"kesinlikle türküm, içim de gayet rahat" diye karşılık verme istegi uyandıran laf öbegi.
eskisehirden de siddetle hissedilmis olup, ilk anda, kandillinin sitesinde bulunamayınca derhal depremle ilgili siteler search edilmis, ama aramalar sonuc vermeyince takrar geri dönülen kandilli de bu kez yer aldıgı ve saat:21.15 de kuş gölünde vuku buldugu görülmüstür...
bu kez kuş gölünden kastedilen gölün neresi oldugu search edilmis, olsa olsa manyas kus cennetidir fikri kabul görmüstür.
bu kez kuş gölünden kastedilen gölün neresi oldugu search edilmis, olsa olsa manyas kus cennetidir fikri kabul görmüstür.
normale döndü ortam galiba, tekteker tekerlendi gitti...
yildizlarin ne kadar parlak olduklarini gormemize sebep olmustur. baska zamanlarda, sehir isiklari yuzunden yildizlar dogru durust izlenememektedir.
onca aramaya ragmen coder bulunamamış herhalde ki sözlügün bir yerlerinde "yazdığınız entryler yöneticilerimizin şahsi beğenilerine değil, birebir sözlük kurallarına ve sözlük formatına uygun olup olmadıklarına göre niyazi dayı tarafından değerlendirilir. " yazısı göze carpiyor. zamanında hacklenen ve internette dolaşan birebirv2 kodları, 3harf sozluk ve f1 sozlukden sonra bu defa da geyik sozluk icin kullanılmış. ama insan biraz degisiklik yapar da icinde "birebir" gecen yerleri bari siler.
haftalık 15-20 milyar civarında ücret aldıkları dogru ise meric erkan beyefendinin kendini parcalarcasına ahuu ahuu diye can-ı gönülden bögürmesi gayet normaldir. ahu tuba ise, bütün sinema kariyeri boyunca kazandıgı paraya yakın bir gelir elde etmektedir herhalde bu programdan, yoksa meric erkan a katlanması nasil mümkün olabilirdi... ayrıca senaryo gelistirilmeye musaittir, ilk once murat parasayar ile baslayan surec arada gokhan isimli bir oyuncu ile devam etmis, simdi ise gercek yıldızını bulmustur.
msn kullanmayi sevmeyen, msn’e ihtiyac duymayan, ama belki lazim olur diye vakt-i zamaninda üye olmus, arasıra msn kullanan ama sifreyi hatirlayamayan,yeni sifre edinen insan.. unutkan insan.
(bkz: msn nickini surekli degistiren insan modeli)
(bkz: msn nickini surekli degistiren insan modeli)
hayati msn basinda gecen , cogu zaman sohbet edecek online arkadas bulamayan, o boslugu da nick degistirerek degerlendiren kisilerinin olusturdugu model...
bir de iki-üc ayda bir girdigi icin sifresini unutan, aklina msne girmek geldiginde her seferinde yeni sifre almak icin ugrasan ve o aldigi sifreyi sadece bir defa kullanabilen, aylar sonra girmeye kalktiginda gene yeni sifreye basvuran kisiler vardır. bu da msn sifresini surekli degistiren insan modeli oluyor...
bir de iki-üc ayda bir girdigi icin sifresini unutan, aklina msne girmek geldiginde her seferinde yeni sifre almak icin ugrasan ve o aldigi sifreyi sadece bir defa kullanabilen, aylar sonra girmeye kalktiginda gene yeni sifreye basvuran kisiler vardır. bu da msn sifresini surekli degistiren insan modeli oluyor...
murat-muradiye
babanin cep telefonunun her daim kapali olması, kırk yılda bir, merakli evlat tarafından acilmasi halinde, yığılmış mesajların patır patır gelmesi, mesaj hafizasının dolması, babanın bir elinde gözlügü, bir elinde telefonu "bu gene reddedildi diyor, bak bakalim suna bir" deyip evdeki telefondan anlayan kisilere muracaat etmesi. "baba bak suraya bas şu menuye gir, surdan oku, burdan sil" diyen cocuguna, babanın "anladim" demesi, bir hafta sonra gene ayni seylerin yasanması....
hem islevi hem de adı guzel olan karma butonu bazen bugunun baslıklarında aradıgı tadı bulamayan bilgicler icin kurtarıcı olmaktadır.
(bkz: gecmisini bilmeyen gelecegini sekillendiremez)
(bkz: gecmisini bilmeyen gelecegini sekillendiremez)
aglatan sarki...
turkiye’yi irdeleyelim once... bazi azinliklari icinde barındıran mozaik bir ulke, bu azınlıklar bir imparatorluk mirasıdır turkiye cumhuriyetine, yuzyıllardır yasanan paylasılan ortak bir gecmis vardır.
bir de u.s.a’yi ele alalım, orada da etnik gruplar var, 72 milletten insan var. ic savaslar yasamıslar onlar da ama sonunda birlikten kuvvet dogmus. bir amerikalilik kulturu ve bilinci olusmus.
osmanlı imparatorlugu tek vucut oldugu donemlerde dunyanın süper gucuydu. gelinen noktaya bakalim, turk kurt laz cerkez vs. kendini dusunup birlige katkı saglamayınca yasananlar ortada.
ama amerika su an itibariyle tek super guc olarak kafamiza indiriyor tokmagı cani istediginde...
ayrılalım, kurulsun kurdistan, gucsuzlugumuze gucsuzluk ekleyelim...
ayrica bu ulkede safkan turk, safkan kurt, safkan tatar, safkan cerkez vs. kac tane kalmistir acaba? damarlarimizda dolasan kanın saflıgı mıdır bizi birbirimize düsman eden? kurt dedigin nedir, turk dedigin nedir? insan dedigin nedir?
edit: ,
bir de u.s.a’yi ele alalım, orada da etnik gruplar var, 72 milletten insan var. ic savaslar yasamıslar onlar da ama sonunda birlikten kuvvet dogmus. bir amerikalilik kulturu ve bilinci olusmus.
osmanlı imparatorlugu tek vucut oldugu donemlerde dunyanın süper gucuydu. gelinen noktaya bakalim, turk kurt laz cerkez vs. kendini dusunup birlige katkı saglamayınca yasananlar ortada.
ama amerika su an itibariyle tek super guc olarak kafamiza indiriyor tokmagı cani istediginde...
ayrılalım, kurulsun kurdistan, gucsuzlugumuze gucsuzluk ekleyelim...
ayrica bu ulkede safkan turk, safkan kurt, safkan tatar, safkan cerkez vs. kac tane kalmistir acaba? damarlarimizda dolasan kanın saflıgı mıdır bizi birbirimize düsman eden? kurt dedigin nedir, turk dedigin nedir? insan dedigin nedir?
edit: ,
yazilanlarin hepsi bir yana "yumurtası sıcak olmayan erkeğin sakalı olmaz" lafi bir yana...
(bkz: gonderilmemis mektuplar)
"naber lan anne" deyip, annecigimin hatırini sordugum zaman, annemin anneye lan diyen insandan hayır mı gelir seklinde verdigi karsilik cumlecigi ile vurguladigi evladi isaret eder...
(bkz: butun genellemeler yanlistir)
sevdigin kadar sevilmezsin, ya da sevilsen bile bilemezsin bunu, nasil ölceceksin ki sevgiyi...
sen bir elma versen, karsindaki de sana bir armut verse , alinan ve verilen meyve sayisi esittir belki ama hic elmayla armut bir olur mu? tatlari baska, kokulari baska, bünyede oluşturduklari etki baska...
velhasil sevgi ölcülmez, ne kadar verirsen ver sonucta akilda kalan sey, iliski icin neler feda ettigin, ne yaptigin degil, ne yapmadigindir.
sevdigin kadar sevilmezsin, ya da sevilsen bile bilemezsin bunu, nasil ölceceksin ki sevgiyi...
sen bir elma versen, karsindaki de sana bir armut verse , alinan ve verilen meyve sayisi esittir belki ama hic elmayla armut bir olur mu? tatlari baska, kokulari baska, bünyede oluşturduklari etki baska...
velhasil sevgi ölcülmez, ne kadar verirsen ver sonucta akilda kalan sey, iliski icin neler feda ettigin, ne yaptigin degil, ne yapmadigindir.
her sey bilim-kurguyla baslar, gunun birinde pek cogu gercek olur... , vs. ileride bu filmde söz konusu olan durum gerceklesirse sasirmamak gerekir,hem boyle bir kesif faydali olabilir. bir zamanlar her seyimiz olan kisi, gun gelir hicbir seyimiz olursa, onu ve ona ait tum hatiralari unutmak en iyisidir. normal yollardan unutmak mumkun degilse dişarıdan müdahale tek cözum olur.
sene 80lerin ikinci yarisinda bir sene iste, yas 10 civari, yer ilkokul, olay mahalli spor salonu, kurban napoleon ve josephine kisisi, okulun voleybol takımında yer alan josefin, sinif arkadaslariyla beden egitimi dersinde, sirayla kasadan takla atmaktadirlar. ikili kasa, üclü kasa basariyla tamamlanmis, sıra dörtlüye gelmistir. bir anlık dalginlık sonucu el kaymis, boyun yamulmus, kasadan yuvarlanilmistir. sonuc: sınıfa rezil olmak, voleybol takımında alay konusu olmak, beden dersinden ilel-ebed nefret etmek....
ama kardesim 10 yasındaki cocuga dörtlü kasadan takla attirilmaz ki, duser, kolu kırılır, boynu kırılır maazallah...
ama kardesim 10 yasındaki cocuga dörtlü kasadan takla attirilmaz ki, duser, kolu kırılır, boynu kırılır maazallah...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?