confessions

hayirlisiartik

- Yazar -

  1. toplam entry 177
  2. takipçi 4
  3. puan 6753

1980

kuru gurultuye terlik atan insan
sevgili küllük!
*
üzerine sigaramın bir külünü daha bıraktığım şu an mertebesinde, aklıma gelen 1980 yılı üzerine seninle paylaşmak istediğim bir husus var.

hani seni kullanmadığım; sigarayı, elimi bile sürmeye nefret edecek kadar sevmediğim günler vardı içinde 1980’ in. sen bilmezsin elbet.. daha bir kola şişesiydin ve kırılmayı bekliyordun o yıl; bir solcu genç tarafından, karşısındaki o’ na silah doğrultmuş bir diğer gence sokulmak üzere.

ben; ya ben ne yapıyordum dersin!? fenerbahçe lisesi’ ne başlamıştım bile. 1 nci sınıf ’h’ grubu öğrenci müsvettesi olarak. kapıda 4 askerin çapraz tutuş bekleyip, diğer 2’ sinin kimlik kontrolü yaptığı nizamiyeyi aşarak girebildiğimiz fenerbahçe lisesi’ ne! öğretmenlerinin bile 1 günde değişiverdiği, öğrencilerini soruşturmaya gönderdiği o liseye.
*
içeridekiler ne yapıyordu peki’ sevgili küllük? sen çoktan yola çıkmıştın kırılmak için tabii. elini kaldırmıştı genç, bir duvar kıyısına vuracaktın birazdan; bilmezsin tabii..

1 gün içerisinde sağcı/solcu diye ayrım gözetilmeksizin toplanılan onca çocuk ne yapıyordu peki’? öldürülmeyi bekliyorlardı küllük! sorgusuz sualsiz öldürülmeyi.

çook seneler sonra;
"bir an için bile astığım o gençlere pişmanlık duymuyorum" diyecek olan, kör cahil bir general tarafından öldürülmeyi. hatta; bu konuşmayı yaptığının hemen arkasından, karşısındaki üniversite gençleri tarafından çılgınca alkışlanacak olan o bunak tarafından katledilmeyi.
*
dışarıdakiler de çok çekti bu senede küllük. sen de kırılmıştın duvarda artık! hatırladın mı? üzerine gidiyordun bir el içinde, karşınızdaki silahlı üniformalı gencin..

banka önüne park eden bir adamın; eline silah tutuşturulmuş, daha 4 aylık askerce, hemen oracıkta öldürülmesi..
sokaklarda sebepsiz ölümler..
iadesiz hapse tıkılmalar..
kitap aramalar/yakmalar..
yurt dışına kaçanlar..
vatandaşlıktan çıkarılanlar..
silaha onca para akıtılırken, yoksulluktan ölenler..

işkenceler.. ve daha neleeer neler…
bu ülkede, evet, soykırım yapıldı küllük!
kendi halkına, kendi askerlerinin generalleri tarafından yapıldı küllük!
sayısız genci, hücrelerde işkenceyle öldürerek yapıldı küllük!
sokaklarda masum olan kendi vatandaşlarını düşman görüp, öldürerek yapıldı küllük!
bu ülkede, evet, soykırım; darbeciler tarafından yapıldı küllük!!!
*
işte o günlerden bir gün sevgili küllük;
tam üniformalının kalbine girecekken sen, daha bir küllük olmamışken yani, kırık bir kola şişesiyken;
bir diğer üniformalı gelip vurmuştu seni tutan elin sahibini..
ben tam da beyazıt’ tan gecerken.

kalbine gireceğin askerin silahı tutukluk yapmış, ölümü bekler..
öldürülmemek için başka çaresi kalmamış bir diğeri,
istemeden öldürmek ister..
can yoldaşı, askerlikteki biricik arkadaşı öldürülecek diye;
bir diğer genci silahıyla öldürmek zorunda kalan başka bir değer.
*
sonra topladılar seni yerden küllük.
bekledin yıllarca bir köşede kanıtsın diye.
geçti seneler, gittin bir cam fabrikasına, karşıma geldin işte;
küllük diye!

