kurabiye

çok para gelir çok.

anlık olarak insanın içine müthiş bir huzur çöker. alıp bir daha bir daha bir daha fırlatası gelir insanın içinden. telefonun fırlatıldığı duvara doğru yaklaşılır o "bir daha arzusuyla". fakat bir pişmanlık kaplar bütün vücudu. ulan ne de para saymıştım denir. hatta taksitlerin hala devam etttiği bile düşünülür. telefonun parçaları birleştirilir sonra da şöyle bir ele alıp kulağa yakın bir yerlerde sallanır ki içinde kırılan parçalar var mı diye anlamak için yapılır bu eylem. tıkırdama sesi duyulmadıysa sorun yoktur. artık sakince kahve içilebilir. fakat tıkırdama sesi geldiyse beyne akıl almaz bir sinir hücumu akın eder. "ulan ben böyle işin ...." demek suretiyle telefon parça pinçik olana kadar duvara fırlatılır. sonra da olmayan telefon için taksitler kuzu kuzu ödenmeye devam eder ki işte bu çok sakıncalıdır. bundan dolayı sinir anında telefon duvara değil halıya ya da yatak gibi yumuşak mekanlara fırlatılmalıdır. bu en hayırlısıdır.

yapılan mücadelenin açısı üç yüz altmış derecedir. başladığın yere geri dönersin. verimsizdir, tez anti tez sentez hikayedir. değişkenler inatla sabitlendiğinden sabır ölçmek için iyi bir sınavdır. size kalansa sadece yorgunluktur ve bir de iflas eden ses telleriniz.

düz ayak ilişkiler yerine kendi kendine yetmeyi seçmiş kızdır.

döngüsel olarak kafası tatile gidip gelen kişidir. egosal sorunları itibariyle düşünmeden davranmaya mahkumdur.düşünerek yaptıkları da bir boka yaramayandır. düşündüklerinin çoğu ütopiktir. dolayısyla deli sık sık ölümü yaşar. ama dirirdir de. çelişkilerin yaramaz çocuğudur deli. bütün deliler öpülesi yaratıklardır.

çayla sütü karıştırıp içmektir, karanlıktan korkup tuvaletin kapısını açık bırakmaktır, akşam ezanı okunmadan evde olmaktır ve aşık olduğun çocuğun yanağına şap şup masum öpücükler kondurmaktır.

dünyayı algılayışına tükürülesi insanımsı varlığın öküzlüğü olabilir ancak.

tarzı ruh haline göre değişebilme özelliği gösteren başka ağız.

okşamanın ön hazırlığı olan sözcüğümsü.

kafası karşık öğrencidir. tamamiyle boşluk duygusunun öğrencinin içini şişirmesiyle ilgili bir hadisedir.

şerefli gözüküp şerefsiz olmak gibi bir şey.

en çok sinir krizi eşiğinde vücuda bir hücum ateşiyle girip insanı yanıp tutuşturan bir tutkudur. bunun dışında yemeklerden sonra, uzun süren dışkılama eylemleriyle beraber ve de kahveyle birlikte sıkça sigarasanır.

sadece sizin anlam çembernizde anlamlı olan, olayın dışındaki başka hiç kimsenin anlam veremeyeceği, dolayısıyla açıklama yapılsa da anlamlı olamayacak olan her tür durumdur.

kaldıramazsan kaldırırlar gülüm
hadi beni dansa kaldır...
işte nevrotik gururlu kişi böyle sayıklayabilir.
belki de sayıklamaz.

insan bedeninin en önemli yeridir. çok mühimdir. iyi bakılması gerekir. halk arasında kase diye de bilinir. kutsal kase bile olabilir, neden olmasındır. evet evet o kutsal kaseden daha kutsaldır.

çelişkili tattır.

ananın evi’nin bitişik yazılışı da olabilir pekala. nasıl mı? şöyle ki:
- boş ol boş ol boş ol. al eşyalarını defolup ananevine git. bir ihtimal şöyle de telaffuzu mümkündür:
(bkz: anayın evi) o da şöyle olur heralde:
-hadi yürrrrü anayın evine!

zaten isimlendirmekte zorlandığınız bir duyguyu yine isimlendiremediğiniz bir başka şekilde kaybetmenizdir. zaten isimlendirilemeyen o kıpırtı zamanla ya aşka döner ya da buz keser. işte bu buz kesme hadisesi aşık olduğunu zannetmek olarak yorumlanır.

televizyon izlemeyi seven, fakat bundan hiç de gurur duymayan hatta bu yolla gereksiz zaman geçirdiğini düşünen ve başka işlerle meşgul olması gereken bireyin haykırışıdır. eğer aynı zamanda da üşengeç biriyse televizyon kumandasını kırıp atması en iyi çözüm olacaktır.

hiç bir anlam taşımayan saçma sapan bir yasadır. hangi standartlara ne ölçüde uyulmaya çalışılmaktadır orası zaten meçhuldür. bunun dışında bu uygulamayla amaçlanan halkın sağlığı falan değil, tamamen avrupanın tektipleştirmesi hadisesine yalakalıktan ibarettir. şu an bu yasanın gündeme gelmesi ve bu kadar konuşulmasının sebebi de gelen ve ardı ardına gelecek zamları saçma sapan bir yöne çevirerek unutturmanın başka bir yoludur. yakın bir zaman dilimi içinde gerçekleşebilecek olan tekel ürünlerine gelecek olan zamlar da yine bu yasaya bağlanıp meşrulaştırılacaktır. komiktir. bunun dışında sanki değişmesi gereken bir o kalmış gibi davranılması hakikaten halkı salak yerine koymaktan başka bir şey de değildir.