mum ışığında elle hayvan şekilleri yaparak eğlenmek.
evdeki baskıdan mı kurtulmak için mi yoksa herkes evleniyor diye mi yoksa böyle gelmiş,böyle gider diye mi? önce bunların iyi düşülmesi ondan sonra karar aşamasına geçilmesi lazımdır.
üniversite köklü,idealist bir yapıda ise bulunduğu şehri de olumlu yönde etkileyecek vebölgenin kültürel anlamda da kalkınmasını sağlayacaktır. olması gerekende budur. ama lise eğitiminden farkı olmayan ,"her köyde üniversite" haline dönüşmüş yurdum yüksek öğretim sistemi ile tam tersi olmakta, üniversiteye gelen öğrenciler bulundukları bölgenin kültürünün etkisinde kalarak, apayrı bir kişilik kazanmış olarak evlerine dönmektedirler. üniversite eğitimi kişilerin ufkunu açan, bakış açısını değiştiren bir özellik taşıması lazımken, daha doğmatik ,daha basit bir üniversite mezunu grubuyla karşı karşıya kalıveririz.
genelde üniversite döneminde sahip olunan, şansınıza göre çok iyi ya da kötü olan,eğer iyiyse hayatınızın en güzel dönemlerini beraber geçireceğiniz,inanılmaz anılara sahip olacağınız,kira-aidat-alışveriş-elektirik-su-yakıt gibi ödemeleri paylaştığınız,abuk komşulara karşı mücadele ettiğiniz kişi ya da kişilerdir. aynı evi,o evin sorumluluğunu,24 saat bir arada olmanın getirdiği rahatlığı,yakınlaşmayı yaşar, okul bittiğinde beraber kurduğunuz düzeninizi bozup ailelerin yanına döndüğünüzde; bir parça çikolatada, gece içilen sigarada,abuk bir dizide, mutfakta annenizle bardakların yeri için kavga ederken hatırlayıp,özleyeceğiniz arkadaş türüdür. tabii sadece şansıznız iyi gitmiş ve iyi bir ev arkadaşına sahip olduysanız...
türk erkeklerinin aids,sigara,içki,çok yemek..vs gibi konularda hararetle savundukları atasözümüz.
miktarını abarttığınız taktirde partnerin içinin bayılmasına neden olan fantezi türü.
aşırı acı,kuru şeyler yemekten dolayı oluşur. tuvalette sancılı saatler geçirmeye neden olur. bitisel olarak sinameki çayı, tadı kötü olsa da oldukça etkilidir.
sözlüğe günlük muamelesi yapmaktır.
eskiden bakire olmayan kızlara bir maddeyle bir tür "kızlık dikme operasyonu" yapılırmış,hamama gidilme sebeblerinden biri de bu maddenin hamamın sıcağı,buharı sayesinde erimesiymiş.
cinselliği sürekli bastırılmış,erkekten korkması öğretilmiş, eğer böyle bir duruma izin veririse hakkında kötü düşünüleceğini düşünen,yurdumun klasik kızlarından biri.
magazin basınına malzeme olmuş sanatçılarımızın(!) kasıtlı olarak yaptıkları hareketler sonucu,önceden belirlenmiş mekanlarda ya sevgilileriyle yada ayarlanmış kişilerle görünüp,sonra aptalca bir şaşkınlık ifadesiyle sarf ettikleri söz.
şekilcilik üzerine kurulu hayatları,bir topluluğa ait olma isteği ile hareket eden,siyah palto/kazak,gömlek,kumaş pantolon giyen,tespihli,bilimsel düşünce yerine doğmalarla hareket eden,klişeleşmiş şeylerle(uzun saç,solcular,ateistler...vb.)kavga eden,vizyonlarını genişletememiş,hayatlarına "kenar mahalle delikanlısı" özllikleri tamamiyle hakim olmuş,bugünü yaşayamayan,eskiye özlem duyan insan modelleridir. savundukları şeyler politik değil,masalsıdır. konu hakkında bilgisi yoktur çoğunun. kendilerine dayatılanları sorgusuz sualsiz kabul eder,canla başla savunurlar.80 öncesi döneme özlem duyulur.hem bu tipler için hemde solcu tipli öğrenciler için hanyayı konyayı anladıklarında çok geç olacak,hayatları bir karmaşanın içinde yok olup gitmiş olacaktır. kendilerini sağ-sol diye ayıran odakların aynı olduğunu,iki tarafında yaptıklarının aynı odakların ekmeğine yağ sürdüğünü anlayabilmeleri için olgunlaşmaları,hatta ölmeleri bile gerekebilir.
sahip olduğu mükemmel sese rağmen hareketlerindeki yapaylık,kibar olucam diye kendini zorlaması,eski,gereksiz bir çok kelimeyle konuşması ile antipatik olan sanatçımız.
-tren de!
-tren.
-öpsün seni zeki müren.
-tren.
-öpsün seni zeki müren.
saygısızlığın vardığı son nokta.
polyannacılığın modernleşmiş halidir. kitap bir kurgu üzerine kurulmuştur. yaşanan olaylar gerçek değildir. ama insanları etkileyecek unsurlara(cesaret,asilik,özgürlük..)gibi kavramlardan yola çıkılarak oluşturulmuştur.kitapta tavsiye edilenler bilinen ama uygulanmayan şeylerdir. yani normalde bilip yapmadığımız davranışları sırf adamın biri ferrarisini satmış diye mi yapmalıyız?
küçükken "neden bir kadına erkek ismi vermişler ki" paranoyası geçirmeme sahip olmuş sanatçı.
vatkalı kıyafetler,yarasa kollar,korkunç saçlar,şalvar tipi pantolonlar,koca koca şekilsiz küpeler. hiç bir devir bu kadar zevk yoksunu olmamıştır sanırım.
çocuklara sorulan en salak soru tipidir. çocuğun minik beyninde kasırgalar yaratıp "ee..annem,yok yok babam.."şeklinde kıvranmasına, "acaba hengisini seçmeliyim?" kargaşasına itilmesine neden olmaktadır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?