confessions

sarhosatlarzamani

- Yazar -

  1. toplam entry 174
  2. takipçi 1
  3. puan 7364

türk kızları

sarhosatlarzamani
ne zaman ki anneleri ve babaları kendilerine ergenliğin başında doğum kontrol yöntemlerini anlatmaya başlar, sevgilisiyle sevişip evinde kalmasını normal kabul eder, g-stringlerini çamaşır sepetine rahatlıkla atar, erkek kardeşinin erkekliğe adım atmak için sünnet olması düğün derneklerle kutlanırken o regl olduğunda bütün aile büyükleri tarafından bunu gizlemesi gerektiği sıkı sıkı tembihlenmez, eve sarhoş gelebilir, yatakta içinden geldiği gibi davrandığında kaşar - kendini kısıtladığında kezban damgası yemez, tecavüz veya tacize uğradığında hakim böyle giyinmeseydin demez, ekonomi-politika v.b. konularda ortaya koyduğu duruş evde kalmış feminist çirkin kadın olarak algılanmaz, birinden ayrılıp başkasıyla olduğunda zaten yolluymuş abi-boşver üzülme diye içki masalarında meze yapılmaz, evin erkek çocuğu kız arkadaşıyla gezip tozduğunda adı çapkınlık - kız çocuğu gezdiğinde orospuluk olmaz, eğitimli pek çok erkek dahi bakire-kullanılmamış ( mal zira karşılarında ki ) kadın peşinde koşmaz, hah işte o zaman avrupalı pek çok hemcinsleri gibi hayatlarına sahip çıkıp bağımsız bir birey olarak varolabilecek kızlardır. töre cinayetlerine, aile içi cinsel tacize, çocuk gelinlere, eski kocası tarafından defahat kez bıçaklanıp öldürülen kadınlara, gerdek gecesi felaketlerine, medeni kanunumuzda yer alan eril maddelere falan henüz hiç girmedim bile, dikkat ediniz. türk kızı kadar taş düşsün başınıza, hani armut tipli ve şişkoyuz ya, ezilip altında kalın e mi.

murathan mungan

sarhosatlarzamani
hitler hangi cümleyle çağırdı insanları? karanlıkta bunun yanıtını bulmak gerekiyor. insanlarda bekleyen cümleler önemlidir. o cümleler görünmezler. orada dururlar, dipte, gölgede, derinde. kımıltısız, sakin bir bekleyiş içinde. sonra bir gün, bir büyük cümleyle çağrıldıklarında, içinde bekledikleri gövdeyle birlikte çağrıldıkları yere giderler. her beden, birey değildir. kitle böyle oluşur. tek tek her bedenin içinde birike birike...

cümlelerinin sahibi olan şair, yazar. ayrıca seçim sonuçlarına şaşıran arkadaşlarımın tamamına gönderilmiştir bu yazı, her beden birey değildir kısmını iyice okusunlar diye.

birde der ki;

içimizden geçen zamanla, etimizden geçen zaman aynı işlemez.

5 vakit namaz kılan orospu

sarhosatlarzamani
aralarında dini nikah olmadığı halde sevgilisiyle sevişip, sonra abdest almak için tırnağında ki cart kırmızı ojeyi çıkartan kadından, düzenli olarak alkol tüketen ama perşembe geceleri ve ramazanda v.s. alkol tüketmeyen erkeklerden, bekaret korunabilsin diye aslında dinen kabul edilmeyen anal seksi yaşayan çiftlerden, dini vecibeleri gereği türban takıp assolist makyajıyla dolaşan kadınlardan, öğlen cuma namazı için buluşup akşama gece kulübü planları yapan erkeklerden zerre farkı olmayan kişidir. çelişkiler yumağı ülkem benim, seviyorum seni. bu arada belirtmeden geçemeyeceğim, tanımlanan insan tipleriyle hiç bir sorunum yoktur.

ha bir de, çok matah bir kitap olmasa da şeytanın fısıldadıkları’nda şöyle der;
"erkeğin orospusuna çapkın, kadının çapkınına orospu denen bir toplumda yaşıyoruz"

29 aralık 2011 şırnak ta 35 sivilin bombalanması

sarhosatlarzamani
şayet son açıklamalara göre ölenler sivilse; bu kaçakçılar ile daha medeni yollardan ( amerikadan dönerken komisyon alıp ürün getirme, pasaporta telefon yazdırma hakkının satışı v.b. ) kaçak ipod, cep telefonu v.b. getirenler arasında, atılan bir bomba kadar fark olduğunu gösteren olaydır. ama tabi, biri daha medeni, diğeri dağlar üzerinden gerçekleşen kaçakçılıktır, evet.

