salome

kendini seven, kendine bakan "erkek"tir yemek pisiren erkek. "kadin", sadece cani istediginde yemek yapmaktadir, o da ayda 4 defaya tekabul eder. bu durumda erkek cebine guveniyorsa her aksam disarda yer veyahut ismarlar, yok eger guvenmiyorsa pasa pasa mutfaga girip yemek hazirlayacaktir.

muthis celiskili bir kiz ismi. nur ve peri; tuhaf bir kombinasyon tabii.

sayesinde sozlugun yas ortalamasini buldum; "15". bunun yani sira son derece hossohbet bir sahis kendisi ve ayrica "kibar".
"no odun".

alt benlik (id). alt benlige ait durtulerle halen yasayan insanlar mevcut cevremizde, yetiskin pozisyona, yas itibari, ile gelipte. istiyorsa istiyor, seviyorsa seviyor, acsa ac, susadiysa susadi, libidosu yukseldiyse yukseldi, sinirlendiyse sinirlendi, hemen o anda; kosullar, yasaklar, yaptirimlar, cezlara, etik kavramlar goz onunde bulundurulmadan neye ihtiyaci varsa yerine getirilmelidir, getirilecektir. en guzel ornegi yilbasi gecesi turistlere "saldiran" ust-benlik gerileridir, gundeme bakacak olursak. yok ama, derseniz "ne geregi var uzakta aramaya nerde ise her evde bunlardan bir tane en az bulunmaz mi?" tabii ki efendim, evcillesmeye musait versiyonlari yani ust benligi az da olsun gelismisleri, evlerimizde yasamakta. sonra bir de; "neden odun dersin" diye kizarlar.

ve "ecnebi"ler ne der;

"first impression is last impression."

hizmet sektorunun vazgecilmezlerinden; musteri memnuniyeti odakli bir isiniz var ise; evet dis gorunusunuz cok ama cok onemlidir ve evet "neredeyse" (musteri tarafindan) sadece buna gore degerlendirilmeye tabi tutulursunuz. ama hala turkiye’ de onemi ne yazik ki yeterince kavranamadigindan "harika bir hizmet sundunuz, cok tesekkurler, cok memnun kaldik, personeliniz de piril piril, bu ne duzen, bu ne ihtimam" iltifatlari ile pek sik karsilasilmaz.

lezzeti ve doyuruculugu kalorisi ile dogru orantilidir, ya da tam aksi.

(bkz: demek ki hala genc kizim)

"din" ile ilgili gorusunu soyle belirtir;

dunya’daki konumumuz pek tuhaf. her birimiz, sebebini bilmeden burayi kisaca ziyaret ederiz ancak gorunen o ki bazilarimiz icin bunun ilahi bir amaci var. oysa gundelik hayatin bakis acisiyla bir degerlendirme yapilirsa gercekten bildigimiz bir sey var: insan diger insanlar ugruna burada; elbette, biz gulumsemeyi ve iyi kalpli olmayi en onemli degerler sayarak mutlu olabilenler icin.

(bkz: sisman adam)

turkiye’ den baska hicbir yerde yapildigini gormedim ama belki araplarin sofralarinda da vardir. gercekten cok lezzetli fakat artik disarida yapilanlar "saglik" nedenleri ile etsiz oluyormus(evet yeni ogrendim sayilir) sanirim o yuzden iyi bilen birine ozel yaptirmak daha bir istahlanmaya sebep olacaktir. turk mutfagi cidden zengin ve lezzetli;ozellikle de dogu sofralarini cesitlendiren yemekler...

gorgu kurallarinin detaylarini bilmektir. ne yazik ki nesli tukendi, tukeniyor bilen insanlar"imiz"in.

her bes turk’den dordu, her on arap’dan dokuzu.

pastirmamsi bir seydir ama cemeni yoktur.

(bkz: bacon)

ben denedim; dun aksam eletrikler kesildi ve elimdeki far kisvesi verilmis, goruntu itibari ile web-cam i andiran, "fenerimsi" ile kitap okumaya calisirken odaya kedi girdi. ben de kedinin nerde oldugunu gormek icin ona yonelttim tuhaf aleti ve isigini, kedi ise bana bon bon bakti, hic de korkmus gibi bir havasi yoktu acaba kamyona benzemiyorum diye mi? hatta bir kac kere denemelerde bulundum, farkli acilardan, bir asagidan-bir yukarida, ii iih kedi yine bana ayni gozlerle bakmaya devam etti, goz bebekleri bile kuculmedi, sadece kitlenir gibi yapti ama korku ifadesine rastlamadim. evet, deneyin sonucuna gore raporumu bildiriyorum; kedi yuzune far tutulunca bon-bon bakiyor, korkmuyor. "yuzune far tutumus kedi gibi bakmak" demek bon-bon bakmak demektir, mel-mel de olur, ama yok olmaz, mel-mel koyunlar bakar. onu da daha once bizzat denemis idim baska bir baslik altinda inceleriz hep beraber olmazsa. neyse iste "bon-bon ne bakiyorsun yuzune far tutulmus kedi gibi"... kamyon kiligina henuz girmedim belki o esnada korku sinyalleri veriyordur kedinin beyni. baska bir gune insallah.

edit: "korkunca gozbebekleri buyur aptal salome" demek istiyorum. ama kedininkiler buyumedi de kuculmedi de zaten buyuktu.bu durumda kedi kortu mu, korkmadi mi, sasirdik.

(bkz: yok oyle bir hasret)

o saatlerde kedi cildirdi, biz pireler ile hasir nesirdik, kedinin pireleri degil, belki de oyle. neyse ki ufak capta bir depremmis sanirim karsiyaka civarindakiler daha net hissetti. korkma kedi, annem-ablan hep burada.

hmm, teistleri ozellikle de islami "benimseyen"leri oldukca kizdiracak aciklamalar iceren bir "eser"; tek kelime ile nefes kesici.

kitapta andrew mueller(gazeteci); ingiltere’ nin ilimli muslumanlarindan sir iqbal sacranie’ nin aciklamasina "peygamber kisi huzur uzerinde olsun, musluman dunyasinda cok derin bir saygi gorur, bu kelimelerle antalitmayacak bir sevgi ve tutkunluktur. ailenizin, sevdiklerinizin, cocuklarinizin otesindedir. bu inancin bir parcasidir. ayrica hic kimsenin peygamberin resmini cizmemesini ogutleyen islami bir ogretim vardir"( danimarka’ da 12 ayri karikaturistin, 12 tane hz muhammet tasviri karikatur cizmesi, yerel bir gazetenin bunlari yaninlamasi ve islam dunyasinda meydana gelen kaos uzerine yaptigi bir aciklama) cevap niteliginde sunlari soylemistir:

islam’ in degerleri digerlerininkini bastiracak
turdendir ki her muridi bunu boyle kabul eder ;
tipki tek yolun, tek gercegin, tek isigin kendi
dini olduguna inanan herhangi mensubunun dusu-
necegi gibi. eger insanlar bir 7’ inci yuzyil
vaizini kendi ailelerinden daha cok seviyorlarsa
, bu onlara kalmis, ancak kimse bunu ciddiye al-
mak zorunda degildir...
(dawkins, pg 33)

dawkins ekleme yapar; "eger ciddiye almaz ve sayginizi tam anlamiyla gostermezseniz, fiziksel tehditlerle karsilasirsiniz, hem de ortacagdan beri baska hicbir dinin istemedigi bir olcude."

sanirim benim ekstradan bir yorum getirmeme gerek yok!

cook guzel bir reklamdir, e tabii cook da guzel bir kizdir; koca rolundeki cocugun "yuzu", yuzundeki naiflikle tezat karisinin arkasindan oldukca sikayetci bir eda ile soylenmesi karisinin geldigini gorunce ise bir anda her seyi unutmasi; "allah kahretsin yine mi?" yi bakislarinin ardina gizlemesi sizce de tam bir kadin profili betimlemesi degil midir? bu reklamda kadin ve erkek rolleri degismistir; erkek ayni kadin gibi, ustlenici-toparlayici rolu oynar "dir-dir"lar esliginde, kadin ise farkindaliktan uzak, yeni ogrendigi bir seyi aktarma hevesi tasiyarak eve bir erkek umarsizligi ile girer. ve yine erkek bir kadin "sabri" ile dir-diri keser. kesinlikle harika dusunulmus bir reklam. ortada "yavan" bir alay yok, gozun taa irisine batirilan hic bir sivrilik yok, fark bile edilemiyor hatta rol degisimi, hele ki reklamin sonunda kizin guzelligi tamamen izleyiciyi baska bir yere cekiyor. ilk etapta anlasilmiyor "bulasik makinesi" reklami oldugu. basarili.

kendini asmaktir. bilindigi uzere bir fetistir bu. erkeklerde, tam girtlaga uygulanan baskinin cizgiye degdigi anda sarsintili bir sekilde bosalmaya neden olmasi durumu.olumle sonuclanabilir. bu sekilde kendini asanlarin sayisi hic de yabana atilir cinsten degilmis hani.iste arada "ip"in ucunu kacirip olenler de mevcut.