confessions

tasarimharikasi

- Yazar -

  1. toplam entry 2723
  2. takipçi 1
  3. puan 40601

pink freud

tasarimharikasi
#1059574

bahsi geçen entry ile alakalı bir eleştiri getirmediğimi belirtip meramımı daha açık anlatayım.

zira "bu hatunun resmini görüp "ahaha çok çirkinmiş" diyen aynştaynların savunma mekanizmasından bahsetmek istiyorum."

derken kastettiğim kendisi değildi. herhangi bir sözlük entrysi de değildi açıkçası.

bir hareket ve onun sonrasında yaratılan durumun tespitini yaptım.



pink freud

tasarimharikasi
şimdi bu hatunun resmini görüp "ahaha çok çirkinmiş" diyen aynştaynların savunma mekanizmasından bahsetmek istiyorum.

orada burada bu kadının fotosunu gezdiren arkadaşlar gerekçe olarak; "o da fakirlerle onların 30 liralık gözlükleriyle ilk buluşmada sodexholarıyla hesap ödemesiyle dalga geçiyor, insanların sıfatını aşağılama sebebi olarak kullanıyor."

buraya kadar her şey sizin düşündüğünüz şekilde di mi?

bu hatunun kitabını da okumadım, twitter’da da takipçisi değilim. zira emmeli gömmeli sevişmeli çakışmalı ilişkilerle ilgili bazı şeyleri aştığımı düşünüyorum. bu ve bunun gibi hatunların verdiği sikimsonik tavsiyeleri sallamam hiçbir zaman.

gelelim aşağılama ve sıfatla alay etme mevzusuna.

bu hatun bu gerzeklikleri yaparak ününe ün parasına da para kattı diye, aynı şeyi ona yapma hakkını sana kim veriyor abicim? siz nerden ve nasıl bir torpille onun yaptığı dangalaklığın aynısını yapmayı "haklı" çıkarmaya çalışıyorsunuz?

bak hatunu savunmuyorum. o ayrı bi sığır eyvallah da, sana n’oluyor birader? onun yanlışının izinden gidip yediği bokun aynısını yiyerek meşrulaştırdığını mı sanıyorsun soytarılığını? sikerler.

sıfatla dalga geçen kişi eziktir abicim. pinke weissa bakmam ben. bu hatuna fazladan linç girişimi uygulanmasına haklı gerekçe üretenlerin zihnindeki şu: "sıfatı" ile taban tabana zıt bir özgüveni olması.

he yani çirkinse ölsün di mi?

alıcılarını yeni açacaklar için bi kez daha hatırlatıyorum. bu hatun sığırlığın dik alasını yapmış olabilir. ama sen ya da ben ortalama zekaya sahip herhangi bir fani kalkıp "nasılsa fakirler ölsün tipsizler yaşamasın didi bu aa bak çirkinmiş o zaman o da ölsün" saçmalığını haklı çıkaramaz.

şahan gökbakar

tasarimharikasi
yaptığı işlerin üst düzey sinematografik unsurlarla karşılaştırılmaması gereken kişi. bu tür filmlerin alıcısı bellidir, sinemada "piyasa" zihniyetinin o parayı döndürmesi kısmen de olsa bir canlılık yaratır. insanları sinemaya yaklaştıracak etkenleri ve dinamikleri kullanan yönetmenlerin zaten gişe ve popülerlik kaygısı olmadığından "neden şahan’ın filmleri milyonlarca kişi tarafından izleniyürrr" çığırtkanlığı yapmak mantıklı değil.

fethullah gülen terörü onleyici bir unsurdur

tasarimharikasi
terör tanımını devlet merkezli yapan kişilerin yanlışa düştükleri konudur.

fethullah gülen konum itibariyle de durum itibariyle de terörü finanse edebilecek ya da yönetebilecek yapıya sahip değildir. çünkü bu mesele onun alanı değildir. terör kavramı cia-nato güdümündeki iktidarların konusudur türkiye’de. özalından rtesine kadar onca hükümet gördü bu ülke ve allahaşkına söyleyin: fethullah gülen abd’ye sepetlenmeden evvel terör ayyuka çıkmış mıydı çıkmamış mıydı?

cfr ajanları bu tezi savunabilirler geçiniz. onlara göre rte ortadoğu’daki demokratik mücadelelerin(!) devam etmesinde benzersiz bir güç. ben de cfr’nin fahri kankası olsam beni de överlerdi.

fethullah güleni günahım kadar sevmiyorum ancak terör olgusu devletler ve devletler üstü güçlerin planladığı bir dezenformasyonun ürünüdür. tek başına isimlere ya da kıytırık oluşumlara, silahlı örgütlere ihale edilecek bir olay değildir.

michael sikkofield

tasarimharikasi
ilginç bir insan. ilginçliği sadece yazdığı şeyler değil elbette. anlatım tarzı, dili. samimi olduğundan eminim. şu ana kadar iki yazısı kanımı dondurdu. biri "insan din ve kuran" diğeri de kubrick’in eyes wide shut filmini irdelemesi. diğer yazıları da muhteşem ancak benim "oha bu kadarına da pes!" dediğim iki yazı bunlardı.

konuları irdeleyişi, olay örgüsünü bozmadan meselelere farklı bir bakış açısı getirmesi kendisine sempati duymamı sağlıyor. ve üzüldüğüm bir nokta: sözlükler ve forumlarda, tıpkı "ayet cımbızlamak" gibi, yazarların kendisine bir kaç cümlesi üzerinden eleştiri getirildiğini görüyorum.

tüm bunlar karşı argüman sunamayıp "ne kadar da saçma yea" demenin "entelcesi" galiba.

kurban bayramı

tasarimharikasi
"nerde o eski bayramlar" sululuğuna girmeyeceğim. bunun sebebi biraz da biziz. bayramların anlamı ve değeri kapitalist tüketim sisteminin sikindirik öğretilerine karşı kaybetti. kısacası bizim mallığımızdan. açıkçası insan yirmili yaşlarının sonuna yaklaştığında bazı şeyleri kafasında daha açık oturtuyo. büyüklerini ziyarete gitmenin anlamsızlaşmadığını, sadece konuşulacak konuların kısıtlı olmasından kaynaklı geçici bir gerilime girdiğinizi görüyorsunuz. bunun haricinde ramazandı kurbandı tüm ritüelleri gösterişten arındırabilirsek birlik olabilme adına, kapitalizme eklemlenmiş tüm enstrümanları oradan çekip özgürlüğüne kavuşturma adına çok iyi işler çıkaracağımızı düşünüyorum.

hasan cihat örter

tasarimharikasi
kendisine yönelik eleştirileri dikkate alacağına, genç müzisyenlerin -mesela ben- kendisinden isteklerini taleplerini, sıkıntılarını dinlese belki şu anda müzik adına inanılmaz sıçramalar yaratılabilirdi. ama yok, yapıcı olmak daha zor uğraşılmaz ve imkansız olduğundan muhabbet bi süre sonra;

"ben kırk yıllık müzik adamıyım tağam mııaa!!!"ya geliyo.

kendisine anlayacağı dilden bir iki kelam etmek isterim.

bak beyim, kırk küsür yıldır sanatını icra ediyorsun, bangır bangır bağırıyorsun -ki hakkındır ona lafımız yok- ancak;

eleştiri yapılması senin büyüklüğünü gösterir. ronnie james dio’yu eleştirecek biri onun müziğini ne kadar eleştirebilir? eleştirilecekse en fazla sembolojisinin tırtlığından dem vurularak rock dinleyicisine bilinçli olunması gerektiği anlatılır.

e ustacım senin durumun daha berrak. senin sanatın ortada, eserlerin ortada, özgürce fikrini derdini meramını anlatan bir oluşuma "dava açarım" tehdidi savuruyorsun. dünya tarihine "usta müzisyen hasan cihat örter genç müzisyenlere ve sevenlerine dava açtı" diye geç sonra dava açmaya kararlıysan şayet.

hayır konu seni sevip sevmemek de değil. "cevabımdır" videolarını izliyorum. konuşmalar sürekli "hiçbir şey üretemeyen kişiler" havasında. herkese önyargılı cahil yaftaları yapıştırılıyor. "ip adresinden buldururum" komiklikleri falan. sanki gizli bi iş çeviriyoruz. abicim sen bi günden bi güne, "yav bu insanların içinde belki benimle iki lafın belini kırmak isteyen birileri de vardır, belki hakikaten çok iyi anlaşacağız" diye düşündün mü?
sanmıyorum. e kim önyargılı şimdi?

sanat üretiminin kolay olmadığını bangır bangır haykıran sizler ne zaman elini taşın altına sokmak isteyen insanlara yardım ettiniz? yav daha iki satır eleştiri metnine tahammülün yok hasan abi, gelmişsin bize samimiyet dersi veriyorsun. etme gözünü seveyim. dışarıya çık biraz hava al dolaş, oksijen bünyeye hücum etsin ki sana yöneltilen eleştirilerin insanların art niyetinden değil sana olan ilgilerinden, gıpta edişlerinden olduğunu anla bi zahmet.

evet bu memlekette sanatçı çok kolay harcanır doğru ama senin gibi müzik adamlarını haybeye eleştiremez kimse, korkma artık.

samimi arkadaşınızın kürdistan hayali kurması

tasarimharikasi
bu başlık bana -nedense- "benim kürt arkadaşlarım da var" gülünçlüğünü hatırlattı.

allah başa vermesin ama gizli faşistlik zor. izahını yapmadan bırakmayacağım tabii ki.

kürdistan hayali diye bir şey yoktur. yaşadığı coğrafyayı "kürdistan" olarak tanımlayan yurttaşların, askeri ve devleti "işgalci" olarak gördüğü gerçeği vardır. esas eğilmemiz gerekli olan konu budur.

neden devlete ve tsk’ya işgalci diyor bu insanlar?

çünkü yıllar boyunca nato çığırtkanlığıyla darbe peşinde koşmuş, ohallerle sıkıyönetimlerle faili meçhullerle hiç de söylediği gibi "antiemperyalist" ordu olmamış, olmamakta da direten bir güçten bahsediyoruz.

filistin’deki, ırak’taki dramları izleyip amerikaya küfrediyorsunuz değil mi?

peki kendi ordunuzun kürtlere karşı maşa olarak kullanılmasına neden ses çıkarmıyorsunuz?

filistin’e zulmeden emperyalizm de, kürtlere yaşatılan mezalim kimin elinden çıkıyor?

samimi ya da değil. ben herhangi birinin kürdistan hakkındaki düşünceleriyle ilgili siyaseten tutarsız olup olmadığına bakarım. benim için ezen-ezilen merkezli irdelenmesi gerekli bir mesele bu çünkü.

yıllarca "kürt ama iyi" diyerek içten içe aşağıladığınız kürtlerin hayallerine bile kızacak egoya sahipsiniz ya, yeminle bi şey demiyorum artık size.

2012 mardukla randevu

tasarimharikasi
bu tür ısındırma turlarıyla siyonizmin sahte uzaylı istilasını haklı çıkaracak/savunacak arkadaşlardan "enee randevu negzelmiş" demesini bekliyorum. zira bu tür kitapların olguları mizahi bir dille ele alma açısı yok denecek kadar dardır.

mardukla randevuymuş. oldu bende lord voldemortum amk.
4 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol