kafaya takılacak iş değildir.
türban
sözlükte üzerine yazılan yazıları okurken farkında olmadan tırnaklarımı yemeye basladıgım inanc unsuru.bu kadar rahat,bu kadar tek taraflı ve hatta hakaret iceren yorumların olmasını, burada tam anlamıyla konuya muhatap birilerinin olmayısına baglamak ve hüsn-ü zan da bulunmak istiyorum.akl-ı selim türk insanı bilirki icinde yasadıgı toplumun önemli bir dini gecmişi vardır.etkilerini yok saymak mı?körlük evet.gözden kacırılmaması gereken bir sey daha var ki o da şu:birilerinin dini baskı dedigi o şey-baskı haline gelisini ya da getirilisini birazdan irdeleyecegim-bugün bu ülkeyi ayakta tutan pek cok duygunun kaynagıdır.bu kaynagı örselemeye ya da hice saymaya kalktıgınızda bugün bu ülkeyi bir bütün yapan degerlerin köküne kibrit suyu dökersiniz.ha evet türkiye cumhuriyeti laik,demokratik,sosyal bir hukuk devleti.amenna.ama sayılan bütün bu unsurları işinize geldiginde bir tarafından işinize gelmediginde öbür tarafından yorumlarsanız,kimse kusura bakmasın,bu kisisel bir ahlak sorunudur ve böyle bir problemi varsa bir insanın zaten ne anlatsak boş.o kadar ön yargılı,o kadar tek taraflı bakacak ki olaya,söylenenlerin hepsi deli sacması gibi gelecek.yıllardır temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp gündeme getirilen bu konu,samimi gerekcelerle örtünen muhatapları tarafından şaşkınlıkla izlenmektedir,biline.başörtüsü takan bayanların samimiyetlerini sorgulamak kimsenin haddi degil.eger gercek sebep sadece ve sadece bir buyruk ise,bu kul ve allah arasında.buyruk açık ve nettir.hakkında yapılan yorumlar,cıkarımlar sahsi görüslerden baska hic bir sey degildir.örtünmek tavrını ortaya koymus bir kadının asıl amacı tabiki allahın emridir.ha bu ülkede,eşini,kızını,kendisinde allah buyrugunu yerine getirmek konusunda hic bir pratik yokken, örtünmeye zorlayan insanlar yok mu?tabi ki var.baska bir baslıga da konu olan makyaj yapan,dar giyinen,sevgilisiyle samimi pozlar veren ama önemsiz bir ayrıntı olarak mecburen başörtüsü takan ablalar işte bu adamların kızları.bu grubun dısında kalan,kıyafetlerini,durusunu sadece ve sadece kendi iradesiyle belirleyen ve bu iradenin kaynagına bir allah emrini koyan,samimi insanlarla az önce bahsi gecen grubun,laf salatası yapmak maksadıyla durmadan karıstırılması hatta aynı saf’ ta görülmesi sadece aymazlıktır,gözleri gercege kapamaktır.islam dini,inanmak konusunda hic kimseyi hic bir şeye icbar etmemiştir.dinin özünde olmadıgı halde bunu yapan birilerini,geriye kalan samimi insanlarla lütfen bir tutmayın.insan inancı ve bu dogrultuda şekillenen tavırlarıyla bir bütündür.iki unsur arasında bir celiski,ters düsen bir durum varsa,bunu kişinin ikilemde olusuna degil de,inanılan akideye baglamak insafsızlıktır.
hiçbir dini değer ile bağdaştıralamayacak, başından beri ideolojik bir simge olarak kullanılan örtü.
prof. dr. toktamış ateşin, 25 eylül 2007 bugün gazetesindeki köse yazisindan alintidir:
"ve sonunda, ihsan doğramacının pırıltılı zekası, (kendince) bir çözüm yolu buldu. 10 mayıs 1984 tarih ve 35.527 sayıyla yayınlanan yök çoğunluk kararına göre; başörtüsü kullanmanın, etkin bir biçimde engellenmesi gereği üzerinde duruluyor, "ancak, modern bir şekilde türban kullanılabileceği görüşü..." dile getiriliyordu.
türban; kalın kumaş ya da ince deriden yapılan ve kenarları büzgülü, bir tür "şapka" dır. fakat bir gün sonra başörtünün adı türban oluverdi... başörtüsünün, değişik bağlanma biçimleri vardır. fakat nasıl bağlanırsa bağlansın, bunun adı başörtüsüdür. "türban", sayın doğramacı ve yökün, 10 mayıs 1984 tarihinde uydurdukları bir yalandan başka bir şey değildir"
not: türbanı asıl kimlerin siyasileştirdiğini bilmeyen, her fırsatta türban ile baş örtüsü arasındaki farkları sıralamaya azmetmiş, bazı kişilerin bilgisine sunulur.