ben sigarasız yapamıyorum artık. gençler 13 yaşında uyuşturucuya başlıyorlar. devlet; sigara yasağı altında, sigara firmalarına peşkeş çekerken ovayı, bayırı; karşımdasın işte küllük. değiştim, değiştirildim, artık bir hıyarım ben sevgili küllük!

not:
tarafımdan başka bir sözlükte de yazılmıştır.

10 aralık 2016 istanbul patlamaları

bigcoder
“Dün gece 26 yaşında bacağı ve kaburgaları kırılmış vücudu yanık et ve barut kokan polis bir hastam, “Hemşire hanım çok ağrım var, dayanamıyorum bağırıyorum; diğer hastaları çok mu rahatsız ediyorum” dedi.
O durumda bile hala kendini değil, diğer insanları düşünüyordu.
Ara ara arkadaşlarının durumunu ve şehit sayısını soruyordu.
İsyan etmiyordu, özel ilgi istemiyordu, söylediklerimize harfiyen uyuyordu.
Yakınları da ortalığı yakıp yıkmıyor üstümüze yürümüyorlardı, yoğun bakımın kapısında metanetle bekliyorlardı.
Sadece o değil dün gece baktığım ve konuşabilecek durumda olan bütün hastaların tutumu böyleydi.
Çoğumuz gözyaşlarımızı tutamadan çalıştık bütün gece.
Televizyondan izlemek gibi değil orda olmak, çiçeği burnunda gençlerin ellerinizin arasından kayıp gitmelerini izlemek, yaşasalar bile sakat kalacaklarını bilerek yaralarını sarmak.
Televizyondaki birer sayıdan ibaret değil onlar, hepsinin bir hikayesi ve ellerinden alınmış bir gelecekleri var.
Nasıl kıydınız onlara!!!
Nasıl vicdanınız el verdi!!!
Nasıl hesabını vereceksiniz bu gencecik vatan evlatlarının!!!"
Özlem Şeko / Şişli Hamidiye Etfal E. A. Hastanesi”

mahkum ikilemi

murty
İki zanlı bir soruşturma kapsamında polis tarafından göz altına alınmıştır. Polis elinde tutuklama için yeterli kanıt olmadığı için her iki zanlıyı ayrı ayrı hücrelere koyup bir anlaşma sunmaktadır. Anlaşmaya göre zanlılardan biri diğerinin aleyhinde tanıklık eder diğeri ise suskun kalırsa, tanıklık eden serbest kalacak susmayı tercih eden taraf ise 10 yıl hapse mahkûm edilecektir. Eğer ikisi de birbirleri aleyhinde tanıklık etmez suskun kalırlarsa her ikisi de 1 yıl hapis cezasına, eğer her ikisi de birbirleri aleyhinde tanıklık ederse, her iki zanlı da 5'er yıl hapis cezasına çarptırılacaktır.
Bu çerçevede her iki zanlı tanıklık etmek veya suskun kalmak arasında tercih yapmak zorundadır. Her iki zanlıya da soruşturma sonuna kadar diğerinin kararını öğrenme imkânı tanınmamaktadır yani farklı odalarda bulunan iki zanlının birbirleri ile iletişim kurma imkânı yoktur. Buna göre karşı tarafın kararından habersiz olan oyuncu 10 yıl hapis yatma ihtimalini göze alamayarak sessiz kalmayacak, karşı taraf aleyhinde tanıklık edecektir. Karşı taraf aleyhine tanıklık ederek 5 yıl gibi daha kısa süreli bir hapis cezasına razı olacak ya da serbest kalacaktır. Oyuncu burada kaybını en aza indirmeyi (kazancını maksimize etmeyi) hedef alacaktır. Karşı tarafın da aynı koşullar altında rasyonel davranarak tanıklık edeceği kaçınılmaz olacaktır. Böylece birbirleri ile iletişim kurmayan iki tarafın iyi niyetli değil de rasyonel davranarak aldıkları karar aslında belki de daha az yatacakları hapis cezasının artmasına neden olmaktadır
Her iki oyuncunun da kısa süreli hapis cezasını uzun olanına tercih ettiği ve her birinin de diğerinin cezasını kısaltmakla herhangi bir fayda elde edemeyeceği varsayıldığında tutsak ikilemi sıfır toplamlı oyunlar kapsamına girmektedir. Oyun teorisinde de olduğu gibi bu oyunda da oyuncuların yegane amacı, diğer oyuncudan bağımsız olarak, kendi kazancını maksimize etmektir.

din

herkonudafikrimvar
Dünya'nın toz tanesi kadar önemi olmadığı bu evrende,insanlara gönderilmiş, şöyle abdestl al, böyle örtün gibi komutlar olan, ay'ı ikiye böldüm, dünyadan at arabasıyla göğe yükseldim,asam ejderhaya dönüştü,balık yunus'u yuttu sonra tükürdü,mağarada 309 yıl uyuyan insanlar, yeni doğan bebeğin doğar doğmaz konuşması, avlanma yasağını deldiği için maymuna dönüşenler, hz. muhammed evlatlğının karıyısla evlenebilir,hz muhammed karılarını terk ederse Allah onlara yeni ve bakire eşler verir gibi ifadeler yer alan 'din' diye bir şey olduğuna inanmıyorum. Çok net.

Evrendeki yerimiz (sakince izle ve iyice düşün) ;


Dİkkat Çekici Ayetler ;

Enfal surei 1. ayet
(ey muhammed!) sana ganimetler hakkında soruyorlar. de ki: “ganimetler, allah'a ve resûlüne aittir. o hâlde, eğer mü'minler iseniz allah'a karşı gelmekten sakının, aranızı düzeltin, allah ve rasûlüne itaat edin.”
kaynak :http://www.kuranmeali.org/8/enfal_suresi/1.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx

Ahzab suresi 50. Ayet
ey peygamber! biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. ayrıca, diğer mü'minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini peygamber'e bağışlayan, peygamber'in de kendisini nikâhlamak istediği herhangi bir mü'min kadını da (sana helâl kıldık.) mü'minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

kaynak:http://www.kuranmeali.org/33/ahzab_suresi/50.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx

nebe suresi 33. Ayet
şüphesiz allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar (ve memeleri yeni sertleşmiş yaşıt kızlar.) ve dolu dolu kadehler vardır.

kaynak:http://www.kuranmeali.org/78/nebe_suresi/33.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx

şu lafın kuran'da yazdığını söylemeden sokak röportajında bir kaç kişiye söylesen millet seni döve döve linç etmez mi?

tahkim suresi 5. Ayet
eğer o sizi boşarsa, rabbi ona, sizden daha hayırlı, müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir.

kaynak :http://www.kuranmeali.org/66/tahrim_suresi/5.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx

yani şair diyor ki hanımlarına, bana artistlik yapmayın sizi boşar daha tomurcuk memelilerini alırım sizin yerinize

bakara 65. Ayet
ve andolsun ki siz, içinizden cumartesi günündeki (avlanma yasağını) çiğneyenleri biliyordunuz. o zaman onlara: “hakir (aşağılık) maymunlar olun.” dedik.

kaynak:http://www.kuranmeali.org/2/bakara_suresi/65.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx

saffat 142. Ve 145. Ayetler
onu (yunus a.s'ı) hemen bir balık yuttu. o, levmedilen biriydi (kendi kendini kınıyordu).
ama balığın karnında bizi andı, tesbih etti biz de o'nu hasta bir halde, gölgesiz boş bir yere bıraktık (balık tükürdü)
kaynakhttp://www.kuranmeali.org/37/saffat_suresi/145.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx

kehf suresi 25. Ayet
onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar. buna dokuz daha eklediler.
kaynak:http://www.kuranmeali.org/18/kehf_suresi/25.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx

meryem suresi 30. Ayet
yeni doğmuş bebek dile geldi ve konuşmaya başladı: ben, allah'ın bir kuluyum. o, takdir buyurdu ki, bana kitap verecek ve beni bir peygamber yapacaktır.

kaynak:http://www.kuranmeali.org/19/meryem_suresi/30.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx

hiçbir erkeğin anlayamayacağı durumlar

goetica
bir kadının yeri gelince bir erkeğin hem annesi hem dadısı hem sevgilisi hem karısı hem dert ortağı hem dü$manı olmasını..
onlar için yemek yaparken,en basiti bir domates soyarken duyulan mutluluğu..
acaba beni aldatıyor mu?korkusunu.
soğan doğrarken her zaman soğanın acısının ağlatmadığını..
gülerken herkesle beraber ağlarken yalnız ağlamayı..
regl dönemi çöküntülerini,yıllarca kanayıp da ölmemeyi..
sevdiği ki$iyle beraber oldu diye hesap vermeyi bir insanın zar kadar adam etmediğini,bir anda namussuz olabilmeyi..
hava yağmurlu saha çamurlu gerçeğini..
bazen çikolata için çok $ey feda edilebileceğini..
bir kaç tel saç ve bir adet süpürge ile gerçekle$tirilen saçı süpürge etmek eylemini..
kına gecesinde neden böğüre böğüre ağlandığını..
doğumhanede çekilen sancıları..
9 ay içinde bir canlıyı büyütmeyi..
ona canından can,nefesinden nefes,ömründen ömür vermeyi..
anne olmayı..
kadın olmayı..

türkiye'de olaysız gün geçmemesi

independence
artik ne yaptilarsa neler yaptilarsa bu guzelim ulkeye, gun gecmiyor ki olaganustu bir olay yasanmasin turkiye'de.

teror desen teror orgutlerinin lunaparki olmusuz anasini satayim. darbe desen ulke basina dusen darbe sayisinin 7/8 katina sahibiz cok sukur. rusvet, skandallar, siyasi komplolar, suikastler, adam kacirmalar ve daha neler neler. ozellikle teroru oyle kaniksamis durumdayiz ki, 15 / 20 sehitten asagisina neredeyse tepki vermez olduk. 2/3 sehiti ana sayfalarinda buyuk puntolarla belirten gorsel medya, uzun zamandir 2/3 sehit haberini sol ust kosede kucuk bir karede ve kucuk puntolarla verir oldu.

neden?

cok alistik cunku ve alismis kudurmustan beterdir. insan hayatinin gozumuzdeki degeri olen kisi sayisi ile orantili oldu nicedir. 2/3 sehit verdigimiz bir olay, bir mankenin sevgilisinden ayrilmasindan daha az onemli gelir oldu insanlara, cunku medya artik bu sayilari onemsememeye basladi ve bizler medyanin bize gosterdikleri kadarini bilir ve ogrenir olduk. kahramanmarasli ahmet ile sivasli dursun diyarbakir da sehit duserken tuba ozay'in sevgilisi tuba ozay'a milyon dolarlik jeep almis. elbette tuba ozay'a alinan hediye daha onemli, cildirdin mi? jeep fiyati ile birlikte buyuk puntolarla yazilmali. buyuk olay bu. sehit her gun var zaten ama tuba ozay'a senede kac jeep aliniyor saniyorsun sen? tabiki kocaman kocaman haberler yapilmali tuba ozay ile alakali, iki tane de bikinili ve mini etekli foto yapistirdin mi tiraja bak sen. yemisim sehidi! ikisi gider, yedisi gelir. yeter ki vatan sagolsun!

