çıplaklık

quantitatif
gölgeye bıraktığım düşünceler yavaş yavaş canlanır.heyecanlanmaya başlarım.penisim sertleşir.gözlerim daha da açılır.kalbimin atışı hızlanır,geceleyin bilmediğim yolda duyduğum köpek sesleriyle ürktüğümde adımlarımın hızlandığı gibi.bir sağa bir sola basarım yürümeye başlayan bebek gibi.perdenin arasından sızan ışık kırılır vücudundan.dövülür gibi çarpar duvara en karanlık yerlerin sanki bir zambak gölgesi.erguvan kokuları gelir burnuma ve yüzüme sabahın ılıklığını andırır çıplaklığının rengi vurur.
bakamam!
az sonra kör olacağımı,bakmaya doyamadan öleceğimi de bile bile seyrederim çıplaklık.
çıplaksın...
salome
ister abstre ister somut bir kavram olarak ele alalim, herkes cekinir ciplakliktan. halbuki en "sek" en "katisiksiz" olandir ciplak, ciplaklik. icgudusel, ortunme gereksinimi duyar insan; "ruhunu ortmek", "bedenini ortmek". savunmasiz hisseder kendisini ciplakken, buna sebep olan bir sey vardir o da; ogrenmek. insanin ogrenmesi ile dogru ve yanlis kavramlari aciga daha sonra ise gorecelilik kavrami ortaya cikar. ogrendikce- bildikce kendisinde olan bedensel ve ruhsal kusurlari farkeder (cinsel organlar, fetisizm, fesatlik, art niyet...) ve ortunme gereksinimi duyar. ortunur ki baskalarinin gozleri onune sermesin "bozukluklarini", zayifliklarini. insan dogasi geregi "durust" degildir, anlasilacagi uzere. durustluk kavrami bilgi alisi ile ortadan kaybolur ve elbette ciplaklikta.
instrument
her zaman iyidir. mesela ses. sezen aksu’yu yanıbaşınızdayken çıplak sesle dinlediğinizi düşünün. şükredersiniz o çıplaklığa. ya da sevdiceğe çıplak gözle bakmak vardır. güzeldir çıplaklık.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol