tasar

olmazsa olmaz kavun... ama yeter midir? eğer ki mezeden kastınız sadece tıkınacak abur cubur ise bana yeter, yok başka bir şeyse, buyuralım ve burdan yakalım;
rakı bir kültür işidir... kahvaltısında rakıya ekmeği banıp yiyen neyzen tevfik’in nevileriyiz ya... arkadaş ortamı tam takır olmalı, çocukluktan, mahalleden, aileden gelen çok edki arkadaşlar... rakı olunca önce, aklıma eski bir gazete gelir, ne işe yarar bu gazete diye sormayın; eğer tabure v.b bir yerde içecekseniz oraya, yok yerde içecekseniz yere serip sofra niyetine kullanacaksınız. daha sonra ince belli çay bardaklarını bırakacaksınız gazeteden bozma sofranın üzerine, elden geldiği ve imkanlar dahilinde sereceksiniz mezeleri ve bir kaset çalardan koyacaksınız cızırtılı bir sanat müziği kasedi. ve bu dönülmez akşamın ufkunda vaktinde, ölüm bile elinden alabilir mi insanın damağındaki o mükemmel hazzı?

son dönemde türkiye’de solu sağı farketmez avrupa birliği ve demokratikleşme karşıtı freaksiyonların birlikten kuvvet doğar fikri ile aynı eylem planı çerçevesinde kendilerini ifade ettikleri çatının ismidir. fırsatını bulsalar birbirlerini bir kaşık suda boğacak kişilerin bu amaçla bir arada bulunmalarının nedeni suyu bulandırmaktan başka bir şey değildir. zira bu kişiler pîr û pak sudan korkar ve yaradılışları gereği ancak bulanıklıkta kendilerine yaşam imkanı bulurlar; hasılı karanlık adamlardır, ülkenin önünü tıkayan tıkaçlardır. son dönemde türkiye’de vukû bulan bir çok provakatif eylemin ardında da bunlar yatarlar..

gala eski türkçe’de kale ve daşta taş manasına geldiğinden günümüz türkçe’sine meali ile şöyle bir manaya gelir;
bu kale taşlı kale...

estetikten düşünceden yoksun, zeka yönünden kıt ve moronluğa teşkil edebilecek acemilikte bir alparslan türkeş sözüdür. vakti zamanında orhan doğan ile beraber çıktığı bir tartışma programında, kendisinin orhan doğan’ın hukuk, tarih, siyaset ve hoşgörü bilgilendirmeleri karşısında program boyunca elinde salladığı bir kaç gazete küpürü kendisini kurtarmaya yetmeyince, bu talihsiz vecizeyi dile getirmiştir. talihsiz diyoruz çünkü, türkiye tarihi ve kültürel açıdan bir mozaiktir. zira yaşadığı müddet boyunca şiddeti ve silahı kendine güç olarak bilmiş, faşizan çirkefliğin altına sığınmış bir siyasi argümanın temsilcisinin bundan daha dişe dokunur bir laf etmesi beklenemezdi tabi...
ha bu lafından sonra türkiye bir halklar ve kültür mozaiği olma vasfını kaybetmiş midir; hayır! peki bu laf ne olmuştur; merhuma çok uygun ve cafcaflı bir kapak olmuştur...

#255287

eğer mevzu bahis tez evren ise, her ne kadar kutsal kitaplarda altı günde evrenin yaratılma sürecinin bitirildiği söyleniyorsa da, evrenin değişim, dönüşüm ve kendi kendini yaratma sürecinin hâlâ sürdüğü bilim çevrelerinde pek aşikâr. ol sebepten önce işini bitirsin, sonra oturup tezini yazsın...

gelin önce bir sözlüğün amacını belirleyelim yada sözlük için bir amaç gerekli mi sorusunun etrafında dolanalım. sözlüğün adının bilgi olması itibariyle bir amacı olması gereklidir muhakkak ama dayandığı ekol itibariyle böyle bir amaç gereksiniminin olmaması gerektiği kanaatindeyim. bu vesileyle sözlük; öğrenmek, eğlenmek ve vakit geçirmek amacıyla sözlük bir amaç değildir, araçtır...

genellikle polis nezarethanelerinin veya hapishanelerin girişinde yazıldığı söylenilen efsanevi cümle... allah kurtarsın temennisine misilleme ve cevap niyetine yazıldığını varsayabiliriz.

(bkz: burada allah yok peygamber de tatilde)

bazı zır ve coğrafya kıtı sözlük yazanlarının kurdistan ile karıştırdıkları yer...
#294242
başkurt türklerinin yaşadığı bir ülkedir. rusya federasyonu’na bağlı özerk bir cumhuriyettir.
bazı sözlük yazarlarının boşu boşuna asap ve sinir olduğu başlıktır ayrıca.

kınıyoruz!

edit: yazdığım her entryi kötülemeyi bir refleks haline getirenler, otomatiğe bağlamış gibi bu entryimi de kötüler arasına soktular... bir şey demiyor ve mevzuya konu olmuş tüm köpeklerin bu entryi kötüleyenlerin üzerinden geçmesini diliyorum...

doğru söylemişler efendim ne diye yaygarayı kopartıyorsunuz ki. sadece ermeniler ve köpekler mi, hayır hiç bir canlı girmesin o ne olduğu belirsiz mahlukatların havasını soluduğu mekanlara, bırakalım o foseptik çukurlarında sıçan sıçana, rezil rezile, ebleh eblehe yaşasınlar, karışmayalım.

bir doğu türküsü... ve her doğu türküsü gibi yanık, içten ve sersemleştirici, dinleyende tüyleri diken diken eder. en meşhur arif sağ, mustafa özarslan, mahsun kırmızıgül ve edip akbayram versiyonları vardır...

kahpe felek sana nettim, neyledim
attın gurbet ele parelerimi
akıbetin beni sılamdan etti

kesti mümkünümü çarelerimi
aman aman dağlar duman
geçti zaman ben dayanamam

şu dağların arkasını bilirim
ömrüm yeter ise belki görürüm
çok da sürmez ben bu dertten ölürüm

dost olan bağlasın yarelerimi
aman aman dağlar duman
geçti zaman ben dayanamam

yine ben sarayım yarelerimi
aman aman dağlar duman
ben dayanamam

(bkz: köseler mahallesinde berberlik yapmak) gibi bir şeydir herhalde..

zamanında sözlükte popülarite kazanmak amacıyla, kendisinin ölmeden salasını okutacak kadar popülarite düşkünü bir şahsiyetken, suskun olan gidişinin, dönüşünü muhteşem yapmak amacıyla milliyetçilik diye şovenizm kisvesinin altına sığınmış kişi. ayrıca concon ve aşırı milliyetçilik duygularını aynı kişilikte nasıl birleştiriyormuş anlamadım. gerçektende hiç ama hiç;
elenktrinkalamadimsenden

(bkz: ölmeden mezara girmek)

edit: malum yazarımız, entryime referans olan kendi başlığı altına yazdığı "aşırı milliyetçi concon tip" adlı entrysini sildiğinden, benim bu entryimde göt gibi ortada kalmış ve bir nevi vasfını yitirmiştir. ilgililere önemle duyurulur.

aldatan kişi tarafından bu hadise sadece bir erkeği aldatmak boyutuyla kalmayıp, zamanla birlikte olduğu bütün erkeklerini bir şekilde aldatmak hüviyetine bürünecektir. tabi denklemin öbür tarafında aldatan kişinin kendi kendisini aldatması söz konusudur o ayrı...

ailecek seyredilen bir programda böyle bir rezilliğin alemi nedir? türkiye’nin en kötü şovmen ve oyuncularından biri olduğu halde, türkiye’nin en çok kazanan ’sanatçısı’ olursa ne olur? işte böyle götün kalkması rahatsızlığının emarelerini sergiler... şimdi şeytana uyup bir kampanya başlatasım geliyor ama;
(bkz: mehmet ali erbil askerde sünnnetçi olsun)

sözlük içinde am, göt, sik muhabbetinden, anlamsız ve manasız başlıklar açıp bu başlıkların altına anlamlı entryler girmeye çalışmaktan, birbirine veya birilerine sataşmaktan, hayatı sürekli olarak gırgır ve şamata bağlamında görüp hayatın somut yüzüne bakamamaktansa sözlükte siyaset yapmak her zaman tercih edeceğim bir durumdur.

kürtçe’nin en akustik ve kulağa en hoş gelen lehçesidir fakat edebiyat ve bilim dili olamaması nedeniyle oldukça güdük kalmıştır. ayrıca yaşadıkları yerler itibariyle türkçe ile fazlaca bir etkileşim halinde olmaları nedeniyle bu dilin içine fazlaca türkçe kelime yerleşmiştir. hal böyleyken bile hiç bir dilin zembereğini bir saatte çözemediğimiz gibi, bu dili de öyle bir saatte çözemiyoruz. yalan yanlış bilgilendirmeler silsilesine kapılmayalım; ard niyhetsiz dil bilimcilerininde kabul ettikleri gibi zazaca kürtçe’nin bir lehçesidir. ayrıca yörede zazaki’nin yanında bu lehçe; dımıli, mehelli ve kırmancki olarak da adlandırılır...

böyle kelimesinin çıkartılıp, yerine bütün kelimesini yerleştirerek, reis kelimesine de çoğul eki ile zenginleştirerek değiştirilmesi suretiyle daha bir dokunaklı ve içi açıcı olacağını tahmin ettiğim bir cümle biçimi...

(bkz: aramaya inanmak)