konuyu nereden aldim nereye getirdim gerci ama olsun, hepsinin özeti bir. bu ulkede olaysiz gun gecerse o gunden korkun. cunku ileriye yonelik cok daha buyuk bir plan vardir.

dürterek konuşan insanlar

elma sekeriiii
+ $$$$ noldu geçenlerde biliyor musun?
- noldu abicim hayırdır?
+ ya fener gassaray maçına gidicektik arkada$larla, benim hatun bi arıza çıkardı ki sorma.
- neden o?
+ sürekli maçtaymı$ım ben artık evliymi$iz, durulmam gerekiyormu$
- hmmm e haklı.
+ neresi haklı abicim allasen, 2 gıdımlık zevkimiz var $urda yani!
- valla haklı, ben olsam seni öldüresiye döverdim, akıllanmıyosun çünkü.
+ ben de seni dost bildim dert anlatıyorum arkada$...
- anlatma abicim!
+ ben gidiyorum lan!
- s.ktir git ulan zaten, sıçtın omuzuma tikli hayvan!
+ seni var ya $$$$$$
- allah belanı versin ya dokunmaaaaaaaaaaaaaaaaaa!

alınan ilk ayar

adige
lise döneminde yediğim ayardır,hala da unutamam.edebiyat dersinde hocanın haklı ikazlarına verdiğim tepki sonucu sınıftan çık ultimatomuna,artistlik yaparak sınıfın kapısını vurarak çıkmamla birlikte, dersin blok ders olduğu ve teneffüssüz iki dersin sonunda okuldan çıkacağımızı anımsamam bir oldu.o artistlik haller birden kaybolup sınıfa tekrar dönüp, hocam defterlerimi de alabilir miyim dememle ayarın kralını yemem bir oldu.hocamız ömrü boyu bu anı beklemiş gibi bir ifadeyle; bak oğlum,bu hayatta tekrar çalacağın kapıyı çarpma bir daha dedi. şaka falan değil bu öyle bir işledi ki içime,b ir daha gerçekten yapmadım böyle bir şey.

yapılmış en aptalca dalgınlıklar

satanist yiyen kedi
ak$am 11de oturma odasında uyuyakalmak akabinde annenin 12 gibi "kalk oğlum yerine yat" maksadıyla kaldırması, benim okula kaldırdı sanmam.okul kıyafetlerini giyip gece 12de sokağa çıkıp servis beklemem.ortalığın her zamankinden biraz daha karanlık olduğunu düşünmem.evde beni arayıp bulamayan ahalinin a$ağıya baktığında krizlere girmesi ve sabaha kadar gülmekten uyuyamamak.

sözlükteki akp düşmanlığı

satanist yiyen kedi
tayyip erdoğan denilen zırva kelimesiyle bütün kişiliğin gülen yüzünü değil de olması gerektiği gibi somut örnekler ile içini anlayan her sağlıklı bireyin beslemesi gereken düşmanlıktır.

zira şu anda;

vatanın açıkça satılmak için çabalandığını,
laikliğin yavaş adımlarla tamamen ortadan kaldırılmak istendiğini,
akp nin götü sıkıştığı an gündemi çok iyi değiştirebildiğini,
destekleyecilerinin de anne baba tarafından görülmüş şeyler ile zerre araştırmaksızın, sorgulamaksızın müslüman olmuş kişi topluluğundan oluşmuş olduğunu ve bu topluluğun büyük cehaletinin akp tarafından ülke bütünlüğünü bozmak ve laikliği yerle bir etmek adına kullanılmak istendiğini,
çok yavaş fakat emin adımlarla ülkenin böyle devam ederse gayet de istedikleri gibi şekilleneceğini

görmeyen insana düşünen bir insan diyemiyorum.işte böyle düşünmekten bir haber insanları sempatize etmiş ve destekçisi haline getirmiş akp’ye duyulan düşmanlık gayet de gerekli bir düşmanlıktır.gerek sözlük dahilinde, gerek ülke dahilinde.

