salome

baskenti guzeldir, yemyesildir.

ah sonunda bir kadinin parmagina o "tek tas" bol geldi!"asi" den bahsediyorum, dizi, hakikaten beni ekrana kitleyen dizilerden biri yok hayir cnbc e degil kanal d, bildiginiz yerli dizi.dizinin esas kizi "asi"’nin ablasi defne evlenme teklifi aldi biraz once ve yuzuk parmagina bol geldi, en sonunda bir dizide bir erkegin hatuna taktigi tek tasin bol geldigini gordum ya, daha ne isterim! hmm bir de,evlenme teklif eden cocuk bir arkadasina defneyi kiramayacagini su sozlerle ifade etti " o romantik kiza soylenir mi hic oyle!?", cok etkileyici, o esnada farkettim kirilgan, naif ve zarif bir bayan olmak erkek uzerinde nasil bir etki yaratiyor. sonra bir de kendime baktim, uzuldum.

bu arada gercekten guzel bir dizi, egitici-ogretici yani gelismis olmasa da, hikaye ilgi cekici, goruntu kalitesi kesinlikle iyi, oyuncular basarili, daha henuz sacmalamadilar hatta ustune gayet basarili ayrintilara imza atmaktalar (yuzugun bol gelmesi, takildim evet). evet, evet guzel dizi.

bir de bilgi sozlukte yaziyor olmak diger yazanlarla sizli-bizli konusmayi gerektirir. houstandan atilan mesajlar iclerinde bol bol -r ve -z barindirir. gorende mesaji atani, saf kan ingiliz lakin turkiye’de yasiyor zannediverir. hatta siz, "sen-ben" e gecince "efendim? ne demek istediniz?" seklinde komik, ironi giymis, sitem kisvesi verilmis bir minik tehdit ile burun buruna gelirsiniz. sanirim araya mesafe koymak icin yapilmakta. aman ha dikkat ham yaparim "itibar"ini!

izmir’de metro girisinin yaninda bir evsiz soguktan donmus bir sekilde olu bulunmus (atv haber). vucut sicakligi, beyni ve kalbini iflas ettirecek seviyeye inene kadar kim bilir yanindan kac telasli adim gecti gitti! hala butune bakalim biz, kimse de donup ayrintilara egilmesin. aman haa gundem pkk saldirilari onca kisi can verirken, evsiz bir vatandasin donmasi kimi ne kadar ilgilendirir!

(bkz: the american idol)

mini-mini olmasi bir sey ifade etmez, sismanlatir.

reklamini az once izledim. "kadin"in "gorev"leri arasinda gorulen "hizmet etmek" tiye alinmis, bir sekilde. artik kadini "hizmet eder" goren zihniyet mi, yoksa kadinin dogustan gelen anac duygulari altinda filizlenen "hizmet etme" durtusu mu tiye alinmis orasi tartisilir. ofis ortami, iceri yakisikli bir personel (yeni oldugu havasi verilmis) giriyor, bayanlardan biri de diger bir bayanin durtuklemesi uzerine masasina dogru yoneliyor yakisiklinin ve "ben kendime cay almaya gidiyordum dusundum de belki siz de istersiniz?" diyor, cocugun ise "tabii olur" karsiligini vermesi ile kiz ekliyor "nasil olsun?", "iki sekerli". bayan karakter cay makinesine vardiginda hemen yaninda ulker makinesi oldugunu farkediyor (hani para atiyorsun o da sana istedigin cikolatayi veriyor)ve bir adet "caramino" alarak gozlerini dondure dondure masasina geri donuyor ki o esnada esas oglan "ee cay?" diye sesleniyor kiz ise "aa tabii icerim" cevabini veriyor, zaten slogan da "herseyi unutturur" ya da es anlamda bir sey. reklamin basinda insanin feminist duygulari kabariyor, "ulker" iste ne olacakti diyorsun kendi kendine ama sonrasinda ve sonunda "aaa, sasirdim!", "sasirmasam mi?" ikilemine dusuyorsunuz. "simdi bu reklam ne anlatiyor?" (ya bir sey anlatiyor ya da ben gercekten paranoyalar esliginde tek basina yaslanmaya mahkum bir ruh hastasiyim) dusun dur.

(bkz: caramio)

ulkemize gec gelenlerden.
(bkz: cup corn)
(bkz: sweet corn)

daha cok esmerler istemez cunku en cok onlara musallat olurlar.

cok tehlikelidir zira tahta "geri teper".

(bkz: nukleerbasliklikiz)

alisverisin; hastalik olmasa da salt basina, bazi psikolojik rahatsizliklarin semptomlarindan biri oldugu kesindir. yahu insanin beyni kismi felc geciriyor alisveris esnasinda, odaklanilan belirli noktalar var; "kahverengi elbise, siyah kemer, yesil bilekte biten botlar, gumus rengi canta, indirim, bir alana bir bedava, ’dr murad urunlerini nerde bulurum’, ’kirmizi ojem bitmis’, deri eldiven, balikci cizmesi, ekoseli kazak, ’mini etek istemem bu sezon giymiyorum’, ay su elbiseyi alsam ya cok guzelmis, nerde mi giyecegim? ayol bir gun elbet giyeriz’..." vb. disinda beyin diger butun sinyallerini, aktivitelerini "dan" diye durduruyor, insan aciktigini bile farkedemiyor. bu oyle bir kendinden gecis ki; alisveristen donunce dolabiniza yerlestirirken yeni cicilerinizi, bir etiket carpipta gozunuze baktiginizda, aldiginiz pantolonun aynisindan daha once almis ve etiketini bile cikartmamis oldugunuzu farkede bile bilirsiniz. bi t-shirt, bayildin mi? al 3 renginden birden. "kizim evde .. cift ayakkabin var bunlara ne gerek?" ’yok olmaz’ alinacak ayakkabiya sinirlama getirilemez. saatler harcanir alisveris merkezlerinde, 1500 kalori kaybedilir zaten aldiginiz maksimum 700 (e unuttunuz ya yemegi). "kac taksit 7 mi? oh oh harika, ay dur, bir kac parca daha bir sey bakiyim". alisveris manyaklari, su sorgulamamsi cumlelerle cok sik rastlasirlar "aynisindan daha once almamismiydin?", "bu ayakkabinin baska bi rengi daha vardi sanki sende!", " ne isine yarar ki bu canta, yahu cantaya bile benzemiyor!" "bu bir elbise mi yani simdi, altina bir sey giyilmiyor mu?", "bu da ne! dolabinda onlarca cikartilmamis etiket var", "sen tam bir tuketim insanisin , yazik!" ... dahasi da var... kimse anlamaz ki elde degil "durmak". kucuk capta bir magaza acacak kadar kiyafetiniz olmustur yine de "olmaz" diyemezsiniz; zira siz "ihtiyac"iniz oldugundan degil "tutkun"u oldugundan alisveris yaparsiniz ve evet kesinlikle ust boyutlarda bir tuketim insanisinizdir, kabul de edersiniz zaten, "kopegin olayim italya!". aaa bir de tuketim insani pardon alisveris manyagi, asla ve asla yanina birini alarak kapsamli bir alisverise cikmaz, bilir ki ’ ne kadar cok insan o kadar az alisveris!’

-benimle cikar misin?
-... ... ... ... ... (sonsuz sessizlik)

"cikma teklif etmek", bunu kim buldu ise harika bulmus. ne guzel bir tanimlama o oyle. "dun ne oldu biliyor musun? ahmet bana cikma teklif etti." simdi ahmet ne yapmis oldu, ne demek istedi:
1.hadi gel cumartesi aksami yemege gidelim?
2.hadi gel bulundugumuz ortamdan disari cikalim?
3.hadi gel hayati paylasalim?
4.hadi gel sevgili olalim?
5.hadi gel seviselim?
6.hadi gel seni annem ile tanistirayim?
...
uzar gider sanirim. hangisini ima etti ahmet peki? hepsini mi ki? cidden kafam karisiyor su cikma tekliflerine, belki de daha once hic almadigim icindir. yahu cevap veremezsin ki bu soruya, ne manaya geldigini bilmiyorsun bi kere! ne diyeceksin "evet" (ama neye evet ben de bilmiyorum), "hayir" (acaba evet mi demem gerekirdi!?)... neyse ben algilamakta zorluk cekiyorum. anlayanlar anlamayanlara anlatsin...

"dikkat" bir durumdur. baba her an askinti olabilir, ee tabii cok buyuk bir ihtimalle "sevgili" hatun ise. tam tersi durum da soz konusu olabilir; hatun "baba" ya hayrandir. bunlari sadece, brezilyali senaristlerin hayal dunyalarinin basarisiz yansimalari olarak goruyorsaniz, bence cokca yanilmaktasiniz.

umursamaz kisiler icin kullaniliyor; bu durumda sadece erkeklerin umursamaz olmaya haklari var veyahut erkeklere daha cok yakisiyor. oyle mi! ne guzel "vecize"lerimiz var bizim.

cogu insan cekinir goz temasi kurmaktan, halbuki pek keyiflidir gozunu dikip baskasinin gozleri icine bakmak, nasil da kacirma ihtiyaci duyar karsi taraf. eglenceli.

ister abstre ister somut bir kavram olarak ele alalim, herkes cekinir ciplakliktan. halbuki en "sek" en "katisiksiz" olandir ciplak, ciplaklik. icgudusel, ortunme gereksinimi duyar insan; "ruhunu ortmek", "bedenini ortmek". savunmasiz hisseder kendisini ciplakken, buna sebep olan bir sey vardir o da; ogrenmek. insanin ogrenmesi ile dogru ve yanlis kavramlari aciga daha sonra ise gorecelilik kavrami ortaya cikar. ogrendikce- bildikce kendisinde olan bedensel ve ruhsal kusurlari farkeder (cinsel organlar, fetisizm, fesatlik, art niyet...) ve ortunme gereksinimi duyar. ortunur ki baskalarinin gozleri onune sermesin "bozukluklarini", zayifliklarini. insan dogasi geregi "durust" degildir, anlasilacagi uzere. durustluk kavrami bilgi alisi ile ortadan kaybolur ve elbette ciplaklikta.

bu onermeden (onermeden sonuc cikartilmaz, yargi demek daha yerinde) soyle bir sonuc cikartabiliriz; "kadinlarin asla ’iyi dostlari’ olamaz."

begenmedigimiz araplarin ulkelerinde (uae, qatar, bahrain,emin olmamakla beraber saudi) bile kapali mekanlarda sigara icmek yasak, ve o begenmedigimiz "kaba", "pis", "gorgusuz" olarak nitelendirdigimiz araplar bu kati kurala kesinlikle uymaktadirlar. tek bir alisveris merkezinde elinde sigara ile gezene veyahut (sigara icilmesi muessesenin inisiyatifine kalmamis ise) herhangi cafe ve restaurantta sigara icene rastlamaniz biraz zordur, gorursunuz mutlaka bir kac "kural-tanimaz", aaa bir de bakarsiniz ki ne hikmetse turkce konusmaktalar. o keyiflerine duskun italyanlar bile kendi memleketlerinde, gece eglendikleri bardan, soguk-kis demeden, pasa pasa disari cikip yakiyorlar sigaralarini. singapurda ise "sokakta"da olmak uzere her yerde icmek yasak sigarayi;. belirli alanlar hazirlanmis, birkac bank yan yana bir de kocaman kultablasi iste orada oturup iciyorsunuz sonra yolunuza devam edebilirsiniz. tabii ki orada da bir "kural-tanimaz"a rastlaniyor, bu turkleri her yerde gormek mumkun, singapur’un tertemiz kaldirimlarindan birine, izmariti umarsizca firlatan yurdum insani. sadete gelmek gerekirse; kesinlikle gec kalinmis bir yasak ve gec kalinmis yasagin, gec kalinmis "kapsam genisletmesi"dir. peki biz uyacak miyiz? soru mu bu simdi. anca portekiz oluruz biz avrupanin en geri kalmis, en itilmis, en sesi solugu cikmayan ulkesi, haa bu arada her yerde sigara icmek "serbest"! onlar da bizden.