fayda vardır.
sergi 3 eylül 2006 tarihine kadar devam edecektir.

yaklaşık bir haftadır ege sahillerinde tatil yapan sinema oyuncusu. türkiye’nin cennet toprak ve sularının farkına ancak bu yaşta varabilmesi onun adına bir kayıptır tabii. darısı diğer hollywood sakinlerinin başına diyoruz.

geçtiğimiz gün lübnan’ın kana adlı köyüne attığı bombalar sonucunda 37 çocuk, toplam 55 masum vatandaşı öldüren, katliamı seven, kural-hukuk tanımayan bir ülke. birleşmiş milletler gözlemevine saldırı yapacak kadar sınır tanımayan, diğer ülkelerin uyarılarını ise hiç takmayan kompleksli ülke. unutmamaları gereken bir şey var ki; tarih tekerrürden ibarettir.

maçı anlatan spikerin tam tamına bir milyon kez "ilklerin takımı beşiktaş" demesinden sonra az kalsın baygınlık geçirmek üzereyken maçın bitmesiyle son anda kurtulduğum maçtır. beşiktaş’ı da tebrik edelim buradan, bir ilki daha başardı.

fenerbahçe - galatasaray maçlarından önce birçok kesimin birçok kez dile getirdiği ve aslına bakılırsa, gerek yöneticilerin, gerek futbolcuların, gerekse taraftarların maç sırası ve sonrası gösterdikleri davranışlar sonucunda, inanmak istendiği halde inanılamayan bir sözdür.

1 saniyede 1 amper oranında akım değiştiğinde voltajdan bir birim düşüklük üreten pratik bir endüktans birimidir. elektriksel işlemlerde sıkça kullanılır.

iletişim ve sinyal için optik fiberlerden ışık geçişi.

uzunluğu 2,54 cm’ye denk gelen, uzunluk ölçü birimi.

şarkıların kısa film tarzında, bazen de tamamen uyduruk bir şekilde görüntülü hale getirilmesidir. böylece şarkı, tv lerden daha geniş kitlelere ulaşılır, reklamı yapılır.

bunların ilki 1975 yılında queen’in bohemian rhapsody adlı şarkısına çekilmiştir.

sitephen king’in "o" adlı romanında, yaratığın palyaço sıfatına büründüğündeki adı.
aynı zamanda böyle bir punk grubu da var. isimlerini bu romandan aldıkları hakkında da bir yazı okumuştum.

tarihin derinliklerinde sır veya efsane olarak kaldığı düşünülen olaylardan yola çıkılarak, bu olaylarla ilgili gerçeği çözme aksiyonuna dayalı, doğaüstü öğelerle de desteklenebilecek bir roman türüdür.

(bkz: zülfikar ın hükmü)
(bkz: da vinci şifresi)

(bkz: asi)

başka bir roman türü de fantastik-kurgu’dur. asırlar öncesine gidilerek ya da baştan bir dünya hayal edilerek, tamamen yazarın kurallarına, hayal gücüne ve yaratabileceği yeni karakter isimlerine, yeni ülkeler ve yeni şehirlerden oluşabilecek yerlere, insan ya da farklı bir mutosyanda başka canlı türlerinine yer verilerek oluşturulabilecek, hayal gücü alanı sınırsız olan bir türdür.

(bkz: yüzüklerin efendisi)
(bkz: derzulya)

beynin hayal gücü sınırlarını en çok zorlayabileceği, çağdaş bilimin gelecekteki olası ya da tamamen sıradışı gelişiminden hareketle kurgulanıp sadece dünya sınırları içinde kapalı kalmayıp kainattı içine alarak yazılan bir roman türüdür. ne yazık ki ülkemiz edebiyatında bu türün eksikliği hissedilmektedir. bunun yanında fantastik kurgu alanında son yıllarda yayımlanan romanlara baktığımızda, türk edebiyatının da hayal gücü unsurlarının geniş alanan yayıldığı bu türlerde iyi eserler verebileceği görülmüştür.

queen’in 1977 yılında çıkan albümünün adı. we are the champions ve we will rock you şarkıları bu albümdedir. grup dağılacaklarıyla ilgili söylentilere bu albümdeki harika şarkılarla, kendi tarzlarına göre yakışır bir cevap vermişlerdir.

bazı davetiyelerde rastlanan durumdur. ancak topuzlu girilmemesiyle ilgili bir kısım şu ana kadar karşımıza çıkmamıştır. herhalde saçlarını topuz yapanlara karşı bir antipatisi olan kişilerin yazabileceği bir yazıdır.
kır düğünü değil de, nezih, sakin ve fazla geneiş olmayan düğün mekanlarına çocukların gelmemesi fikri desteklenebilir.

her gün bir yerlere gidip birileriyle röportaj yapıp bunu kendi yorumlarıyla köşesine aktaran sabah gazetesi yazarı. ülkede gitmediği yer kalmamıştır herhalde.

sabah gazetesinin renkli yazarlarındadır. gündemi takip eden olaylara farklı bir pencereden bakmasıyla okunma zavki yaratmayı başarmıştır.

dünyanın en ünlü senfoni orkestralarından birisi olan "moskova senfoni orkestrası"nın antalya aspendos antik tiyatrosunda verdiği gösteride meydana gelen durumdur. on beş bin kişilik antik tiyatro salonunda, 70 kişilik dev orkestra ekibini sadece ve sadece 200 kişinin izlemesi garip bir görüntü oluşturmuştur. yani bu durumda 3 kişiye 1 müzisyen düşmüştür, hatırı sayılı bir rakamdır.

queen grubunun uslu çocuğu olarak tanınır. fazla iddialı olmamasına rağmen bass ritmleri harikadır. wembley konserinde under pressure çalarken mesela harika bir performansı vardı. onun dışında yazdığı şarkılarda oldukça tutmuştur.