önceleri evliliğe sıcak bakmayan bir yapınız var ama sonradan fikriniz değişmişse ve bu evlilik karşıtı zamanınız da sevgili tarafından biliniyorsa,o teklif etmeye çekinir,siz konuyu açmaya. sonuç olarak etrafınızdakiler her sabah beraber uyanırlarken siz birbirinize hasret kalırsınız.
uzun zamandır güzel giden bir ilişkinin sonrasında eğer şartlar da uygunsa sevgiliden sihirli 2 kelimeyi duymayı beklemek
-senin bölüm 2 mi 4 yıllık mı?
-bitirince ne olucan?
-koca buldun mu?gözünü aç oralarda!
-karne veriyolar mı?
-bitirince ne olucan?
-koca buldun mu?gözünü aç oralarda!
-karne veriyolar mı?
asimilasyon...
zarın işlevi ergenlik çağı gelip,genital organlar kıllanmaya başlayacağı zamana kadar rahime dışarıdan gelebilecek mikropları engellemek içindir. vücudumuzdaki kıllar laf olsun diye değil bazı amaçlar uğruna vardır.mesela kol altındakiler ciğerler giden yolu korumak için vardır.fakat tarih boyunca kadın erkek arasında hep bir iktidar savaşı olduğundan ve erkeğinde kadınında bu savası aynı yolla kazandığından bu zara önem atfedilmiştir. erkekler kadına cinselliği kullarak baskı yapmışlar,kadınlarda cinsellikleri sayesinde erkekleri kendine kul etmişlerdir.insanın başlangıcı cinselliktir.bu kadar basit bakmamak lazım.
dans etmeyi erkekliğin şanına ve delikanlılık kitabına uyduramayacakları için dans etmeyi reddeden erkek tipi. sadece çökertme,harmandalı gibi ağır abi oyunlarında sahneye teşrif ederler.yanındaki kız gece boyu içi kıpır kıpırken yanında oturmuş,sıkılmış umurları olmaz. kendileri dans etmediği gibi sen yalnız dans etmeye kalksanda ortalığı ayağa kaldırılar.eğlenceli geçecek bir geceyi sıkıntıyla bitirmene neden olurlar.pistte sarmaş dolaş dans edenleri görüp heveslenir ama hevesin kursağında kalmış bir biçimde geri dönmenize sebeb olurlar.
sarılmak,cilveleşmek,nazlanmak,partneri tekrar azdırmaya çalışmak,çikolata yemek,sigara içmek,alakasız konulardan konuşup sevgilinin ağızından sevişmenin rehavetiyle laf almak...
er kişi erkekliğini hesap ödeyerek göstermek yolunu seçtiğinden ve kavga etmeden bir mekandan çıkmak için hatun kişinin seçtiği yol.
türkiyede nedense ergenlik çağına kadar bir ölçüde gerçekleşen baba kız ilişkisi adet kanaması ile birden bitiverir.baba artık bir yabancıymışcasına kızı ile ilgili önemli konuları kızı ile"yüz göz olmasın" diye anne ile halleder. yıllar geçer baba kızı ile sadece " nasılsın,iş/okul nasıl gidiyo?bugün ne yaptın?"gibi suya sabuna dokunmayan konularda konuşurlar.kız babaya hasret bir biçimde evlenir gider. ya da kız baba ile olan bu kopukluğu hissettikçe hırçınlaşır ve babaya içten içe diş bilemeye başlar. babadan nefret etme boyutuna gelir. babanın her hareketi batar. ve babanın kızılan tüm davranışlarına ,hareketlerine sahip bir erkek bulur ve onunla evlenir. baba ise duygularını açıklayamamanın verdiği hüzünle kızına ya içki içip çakır keyif olduğunda ya da mezuniyet,düğün gibi anlamlı günlerde sarılır,onu öper.filmin sonu mezar taşı başında kızın "ah baba ne olurdu daha yakın olabilseydik"feryatları ile son bulur. bu son da bilinmesine rağmen hep tekrar edilir. her kadının içinde yara olarak kalan ,yıllar sonra dile getirilebilen hadisedir.
diziden sonra sokakta da sıklıkla görmeye başladığımız,hayal olması gereken ama milletce kan,can katarak somutlaştırdığımız kahraman.
öpüşülecek güzel bir mekan;heyecanlı ve gizli...
abla,abi ya da kardeşe sahip olmamak bir çok insana göre oldukça avantajlıymış gibi gelse de gerçek öyle değildir. anne ve babanın başka tutunacakları dal olmadığından tüm ilgi,alaka ve imkanlar sizedir. bu cümle de kulağa hoş gelse de kazın ayağı da öyle değildir. bu durum kafayı yedirtecek düzeye getirir sizi. çünkü kaçacak yeriniz yoktur. herşeyinizi bilirler ve herşeyinizi planlarlar.annenizin abartılı bir kollama güdüsüne kurban gider tek başınıza hiç birşey yapamaz hale gelirsiniz.hep onlara bağlı olmanızı isterler.onlara tek torun verme sansı sizsinizdir ve bunu hep belirtirler.tek çocuk olarak hayatınızın büyük kısmı yalnız geçmiştir.evde yaşıtınız biri olmadığından hayatınızdaki tün arkadaşlarınızı kardeş diye nitelersiniz.paylaşmayı bilmezsiniz. "hep bana"cısınızdır bu durum sevgilinizle aranızda sorun oluşturur.hakkınızı savunamazsınız çünkü hiç savunmanız gerekmemiştir.etraftan "şımarık" damgasını çoktan yemişsinizdir.evlenirsem bissürü çocuk yapıcam dersiniz ama çocuklu bir ortamda geçen 1 günün sonunda bu kalabalığa dayanamaz evlenmekten bile vazgeçersiniz.etrafınızdaki abla-kardeş,abi-kardeş ilşkilerine özenir,dertleşecek birinin her an yanında olmasını arzu edersiniz.
a grubu için bu sene sınav açılıyo mu? bilen varsa lütfen ::::
etrafı parçalamak,gayet sevimli kız modeliyken birden etrafa açılmadık küfürlerle saldırmak,haykıra haykıra ağlayarak kusmak yaşamın her anından acı duymak...ve tüm bunlar olurken aklını koruyabilmek...
hayatın kötü giden akışında önceleri var olan iyimser bakışların giderek yok olması ile insanın varlığının kendine çok gelmesi.
hayat bu kadar zor olmak zorundamıydı?
almanlarda 2.dünya savaşında bu yöntemle kitap ciltlemişler.
yaşlanmak,ailenin büyümesi...
okul yıllarında adı "dört göz" olarak değişen metal,kemik alet.
kadınların yapı itibari ile daha duygusal olmalarından dolayı her genç kızın ergenlik döneminde şairlik tutkusu kabarır.ama asıl şairlik insanın içinde olan bişeydir ve bunun kadın erkek diye sınıflandırılmaması gerektiğini düşünüyorum. bu sanatsal duyuların baskın olmasıyla ortaya çıkar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?