sahi kaçakçılığın cezası ne zamandır savaş uçaklarından atılan bombadır bu ülkede? hayali ihracatçılar, ithalatçılar ne ceza almıştır? herhangi biri gerçek anlamda hapis falan yatmış mıdır? bu ülkede pirince fahiş zamlar geldiğinde hemen limanların açıklarında demirlenmiş bekleyen pirinç dolu gemiler kimlere aittir? o gemilerde bombalanmış mıdır?

diyelim ki ölenler terör örgütü mensuplarıdır. her iki tarafta silahlı mücadeleye inandıkça kimse karşılıklı kıyım yapmaktan öte gidemeyecektir.

insanın ölümüne sevinilmez.

evlilik

sarhosatlarzamani
taraflarda gayri ihtiyari mülkiyet duygusu geliştirdiğinden ve özellikle kadın olan tarafa fazlasıyla sosyal rol yüklediğinden ( proje çocuklar yetiştirebilen süper anne, kocaman bir birey olan kocasının yıllardır yaşadığı evde bulamadığı çoraplarını bulan muhteşem eş, kocası su aygırına dönüşse de 38 beden olması ve kocasını elinde tutması beklenen dişi, kariyer sahibi modern kadın, ideal gelin v.s. ) gereksiz lakin gereksizliği bir kez denendikten sonra anlaşılan kurum.

bdsm

sarhosatlarzamani
salt cinsel fantezi, çeşitlilik olarak değerlendirilmemesi gereken; özellikle yurtdışında kendisine ait edebiyatı, jargonu, müziği ve hatta yaşam alanları olan bir alt kültür olarak kabul edilmesi gereken olgu. bondage, domination, submission / sadism , masochism kelimelerinin baş harflerini temsil eder. 7/24 yaşayanlar ve hatta misal ingiltere’de aralarında yaptıkları aidiyet sözleşmeleri kanuni geçerlilik taşıyan çiftler olsa da çoğunluk bu olguyu yaşamının ayrılmaz bir parçası ancak 7/24 yaşaması imkansız olarak kabul eder. pek çok konuda olduğu gibi bu konuda ülkemizde yanlış anlaşılmış, hemen profesyonel teyzelerin alanına girip karikatür sahibeler yaratmış veyahut maço olan amcaların kendilerini master zannetmelerine sebebiyet vermiştir. oysa ki psikolojik ve fizyolojik olarak kalıcı zararlar vermemek için kaideleri ve uygulamalarına çok dikkat edilmesi gerekir.

yalnızlık

sarhosatlarzamani
seçilmiş olanı ile kronik olanı arasında belli belirsiz ama çok önemli bir çizgi olan durum. seçilmiş olanı müthiş keyif ve huzur vericiyken, kronikleşmiş olanı depresyonlardan depresyon beğendirir. o çizgiye yaklaştığınızı hissettiğiniz anda kendinizi sokaklara, yollara, arkadaşlara, etkinliklere atmanız önerilir. sonra tekrar hoşgelsin seçilmiş yalnızlık.

kereviz

sarhosatlarzamani
doğru yöntemlerle yapıldığında gurme restoranlara yakışan sebze. kereviz, patates ve havuçları parmak şeklinde doğrayıp limonlu suya atınız. soğanları yarım piyazlık hazırlayınız. yaklaşık 2 su bardağı kadar portakal, greyfurt ve limon suyu karışımı hazırlayınız. hepsini tencereye koyunuz, tuz ve yeter miktarda zeytinyağı ilave ediniz. taze yeşil dallarından da biraz ekleyebilirsiniz. varsa tane kararbiber de pek yakışır. tencerenin ağzını folyo ile sıkı sıkı kapatınız ve kısık ateşte ( çok önemli ) pişiriniz. çıkan kokusundan piştiğini algılayamıyorsanız 40 dakika kadar sonra açıp kontrol ediniz. bu yöntemle kerevizden nefret eden pek çok kişi tarafımdan kereviz bağımlısı yapılmıştır.

not: kalan yemeği ertesi gün parçalı kalacak şekilde blenderdan geçirerek sebze çorbası olarakta sunabilirsiniz.

simetri hastalığı

sarhosatlarzamani
babasında simetri hastalığı bulunan, çocuk felci geçirdiği için bir bacağı diğerinden daha kısa olan ve yürümesi aksayan birinci derece bir yakınımın, psikoloğa hıçkırıklar içinde " ben babamın düzeltemediği yamuk, şekilsiz, eğri yegane şeyim " demesine ve beni ağlatmasına sebep olan hastalıktır. çocuklarınız varsa, lütfen tedavi olun, çözüm bulmaya çalışın.

anne kız diyalogları

sarhosatlarzamani
telefonda arkadaşıyla 10 dakika konuşan sarhoşatlarzamanı;
-işte şöyle, böyle, şundan, bundan...
telefonu kapatır.anne kişisi gözleri dolmuş şekilde;
-kızım bazen sen konuşurken söylediklerini hiç anlamıyorum, başka bir dil konuşuyormuşsun gibi geliyor.
diğer odaya gidilip ağlanır. zira anne okuma yazma bilmiyordur, yaşamı çocuk doğurmak, tarlada çalışmak, almanyada işçi karısı olmak şeklinde geçmiştir. küçücük bir orta anadolu şehrinde yaşamaya devam etmektedir, kendi dünyası dışında bir dünyası yoktur. yaşanan hayatlar ve kültürler arasındaki farklardan dolayı sürekli mızmızlanan ve hatta ergenliğinde saldırganlaşmış olan sarhoşatlarzamanı, bir an bir anne için o uçurumun ne kadar büyük,dipsiz,karanlık ve acı verici olduğunu algılar. aferin.

uğur kantar

sarhosatlarzamani
kıbrıs’ta askerliğini yaptığı sırada içtimaya 5 dakika geç geldiği için "diskoya" gönderilen ve orada gördüğü işkenceden dolayı 2,5 ay komada kalan, maalesef 12 ekim gecesi hayatını kaybeden gencimiz. bir annenin evladı, bir babanın bakmaya kıyamadığı oğlu, bir kardeşin masum insanları öldürenlere terörist diyoruz, peki abimi öldürenlere ne diyeceğiz dediği can parçası. askere alınmadan önce kapı gibi sağlamdır raporu olmasına rağmen, durumu açıklayamayan askeri yetkililerce önce ebru gündeşte olan hastalık, sonra güneş çarpması, en sonunda epilepsi olduğunu iddia ettikleri, her türk asker doğar cümlesindeki özne, mehmetcik kelimesindeki -cik eki.

hotel rwanda

sarhosatlarzamani
çok yakın tarihli bir film olması ile, belçika gibi sözde medeni bir ülkenin hala sömürgecilik zihniyetine nasıl devam ettiğini gösteren filmdir. filmden sonra araştırdığımda nispeten maddi durumu iyi olanların, eşleri ve çocukları pala ile doğranmayıp silah ile vurulsunlar diye saldırganlara rüşvet vermek zorunda kaldıklarını öğrenip uyuyamamıştım. evet öldürenler de, ölenler de insan ve aynı dünyada yaşıyoruz kahretsin ki.

boşanmak

sarhosatlarzamani
şayet anlaşmalı gerçekleştiriliyorsa, pek çok kişinin bilmeden gereksiz yığınla masraf yaptığı eylem. internetten bulunan boşanma dilekçesi ve protokol örneklerinden alınır, kendinize uyarlanır, 2 adet print edilir, imzalanır, komik bir ücret karşılığı aile mahkemesine başvurulur. avukatsız, zırnık ödemeden birkaç gün ile hafta arasında boşanılır. based on a true story.

londra

sarhosatlarzamani
istediğiniz saatte istediğiniz yerden evinize dönebildiğiniz, hyde park’da canınızın istediği gibi sere serpe uzanıp keyif yapabildiğiniz, güneş burnunu gösterdiğinde parklarda t-shirtünü çıkarıp sütyenle güneşlenen kadınların yadırganmadığı, soho’ da arkadaşlarınızla şarap içerken yanınızda gaylerin birbirlerine kur yaptıkları, inanılmaz farklı-marjinal gece kluplerinin bulunduğu, insanı manyak edecek kadar müze-sanat galerisi v.b. olan, nerdeyse her milletten insanla karşılaşabileceğiniz, mimarinin korunabildiği semtlerde gezmenin tadını alabileceğiniz, gri ama dolu dolu yaşayabileceğiniz bir şehir. özlenir ara ara.
önemli not: türk arkadaş edinmeden tadını çıkarmaya çalışınız. zira aksi takdirde, ders aralarında türkçe konuşur, öğlen döner yer, akşam da türkçe müzik yapan barlara gidersiniz. bu tarz arkadaşlar londra’yı da hep kötülerler zaten, zevk alamazsınız. tömer’e gidin madem böyle yapacaksınız, manyak mısınız, niye o kadar masraf yapıyorsunuz.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol