tasarimharikasi

kayseride çekilen bir belgeselde de temsili bizans bayrağını gören ahali burası müslüman ülke indirin o gavur bayrağını diyerek belgesel ekibine dalmışlardı. benim hassas yurdum insanım. senin anlayışını sikeyim yurdum insanım. götünden donun alınır laf edemezsin yurdum insanım, evladın kaçak kuran kursunun çökmesiyle yaşamını kaybeder "takdiri ilahi" dersin gerizekalı yurdum insanım. sana bu mübarek kandil gecesinde yüce allahtan akıl ihsan ediyorum ki çakraların kapanmasın beyni sulanmış yurdum insanım. o haçı da götüne sok yurdum insanım. ayakkabının bağcığına kadar yabancı malı kakalanırken sana ses yok ama iş haç olunca vatan millet sakarya yurdum insanım.

+baba ben bu gece arkadaşımda kalıcam.
-kal kızım, hanım sen de tüpçüye git, muslukçu da gelsin beni siksin. (alıntı)

aref ghafouri ve ibrahim tatlıses;


"aref: ibrahim bey gözlerinizi kapatın ve bir sayı tutun.
ibo: tuttum.
aref: lütfen ibrahim bey foro diye bir sayı yok."

2014ün hafif esintili bahar aylarından birinde, gecenin bir vakti pipişik kardeşimizin; nasıl geçirdim nihahah vol2sini gerçekleştireceği entrydir.

bilgi sözlükte troll olmaz. bunun iki nedeni var. birincisi popülaritemiz belli bir seviyede ve iyi ki de öyle. vıcık vıcık bir "ağğ bilgi sözlük yeaahh" sahtekarlığıyla onlarca şakirdi yayık ağızlıyı buraya toplayacağımıza az ve öz kitlemizle kendi gerçekliğimizi geliştiriyoruz.

ikinci nedense bilgi sözlükte görüşlerin belli bir zeminde ve zamana yayılarak "esnetilmesi." yani herkes ağzına geleni yazmıyor. belli bir mantık süzgecinden geçerek sözlüğün ismine uygun yorumlar ve entryler okuyoruz. son zamanlarda zeka kokan bi çok entry yüzünden sandalyeden defalarca düşeyazmışlığım da cabası.

bilgi sözlükte troll değil anca rol olur. o da herkes kendini oynayarak...

"herşey bir gece haxball oynayalım güzelleşelim zirvesiyle başlamıştı. sağlı sollu ataklarla rakibin canına okuyorduk. sonra bir anda sistem ağırlaştı, oyunda lag oluştu, lag geçtikten sonra farkettim ki kaleye girmişim. arkamda dört kişi, top arkamda ben... anlatılamaz bir dram bu."

kitabın tanıtımı da böyle olur herhalde.

yalnız adamın bıçaklanmasından sonra doğru düzgün bilgi vermeyen sözde haber kanalları beni yine şaşırtmadı. aferin. ibrahim tatlıses olayında seferberlik ilan edenler, bedri sırf akp karşıtı diye bunu yapıyolar ya... zerre kadar insanlık peydah olmamış o insan görünümlü bedeninizi sikeyim yandaş medya!

allah hiçbir güvey adayını gelinlik hırsıyla donanmış hatunla imtihan etmesin. amin.

"bir sabah yanında uyanabilecek miyim?" sorusunu sordum yine eskisi gibi... esasında herşey eski, çürüdü zamanın öncesizliği, eskidi...

sonrakiler için bir ışık, var mı? yol... belli mi?

hala mı zamanın öncesiz be sevgili, yapma! dalga dalga kırdığın kalbin onuruna vurma.

yanında uyanabilecek miyim birgün? ister misin beni? iste ne olur. düşlerime gir ki, öğrenebileyim yine.

sevdim seni. sevgili!

-ben kalkıyım artık.
+dur ben kaldırırım. biss...allah belim.
-napıyosun be.!? terbiyesiz, indye şikayet edicem seni atsın sözlükten. mendebur.

naçizane önerim, facebook ve twitter hesaplarımız var değil mi hepimizin? herkes en beğendiği bilgicin bir entrysini -bilhassa sosyal konularda- alsın duvarında paylaşsın. yetmezse tumblr olur bilimum diğer bloglardan paylaşır yayar. yeter ki gönüller ve bilgiçler bir olsun.

her haxballcu birgün bu zevki tadacaktır.

(bkz: haxballun hastasıyım sanal seksin ustasıyım)

"hülya avşar: -hiç aynaya baktın mı? sende popstar hali var mı?
ajdar: -aynaya değil ama size bakınca kendimi bayağı star gibi hissediyorum."

