melankomik

bir ayna vasıtası ile yapılabilecek eylem.

yazı dilinde sık kullanılsa da günlük konuşmalarda pek kullanılmayan, kullanana tuhaf tuhaf bakılan bir kelimedir "zira". oysa büyük bir eksiği doldurmuş güzel bir bağlacımızdır kendisi. ben kullanmam mesela konuşurken. korkarım kullanmaya. karşımdaki kişi pür dikkat beni dinliyor ben "zira" diyorum onunla dalga geçer gibi. olur mu hiç, çok kötü bir şey. hem zira ne biçim kelime öyle, zira arka arkaya söyleyince de iyice tuhaflaşıyor. zira zira zira zira.. tiksindiniz değil mi?

sürü psikolojisinin sonucudur.

sütyen yerine bikini üstü kullanmayı tercih ediyordur.

nudist plajında güneşlenmekte olan kadındır. sütyen giyeni almıyorlar zaten oraya.

sutyen giymeyen koca memeli koylu kadinlari · (3)
yataga atmak · (1)


oha resmen cümle olmuş.

(bkz: yalanasi hatun kisi)

erkek- ver o eteği ben giyecem.
kız arkadaş- hayır ben giyecem!
erkek- ver şunu, giydirmem onu sana!
kız arkadaş- böhüheeğ..

güzel bir istanbul şarkısı.

(bkz: aslan burcuyum diye evde aslan beslemek)

fransa’nın taydi şehrindeki atatürk stadının ismidir.

ataturk de stad taydiue

bu maçta joachim löw’ün taktiği maçı gol atmadan bitirmek üzerine kuruluymuş. onlar gol atmadan biz zaten atamıyoruz. alman futbolcular günde 8 saat penaltı çalışarak hazırlanıyorlarmış maça, hepsi roberto carlos gibi baldır kası yapmış. hırvatistan’ın taktiği son dakikaya kadar türkleri oyalayıp son dakikada gol atıp maçı bitirmekti fakat 5 saniye bile yetti bizim gol atmamıza. almanlar bu maçtan da çok ders çıkarmış olmalılar. alman futbolcunun biri, skor ne olursa olsun türkler otobüse binip ülkelerine doğru yola çıkmadan onları yendiğimizi düşünmemeliyiz demiş. bu maçta türkiye’nin iyi oynaması için gereken tek şey edu-volkan ikilisi. biri cezalı, biri brezilyalı. bu görevi sabri üstlenebilir. rüştü’ye gol atmak için kalemize doğru top sektirerek koşan sabri’yi engellemeye çalışan bir podolski bir lahm görürsek şaşırmayalım. bu maç çok ilginç olacak.

arka balkona kurduğum füze rampası, bahçe girişindeki bir adet havan topu, iki ayrı penceredeki uçaksavar bataryaları, çatı pencerelerine konuşlandırdığım ak-47’lerim, ellerimdeki iki adet baretta ve bir kaç el bombası ile bitiş düdüğünü bekliyor olacağım. finali de kazanırsak kadıköy sahiline doğru bi atom bombası iyi gider be üf.

(bkz: onu bulamayanlar da var)

işitme engelliler okulunda öğretmendir kendisi.

#673219

körlükten kurtulan bir insanın sözü olabilir.

öğrenciler mutlaka izlesin :))

kapkaççı dehşeti :(


evet aynen böyle, kocaman kırmızı yazılarla başlıkları vardı geçen gün gördüğüm kadarıyla. geceki tekrar yayınında görmüştüm, ulan rüya mı görüyorum şunu bi kaydedeyim sabah bakayım dedim, sabah baktığımda o smileyler hala oradaydı. biz sözlükte bile smiley kullanamıyoruz adamlar ana haber bültenindeki başlıklara smiley koyuyorlar. son 10 yıldır televiyonda gördüğüm beni en çok şaşırtan şeydi milli takımın maçlarını saymazsak. adamlar aşmış. ne desem boş. bu adamlar gazete çıkarsa manşete de smiley koyarlar. yarın bi gün şöyle bi başlık görmesek bari.

amerika türkiye’ye saldırdı :’(

(bkz: paylaşım için teşekkürler)

hayat denen oyunu zevk alarak oynamanıza bir türlü izin vermeyen şeyin adıdır kader.

kötü adamları öldürüp, verilen görevleri kolaydan zora doğru yapıp para kazanarak oyunun zevkine varmak varken klavyenizi kapıp hile şifreleri yazar bedavadan bi çok para, bi çok puan kazandırır, belki bi an çok sevinirsiniz ama oyunun kuralları bozulmuştur bi kere, olması gerekenden daha güçlü düşmanlar çıkartır sonra karşınıza, hile yazarken itiraz etmeyen siz, zor duruma düşünce itiraz edersiniz, ama hiçbir şeyi değiştirmez bu.

kader yüzünden üzülmemek için kadere karşı nasıl bir strateji izlemek, ona karşı nasıl davranmak lazım bilmiyorum. bilseydim bunları yazacak kadar kafam karışmazdı zaten.

başkasına anlatmayacağı(nız), anlatmayı düşünmeyeceği(niz), insanların eksiklik/zayıflık olarak görecekleri, görebilecekleri düşüncelerini(zi)/davranışlarını(zı)/özelliklerini(zi) sevmek,-bilinçdışı- daha çok sevmek için bir neden olarak algılamak, anlayacağını(zı) düşünmediği(niz) şeyleri anlamaktır, anlamasıdır. bilmiyorum anlatabildim mi ama varsa aşkın bir tarifi, budur herhalde. evet tam olarak budur. ya da bilmem, bilemem.

onca yıl, sen burada,
onca yıl, ben burada,
yollarımız hiç kesişmemiş,
şu eylül akşamı dışında.