artemisia

abartıldıkları gibi şöyleleri de vardır:
http://tinyurl.com/394f2o

ama bazıları o kadar da güzel değildir:
http://tinyurl.com/2ujafd

not: eeöö çirkin sarışın bulamadım, napim..

şöylesi de vardır:

http://tinyurl.com/2tpss9

maalesef şöylesi de:

http://tinyurl.com/2uzdce

not: bizim güzide ülkemizde 2.sinden bolca vardır, esmer severlerin dikkatine..

(bkz: sarisin erkekler)

ters orantılı bir ilişkidir. ters ilişki demedim, doğru oku, orantı terstir.. vodka arttıkça kadının çirkinliği azalır, çirkinlikte bir artma varsa vodkanın etkisi azalmaktadır. işte böyle bir şey..

-merhaba banu hanım(banu alkan), ben diş banktan aylin, kredi kartı numaranızı alabilir miyim, hesabınıza vadeli hesabınızdan gelen ekstra fazileri geçmem gerekiyor da...
+aa msn’den de mi hizmet vermeye başladınız, ay çok güzel, vereyim: 2231 4569 3334
-diş bank teşekkür eder, iyi akşamlar..

(böylece soyulup soğana çevrilebilir, inandırıcılık ve düşük iq’lü ünlü bulmak elzemdir)

rivayete göre bir antidepresan yol açmış bu zavallı kızın acınacak durumuna.. hmm ilacın adı neydi acaba, yani ortadan kaldırılsın, yok edilsin diye ben, evit.

genelde sinir harbiyle atıldığı için karşı tarafın yanağı yerine burnunda, gözünde ya da kulağında patlayan, ortamı gereksiz yere komik bir hale getiren tokattır... zira tam yanağa süper bi tokat patlatıp kapıyı vurup terk etme tribine girmek isteyen hatun birden karşı tarafın sadece burnuna parmaklarını değdirip "lan acaba bir daha denesem mi, olmadı gibi bu" diye donup kalırken pişkin erkek o sırada gülmeye başlar... ve bir kapıdan çıkıp terk edip gitme tribi daha böylelikle mundar olur.

büyük bir gölde küçücük bir balık olup derin ve koyu sularda fark edilmeden kaybolmaktansa, küçük bir gölde büyük balık olup fark edilmek isteyenlere sözlüktür efendim.

facebook’un keşfi ve ekşi sözlük’ün yazar alımına başlamasıyla az da olsa ilgisiz kalmış oluşumdur. ama çok yakında eski sevgilisini, ilkokul arkadaşını poke etmekten sıkılan, 2 kere mesajlaşmaktan öteye gidemeyeceğini anlayan, onun bunun profillerindeki resimleri incelemekten bıkıp da feysbuktan soğuyan ve de 30bin çaylağı kaldıramayıp da nevri dönen ekşi sözlüğün 29500 adetini geri okur statüsüne indirdikten sonra tüm tilkilerin geri geleceği kürkçü dükkanıdır. ama şimdi dönüp dolaşmam lazım.

imza: tilki

ben de senden unsubscribe olayım bari diye cevap vermek zaruridir bunu diyene.

yoktur böyle bir model, tür, familya ya da cins.. zira platonik aşık olmak insanı aptal yapmaz, karşılıksız aşkla aptal olunmaz... platonik aşkla hiç bir beklenti olmadan kalbiniz pırpır, elleriniz terli, umutlarınız dolu doludur. gözlerde beklenen kişinin ışığı vardır, avuçlarınızda hiç bilemediğiniz sıcaklığı ve midenizde kelebekler... aşkların en yalnızıdır, en tek başınası ve bu yüzden belki de en özgürce yaşanası, en güçlüsü ve en başına buyruğu... yoktur efendim böyle bir model zira aşkların en güzelini yaşayan hatundur bu, ne aptalı...

babaannenizin tatil için geldiği evinizde gördüğü büyük siyah kolonları kendi estetik anlayışına göre redekore etme amacıyla mevcut ortamda dantel örtü bulamamaktan ötürü hiç olmazsa bari işli bir havluyla örtüp evinizi güzelleştirmeye çalışma çabasıdır.

firefox’ta entry’nizi bir bkz şeysiyle editlemek istiyorsanız yapmak zorunda olduğunuz iş, oluş, eylemdir.

(aşağıdaki entry’de kişiler ve olaylar tamamen gerçek bir hikayeye dayanmaktadır)

artemisia evde facebook’ta mutlu mesut dolaşırken odasına baba artemis gelir:

baba: aa sen de mi facebook’a üyesin?
artemisia: ne demek "sen de mi?" nasıl yani? baba? sen de mi?
baba: e evet, herkes orda, seni görmemiştim ama?

(bkz: pes)
(bkz: oha artık)
(bkz: çüş ama)

bu sefer katılamayacağım zirvedir, şaşırtıcı di mi, hmm..

"alemden maksat ademdir, ademden maksat o demdir."

hani adam gibi adam’dı derler ya... işte erdal inönü buydu. yaşamımızdaki "o dem"lerden bir güzel insandı sayın inönü. başımız sağ olsun...

de ki "o seçilmiş bir cengaverdi, taa gök bahçelerinden indirildi, yükseklerden bir atlama yapsın diye; tam da bilgi sözlüğün ebesinin üzerine..."

amen.

(bkz: bir gunlugune bitki olmak)

az ya da çok herkesin yaptığıdır... hayatınızın bir döneminde mutlaka o hiç sevmediğiniz öğretmeninize 32 dişinizi göstererek sırıtmış, aptal patronunuza "saçlarınız şahane olmuş" demiş ya da hiç sevmediğiniz halde sevgilinizin kardeşine hediye almışınızdır. hepimiz pek çok köprülerden geçiyoruz ve aşağı düşmemek tek gayemizken bu uğurda köprüde karşılaştığımız nice ayı, en sevdiğimiz dayımız oluyor, olmak zorunda, o yüzden "sadece ezik .ros.p. çocukları yapar hepsinin mnskym" diye demeden önce şöyle bir geçmişinize göz atınız. ha gerekli gereksiz yapıp, bunu hayat felsefesi haline getirmiş salyalı karaktersizler de yok değil, itinayla kaçınız.

günlerden pazardır ve evde kimseler yoktur. cep telefonu kapanır ev telefonunun fişi çekilir. en rahat eşofmanlar giyilir, güneş alan bir koltuğa uzanılır. hiç kıpırdamadan uzanmak ve ışığın tene değmesi elzemdir çünkü güneşle, yaşadıklarınızla, yaşanacaklarla foto-sentez yapmaya başlanır. herhalde böyle bir şeydir. en azından klorofil içerene kadar böyle olmalıdır.