confessions

salome

- Yazar -

  1. toplam entry 1992
  2. takipçi 2
  3. puan 27377

millete sataşmaktan entry yazamamak

salome
cok satasanlar boylarinin olcusunu alirlar. aldiktan sonra bir de bakmissiniz ki eskisi kadar dilleri uzamiyor. hatta girdikleri entry sayisinda ciddi bir azalma var. e bu durumda "millete satasmaktan entry yazamamak" kesinlikle dogru gozlem uzerine oturtulmus negatif gorunuslu pozitif bir yargi olmakta.

vajina

salome
hmm duzenli araliklarla disari cikartilmasi ve en sevdigi oyun arkadasi olan "penis" ile gorusturulmesi muhakkak gereklidir. aksi takdirde sahibinde bazi davranis ve dusunce bozukluklari gelismesine neden olur; "agresyon", ilgi ve dikkat kaybi, fikir ucusmasi, asiri hareketlilik, istahta azalma, alkol tuketiminde artis, yersiz sikinti ve ofke. ayrica ciltte matlasma, saclarda hacim kaybi, bilek icleri, boyun ve sirtta "hassasiyet" karsilasilabilecek fiziksel tepkimelerdir. eger davranis bozukluklarindan en az 5 tanesine sahipseniz ve fiziksel rahatsizlanmalarda mevcutsa acil, vajinaya en sevdigi oyun arkadasindan bir tane bulmak gereklidir. ek olarak "kasinti" var ise uzman bir doktora gorunmeniz tavsiye edilir.

portuguese love

salome
bah samba’nin alice russell tarafindan seslendirilen muhtesem parcasi; portekizli bir sevgiliniz varsa daha da muhtesem;

on a starry winter night in portugal
where the ocean kissed the southern shore
there a dream i never thought would come to pass
came and went like time spent through and hourglass

you made love to me like fire and rain
ooh, you know you’ve got to be a hurricane
killing me with kisses, oh, so subtly
you make love forever, baby
you make love forever

i ain’t gonna let you go that easy
you’ve got to say you love me too
i ain’t gonna let you go that easy
i’m gonna give it all to you

portuguese love
won’t you say it to me, say it to me, say you love me, baby
portuguese love
won’t you say it to me, say it to me, say you love me, baby
portuguese love
won’t you say it to me, say it to me, say you love me, baby
portuguese

harbor nights, we made love till the morning star
then you crooned a song to me on your guitar
was it so familiar calling soft my name
sunlight dancing slowly through loves window panes

and you made love to me like sugar and spice
hush my broken heart, this must be paradise
killing me with kisses, oh, so tenderly
you make love forever, baby
you make love forever

i ain’t gonna let you go that easy
you’ve got to say you love me too
i ain’t gonna let you go that easy
i’m gonna give it all to you

portuguese love
won’t you say it to me, say it to me, say you love me, baby
portuguese love
won’t you say it to me, say it to me, say you love me, baby
portuguese love
won’t you say it to me, say it to me, say you love me, baby
portuguese

amore portuguese
say you love me, baby
amore portuguese
say you love me, baby

yo quiero a la ser amor
a feeling too hard to ignore
say amore portuguese
you’ve got to say you love me

you knew that you felt good to me, oh, baby, oh
from the first kiss to the last i’m trembling
you made love to me like no other man
and if you please i’d like to go back there again
killing me with kisses, oh, so tenderly
you make love forever
you make love forever

i ain’t gonna let you go that easy
you’ve got to say you love me too
i ain’t gonna let you go that easy
i’m gonna give it all to you

portuguese love
won’t you say it to me, say it to me, say you love me, baby
portuguese love
won’t you say it to me, say it to me, say you love me, baby
portuguese love
won’t you say it to me, say it to me, say you love me, baby
portuguese love

amore, amore portuguese
aye, say you love me (portuguese love)
amore, amore portuguese
aye, baby, aye, aye portuguese love

amore, amore portuguese
say, say, baby, aye, aye, hey, hey (portuguese love)
portuguese amore, amore portuguese
say, say, say aye, say aye, aye, aye, hee

portuguese love
portuguese love
portuguese love
portuguese love
portuguese love
portuguese love
portuguese love

love me
say you love me
love, love me (i love you)
portuguese amore
say you love me, say, say
say you love me, baby

diana krall

salome
"temptation"i harika soyler;


rusted brandy in a diamond glass
everything is made from dreams
time is made from honey slow and sweet
only the fools know what it means
temptation, temptation, temptation
oh, temptation, temptation, i can’t resist
well i know that she is made of smoke
but i’ve lost my way
he knows that i am broke
but i must play
temptation, oh temptation, temptation, i can’t resist
dutch pink and italian blue
he is there waiting for you
my will has disappeared
now confusion is so clear
temptation, temptation, temptation
i can’t resist
temptation, temptation, temptation
i can’t resist

muhtesem bir vokal kendisi.
(bkz: jazz)

tikky

salome
insanlarimizin giyim zevklerine, gittikleri mekanlara, harcadiklari para miktarina, sac renklerine, aktivitelerine, begenilerine, zevklerine gore tuhaf bir kategorizasyona tabi tutulduklarinin mini mini bir kaniti. peki bu durumda tikky diye tabir edilen hatunlar gibi giyinen, iyi para harcayan, saclarini kumral kullanmayi tercih eden, taksiye binen bunlarin yani sira, salas mekanlara takilan, kufur eden, kitap okuyan, gerekirse sokakta-yerde oturup bira icen fakat luks bir otelde aksam yemegi icin hatiri sayilir bir hesap da odeyebilen, acid jazz sevdigi halde izbe bir rock barda tepinen haa bazen de turku bile dinleyen, kirmizi saraptan hoslandigi halde sise sise bira icen, cok deger verdigi botlarinin uzerinde sarhos olup sokakta yere dusen, yaz aylarinda gunduz parmak rasi terlik ve yirtik sortla gezen gece ise stilettolari ve mini elbisesini sik bir canta ile tamamlayan, beyin corbasindan vazgecemeyen yine de sushiye bayilan, kisa ve ojesiz tirnaklarini seven fakat o parmaklarina tasarim yuzuk takan bir hatunu mesela hangi kategoriye sokmamiz gerekir? ’punk’ desen degil, ’rocker’ desen hic degil, e boyle ’tikky’ olur mu! ah bulamadik, yok yok kesin bulmaliyiz arada kalamaz kimse herkesi bir kategoriye oturtmak gerek, "aaa ’karaktersiz’ diyelim gecelim, ne istedigini bilmiyor o, birak, birak, ugrasma"...

izmirli kızlar

salome
diger sehirlerin kizlarindan biraz daha kendine guvenli, hemen belirteyim genelleme yaptigimizda, daha kendinden emin, daha net, daha genis fikirli, daha kadinliginin farkinda hatunlar olmali diye dusunuyor insan, lakin ben goremiyorum bunlardan pek etrafta. izmirli kizlar artik sadece gece disari cikabilen "cici"ler oldular basimiza. diger butun yurdum kizlari gibi ’cici’ onlar da.

orospunun tovbesi yarağı görene kadardir

salome
"’ne yarakmis be!’ mi demeli yoksa ’orospu iste ne olacak’ a mi yonelmeli celiskisi"ne dusurur insani. ’iradesizlik’ o "olgu"ya karsi gelistirilen bir "negatif yonlenme"midir yoksa o olgunun temsil ettigine karsi mi? bir lafi soylemeden once dusunmek gerekir. )(dusunmek icin ne gerekir ona girmeye luzum yok tabii).vecizedir sanirim bu her ne kadar kullanilan kelimeler dolayisi ile oyle degilmis gibi gorunse de; insani sorgulamaya iter diger butun vecizeler gibi. probleme neden olan spesifik bir "yarak" midir, "orospu" mudur yoksa yaragin temsil ettigi midir? cok ozlu bir soz, uzerine dusunulmesi gerekir.

sevgiliden geriye kalanlar

salome
keske her sevgiliden geriye; 1.18 increment genislemis akli ve duygu dunyasi ile yeni bir ’sen’ kalsa. esneklesmis, guclenmis, ogrenmis, uygulamis, bakmis, gormus, farketmis, dimdik yeni bir ’sen’. bir sonraki sevgiliden geriye, aglayan savumasiz kucuk bir kiz veyahut kadinlara gonlunu kapamis serseri bir oglan cocugu kalmasina goz yummayacak yeni bir ’sen’...

tampon

salome
hayat kurtarır tampon. cumartesi gecesi bir acilisa davetlisinizdir, gıyeceginiz dar kesim siyah elbise icinde ve stilettolar uzerinde kendinizi hayal edersiniz ki o anda bacak aranızdan sızan bir sicaklik silkeleyiverir hayalinizin tozlarini "poff" elbise yok oldu "neyse ayakabilar hala ayakta" "tesellisi"ne gerek birakmaz tampon, imdada yetisir, rahatca stringinizi giyer uzerine elbisenizi gecirirsiniz. evet davetteki en goz alici bayan sizsiniz.

hanım hep sen simartiyorsun bu çocuğu

salome
patriarkik duzene oturtulmus bir ailenin "patria"sinin agzindan cikan buram buram patriyarki kokan cumle. kadin ile erkek arasinda "saygi" ismi verilerek ustu ortulmeye calisilmis bir "master-slave" iliskisi soz konusudur. bu tip bir baba; yemek yapmaz, ortaligi toplamaz, raki icer, sofrasi tam takir olsun ister, cocuklarina buyuklerin yaninda "saygili olmayi" asilamistır, "sofradan izin almadan kalkilmaz" der , butun evlatlari ve karisi uzerinde sahiplenici bir rol oynar, prensipleri vardir, kendi dogrulari vardir sasmaz, esnek degildir. her sey icin bu babadan "izin" alinmalidir. kadin cocuklara en iyi sekilde bakmak ve evi cekip cevirmekle yukumludur. belki de degildir; adam sadece saka yapmak istemistır boyle bir cumle kurarak kim bilir!
30 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol