her ikiside çok çalışkandır arasındaki tek fark ise yahudiler birbirlerini çok tutarlar muhacirlerde o yoktur.örnek olarak bir yahudi batmanın eşiğine gelirse digerleri aralarında para toplayıp onu eski haline getirirler ama bir muhacir batmanın eşiğine geldimi digerleri onunla alışverişi kesip direk olarak bir tekmede onlar atmış olur.
kamera alacak türk insanıyla aynı kişidir.
canlı performansı rezalet olan seyircisiyle diyalog içine bu tarz söylediği şeylerden dolayı girmemesi gereken çok çirkin şarkıcının kendini şirinimsi bişey sanarak insanların onu hoş göreceğini düşündüğünden söylediği abuk şeylerden birisi.
bu lafı söyleyen kütahyalının bursa ile ne karın ağrısı olduğunu merak etmemize neden olan başlıktır.
(bkz: mal mısın malatyalı mısın)
(bkz: hemzemin)
"kontor yükleyeceğim oley oley nerde iş bankası var hadi koşalım çocuk oyuncağı 3 km ötedeymiş anam internetim yok ama bende koşarım 3 km çocuk oyuncağı oley.yanımdaki marketten alıp neden ugraşayım ki uzuuuuun uzun dimi ama!" nidaları duymayı bekliyor heralde iş bankası çok yetenekli reklamcıları varmış ne diyim.
(bkz: dolce vita)
maden suyu.
forward da son nokta!
iletmezsen ölümü gör :)))))
bu zamana kadar bana zincir e-posta gönderen tüm dost ve arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim;
sayelerinde tuvalet temizlemekte kullanıldığı öğrendiğim kolayı içemez oldum.
aids virüsü taşıyan iğneler kıçıma batar korkusuyla sinemaya gidemez oldum.
deodorantlar kanser yapıyor diye sayelerinde artık bir domuz gibi kokmaya başladım.
telefon hattımı kullanıp bana borç takarlar korkusuyla telefonlara da cevap vermiyorum.
içinden fare ya da fare zehiri çıkar diye hiçbir kutu içeceği içmiyorum.
çok sevdiğim içkime ilaç koyup beni uyuturlar,organlarımı çalarlar ve buz dolu bir küvetin içinde
uyanırım diye bana yaklaşanları da tersliyorum.
neyim var neyim yoksa satıp hastanede yatan ve büyük ihtimalle ölmek üzere olan çocuklara yatırmayı düşünüyorum.
mail listesine katılırsam alacağım söylenen para, bilgisayar, cep telefonu ya da gezileri beklemekten de evden dışarı çıkamaz oldum.
tuz gölüne konyanın katkılarından dolayı yemeklerim tuzsuz tatsız.
msn paralı olacak;adam yeşerecek mi,sararacak mı beklemekten de gına geldi.
excel hala ne zaman emekli olacağımızı da bildirmedi.
bir maili forward etmedim, başıma ne belalar gelecek diye korkuyla beklemekten ruh sağlığımı da
kaybettim.
multipl skleroz olunuyormuş diye diyet ürünleri düşmanıma bile tavsiye etmiyorum.
yerli malı kullanacağım derken marketlerde barkodu 869 ile başlayan ürünleri aramaktan da gözlerimin
biraz daha bozulduğunu farkettim.
sevgili dost ve arkadaşlarımdan gelen;
lütfen okuyunuz, çok önemli, aman virüse dikkat, bilmem kim para dağıtıyor, en az beş kişiye yolla, inanmadım ama doğruymuş, kişiliğini test et, tıkla para yolla, tıkla yardım et, bilmemkim seni gözetliyor, bilmem kime mail at, haddini bildir, onu yeme bunu ye şeklinde başlayan kerameti kendinden menkul, nevi şahsına münhasır bu mailler sayesinde hep beraber kafayı çizmeye ne kadar yakın olduğumuzu da müşahade etmiş oldum.
şimdi: eğer bu maili 60 saniye içinde 1200 kişiye göndermezsen;
bilesin ki bir kuş sabah akşam kafana sıçacak ve hayatı sana dar edecektir.
bir dost...
iletmezsen ölümü gör :)))))
bu zamana kadar bana zincir e-posta gönderen tüm dost ve arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim;
sayelerinde tuvalet temizlemekte kullanıldığı öğrendiğim kolayı içemez oldum.
aids virüsü taşıyan iğneler kıçıma batar korkusuyla sinemaya gidemez oldum.
deodorantlar kanser yapıyor diye sayelerinde artık bir domuz gibi kokmaya başladım.
telefon hattımı kullanıp bana borç takarlar korkusuyla telefonlara da cevap vermiyorum.
içinden fare ya da fare zehiri çıkar diye hiçbir kutu içeceği içmiyorum.
çok sevdiğim içkime ilaç koyup beni uyuturlar,organlarımı çalarlar ve buz dolu bir küvetin içinde
uyanırım diye bana yaklaşanları da tersliyorum.
neyim var neyim yoksa satıp hastanede yatan ve büyük ihtimalle ölmek üzere olan çocuklara yatırmayı düşünüyorum.
mail listesine katılırsam alacağım söylenen para, bilgisayar, cep telefonu ya da gezileri beklemekten de evden dışarı çıkamaz oldum.
tuz gölüne konyanın katkılarından dolayı yemeklerim tuzsuz tatsız.
msn paralı olacak;adam yeşerecek mi,sararacak mı beklemekten de gına geldi.
excel hala ne zaman emekli olacağımızı da bildirmedi.
bir maili forward etmedim, başıma ne belalar gelecek diye korkuyla beklemekten ruh sağlığımı da
kaybettim.
multipl skleroz olunuyormuş diye diyet ürünleri düşmanıma bile tavsiye etmiyorum.
yerli malı kullanacağım derken marketlerde barkodu 869 ile başlayan ürünleri aramaktan da gözlerimin
biraz daha bozulduğunu farkettim.
sevgili dost ve arkadaşlarımdan gelen;
lütfen okuyunuz, çok önemli, aman virüse dikkat, bilmem kim para dağıtıyor, en az beş kişiye yolla, inanmadım ama doğruymuş, kişiliğini test et, tıkla para yolla, tıkla yardım et, bilmemkim seni gözetliyor, bilmem kime mail at, haddini bildir, onu yeme bunu ye şeklinde başlayan kerameti kendinden menkul, nevi şahsına münhasır bu mailler sayesinde hep beraber kafayı çizmeye ne kadar yakın olduğumuzu da müşahade etmiş oldum.
şimdi: eğer bu maili 60 saniye içinde 1200 kişiye göndermezsen;
bilesin ki bir kuş sabah akşam kafana sıçacak ve hayatı sana dar edecektir.
bir dost...
geçtiğimiz günlerde yaşanan depremin ardından hiç hoş karşılanmayan başlık.
(bkz: yok öyle bir $ey)
bugün öğlen 3 sularında bursa zafer plazada yaşanmıştır.yarışmamsı bir animasyon gösterisi..
sunucu:evet yanımda iki tane bayan var yaşlarınız kaç acaba
hatun 1:40
hatun 2:38
sunucu:ama içinizde kocaman bir çocuk varmış gibi duruyor.
hatun 2:hamileyim.
sunucu:öeee..
sunucu:evet yanımda iki tane bayan var yaşlarınız kaç acaba
hatun 1:40
hatun 2:38
sunucu:ama içinizde kocaman bir çocuk varmış gibi duruyor.
hatun 2:hamileyim.
sunucu:öeee..
"doğum günün kutlu olsun
mutlu ol senelerce
sana boncuktan kuş yaptım
konacak pencerene..."
mutlu ol senelerce
sana boncuktan kuş yaptım
konacak pencerene..."
yazık lan bu adama dediğim bilgiç kişisi.istenmediğini başlığına hiç bir şey yazmayarak çok güzel göstermişiz kendisine.nickinin hakkını vermek bu olsa gerek.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?