"ve sonunda, ihsan doğramacının pırıltılı zekası, (kendince) bir çözüm yolu buldu. 10 mayıs 1984 tarih ve 35.527 sayıyla yayınlanan yök çoğunluk kararına göre; başörtüsü kullanmanın, etkin bir biçimde engellenmesi gereği üzerinde duruluyor, "ancak, modern bir şekilde türban kullanılabileceği görüşü..." dile getiriliyordu.
türban; kalın kumaş ya da ince deriden yapılan ve kenarları büzgülü, bir tür "şapka" dır. fakat bir gün sonra başörtünün adı türban oluverdi... başörtüsünün, değişik bağlanma biçimleri vardır. fakat nasıl bağlanırsa bağlansın, bunun adı başörtüsüdür. "türban", sayın doğramacı ve yökün, 10 mayıs 1984 tarihinde uydurdukları bir yalandan başka bir şey değildir"
not: türbanı asıl kimlerin siyasileştirdiğini bilmeyen, her fırsatta türban ile baş örtüsü arasındaki farkları sıralamaya azmetmiş, bazı kişilerin bilgisine sunulur.
bayanların başlarını örtmek için kullandıkları bir eşarp türü. yaklaşık 20-25 sene süren ve hala çözülememiş başörtüsü yasağının baş kahramanı. bir metrekareye yakın bir alanı olan ve bazı zihniyetlerin beyinlerinin alamadığı kadar geniş bir anlam taşıyan bez parçası. demokratik bir ülke olduğumuzu, laik olduğumuzu savunup fasist dayatmalarla insanları inandıkları gibi yaşamak ya da okula gitmek, çalışmak gibi hakları arasında seçim yapmaya zorlanmalarına sebep olan dünyanın en pahalı kumaşı. bazı siyasilerin hırsları yüzünden ettikleri sözlerle siyasi simge sayılmaya başlanan zavallı bez parçası.
siyasal islamin özgürlük adi altinda pompalamaya calistigi siyasal imge.
bugünlerde büyük biraderin etkili isimlerinden holbrooke kisisinin bir yerinden uydurmasiyla nitelendirilen malezya örnegiyle beraber alevlenen mahalle baskisi tartismalarindan sonra malezya hakkinda yapilmis yazi dizilerini okuyunca nasilda özgürlükten ziyade cocuk yastaki ufacik kizlarin bastildigini saskinlikla ögrenmistim. daha saf olan sirf alissinlar, bedenleri egitilsin diye okulda zorla oruc tutturulan, bez parcalariyla namuslar örüttürülen körpeler bizde de yavas yavas miting alanlarina sürülmeye baslandi.
antalya’da yapilmis olan mitingde 6 yasindaki cocuk sarmalanip daha anlamini bile bilmedigi pankartlarla dolastirilmis. bebenin tasidigi slogan ise ilginc:
"başörtüsüne koşulsuz, sınırsız özgürlük".
siyasal islam’in amaca ulasana kadar yapacagi her türlü pislik özgürlük kisvesi adi altinda yürütülürken, bu özgürlük tanimi disinda kalanlar baski unsurunda ögütülecekken nitelik olarak yönlendirilmis kitlelerin nasilda özgürlügü baskiya dönüstüreceginin görüleceginin günleri yakindir.
birileri sirf bu özgürlük samatasinin üzerinden ceplerini doldurarak ciplerine binerken, bazilari ise mevkilerini karsitligiyla saglamlastirirkan bizlere düsen ise 3. dünya ülkeleri arasindaki konumumuzu saglamlastirmak olacak.
yalan dolanla gelinebilecek nokta ise ancak ve ancak demokrasiye yeni gecmis ülkeler arasinda büyük biraderin telkinleriyle güya misallanmis bizler olarak göt yalamaktan ötesi olmayacak.
türban dedigimiz tabiatinda kadinin kapatilip, erkegin pis bakislarindan yalanciktan korundurulmasi olan ise öteki dünyalar kesfedildiginde uzayda ilk oruc tutan malezyalının sapsalligi gibi hadi canim sende olacak. arada kaynayanlar ise voleyi vuran gemicik satin almis simsarlar olacak.
erkek dayatir, kadin uygular degismyecek. adaletli oldugu öne sürülen din ise ancak ve ancak tarihin gri sayfalarinda yerini alicaktir dünyaya meteor carpmadikca, küresel isinma nükleer zimbirtilariyla bizleri yakmadikca ya da delinin birinin ölümcül bir virüs gelistirmedikce.
http://www.milliyet.com.tr/2007/10/06/son/sonsiy38.asp
bugünlerde büyük biraderin etkili isimlerinden holbrooke kisisinin bir yerinden uydurmasiyla nitelendirilen malezya örnegiyle beraber alevlenen mahalle baskisi tartismalarindan sonra malezya hakkinda yapilmis yazi dizilerini okuyunca nasilda özgürlükten ziyade cocuk yastaki ufacik kizlarin bastildigini saskinlikla ögrenmistim. daha saf olan sirf alissinlar, bedenleri egitilsin diye okulda zorla oruc tutturulan, bez parcalariyla namuslar örüttürülen körpeler bizde de yavas yavas miting alanlarina sürülmeye baslandi.
antalya’da yapilmis olan mitingde 6 yasindaki cocuk sarmalanip daha anlamini bile bilmedigi pankartlarla dolastirilmis. bebenin tasidigi slogan ise ilginc:
"başörtüsüne koşulsuz, sınırsız özgürlük".
siyasal islam’in amaca ulasana kadar yapacagi her türlü pislik özgürlük kisvesi adi altinda yürütülürken, bu özgürlük tanimi disinda kalanlar baski unsurunda ögütülecekken nitelik olarak yönlendirilmis kitlelerin nasilda özgürlügü baskiya dönüstüreceginin görüleceginin günleri yakindir.
birileri sirf bu özgürlük samatasinin üzerinden ceplerini doldurarak ciplerine binerken, bazilari ise mevkilerini karsitligiyla saglamlastirirkan bizlere düsen ise 3. dünya ülkeleri arasindaki konumumuzu saglamlastirmak olacak.
yalan dolanla gelinebilecek nokta ise ancak ve ancak demokrasiye yeni gecmis ülkeler arasinda büyük biraderin telkinleriyle güya misallanmis bizler olarak göt yalamaktan ötesi olmayacak.
türban dedigimiz tabiatinda kadinin kapatilip, erkegin pis bakislarindan yalanciktan korundurulmasi olan ise öteki dünyalar kesfedildiginde uzayda ilk oruc tutan malezyalının sapsalligi gibi hadi canim sende olacak. arada kaynayanlar ise voleyi vuran gemicik satin almis simsarlar olacak.
erkek dayatir, kadin uygular degismyecek. adaletli oldugu öne sürülen din ise ancak ve ancak tarihin gri sayfalarinda yerini alicaktir dünyaya meteor carpmadikca, küresel isinma nükleer zimbirtilariyla bizleri yakmadikca ya da delinin birinin ölümcül bir virüs gelistirmedikce.
http://www.milliyet.com.tr/2007/10/06/son/sonsiy38.asp
anadolu ile hiçbir ilgisi olmayan örtünme biçimi. çağdaş türk kadını na yakıştıramadığım arap özentiliği. radikal islam ideolojilerini topluma dayatmak için kadınların kullanılması. bundan habersiz ve sadece bu benim özgürlüğüm diye kapananlar, keşke saçlarının rüzgarda dalgalanma özgürlüklerinin de farkında olsalar.
insanları kategorize etme aparatı. eğer türbanınız varsa, ne olduğunuz/nasıl olduğunuz önemli değil, siz de onlardansınız ve her şeyin en iyisini hakediyorsunuz. ha türban takmıyorsanız, ne kadar mükemmel olursanız olun, kötü, çirkin, pissiniz. cehennemde yanacaksınız.