hiçbir yere ait olmama hissi

malibucola
ciddi anlamda hissettiğimdir.

zaman çok çabuk geçiyor, yaşamaya çalışıyorsun, bir yerlere tutunmaya çalışıyorsun. bu süreçte herşey değişiyor, hayatına birileri giriyor, çıkıyor. kavgalar ediyorsun, savaşıyorsun. bir bakıyorsun olduğunu sandığın yer her şeyiyle değişmiş.
etrafındakiler itmeye başlamış seni, her gün geçtiğin yollar, bir zamanlar içini huzurla dolduran o deniz grileşmiş, sönmüş, bitmiş.
yirmi dakikalık yol, eskiden hemencecik katettiğin o yol bitmez olmuş. daha önce sana huzur veren evinin duvarları üstüne üstüne gelir olmuş.
güvende hissetmek şöyle dursun, devamlı ardına bakar olmuşsun, çantanı kontrol eder olmuşsun cüzdan yerinde mi diye.
eskiden 24 saat yetmezken, günün 23 saatini yatakta geçirip kalan o bir saatte de karnını doyurur olmuşsun mesela. duvarlara bakmaktan başka hobin kalmamış.
birlikte vakit geçirmeyi sevdiğin herkes ya kandırmış seni, ya umursamamış, ya arkandan bıçaklamış.
en önemlisi kendine yabancılaşmış, kendinden korkar olmuş, kendinle kavga eder olmuş ve en sonunda kendinden nefret etmişsen, üstüne tüm bunlar varken nereye ait hissedebilirsin ki?
hangi şehir kabul eder, hangi ülke alır sınırlarına?
hangi toprak kabul eder adımlarını, kim evini açar bir bardak su verir?
hangi deniz arındırır seni, hangi güneş ısıtır?
dünyanın hiçbir yerine ait hissetmezsin, gerisi zaten yokluk, hiçlik.

pokemon go

adamerkek
uykum kaçmış sabah 6'da yatağımda fb'da takılayorum. pokemon go diye bir şey çıkmış okuyayım bakalım dedikten 2 saat sonra ataşehirin içinde sabahın köründe pokemon kovalıyordum. müthiş bir şey olduğundan değil.
(bkz: işsizlik)

