kurabiye

içgidesi partidir, ya para olmazsa nasıl ankaralardan gelinir diye korkulandır.

hayal kırıklığı.

(bkz: düğüm davetiyesi)

iliklerine kadar işlemiş bir şarkı eşliğinde, geçmişinle hesaplaşırken ve düşündüğün tüm yanlışlarını temize çekmeye çaılışıken. omuzundaki kanatları daha fazla taşıyamayacağını anlayıp, kozana tekrar dönmeyi istediğin an... yalnızlığının geçmişinle hesaplaşmaya yetmeyecek kadar ağır geldiği her an.

(bkz: tadın kaldı)

zaten kapıp kaçmış olan birinin kaçmaktayken ekstradan bir tane daha kapma durumu.

bir şeyin kendi anlamının kendini doğrulaması durumu. örneğin melek isimli birinin cidden de melek olma potansiyeli taşıması, güngör isimli birnin bir sürü gün görüp upuzun yaşaması,sarığın harbiden çok sarmalanmış dolanmış birşey olması vs vs..

boyu yere yakın .

1)hayatında hiç dolma sarmamış birey, dolma sarmanın ne demek olduğunu bilmediğinden, dolma sarmış emekçiye eline sağlık demez,bu yüzden arzu edilmeyen kişidir sofrada.
2)dolma sarmayı denemiş ama becerememiş bireyin kendine güveni azalmıştır, her yediğinde aklına bu anısı gelir ve bu yüzden kronik depresyon yaşar. sosyalizasyon sürecinden artık soyutlanmıştır. o yalnızlığa mahkumdur artık.
3)dolma sarmayı beceren ama sarmayan birey hep kaçak oynar. böyleleri arkadaş toplantılarında bekletir. fakat bi süre sonra arkadaş grubu bu durumu artık daha fazla çekemez olur ve onu çağırmazlar bile.o sevilmeyendir. defolsun gitsindir.
4)bu süreçlerin hepsini yaşamış, fakat akıllanıp kendini toparlamış ve her şeye rağmen iyi bir dolma sarcısı ve yiyicisi olan birey mutludur.ortamda rahattır ve insanlara huzur verir.kendine güveni vardır ve bu yüzden elini neye atsa başarır.çok sosyaldir.alternatif dolma partileri düzenler, hasta ziyaretlerine dolma sarıp gider, dolma tarifi verir....

yıldızın kaydığı anla dileğin tutulması eylemlerinin çakışmasını sağlayacak beceri gerektiren tek kişilik eylemdir. iki kişi olunca biri, "hani?" ", öteki de "nah işte şurda burda bilmem nerde" diyene kadar kaçar gider..o yüzden görmeyeni ellememek gerekir.

sevdiği insanın kendisini düşündüğüne kanıt arayan bünyelerin uydurduğu , her boktan boncuk çıkarma durumudur. örneğin; sigaradan çıkan istem dışı halka ya da saatle dakikanın aynı anda aynı sayıyı göstermesi durumunda "sevdiceğin hasretinden prangalar eskitiyor, içip içip kafasını duvarlara vuruyor, seni ölesiye düşünürken öleyazıyor..."

bir numarası vardır onun ,o yüzden adı numaralı gözlüktür.

(bkz: löp diye düşüren koruma kapağını açar)

emotion (2. nesil bilgic) *
kurabiye (4. nesil bilgic) *
etom (4. nesil bilgic) *
hitchcock (4. nesil bilgic) *
açıklama: bir adet şef gibi birşey, üç adet memurumsu.
patron ve ortakları sırra kadem ..

şayet,çaresiz başın öne eğilmesi ile birlikte kullanılıyorsa bir doz "peki " ,mecburi kabullenme anlamını taşır.

bir jonathan coe romanıdır ve fakat şu anda basımı bulunmamaktadır.konusu ise şöyle birşeydir;80lerde bir grup öğrenci aynı evi paylaşırlar, bir süre sonra herkes ayrı yollara gider. on yıl sonra ise uyku sorunlarından kaynaklı, herbirinin yolları kesişir..

kibarcası kardeştir lakin günlük dilde bir çok şeye karşılık gelebilir. hacı, moruk, dostum, hey sen, birader, arkadaşım...

sıkılıyorum...çok sıkılıyorum...sıkılmaktan sıkılıyorum...çok sıkılmaktan sıkılıyorum...çok sıkılmaktan sıkılınca çok sıkıldığımı düşünüp sıkılmamak istiyorum...sıkılmak konusu beni çok sıkıyor...bu yüzden sıkılıyorum...sıkılmayı düşünmemek gerekiyor olabilir...sıkıcı bir konu bu sıkıldım....sıkıntılı bir tipim bu yüzden sıkıcı olabilirim.sıkıcı olan konu olmalıydı ben değil...bütün bunlar sıkıntıdan sallama şeyler... daha fazla sıkıcı olmaya gerek yok.

çok bilenin ya da öğrenmek isteyenin gerçekleştirdiği bilinçli eylem.

sabit fikirli insan modeli.