şimdi bu adam illüzyon yapıyor, harika da yapıyor ağzımızı açık bırakıyor ve vay arkadaş dedirtiyor. lakin biz türkler o kadar acaibiz ki herifin gerçekten böyle sihirli özel biri olduğunu düşünüyoruz. herifin soğukkanlılığının sunumunun altında neler aramıyoruz ki? oysaki işine gücüne baksak, illüzyonun tadını çıkarsak, sahnesi bittikten sonra saçma sapan görseller hazırlayıp "sırrı çözüldü" demesek... biraz insan olsak sahi? çok mu? sonuçta bu bir gösteri bunun bilincinde olarak zevk alarak izlemek harikayken neden zorlaştırıyoruz herşeyi...

tam da şu günlere uygun bir sözüdür üstadın;

"yarın bir yobaz çıkıp tuvalete gitmek günah diye fetva verse, tuvalete gitmeyecek ve altına yapacak o kadar öküz var ki bu ülkede..."

zirveden kısa kısa;

mitiliyle, orqn ve epikurosun ekibine karşı oynadığımız ilk kapışmada 5-4 galip gelmemize rağmen, ikinci seride mitilisiz fena dağıldık ve 9-1lik sonuçla boyumuzun ölçüsünü aldık. nickten yana sansım yok boş kaleye kaçırma konusunda ne kadar hünerli olduğunu en az üç kere gözümüze soktu.

sonraki kapışmada greyfurtun mavilere, pek sevgili sipsinin de bizim takımda yer alması; kadromuzda epikuros gibi bir beyne esrakesh gibi bir hazineye sahip olmamızın da etkisiyle tekniğimizi fazla zorlamadan yine galip geldik.

gecenin yıldızı nerobiancoydu.

daha düne kadar kendimle sözlük kültürü olmayan biri diye alay ederken; zaman zaman rehavetle yalan yanlış işler yapıp indyden sağlam ayarlar alırken, acımda sevincimde her daim hayatımın merkezine koyabileceğim bir olgu olduğunu gördüm bu sözlüğün. artık hiçbirşeyi umursamıyorum. tek derdim sözlükte entry kasmak, indynin verdiği ayarlardan dersler çıkarmak ve burdaki hoşgörü ortamında çıta yükseltmek. burada sosyalleşmek ve enteresan bilgileri anında alabilme adına farklı bir durum yaşıyorum. belki düşünenleriniz vardır ama hayatımda hiç sözlükte yazmadım, birçoğunuzun aksine ilk deneyimim ekşi de değildi. anatolianrock forumlarında yazıyorum takriben altı senedir. ara ara yeni albümlere ve müzisyenlere yorum da yapıyorum işte. ama dediğim gibi. forum ortamında atılan gülücükler, uzunca laf döşemeler, sosyo-politik devşirme metinler derken... bilgide yazmak herşeyin pabucunu dama attırdı bana. haxball oynayalım güzelleşelim zirvesini iple çektiğim geceler var artık, bilgi sözlük chat aparatını açtığımda illa ki bir bilgice rastlıyorum, "entry konusu ne olmalı acaba" derdim de yok. burda sadece birkaç hafta içinde yardımlaşmak, paylaşmak konuşmak bir insanın hayatına çok olumlu etki edebiliyormuş. daha önce olması gerektiği kadar varolan sözlük işte yazmıştım. yetmez, cidden burası ve burda emeği olan herkes daha fazlasını hakediyor. iyi ki varsınız.

27 şubat 1947 deniz gezmiş doğdu. 27 şubat 1972 deniz gezmiş için erbakanın imzası ile idamı mecliste onaylandı. 27 şubat 2011 erbakan vefat etti.

bir gece istihareye yatmak düşüncesiyle kafamı yastığa koydum elhamdürillah. allahıma ellerimi açıp duamı eda ettikten sonra "artık benim de bir sözlüğüm olsun rabbim hayırlısıyla" diye geçirdim içimden. gece istiharem esnasında ekşi, inci,bilgi ve itü sözlükleri gördüm sırasıyla. tüm moderatörleri büyük bir işveyle "geel geel" diyorlardı. korkuyla rabbime sığındım ve sordum.rabbim bilgi sözlük dedi. işte o an uhrevi hayatımın başlangıç evresine geçiş yaptım, nurlarla doldum, hidayet ırmakları coşup aktı gönlüme. hele ki; bilgi sözlük ün dini bir siteye dönüştürülmesini gördükten sonra, ulvi bir gücün burada eli olduğuna inandım.

iyi ki bilgi sözlükte yazıyorum elhamdürillah. allah bilgiçleri hidayetten ayırmasın.