komşu çocuğu

nerobianco
kapı çaldı... içtiğim kolanın mideme verdiği hüzünle bir tane sessiz atıp yerimden kalktım.kim o?? diye seslendim. ses gelmeyince delikten baktım. baktım ama kimseyi göremedim. tam pişkinlikle ehe gitti galiba her kimse diye düşünürken tekrar zil çaldı. bu sefer direk açtım. komşu çocuğu hiperaktif deniz önümde dili dişlerinin arasında tüm antipatikliğiyle bana bakıyordu.. her zamanaki gibi burnunda bir topak sümük gözlerinin altında yaşlar vardı..tabiki haline üzülmedim. birden ağzından şu kelimeler döküldü; ’’ yaa sercan bey efe bana piespisini oynatmıyo söz vermişti tutmuyo’’ diye haykırdı. ve beni güneşin altında top oynamaya davet etti. böylece ona piespi oynatmayan efeyi kıskandıracak beni kulllanarak onun neleri kaçırdığını gösterecekti. açıkçası kendimi kullandırmamak efeyi de başıma sarmamak için gel bilgisayar oyna bari bizde dedim. ayaklarını sallayarak terliklerini fırlatıp içeri koştu. laptopun başına geçip bütün tuşlara basmaya başladı. dur öyle olmaz dedim. dinlemedi 10 parmak daldı klavyeye. bilgisayar uyarı veriyordu. bi an ’dur bi olm yaaaa’ diye bağğırdım. durdu. gel oyun açalım sana dedim. yalnız bilgisayarımda hiç oyun yoktu. kıral oyun coma gir dedi. bilgisayar kullanmayı bilmeyen bir oyunun kıraloyuncom demesi olayın heyecanına heyecan kattı. açtım siteyi. araba yarışı araba yarışııııı diye diretti. neyse araba yarışı açtım ona. önce göstereyim dedim sabırsızlanıp koltukta ayağa kalktı. izlerken ’’vırrrrnn iiiiyykkk ’’ gibi arabadan duymadığım araba sesleri çıkardı. sonra ’’sıra bende sen öldün’’ dedi. şaşkınlıkla birlikte ona verdim sıramı. arabanın başına geçti sadece ileri tuşuna basıyodu araba yoldan çıktı ama o ısrarla ileriye basıyordu bir yandan da o garip sesleri çıkarmaya devam ediyordu.. kaza yaptı duvara çarptı ileri tuşunu bırakmadı. bi ara geri bas geri diyince sinirlendi tüm tuşlara bastı. ekran kitlendi oyun durdu. deniz kontrolden çıkmıştı artık her tuşa basıyordu ve onu elim ve ayağımla dahi durduramıyordum . sonra bahçeden bir ses geldi ’ deniiiiiizzz gel piespi oynayalım ’’ evet bu efeydi. deniz efenin bu caip teklifini reddetmedi koşarak sokağa attı bana da giderken ’’ sen korkaksın korkak ’’ dedi. ne ima ettiğini anlayamadım ama içimden ’vayyy satıcı’ dedim. beni iki dakkada satmıştı oysa ki efe ona piespi oynatmazken ben onu evime almıştım. bunları çok düşünmeden yatmaya devam ettim. çok değil yarım saat sonra dışarıdan ’’sercan bey sercan beeeeeeeeeyyy’’ sesleri yükseliyordu. çıktım baktımbalkondan.. denizin ağzından dökülenler şunlardı ’sercan bey ege havuza kakasını yaptı auheuhaeu sışdı havuza aheuh’’ bu arada ege denizin küçük hiperaktif kardeşiydi..

alışmayacağız ulan alıştıramayacaksınız

ismettt
şehit haberlerine patlama haberlerine sıradan haberler gibi davranmaya başlıyoruz yavaş yavaş. hissizleşiyoruz. şehit haberi televizyonda yayınlanırken ağlayan annem artık kayıtsız. her gün sokağa dökülüp lanet eden kitle sessiz. iktidar yayın yasağı yapıyor, muhalefet yayın yasağının ambulanstan önce gelmesini konuşuyor ölen insanlar kimsenin umrunda değil artık. alışmayacak ulan kimse hiç birimiz sıradan görmeyecek bu haberleri ağlayacak sızlayacak lanetleyecek küfür edecek ama kimse susmayacak. o ateş düşen evlerin acısını en içinden yaşayacak elinden ne geliyorsa sesini tepkisini duyuracak kimse olmamış gibi davranmayacak. yeri gelecek polise de kızacak askere de muhalefete de iktidara da onlara bile sitem edecek neden sorusunu yöneltecek yapamıyorsanız bırakın diyecek ama hissizleşemeyecek kimse. biz o ortadoğu çukurunda her gün bombaların patlamasına alışmış olan ırak, pakistan, afganistan, libya, suriye, yemen, mısır bu saydığım aklıma gelen ülkelerin vatandaşlarıyla kendini karıştırmayacak. bizi bu çukura itmeye çalışanları feryat figan edip kaçırtacağız. biz alışmayacağız. kimse bizi şehit haberlerine patlayan bombalara alıştıramayacak. ankara patlamasında hatırlıyorum sözlük lanet edenler, iktidarın hatalarını tartışanlar, acısını dile getirirken kelimeleriyle avaz avaz bağırdığını bize anlatan acısını en derinlerinde hisseden ve bizimde hissetmemizi sağlayan yazarlarla doluydu şimdi nerde? alışmayacak kimse hiç kimse bizi alıştıramayacak alışmayacağız.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol