confessions

muque

- Yazar -

  1. toplam entry 5533
  2. takipçi 1
  3. puan 70374

sözlükte dabbe olması

muque
gecenin ürkütücü bir saatinde bilgiçlerin houstonlarının yeşil yeşil parlayıp hepsine;"388@0" mesajları yağdırılmasıyla başlayan durumdur.mesajların kim tarafından atıldığı belirlenememiştir.independence yaptığı duyuruda;

"sakin olun,bildiğiniz duaların hepsini okuyun gidin bir abdest alın,iki rekat namaz kilin gelin "

demiştir.ama onun da tırstığı her halinden bellidir.hemen "388@0"’ın ne olduğunu anlamak için google’da araştırmaya koyulan bilgiçler,harıl harıl internet sayfası arşınlaya dursun sol framedeki anlamsız başlıklar almış başını yürümüştür.
"çıkar beni burdan"
"damarlarım çatlıyor"

başlıklar bilinmeyen güçler tarafından açılıyor aynı zamanda bir de muhteşem oyu alıyorlardır.bilgiçler iyiden iyiye korkmaya başlarlar.annesini yanına alıp monitörü okutan-üfleten bilgiçimiz bile olmuştur.ama nedense kimse bilgisayar başından kalkamamaktadır.sonunda bir bilgiç gelen houston mesajını çözer; tersten okunduğunda "dabbe" anlamına gelen bu kelimeyi aratmaya başlar ve;

şunu bulur;

"her kim ki "dabbe tül-arz"’a inanmaz, serbest serbest çağrişmaya devam eder,boş bkz verirse; dabbenin azabi onu sözlük kodlariyla bulur."

bir başlık açıp bunu diğer bilgiçlere duyurur.durum iyiden iyiye ürkütmeye başlar.mp3 dinleyeyim moda gireyim belki korkmam diyen bigiçler winamplarında "anlamsız şarkılarla" cebelleşirler şimdi de...
sözlük themeleri herkeste değişmiş, koskoca bir geri dönüşüm kutusu resmi yerleştirilmiştir ekrana.göz göre göre "inleyen çocuk sesleri" arasında entryler birer birer bu geri dönüşüm kutusuna yollanmaya başlar.başlıklar silinir... independence’nin, spoiled’in eli kolu bağlanmıştır,hiç bir şey yapamamaktadırlar.kimler var’a bakıldığında her bilgiçin nickinin yanında anlamsız şekiller belirir.bilgi sözlük airlines başlığında teker teker dirilen ex yazar’lar birer zombi edasıyla entryler girmeye,başlıklar açmaya başlarlar. an kaçma anıdır!herkes aynı anda kırarım bu sözlüğü der,ama vakit çok geçtir.olay basında yankı bulur, bilgiçler bu kıyameti yaşarken; neredeyse tüm basın yayın organları bilgi sözlükten bahsetmektedir.dışarıdan olaylara bakmaya gelen korkusuz okuyucular şu uyarıyla karşılaşırlar;

"bu siteye erişim dabbe kararıyla engellenmiştir"

artık dışardaki insanlar iyiden iyiye ümidi keserler bilgiçlerden.ve birden bir bilgiç konuya çözüm getirecek duayi bulur ve tüm yazarlara kopyalayıp gönderir, neyseki hala houston çalışmaktadır.hep beraber duayı etmeye başlarlar.

ve tam o sırada sözlük themeleri normale döner..silinen entryler birbir yerine gelir.ve independence houston’dan duyuru yapar;

"bundan da kurtulduk...allah günahlarımızı affetsin!"


yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar

muque
bir kına gecesi...

ne giyeceğim ki $imdi ben? neyse...
annemin karde$i doğurdu $u ortada oynayan güzeller güzelini.
ne de güzel olmu$.saçları tel tel,olmadığı kadar aydınlık teni.
büyüdün mü be o kadar? ben de mi büyümeliydim? bilmiyorum ki.