türban böyle lanet, böyle baş belası bir örtünme biçimi işte.
kötüleme editi: kimse türbanı ve türbanlıları sevmek zorunda değil, aynen türbanlıların da türbansızları sevmedikleri ve sevmek zorunda olmadıkları gibi...
ama algı ve zeka olayı bu.
türban böyle lanet, böyle baş belası bir örtünme biçimi işte.
kötüleme editi: kimse türbanı ve türbanlıları sevmek zorunda değil, aynen türbanlıların da türbansızları sevmedikleri ve sevmek zorunda olmadıkları gibi...
ama algı ve zeka olayı bu.
ayri uclarda fanatizme ve dogmatizme yer verilmis toplumlarda siddetle karis cikilan (uclardan biri tarafindan) bir cesit kumas, giysi, ortu, adet ya da simgedir.
ömrümüm yarisinda bile degilim fakat artik bu türban muhabbetleri beni iyice sikmaya basladi. bir daha türban duyarsam kusacagim artik. bir-iki siyasetçinin bok yemesi yüzünden halkin birbirine girmesi artik iyice baydi beni.
çözülsünde nasil çözülürse çözülsün artik umurumda degil. en azindan bir sonraki seçimde adi anilmaz olur. sag-sol diye birbirimizi yedik bitmedik... türk-kürt dediler, alevi-sünni dediler yine yiyip bitiremedik birbirimizi... simdi bir de laikçi-seriatçi çikarmayin basimiza.
çözülsünde nasil çözülürse çözülsün artik umurumda degil. en azindan bir sonraki seçimde adi anilmaz olur. sag-sol diye birbirimizi yedik bitmedik... türk-kürt dediler, alevi-sünni dediler yine yiyip bitiremedik birbirimizi... simdi bir de laikçi-seriatçi çikarmayin basimiza.
mhp ve akp bu konuda mutabakata varmı$lardır, anayasaya türban ile alakalı bir madde konulacak ve üniversitelerde serbestçe türban takılabilecek.
bu serbestligin üniversite dı$ına sıçrayacagı dü$ünülüyor...
bu durumda atatürkün bizzat koydurdugu kılık kıyafet ile alakalı madde de çıkarılacak. malum çeli$kili maddeler olmamalı.
vatana millete hayırlısı olsun. sözün bittigi yerler vardır, bu da o zamanlardan biridir.
bu serbestligin üniversite dı$ına sıçrayacagı dü$ünülüyor...
bu durumda atatürkün bizzat koydurdugu kılık kıyafet ile alakalı madde de çıkarılacak. malum çeli$kili maddeler olmamalı.
vatana millete hayırlısı olsun. sözün bittigi yerler vardır, bu da o zamanlardan biridir.
"""""
"""""""
"""""""
"""""""
"""""""
keske okur yazar olabilseydim de turban takarak cahil cuhela olmasaydim diyecek insanlarin oy pusulalarina sevincle yukaridaki gibi parmak basmalari sonucu takilabilen bir simge/sembol hem dini hem siyasi tak cikarli oynar baslikli sey.
sozde aydin insanlarin da nasyonalist takilip liberallikten uzak durmalari benim degerlerimi paylasmiyorsa cahildir diye nitelendirdikleri insanlarin kullandiklari obje,genellemelere maruz kalan kitle ama cahil olduklari icin mazur gorulen fakat asagilanan zumre.
meselenin ozgurlukler meselesi,mozaik olarak bir arada yasayabilme,tahammul edebilme,farkliliklardan zevk alabilmek,ifade ve fikir ozgurlugune inanmak,bu tanimin gerekliligin sadece kendimiz icin gecerli olmadigini gorememek sonucu insanlari yaftalamak hatta asagilamak olan ve bundan sadistce zevk almak insanlar doguran bir ulkede takilmamasi gereken bir simge/dini gereklilik/aksesuar.
sozum ilerici okuma yazma bilen cahil cuhela olmayan sozde aydinlarimiza...amina koyiim sizin samimiyetinizin,amina koyiim sizin zihniyetinizin,amina koyiim orumcek kafaliliginizin,amina koyiim sizin ozgurlukculugunuzun,amina koyiim sizin demokratliginizin,amina koyiim sizin adilliginizin,amina koyiim sizin kardesliginizin,amina koyiim korkularinizin sonucta korktuklarinizdan bir farkiniz kalmadigi icin..
"""""""
"""""""
"""""""
"""""""
keske okur yazar olabilseydim de turban takarak cahil cuhela olmasaydim diyecek insanlarin oy pusulalarina sevincle yukaridaki gibi parmak basmalari sonucu takilabilen bir simge/sembol hem dini hem siyasi tak cikarli oynar baslikli sey.
sozde aydin insanlarin da nasyonalist takilip liberallikten uzak durmalari benim degerlerimi paylasmiyorsa cahildir diye nitelendirdikleri insanlarin kullandiklari obje,genellemelere maruz kalan kitle ama cahil olduklari icin mazur gorulen fakat asagilanan zumre.
meselenin ozgurlukler meselesi,mozaik olarak bir arada yasayabilme,tahammul edebilme,farkliliklardan zevk alabilmek,ifade ve fikir ozgurlugune inanmak,bu tanimin gerekliligin sadece kendimiz icin gecerli olmadigini gorememek sonucu insanlari yaftalamak hatta asagilamak olan ve bundan sadistce zevk almak insanlar doguran bir ulkede takilmamasi gereken bir simge/dini gereklilik/aksesuar.
sozum ilerici okuma yazma bilen cahil cuhela olmayan sozde aydinlarimiza...amina koyiim sizin samimiyetinizin,amina koyiim sizin zihniyetinizin,amina koyiim orumcek kafaliliginizin,amina koyiim sizin ozgurlukculugunuzun,amina koyiim sizin demokratliginizin,amina koyiim sizin adilliginizin,amina koyiim sizin kardesliginizin,amina koyiim korkularinizin sonucta korktuklarinizdan bir farkiniz kalmadigi icin..
türbana özgürlük çok iyi olmuş. demokratik bir açılım açısından takdire şayan...
hiçkimse kıyafeti dolayısıyla eğitim-öğrenim hakkından mahrum edilemez.
ve ben de siyah bir kuvvacı kalpağı gideceğim okula bugünden tezi yok.
giydiğim kalpak dolayısıyla eğitim hakkından mahrum edileceksem ben böyle demokratik açılımın amına koyayım afedersiniz.
hiçkimse kıyafeti dolayısıyla eğitim-öğrenim hakkından mahrum edilemez.
ve ben de siyah bir kuvvacı kalpağı gideceğim okula bugünden tezi yok.
giydiğim kalpak dolayısıyla eğitim hakkından mahrum edileceksem ben böyle demokratik açılımın amına koyayım afedersiniz.
sessiz çoğunluğun ‘tedirgin edilen objesi’.
suskun kaldıkça ‘ezilen’, ezildikçe ‘dikleşen’ nesnesi.
birileri adıma ‘velev ki siyasi simge’ diyerek, ötekileri ‘dayatma’ benzetmesi yaparak güç aldı benden.
‘çoğunluk-azınlık’ kavgasının ana teması haline getirilmeye çalışılan ‘dini emir’.
yüzde yetmişin serbestlik istediği, yüzde otuzların ‘direnç noktası’.
gün oldu üniversitede kapı önünde bekleyen bir genç kız olarak çıktım karşınıza.
zaman oldu beyazıt meydanında eylem yapan anne kucağındaki küçük bir bebek oldum.
herkesin bitti dediği noktada bir üniversitenin avlusunda hayalleri sönen bir genç kızın gözyaşları olarak düştüm yerlere.
asya’dan avrupa’ya el ele tutuşup boğaz köprüsünün geçildiği kıtaların birleştiği nokta oldum bazen.
an geldi ellerine kelepçeler vurularak, zorla polis arabalarına bindirilen genç bir kızın edasına büründüm.
siyasi parti oldum iktidara yürürken muhalefete de malzeme oldum. siyasetin tutunacak, sığınacak ve direnecek dalı oldum.
kısacası ak parti, chp, mhp, dyp… oldum olmasına da, bir türban olamadım.
benim adım türban; sessiz çoğunluğun tedirginliğinin ‘inat objesi’.
bilmeyenlerin korkusu, bilenlerin ise sadece başörtüsü.
benim adım türban; sakarya’dan, van’dan, istanbul’dan, ardahan’dan, izmir’den ayak bastığınız her noktadan hatırlanan meydanlar verdi bana adımı.
kemal alemdaroğlu’nun diline üniversitelerde serbest bırakılırsam ‘türkiye’nin cehennemi’ olarak takıldım.
chpnin ‘muhalif duruş’ ilhamı, iktidara karşı kozu oldum.
benim adım türban; anayasal değişikliklerin, anayasa çatışmasının baş sebebi benim.
üniversitelerde serbest bırakılmam için anketlerin hepsi ben oldum son zamanlarda.
o oldum, bu oldum ama muhaliflerin gözünde hiçbir zaman ‘türban’ olup kendim olamadım.(alıntı)
suskun kaldıkça ‘ezilen’, ezildikçe ‘dikleşen’ nesnesi.
birileri adıma ‘velev ki siyasi simge’ diyerek, ötekileri ‘dayatma’ benzetmesi yaparak güç aldı benden.
‘çoğunluk-azınlık’ kavgasının ana teması haline getirilmeye çalışılan ‘dini emir’.
yüzde yetmişin serbestlik istediği, yüzde otuzların ‘direnç noktası’.
gün oldu üniversitede kapı önünde bekleyen bir genç kız olarak çıktım karşınıza.
zaman oldu beyazıt meydanında eylem yapan anne kucağındaki küçük bir bebek oldum.
herkesin bitti dediği noktada bir üniversitenin avlusunda hayalleri sönen bir genç kızın gözyaşları olarak düştüm yerlere.
asya’dan avrupa’ya el ele tutuşup boğaz köprüsünün geçildiği kıtaların birleştiği nokta oldum bazen.
an geldi ellerine kelepçeler vurularak, zorla polis arabalarına bindirilen genç bir kızın edasına büründüm.
siyasi parti oldum iktidara yürürken muhalefete de malzeme oldum. siyasetin tutunacak, sığınacak ve direnecek dalı oldum.
kısacası ak parti, chp, mhp, dyp… oldum olmasına da, bir türban olamadım.
benim adım türban; sessiz çoğunluğun tedirginliğinin ‘inat objesi’.
bilmeyenlerin korkusu, bilenlerin ise sadece başörtüsü.
benim adım türban; sakarya’dan, van’dan, istanbul’dan, ardahan’dan, izmir’den ayak bastığınız her noktadan hatırlanan meydanlar verdi bana adımı.
kemal alemdaroğlu’nun diline üniversitelerde serbest bırakılırsam ‘türkiye’nin cehennemi’ olarak takıldım.
chpnin ‘muhalif duruş’ ilhamı, iktidara karşı kozu oldum.
benim adım türban; anayasal değişikliklerin, anayasa çatışmasının baş sebebi benim.
üniversitelerde serbest bırakılmam için anketlerin hepsi ben oldum son zamanlarda.
o oldum, bu oldum ama muhaliflerin gözünde hiçbir zaman ‘türban’ olup kendim olamadım.(alıntı)
pazartesi günü mecliste alınması beklenen kararla üniversitelerede girecek olan kimine göre siyasi bir simge kimine göre dinin şartı..anayasada yapılacak değişiklerle üniversitelerde öğrencilerin takması serbest hale gelecek ama bu karar öğretmenleri kapsamayacak..şimdi merak edilen şu.anayasanın okullarda kılık kıyafeti belirleyen maddesinde türbanın bir tanımı yapılıp sadece türbanamı serbestlik getirilecek yoksa kıyafet serbestligi halinemi gelecek..eğer kıyafet serbestligi haline gelirse bu kara çarşafıda cübbeyide kapsar..
kortugum şudur ki yarın bugün bu üniversitelerden liseye ordan ilk okula en sonundada devlet memurundan öğretim görevlilerine kadar cıkıcak.zaten sadece üniversitede serbest olursa yarın bu gün ordan mezun olan türbanlı oğrenci ben okulumu böyle okudum meslegimide böyle yapmak istiyorum derse ozaman ne olacak..bir türbanlı oğrenci doktor oldu diyelim..meslek hayatında türbanlı bu bayan ben erkek hastaya bakmam derse ne diyeceksin..yada ben öğrenciyken türban taktım öğretmenken niye takmıyorum derse..yada türbana izin verdikten sonra kara çarşaflı cübbeli cıkıp onu serbest bırakıyorsun bunu niye bırakmıyosun derse..
amerikada kıyık kıyafet serbest bak orda oluyomu ordada müslüman var diyolar..orda herkez istedigi gibi diyolar..ama orda mahalle baskısı denilen şey yok..demokrasi adına güzel bi adım ama bunun sonunun din devletine gitmesinden korkarım..
kortugum şudur ki yarın bugün bu üniversitelerden liseye ordan ilk okula en sonundada devlet memurundan öğretim görevlilerine kadar cıkıcak.zaten sadece üniversitede serbest olursa yarın bu gün ordan mezun olan türbanlı oğrenci ben okulumu böyle okudum meslegimide böyle yapmak istiyorum derse ozaman ne olacak..bir türbanlı oğrenci doktor oldu diyelim..meslek hayatında türbanlı bu bayan ben erkek hastaya bakmam derse ne diyeceksin..yada ben öğrenciyken türban taktım öğretmenken niye takmıyorum derse..yada türbana izin verdikten sonra kara çarşaflı cübbeli cıkıp onu serbest bırakıyorsun bunu niye bırakmıyosun derse..
amerikada kıyık kıyafet serbest bak orda oluyomu ordada müslüman var diyolar..orda herkez istedigi gibi diyolar..ama orda mahalle baskısı denilen şey yok..demokrasi adına güzel bi adım ama bunun sonunun din devletine gitmesinden korkarım..
(bkz: türban şoray)
seçimlerden önce ve her alanda türkiye cumhuriyeti laik demokratik sosyal bir hukuk devletidir diyerek nutuk atmayı bilen partinin şimdilerde dini simgeyi devlet alanlarına taşımaya planlamaları şaşırtıcıdır.laikliği çiğnemekte söyledikleriyle çarpışmaktadır.
türban türklerin özünde yoktur,türklerde başörtüsü vardır buda bizim örf,adet,gelenek ve göreneğimizdendir.türban bize araplardan gelen yabancı bir simgedir.nasıl dilimize yabancı kelimeleri sokmamak istiyorsak türbanıda sokmamalıyız,yabancılaşmamalıyız.
tamamen ülkede kaos ortamı yaratmayı başaranlara sesleniyorum;
o halde kuran kurslarında da mustafa kemal portreleri yer alsın...
yapmayın ülkeyi yabancılaştırmayalım.kapanacaksak başörtüsü kullanın ama örflerimize yabancılaşmayalım.
türban türklerin özünde yoktur,türklerde başörtüsü vardır buda bizim örf,adet,gelenek ve göreneğimizdendir.türban bize araplardan gelen yabancı bir simgedir.nasıl dilimize yabancı kelimeleri sokmamak istiyorsak türbanıda sokmamalıyız,yabancılaşmamalıyız.
tamamen ülkede kaos ortamı yaratmayı başaranlara sesleniyorum;
o halde kuran kurslarında da mustafa kemal portreleri yer alsın...
yapmayın ülkeyi yabancılaştırmayalım.kapanacaksak başörtüsü kullanın ama örflerimize yabancılaşmayalım.
takılınca, türkiyenin uzaya fırlattığı uzay gemilerinden(!) birinin kendisine takılacağına inanılan,aydın kişilerin sırf bu sebepten endişeli yaklaştığı 1 metre bez parçası.
ulu önder atatürk’ün kastamonu’da giydiği, çağdaşlığın ve devrimlerin simgesi olan “şapka”nın tam aksi yönünde, arap milliyetçiliğinin ve karşı devrimin simgesi olan “türban”ın üniversitelerimizde serbest bırakılma girişimi, atatürk’ten emanet aldığımız cumhuriyetimizi ayakta tutan temel direk olan laikliği yıkmaya yöneliktir.
sikici olmaya basladi mevzusu."demokrasi demokrasi" diye ortaligi inletirler, islerine gelmeyince ise yan cizerler! cogunluk ne diyor?! hah iste ,sus artik!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?