greyfurt

cok cok faydalidir. mail atildiktan 3-4 dakika sonra muhatap aranir ve "size yolladigim su konulu mail icin aramistim" diye söze baslanir. karsinizdaki insanin konuyu yanlis anlamasina imkan yoktur. dogru anlamis gibi yapip sizi paketleme sansida yoktur. (cünkü mail kaydi var elinizde)
reklam sektörü gibi dinamik iş alanlarında sikca kullanılan bir yöntemdir.

not: is partnerimiz olan firmaya her zamanki gibi mail attim. siparisin bütün özelliklerini üsenmeden bütün ayrintilariyla yazdim. üstüne telefon edip hatuna yaklasik 13 defa bu ürünün önceki ürünlerden farkli olacağini, bu ürünün nesinin farkli olacağini anlattim. evet tahmin ettiğiniz gibi yanlis ürünü yollamislar. calistigimiz firmanin pazarlama müdürü beni arayip "ölmek yada öldürmek istedigini" söyledi.
tedarikci firmayi arayip durumu anlattigimda önce inkari denediler, sonra demogoji yapmaya calistilar ancak bu sistem sayesinde benim hatali olmadigimi patronlarimin ve tedarikcilerimizin anlamasi yaklasik 35-40 saniye sürdü. hem patronlarimin benimle ilgili bir memnuniyetsizliği olmadi, hemde tedarikci firma aksakligin kendilerinden kaynaklandiginin %100 ispatli olmasindan dolayi hemen hatalarini ücretsiz olarak telafi etti.
böyle modellerde oluyor arada tabi. (tavsiye ederim)

"win98 se" oldugunda; bakım onarım ve hızlı işletim olarak xp’ye 5 basan işletim sistemidir.
yıllarca güvenle, problemsiz kullandigim sistemdir. (dikkat ettiyseniz "driver" ve "kaynak cakismasi" gibi problemlere girmiyorum. tamam, tamam o kadarda iyi değildi galiba)

çok basit ama çok etkili bir bakım aracini barindirir. şöyleki;
1) başlat/programlar/donatılar/sistem araçları/sistem bilgisi tıklanır.
2) karşınıza gelecek olan "sistem bilgisi" programının "araclar" menüsünden "sistem dosya denetleyicisi" tıklanır.
3) win98 cd’si (second edition kullananlar icin win98 se cd’sini) cd-rom’a yerlestirilir.
4) sistem dosya denetleyicisi başlatılır.
5) eksik yada hatalı dosya bulduğunda program bizi uyaracak ve dosyayı tekrar yükleyerek windowsunuzu tamir etmek için, bizden "tekrar yüklenecek dosya" konumunu göstermemizi isteyecektir. (genelde kendi kendine cd’de bulur) eger windows, "tekrar yüklenecek dosya"nın konumunu bulamayıp size sorarsa; karşınıza gelen pencerede "gözat"a tıklayarak, win98 cd’sinin takılı olduğu cd-rom’u göstermeniz yeterlidir. (örneğin; cd "f" sürücüsüne takılıysa şu şekilde gösterilir: "f:\")

not1: adim adim uygulayiniz. karmaşık gibi gözüksede çok basit ve çok işe yarar. ben çok faydasini gördüm. win98se kullaniyordum ve 6 ayda bir, hatta senede bir format atıyordum. o kadar süper bir araç bu. xp’de neden kaldirdilar anlamadim? 1 dosya bozuk olsada, 150 dosya bozuk olsada hepsini yeniden yükletiyor xp. mallık yani.

not2: uzun süre bakım yapılmamış bir sistem ise sizin yukarıda anlatılanları yapmanız biraz zaman alabilir. sabirli olun. her sey bitip bilgisayarınızı yeniden baslattiginizda güzel bir gelecek sizi bekliyor olacak.

not3: taramanın ortasinda iptale basabilirsiniz. o ana kadar yenilenen dosyalar aynen kalır. o kadarda güvenlidir yani. (tabi bence baslayip bitirin)

afiyet olsun.

bizden habersiz kibrislarda sürten bilgicimizdir. askolsundur. kendisinden aciklama beklemekteyizdir.

fiyat olarak hafif, kütle olarak agir modellerdir. bir kisim uyanik girişimcilerimizin, calismayan telefonlari stad yakinlarinda 5-10 milyona satmalari ve bunlari satın alan bir kisim taraftarlarin cep telefonlarini sahaya firlatmalari sonucunda polislerce denetimi yapilmaya baslanmistir.
isin garibi; benimki gibi salak telefonlari kullanan spor severlerin en büyük magduriyeti yasamalaridir.

beyinsiz italyan hakemin, her firsatta çok sert giren marsilya futbolcularına kart göstermek için, otopsi raporunu beklediği maçtır. homo italyanin bu yanli tutumuna yan hakem bile isyan etmiş, onun bu israri neticesinde bir zahmet sari kart göstermiştir.
daha ilk yarida sakatlik sebebiyle 2 zorunlu oyuncu değişikliği yapan beşiktaşımıza (serdar kurtuluş ve ricardinho), 2. yaridada sabır ve başarılar dileriz.(0-0 cok iyi skor. insallah hadi bakalım)

şanlı kartalımızın kodumu oturtmasini beklediğimiz mactir.
not: canli yayini 21:45,star tv’de diye biliyorum.

yazıldığı gibi okunmakta ve okunduğu gibi yazilmaktadir. hem okuyup hem yazarken nasil oluyo onu bilmiyorum.

- nöbetciler, nöbetcileeer
+ firavunum bi saniye, bakin vallahi biz...
- alin bunlarin hepsini.
+ bakin ama firavunum, şimdi bizim baş statikcinin büyük oğlu kız kacirdi. biz tam şemaları alıp...
- bu kacinci lan? kacıncı bu? ben sizi ne yapayım? ne yapayım sizeee ?
+ bize gelen planlarda vallahi balkon yoktu firavunum. ekmek çarpsın.
- behzat. al olm bunları.
+ firavunum elini ayağını öpiim. hepsi o statikçinin...
- ulan spartikten ben anlasam kendim yapardım zaten. delirtmeyin lan beni
+ spartik degil statik.
- bak bak bide bana akıl veriyo.
+ estağfirullah firavunum, ben yalnızca şeye dikkat çekmek istemiştim.
- bana akıl vereceğine balkonsuz piramit olurmu onu öğren.
+ ya firavunum niye böyle yapıyosunuz? emlakçıya felan verirdik. morgiç felan yaptırırdık birine. bi çaresi bulunurdu.
- behzat olm bunlari kapa o piramide, 4 gün 4 gece aç susuz bırak. cok ses felan yaparlarsa gir içeri, ver kamciyi, ver kamciyi.
+ ama firavunum yarin dogalgaz felan baglatcaktik. bi ton isimiz var. ya bi saniye kolumu birakirmisin lütfen. firavunum...
- siradakii, evet senin ne vardi ?
+ kolumu acitiyosun diyorum sana. firavunum vallahi bi daha unutmayiz...

not: bilinen 100 civarinda piramit inşa edilmiştir. hiç birinde balkon yoktur.

cevap verip, vermemekte tereddüt ettikten sonra, bu başlığı okuyarak kafamdaki soru işaretlerine yenilerini eklememe sebep olan "olmayan yazardir".
(bkz: independence bizi diskoya götür)

sahibi ortalarda gözükmeyen her türlü alet edevatla oynanırkende kullanilebilen ikaz cümlesidir. bahcelerdeki hurda arabalar, inşaat önlerindeki harc makinalari, kömürlüklere bırakılmış ev eşyaları bu gruba girer.
not: unutmadan yazayim. birde bunu "kacin lan kacin köpek geliyo" versiyonu vardir ki; mahallenin en dombilisi bile bir kedinin cevikliğine erişir.

galatasaray’ın intikamını alan türk kızıdır.

depreme 1 gün kalaya kadar yaptıgım işin bana yükledigi sifattir. 19 litrelik su bidonlarini 4. kata cikartirken hayati, burjuvaziyi, emperyalizmi, kapitalizmi sorgulamama sebebiyet vermiş, sonu gelmez bencilce beddualarımın, işi biraktiktan 1 gün sonra gerçekleşen depremle birlikte beni bunalımlara sokup çıkartmış meslek dalıdır.
not1: o zamanlar 19 litre kulplu idi bidonlar. şimdi 20 litre oldu galiba. kulpsuz tabi.
not2: bana vicdan azabını tavan yaptıran bölge, en çok yıkımın yaşandığı 2. bölge. "keşke" diicem ama bu entry bitmez o zaman.

hala ic titreten hikayedir. vicdan sahibi bir cocugun küçük yüreğine indirilen balyozdur. bence yas sınırı konulmalıdır.

diablo’da "büyü yapabilme kapasitesi"nin rakamsal karşılığıdır. yaptıgınız büyü kadar mana gider ama yaptıgınız büyüler her zaman rakiplerinizi gösterdiginiz caba kadar etkilemeyebilir. işte o zaman ardınıza bakmaksızın zebra gibi kacmanız gerekir.
not: bu entry’de bahsedilen "mana" yazildigi gibi okunur.

diger sözlüklerle yarış halinde olmayan tek sözlük. kendi gibi sözlük.

"antrikot dedikten sonra tekrar baglanmaz heralde"
not: "17 eylul bilgi sozluk mavi ada interaktif yayini"nda adrenokortikotropik için telaffuz edilmiştir.
not: bu entry, daha igrenc espriler diye bir başlık olmamasından solayı bu başlık altına girilmiştir.

italya’dan sinir disi edilmis bilgicimizdir.

(bkz: uc deniz toplulugu)

janish baby’nin adını itiraf ettikten sonra adresini ve vatandaşlık numarasını vermeden önce dj’in müdahalesiyle sakinleştirildiği yayındır.

dj’den sepultürk’un en sevdiği parca olan "fatih ürek - hadi hadi" parcasini calmasini bekliyoruz.
(kendisi fatih urek’in fanatik bir hayrani. sizin araciliginizla sevgilerimizi yollariz kendisine)