çok zaman oldu annemi görmeyeli...
bak buraya da gelmemi$.görürüm diyordum oysa.

karde$ gibi büyüdük biz,küçüktük o zaman.kıskanırdık birbirimizin her $eyini...çok güzel olmu$ bu gece.
bak evleniyor.kıskanmadım hiç.
aksi gibi bir sıcaklık var...gelin olmu$ gidiyorsun,ha?
nereye be? büyüdük mü o kadar?hala saçın var avuçlarımda.ne döverdim seni...

kına tepsisini tutu$turdular elime."bakire kız ta$ır"mı$, ta$ıyalım bari.söndü ı$ıklar...

hiç söylememi$tim ben bu türküyü daha önce.sözlerini bilirim ama.nerden bilirim onu bilmem.
anneannem uzaktan bakıyor gözleri dolu dolu...ne zaman baksa bana, böyle bakıyor zaten.yapma be kadınım! bak gidiyor torunlardan hayırlısı...bırak beni, bo$ver.

ne diyorduk?
karanlık her yer.örtmü$ler kuzenimin yüzünü.ağlatacaklar...dönüyorum etrafında elimde tepsiyle...kızlar takip ediyor beni mumlarla.evimizin kızının son gecesi.teyzelerim! peki benim annem nerde?

"yüksek yükseeeeek tepeeeleeeereee ev kurmasııınlaaaaar"

ne de güzelmi$ bu türkünün söyleni$i...
boğazım acıyor.sesim gidip gidip geliyor.türkü mü zor,ben mi zor durumdayım anlamadım.gelin ağlamadan olmaz,hayır! olmaz.

gelin ağlamıyor,teyzem ağlamıyor,kimse ağlamıyor...tutamıyorum hıçkırı$ımı.

"uçan da ku$lara malum olsun..."

söyleyemiyorum,devam edemiyorum.kimse söylemiyor.söylesenize...bakıyor gelinim kırmızı örtüsünün altından.hiç böyle bakmamı$tı.kalkıyor sandalyeden...kalkmamalı,gelin o.
anlamazlar ki...

sarılıyoruz hiç sarılmadığımız gibi.ağlıyorum ...

"uçan da ku$lara malum olsun"

söylüyor,hıçkırıyor o da.çıkarmı$ kırmızı örtüsünü.daha sıkı sarılıyoruz.

bir el alıyor kuzenimi kollarımdan,kınası yakılmı$.kınalı kınalı...
annesi.
teyzem,annemin yarısı.
ağlıyorlar,sarılıyorlar,izliyorum.

ilk defa yapmacık gelmiyor törendeki ağıt sesleri.
bitmiyor türkü.

bitmiyor boğazımdaki ne$ter darbesi tadında acı.

"ben annemi özledim"...

ı$ıklar yanıyor.sigaramı kaptığım gibi kaçıyorum.
yeminlerle son buluyor gecem,
dilime gelmeyecek bir daha bu türkü,
yüksek yüksek tepelerde evim olmayacak benim,
ve yakmayacağım elime kırmızı kınalar

bitti.



muque

muque
göreceli bir insan evladı çoğu zaman...siyahla beyazın dayanılmaz zıtlığı gibi...ya sevildi ya sevilmedi...griye yer vermediler onu tanıyanlar...umutsuzluğunu yüklediği anlarda çantasına,göç etmekten başka çare bulamadı...gerçeklerden kaçmanın ilke edinildiği topraklarda türk olarak doğdu...öğretilenleri kafasına mıh gibi işledi ama çoğunu uygulamadı... derler ya; "bir yerden sonra daha az acır" diye...o hep daha az acısın diye bekledi.ama hiç bir adım atmadı iyileşmek adına...onla anlaşmak yapamayacağı şeyi başarmanın mutluluğunu verdi bazı insanlara...hayatı izledi, hayatı yaşadı...kimi zaman anne, kimi zaman kadın, kimi zaman çocuk,kimi zamanda küçük bir kız oldu varlığını ite kaka kabul ettirdiği küçük dünyasında...tek istediği balonlu rüyalar görmekti...o hala yaşıyor ve galiba bu biraz daha sürecek.

nevrotik sayıklamalar

muque
tavandan akan suratlara bakıyorum...soğuğu izliyorum.
belli; bu kı$,"kı$ gibi" geçecek.

özneli/yüklemli cümleler kuramam.
yarına geçmek değil ki maksadım, bugünü de$mek.

kadın ü$üyor soğuk odada, adam ü$üyor babalığını vücudunun derinlerine gömmü$,çocuk ü$üyor bacağındaki "soyuk"ları sayarak büyümü$,kedi ü$üyor...kedi susuyor, kedi ölmü$.

tuz alıyorum avucuma.basıyorum çocukluğuma...
"cıs"
kıkırdamıyor tavandaki suratlar.soğuk bu ev soğuk!
ben gitsem kadın kalıyor, kedi kalıyor.

evini sahiplenen kedi, sahibini sahiplenen köpek.
kararsızım doktor,$a$kınım!

bu ince gecede ne dediğimi bile bilmiyorum .kalın kalın, öyle böyle konu$uyorum.

sürekli odalarım deği$iyor benim,uyandığımda gördüğüm tavan deği$iyor.rahminden dü$tüğüm annem, prensesi olduğum babam...kedim.

fısır fısırım bu gece.gece ince, fısıltılar kalın, soyuklar derin, tuz acılı.

kıvrak zekam kıvrıldığı noktadan dönemiyor, sonuçlar tıkanıyor.

tezlerimi çürütüyorum, onlar beni çürütüyor.

cesetleri gömmek lazım, çürüyorlar.

çürüyor ve kokuyorlar.

bilinsin ki; kimsenin ölü için döktüğü gözya$ı, kurtarmıyor ceseti çürümekten.

tavandan yüzler akıyor,beynim kıvrımlarını dolduruyor, zihnim düzle$iyor ve...

kadın gidiyor, kedi gidiyor, adam gidiyor.

tek celsede bo$anıveriyor normaliteler.

çocuk kalıyor elinde bir tutam tuz, bacağında bir ölüm dolusu "soyuk"...

24 eylül 2007 pazartesi / ev / muque.

eroinman bir arkadaşa sahip olmak

muque
dünyanın en boktan hallerindendir.

bir gece bakarsınız ki;
bırakıp gittiğiniz ömür artık paramparçadır.kar$ınızda; suratı herhangi bir tuvaletin,herhangi bir zeminine çakılmı$ bir adam bulursunuz.kıyamazsınız onun eskiden binbir emek jölelediği saçlarına sürülen kanı görünce...kıyamazsınız o yerlere göklere sığdıramadığınız dostunuzu bayılmı$ görünce.

bitmi$tir i$te...

artık; ağlayan ailesi,"kaçan" ortak dostlarınız ve ne yapacağını bilemeyen bir siz vardır elinizde.
sürekli yalan söyleyen,artık bitti diyen, "bu son" diyen bir arkada$tır o artık...

mahfolan bir evin küçük çocuğudur o.
kim yapmı$tır? kim bula$tırmı$tır bilinmez.
bilinir de...

yalvar yakar desteğinizi isteyen annesinden, onun küçükken patatese "papates" dediğini öğrenirsiniz gözya$larınızı saklayarak.öylesine bir bilgidir i$te...oysa $imdi de; eroine peynir demektedir...söyleyemezsiniz.

uyku ilaçları verir, uyutursunuz.krizlerini,bağırı$larını atlatmaya çalı$ırsınız.son paketini her $eyi göze alarak klozete dökersiniz..o delirir, siz ağlarsınız.o bağırır, siz susarsınız.o kafasını duvarlara vurur...siz...siz...

sözler verir,ağlar elerinizde...

yatacaktır,tedavi olacaktır,yepyeni bir hayat ba$layacaktır...
daha amatemin kapısından çıkmadan ba$lar kovalamaya...bir bakarsınız; yine bir tuvalette,yine ölüm oyunları oynamaktadır...

eroinman bir arkada$a sahip olmak,ölüme kendini hazırlamaktır.

"#310131"

tabu diyalogları

muque
kelime: abayı yakmak
- sen sevgilini ne yaparsın?
- severim.
- başka?
- öperim.
- başka? başka?
- daha fazlasını söylemem valla


kelime: baraj
- hani futbolcular kalenin onune kurar macta...
- pusu...
- yuh!

mailden çalınmı$tır.



kelime: şirinler
( kelimeyi annatacaım kişinin adı şirin )
-sen kimsin?
-ben, şey .. şirin!
-evet! ama bu tvde oynuo
-şirin baba!!
-taam! çoğul yab bunu şimdi!!
-şirin babalar!!!!!!!!
-ehemm peeki..

mailden çalınmı$tır.

redcrow

muque
"kafa" bünye.$öyle ki;

-redcrow- ne zaman evlendi be hugo...ben onu tek tabanca bilirdim hep:p ?

müqüe->redcrow: hocam hugonun asli görevi zaten hugolina ile çocukları cadı sila nın elinden kurtarmak.kendisi normalde naif bir devlet memuru ama cadı sila denen kaltak mizaçlı bünye bunun çocuklarıyla karısını kaçırınca tolga denen hıyarın da gazıyla ormanda,kuşta böcekte buldu bünyeyi.çoluğun çocuğun maskarası oldu..allah yardımcısı olsun.

-redcrow- inanmazsın ben şu an ağlıyorum..
ben bu hugo piji gendigendine icat çıkardı da dağda bayırda keyfine gurda&guşa sardı diye bilirdim...:(çok fena sarsıldım sanırım daha fazla yazamıycam bu konuda:p
dualarımız seninle hugom,akıt o kaltak karanın şırasını..

dipnot:
(bkz: hugo nun amına koyim)

bilgi sözlük

muque
tanım; bir varmış,bir yokmuş diye hakkında ufak da olsa bir "masal"anlatmak istediğim sözlüktür."masal" olduk çünkü...


bu sözlüğe ilk geldiğimde kimseler beni okumuyormuşcasına yazmaya başlamıştım..houston denen zımbırtının farkına varmamı o zamanların zehirgibi yazarları faten,peach, goetica,nothelle,fıramboğaz ,lion,floydian,elessar,blackpresser,darth sidious,ölü beden ,henuz üc yaşında bir kardeşim var,darklord,pixie,ithilquessir,376,satanist yiyen kedi gibi yazarlar sağlamıştı bana verdikleri sağlam ayarlar ve "onu öyle yazma,böyle yaz! o bkz olmamış oraya" gibi öğretileriyle...çoğuyla uzun zaman paslaştık,eğlendik sözlükte hep beraber online olduk,hep beraber yazdık...ayar aldık ayar verdik...gecenin bi yarısı sol frame takır takır tematik dolmaya başladı anladık ki; "faten çalışıyor"...çok farklı bir tarzla ettik tartışmalarımızı...chat odalarına doluştuk,ama hakaret etmedik! sonra kalktık sözlüğün tanıtımı için çalıştık omuz omuza...radyolara çıktık...sabahlara kadar görüşmeler yaptık.aynı anda eğlendik!

(bkz: kaptan şener le gece seyri)
(bkz: 17 mart 2006 bilgi sozluk ekibi free zone istilasi)

yeniydim...eğlendiğim kadar da üzülüyordum yediğim ayarlara...ama küsmedim sözlüğe hiç, şu sıralar küstüğüm kadar.emek verdik...tanım yapacaksınız ilk entrylerde dediler çektiler kulağımızı,tanım yaptık! "boş bkz ları azaltın, hatta hiç yapmayın" dediler tamam dedik. hiç unutmuyorum darth sidious rock fm’de canlı yayın olduğu gece biz oradayken, irc’den "arkadaşlar yeni gelenlere onay vermeye başlıyorum,yardımcı olun onlara"demişti bilgiçlere.böyle zamanlardı işte o zamanlar.herkes herkesten öğrenmeye çalıştı..ek$i’de orda burda hakkımızda yazılmayanı bırakmazdılar, toplu cevap verirdik...her gün yepyeni bir fikir,yepyeni bir yazar katılırdı aramıza sevinirdik,sohbet ederdik...faten mesela; geyik yapar,tematik yazar,duygusal yazardı...ben ve dönemimdeki çoğu bilgiç onu okuduk,okuyarak yazmaya çalıştık...can sıkıntılarımız oldu attık kendimizi sözlüğe...aynı dili konuşurduk!şimdilerde ki gibi değildi hiçbir şey!zamanında buralardan gitmiş 1.nesil bilgiçler döndü aramıza,eski moderatörler döndü...bilgi sözlük’ü sözlük yapanlar geldi...daha bir şenlendi buralar diyorduk ki tam...olmadı!!!

ucuz popülarite sıçtı sözlüğün içine!!! uyarılara; "siz kimsiniz lan?!" dendi.oysa istenen sadece yakalanan tadın kaçmaması,yine hep beraber eğlenmekti...ne paslaşmanın tadı kaldı, ne yazmanın...3,5 komik entry giren adamlar kendilerini sözlük paşası ilan etti...entrynin bu kısmına kadar anlatmak istediklerimi anlatamadıysam son paragrafta söylemek isterim...

"buralar eskiden dutluktu" tadında oldu biliyorum...ama oraya buraya sataşmadan,adam gibi adabında yazar kalmadı sözlükte onu söylüyorum işte!!! kaldı da onların da yazma hevesi kaçtı!...aynı şeyleri görmekten,ikili muhabbetlerinize bu denli dahil olmaktan sıkıldım(k)..!ukalalıklarınızdan sıkıldım,anlamamakta ısrar etmenizden,sözlüğü yonja profilinizmişcesine kullanmanızdan sıkıldım!her gün aynı başlıkları,birbirine benzeyen illegal entryleri görmekten sıkıldım!saygısızlığından sıkıldım...komik olduğunuzu sanmanızdan sıkıldım!
işte bunlar yüzünden;

"sözlük küstüm sana !..."

senin ne kadar skinde bilmiyorum...

barış akarsu

muque
sene 2005...

türkiye’de kan deli akıyor ,elini sallasan $arkıcı/türkücü elemeleri... atv de bir yarı$ma yapıyor.

topluyorlar 10 küsür genci.
eğitiyorlar,giydiriyorlar.

biri var aralarında;sürmeleri akmı$,kotu yırtık,safça...elindeki saz yetiyor gibi duruyor canına.inceden bir gülümsemesi var.

asi biraz belli.gitarı çok kum görmü$,eli çok ate$ yakmı$ belli...

gür sesi ve yeni yeni filizlenen "türkiye’de rock müziğin kitlele$mesi" durumunun da pozitiflikleriyle sıyrılıyor diğerlerinden.

gülüyor hep gülüyor.

her gördüğümde sarılıyor birilerine."ne sevgi pıtırcığı çocukmu$" diyorum içimden,"haluk levent çakması seniii...onu da sevmem sütoğlan! seni de sevmedim" diyorum.

gülümsüyor di$lek di$lek,gülümsüyorum.

sonra bir arkada$ anlatıyor.onların yazlığın olduğu yerde gitar çalarmı$ sütoğlan.parası olmazmı$ hiç.anlatıyor...$öyleydi de,böyleydi diye...

"bak adam ne oldu $imdi! vay a.k.!" diyor.

aradan bir zaman geçiyor...bizim oğlan pek görünmüyor ortalarda.

sonra bir bakıyorum dizi çekmi$ $ap$aldan bozma oyunculuk yapıyor.ne hikmet; yine gülümsüyorum.

"sevmiyorum sütoğlan seni! gülme bana öyle...off deği$tirelim kanalı."

sonra bir gün haberlere denk geliyorum.

barı$ ölüyor diyorlar, yüzü kırılmı$ diyorlar.

alta veriyorlar $arkısını, koyuyorlar en di$lek gülümsemelerini ekrana..

gülmüyorum.

gülmüyorum.

ağlıyorum sütoğlan, ne yaptın be?

$imdi "ölmeyecek" diyorlar ya, biliyorum ben; öleceksin.

ama ben artık hiç gülmeyeceğim seni gördüğümde.

insan büyüdükçe yok olan şeyler

muque
- oyuncaklar,
- baba kucağı,
- 5 ta$,
- mahalle parkındaki salıncak,
- ko$ulsuz güven,
- kar$ılıksız sevgi,
- hayaller,
- ilkokul öğretmeni,
- "çocuktur ne yapsa yeridir" haklılığı,
- köpek yavrusu bakı$ları,
- çi$ini tutma zorunluluğu olmaması,
- beyaz ciğerler,
- hazırlanmı$ yemek,
- gök gürültüsünde yalnız uyumamak.

(bkz: böyle gider bu)

içimden cenaze kalkıyor

muque
ben bugün odalarımda gezindim yine…mum kokulu bebeklerimden ağlamayı seyrettim…gözlerime değmeden yaş,vazgeçtim sonra ağlamaktan! ben neden ağlayamıyorum?
sigaram sönmüş, tekrar yakmaya üşendim…aynaya baktığımda yansımamdan iğrendim. dışarıda hava nasıl?
çocuk sesleri geliyor kulağıma ciyak ciyak.kadınlar! susturun çocuklarınızı! içimden cenaze kalkıyor…ses etmeyin!...
dün gece bir bebekle tanıştım yolda.sus dedim,sustu…izin aldım annesinden eğildim öptüm yanağından! melek ya…ben dün gece melek öptüm…
sabahlarıma yalnız uyanmanın bahanelerini sıralamayı bıraktım…geçtim oturdum evimde yine…içimdeki kadını öldürdüm.bastırdım boğazına dün gece, önceki gece,ondan önceki gece yaptığım gibi…ayinler düzenledim… şu çocuklar bir sussa, her şey daha net olacak!
aldım karşıma konuştum egomla.”bak” dedim “olmuyor böyle çek git buradan!” gitmedi…
inat ettim çıkmadım dışarı bende…hava nasıl? bahar değdi dimi yine çoğunun avucuna…kim kimi aldatıyormuş sokaklarda? kimler hangi hayalleri yakıyormuş?maskelerini mor çantalarında taşıyan kızlar gördüm ben…ve aslında “aşk”a aç erkek çocukları…kaynaşıveriyorlardı… bir şişe şarap almışlar döndürüyorlar aralarında…kızlar yalan söylemiş anneye, “dersteyim” demiş. ben yattım ay’a baktım…yıldızlara baktım.sonra melekle karşılaştım…öptüm,dündüm evime…dün dışarı çıktım işte! izledim onları…artık çıkmam…
içimden cenaze kalkıyor…ses etmeyin!...

neden hala gitmiyorsun

muque
neden hala gitmiyorsun? bu boşluğu delicesine derinleştirmek mi niyetin?çıkıp gitmelisin bu hayal evinden..kapının girişinde umutlarım var giderken çöpe bırakıver umarsızca.salona bir göz attım demin; televizyonun karşısında açık kalmış kitabın.hangi sayfasında hangi kadın boğuluyordu fark edemedim.al onu da..!
mutfakta senin için pişirilen o çikolatalı kek kalmış, beceriksizce kalıplara dökmüştüm hani hatırladın mı?bir lokma al, benim canım acıyor!
neden hala gitmiyorsun sen?
"hala"ların devamlılığına mı sürükleyeceksin acımı?git hadi!mumları söndürme ama yürürken, üşütüyor rüzgarın...dost akşamlarına konuk ettiğin balkon kapısı açık kalmış şimdi...yüreğime çarpıyor!buzdolabının üstünde okumadığın, ama benim ısrarla yazdığım notlara baktım demin...oysa ki ne güzeldi "sana acıktım" demelerin...
neden hala gitmiyorsun?
benim sana "seni hala çok seviyorum"
demem...benim hala yaşıyor olmamla eş değer bunu mu duymak niyetin?
git sevdiğim...haydi git artık bu hayal evinden.geçmiş zamanlara konuk olalım...akmayalım geniş zamanın tutarsızlığına...bitsin!

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol