confessions

zywiec

- Yazar -

  1. toplam entry 43
  2. takipçi 3
  3. puan 3708

odtü

zywiec
ülkede darbe dönemlerinden kalan "aman yavrım sen siyasete heç garışma, derslerini gözelce ver gel" mantığı hakim olduğu için hakir görülen, zeka ortalaması ekseriyetle ülkeden yüksek olan gençleri barındıran güzide üniversitemizdir.

üniversite kurumu alan eğitiminin yanı sıra eleştirel düşünce yeteneğini vermekle de yükümlüdür, hatta temel amaçlarından biri budur. ot gibi adam yetiştiren okula üniversite denmez. bugün toplum tarafından "siyasi" diye yaftalanmasının tek sebebi vardır: eleştirel düşünebilen öğrencilere sahip olması. odtü'yü dünya üniversitesi yapmak mı istiyorsunuz? öğrencilerin siyasi kimliğini eleştirmek yerine diyanet işleri başkanlığına ayrılan yıllık bütçenin yüzde onunu o çocuklara verin, bakın nasıl da güzel dünya üniversitesi oluyorlar. nitekim "odtüyü yıkalım yerine üç tane üniversite yapalım" mantığına sahip bir ülkede bu pek de mümkün değildir.

buna rağmen öğrencisi biraz sinir bozucudur, sadece odtü'lü olmanın kendilerine ayrıcalık verdiğine inanan gereksiz marjinal bir kesim barındırır. odtü dışındaki üniversitelerde verilen eğitimi çöp, okuyan öğrencileri gerizekalı olarak gördükleri için odtülü olmayan kimseyle iletişim dahi kurmamak gibi saçma sapan bir adetleri vardır. yine de biz seviyoruz kendilerini.

edit: imla

neşet ertaş

zywiec
ulu gönüllü halk ozanı, anadolu halk ozanlığı kültürünün son gerçek temsilcisi idi bana göre. yeri öyle tanımlara sığacak gibi değildir gönlümde.

ne para pul, ne hayatta olmayan sevdiklerim, şu dünyada bir dilek hakkım olsa, neşet usta ile bir akşam oturup içmek isterdim. o çalsın söylesin, ben dinleyeyim, ne saygıda ne hizmette kusur etmeyeyim, ustam deyip kapanayım ayaklarına, ne güzel insansın sen, ne iyi ettin geldin şu fakiri kırmadın.

uyanıyorum sonra daldığım hayalden, iki damla yaş oluyor gözümde sazı sözü. onun göçtüğü dünyanın sonu çok uzak değildir herhalde diyorum kendi kendime.

bu akşam seni andım. ne güzel ne kalender insandın sen. huzur içinde yat neşet usta.

cumhuriyet'ten bu yana en iyi müfredat

zywiec
papaz eriğini imam eriğine çevirme makinesi icat eden öğrencileri daha da destekleyebilmek adına düzenlenmiş müfredat hakkındaki beyandır. çok yakında otomatik gusül uyarı sistemi, kendiliğinden açılan seccade, hurma çekirdeği çıkarma makinesi gibi müthiş icatlarla tanışmamızı sağlayacağını düşünüyorum ben.

televizyonun hayatımızdan çıkmaya başlaması

zywiec
her geçen gün daha da iyi farkına vardığım ve hiç şikayetçi olmadığım, bir zamanların fenomeni, üzerine kavgalar edilen, uğruna cezalar alınan televizyonun hayatımızdan yavaş yavaş çıkmaya başlaması durumudur.

eskiden diziler için işler erkenden bitirilir, çekirdek ile çay hazır edilir, aile bireyleri birkaç saatliğine ekrana kilitlenirdi. "koş koş başlıyor" cümlesini duymayalı yıllar oluyor belki de. bu sadece benim gözlemlediğim bir şey mi yoksa akıllı telefonlar tabletler derken televizyon izleme alışkanlığımız yok mu oldu?

pedofili infaz etmek

zywiec
eğitim sistemimizde sosyal bilimlerin eksikliğini bir kere daha göstermiş başlıktır. hakkında kimse atıp tutmakta bir sakınca görmediğine göre en kısa zamanda böbrek hastalarına kolanın içine leblebi koyup içmelerini, yatırım yapacaklara yüklü miktarda uganda şilini almalarını, fabrika sahiplerine de makine mühendislerini işten çıkarıp yerine makineye iki üç vurabilecek vasıfsız eleman almalarını tavsiye etmeye başlıyorum.

bakın ne yapalım. çevresine karşı agresif davranışlar gösterebilen (gayet adam da öldürebilirler) şizofreni hastaları hakkında çözüm odaklı çalışmaları durdurup hepsini asalım. ama yarın kendi çocuğunuza şizofreni teşhisi koyulursa ağlayıp sızlamak yok, devlet bir hafta içerisinde alacak, en kısa zamanda gaz odalarında infaz edecek.

pedofili şu an için psikoloji, sosyoloji, genetik gibi disiplinlerin araştırma konusudur, bu disiplinlere emek vermiyorsanız eğer, eleştirebileceğiniz tek şey mevcut hukuk sisteminin işleyişi ile alakalı bozukluklardır. bundan sadece bir asır önce, bugün oral antibiyotik tedavisiyle çözülebilecek kadar basit hastalıklara sahip insanların tecrit adalarında nasıl ölüme terk edildiklerini unutmamak lazım.

edit: imla

napıyorum ben

zywiec
çoğunlukla bilinçli geçen hayatımızın yoğun olduğumuz bazı zaman dilimlerinde bilinçsiz gibi gelmesi üzerine bir an durup kendimize sorduğumuz sorudur. nefes aldığının, gözlerini kırptığının farkına varmak gibidir.

15 temmuz anma törenlerinin bir hafta sürecek olması

zywiec
19 mayıs, 29 ekim gibi gerçekten kutlanması gereken günlerin aksine kamu güvenliği ve düzenini bozmak gibi aptal bahanelerle iptal edilmeyecektir. aksine yıllarca kendi besledikleri cemaatçilerin yarattığı gerçekliği meçhul bir darbeyi geçiştirmeyi, ölen o kadar insanın hatırasından bile utanmadan bayram gibi kutlayacaklardır. yıllardır milli bayramları kutlanmaktan erinen, gezi direnişini içten içe kıskanan siyasi muhafazakar kesime rahat rahat hülöğğ çekebilecekleri sahte bir gün verilmiştir çünkü. bokunu da çıkaracaklardır izleyin görün. (bkz: sen kutlama arap bokunu çıkarıyosun)

milletvekillerine sınav olsun

zywiec
sonuna kadar desteklediğim öneri. halihazırda milletvekillerinin %70'nin kalacağını, en düşük ortalamanın da hükümet kanadından çıkacağını düşünmekteyim hatta. sorular siyasi ideolojiler tarihi ve felsefe ağırlıklı olsun, araya genel kültür ve temel bilim soruları da eklensin. hayali bile çok güzel.

grey's anatomy

zywiec
6. sezona kadar izlediğim, okuduğum bölümün cerrahiyle uzaktan yakından alakası olmadığını fark edince kendisini house m.d. ile değiştirdiğim güzel bir medikal dizidir. gerçeklikten uzak olması sebebiyle aldığı eleştiriler ise haksız değildir. bir bölümde direğe saplanmış birini kurtarmışlardı. (bkz: yok artık ali sami)

enis sipahi

zywiec
geçen günlerde internette videosuna denk geldiğim, izleyince çok gurur duyduğum genç. geçmiş yıllarda tofaş altyapısında oynamış abilerini tanıdığım için onlara kıyasla kendini böyle iyi yetiştirebilmiş olması beni çok şaşırttı ve mutlu etti. yolu açık olsun.

sevgiliden geriye kalanlar

zywiec
birkaç güzel hatırayla soğuk günlerde ellerim çatlamasın diye aldığı el kremi. benim her zaman iyi hatırlayacağım şeyler kaldı ondan geriye. tabi onun aynı şekilde düşündüğünü sanmıyorum pek. çok mantıklı gerekçelere de sahip olsan terk eden taraf olduğun zaman bu pek mümkün olmuyor.

kremi kullanma alışkanlığım da yok zaten, gerçekten üşüyen birine versem iyi olacak. önümüzdeki kışa artık.

inançlı inançsızlar

zywiec
dinlerin kendisi tutarlı değil ki mensupları öyle olsun. bazısı bi evin etrafında dönüyor, bazısı haç olmayan odada uyuyamıyor, alkol günah diyip nargile içeni var, inekleri kutsal sayanı var, ne bileyim ibadete yoğunlaşmak için sessizlik yemini edeni bile var. insanlar doğdukları toplumun dinine mensup sayıldıkları ve onun kurallarıyla yetiştirildikleri için de inanmayan ama bunu kendine itiraf edemeyen garip bir grup ortaya çıkıyor.

yurtdışında yaşamak

zywiec
şu anda yapmakta olduğum eylem. ülkenin durumundan bağımsız olarak bu sene başında eğitim amaçlı geldim. bir aksilik olmazsa uzunca bir süre de buralardayım.

ne insanların düşündüğü kadar kolay, ne de anlatılageldiği kadar zordur.

gece verilen şehirlerarası otobüs molası

zywiec
özellikle öğrencilikte yapılan uzun otobüs yolculuklarında size yaşadığınızı hissettiren 10 dakikadır. muavinin mikrofonu ağzına sokup yaptığı anonsu duyunca horul horul uyuyanlara imrenerek otobüsten inersiniz. uykusuzluğa bir de gece ayazı eklenince bünye tam anlamıyla mala döner. bu gibi durumlarda mola yerinin bayat çayı ile bir dal sigara yakılması tavsiye olunur.

atatürk ilkelerini yavaş yavaş unutmak

zywiec
çok doğru olmakla birlikte önem teşkil etmediğini düşündüğüm tespittir. ben ilkokuldayken de sıkça unutulurdu bu 6 ilke, çünkü anlamını kavrayamayacağımız yaşta zorla ezberletilmeye çalışılıyordu. hiçbirimiz çatır çatır sayamazdık ama 30 kişilik o sınıftan da birkaç çürük elma hariç atatürk düşmanı çıkmamıştır. çünkü öğretmenimiz bunları zorla ezberletmek yerine zorla kitap okuturdu. küçük kara balık, martı jonathan livingston gibi şahane kitapları olan bir listemiz vardı, ebeveynlerimizden birisi kitap okuma formumuzu imzalardı her akşam, eğer okumadıysak azar işitirdik bir sürü.

demem o ki atatürk ilkelerini ezberlemek yerine ilkelerin içeriğini vermeliyiz çocuklarımıza. saygı duymayı, özgürlüğü, okumanın önemini ya da evrenselliği. atatürk sevgisi -bu ülkede sevilecek birkaç kişilikten biri olarak- temel düzey tarih dersinden sonra kendiliğinden gelecektir.

not:ben kısa sürede hatırladım bu arada, hayat bilgisi dersi sınavından nasıl korktuysam artık.

sapyoseksüellik

zywiec
henüz bilimsel bulgularla desteklenmemesine rağmen evrimsel açıdan çok da mantıksız bir yaklaşım değildir.

bunu değerlendirmeden önce bilmemiz gereken şey neredeyse tüm canlılarda eş seçiminin "iyi ve sağlıklı gen" üzerine kurulu olduğu, insanlarda sosyal monogami (tek eş ile çocukları beraber yetiştirme davranışı) ve çoğu zaman hipergami (üst sosyal statüden biriyle evlenme davranışı) kavramlarının varlığıdır. peki nedir bu iyi ve sağlıklı gen kavramı ? en basit üreme sistemlerinde "ben bu erkekten/dişiden ne kadar çocuk sahibi olabilirim ve bu çocukların hayatta kalma şansı ne kadar yüksek olur?" sorusunun cevabıdır. canlıların gelişmişliği arttıkça bu sistemin karışıklığı da artar. insan için bu iki sorunun cevabının yanı sıra sadakat veya sosyal statü, ekonomik durum gibi birçok faktör de önemlidir.

21. yüzyılda bizi hayatta tutan şey ise fiziksel güçten çok zekadır. ortalamaya göre daha zeki insanların iyi okullarda okuyup iyi bir kariyer sahibi olması dolayısıyla ekonomik ve sosyal statülerinin de iyi olması beklenir. bunlardan yola çıkarak zeki eş seçimine evrimleşmemiz hiç de büyük bir sürpriz olmayacaktır.

dahası zekayı eş seçiminde ölçüt olarak kullanan tek canlı insan da değildir. (bkz: çardak kuşu)

the longevity project

zywiec
uzun yaşamın sırları hakkında dr. howard friedman ve dr. leslie martin'in 1921 yılından beri süren bir deneye (the terman study of the gifted) ait verileri kullandığı 2011 tarihli, çok ilginç sonuçlara sahip bir analizdir. 1900-1925 yılları arasında doğmuş, california'da yaşayan, orta-üst gelir düzeyine mensup ve zeka seviyesi yüksek 1500 deneğin hayatına dair detaylı bilgiler takip edilmiş ve ölümlerinden sonra karşılaştırılmış.

iyimserliğin, sosyalliğin ve okula erken başlamanın yaşam süresiyle ters orantılı olduğu, evliliğin erkeğin ömrünü uzattığı ve kadının yaşam süresine etki etmediği, planlı ve disiplinli olmanın yaşam süresinde kolesterol ve tansiyondan daha etkili olduğu, evliliklerde erkek partnerin mutluluğunun iki tarafından da yaşam süresini arttırdığı gibi çok ilginç sonuçları vardır.
1 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol