artemisia

her bir tarafları hareketli olan gi joe bebeklerinin de namaz kılabilen takkelilerini çıkartmayan şerefsizdir, parayı vururuz valla.

bir de bilerek uymayanlar vardır, sözlükten atılasılardır.
bile bile bazı entryleri refere ederler, üstteki entry’e çaktırmadan cevap verip, sözlüğe günlük gibi yazarlar bunlar, bir de utanmadan böyle sözlüğün daha güzel olduğunu iddia ederlerdir, bence görüldükleri yerde uçurulmaları elzem kişilerdir.

öncelikle belki de sözlükte türbanla ilgili başlık açılmasından en çok nefret edip, iğrenenlerden biriyim çünkü artık kabak tadı veren, birbirine benzeyen, tekrar edildikçe anlamsızlaşan serzenişler oldukça sıkmaktaydı. ama "biri"leri o kadar güzel dini sömürüyor, o kadar çok bunun için çalışıyor ki susmanın, gereksiz gürültü yapmaktan daha iyi olmadığını düşünmeye başladım.

hepimizin, tüm küçük kızların sevgilisidir barbie bebek.(#655535) küçükken büyüyünce onun gibi olmayı hayal edip, onun kıyafetlerinden isterdik annelerimizden. ondandır pembe tüllü prenses elbisesi için bir vitrinin önünde saatlerce ağlamamız, veya ondandır kuaföre gidince annemiz saçımızı kestirmesin, barbie’ninki gibi uzun olsun diye yalvarmamız.

peki küçük tertemiz bir beyin o idolünü türbanla görünce ne düşünmeye başlayacak? ne giymeye özenecek?

erkek egemen toplumların kadınları sindirmeye, onları ezmeye, saçlarından tahrik olma iğrençliğiyle onları çirkin kara çarşaflara, örtüler altına saklayıp pasifize etme çabalarına yeni bir örnektir türbanlı barbie.

ha şimdi "herkes çocuğunu istediği gibi yetiştirir kimseyi ilgilendirmez" diyenler olacaktır. beni ilgilendiriyor, evet, maalesef elalemin derdi beni geriyor; 1500 yıl önce o zamana göre "örtünme" gerekliliğini zamanımızda türbanla örtünme, kadınları paketleme olarak algılamaları beni deli ediyor, şimdi de minicik beyinlere türbanlı barbie, türbanlı heidi ile nüfuz edilmeye çalışılması beni çıldırtıyor. hele de en çok "size ne" diyen atatürk’çü ve çağadaş kişiler üzüyor...

şimdi de heidi’deki clara’nın babaannesi türbana girip, milli eğitimin kitaplarına katılmış. çok şükür yarrabbim... o da cennetlik oldu...

(bkz: aleyküm selam)

(bkz: metabolizm)

mimarlıkta post modernist dönem akımlarından biridir. kurucusu 12 kasım 2007’de ölen kisho kurokawa’dır. tasarımların tıpkı yaşayan organizmalar gibi çoğalmaya ve azalmaya cevap verecek nitelikte olması gerektiğini savunmuşlardır.

http://uncle.blogs.com/photos/one_plus_tokyo/nakajin_capsule_apartment_building.jpg

almanya’dan vatana henüz döndüğünü düşündüğüm sözlük yazarı, zira sadece tek entry’sinde bile 20’ye yakın dilbilgisi, üç beş tane anlatım bozukluğu hatası yapmayı ve düşük cümle kurmayı başarmakta.

(bkz: entry gireceğim diye dilbilgisinin ağzına sıçmak)

(bkz: olmuş da)

(bkz: artemisia posteri)

eğer hala serzenişleri duyulmadıysa en yakın zamanda söz konusu kişilerin ilgi göstermesini beklediğimiz bilgiçtir.

#705790
#705843
#703639

ayrıca: (bkz: sevmek suç değildir)

(bkz: facebook ta ebe aranırken kendini savaşta bulmak)

(bkz: rotring tikky)

hazır ekşi sözlük toplu alım yapıp kendi ağzına sıçmışken biz neden kalitemizi ani bir şekilde düşürmeyelim ki, her zaman dediğimiz gibi, eksiğimiz yok fazlamız var, biz daha bile çok düşürürüz, ki zaten 4. nesil patlamasından sonra sözlüğün ebesinin bir damlacık canı kalmıştı onu da böylelikle alalım. toplu yazar alımıyla. negzel.

not: sözüm tabi ki tüm 4. nesillere değil, ki bazıları vardır ki can vermiştir sözlüğe, keyif katmıştır kimi, güldürmüştür, düşündürmüştür.. hmm sözüm bunların dışındakilere tabi ki, ama sayıları da az değil hani..

(heyecanla sağnak şekilde berbat bekliyorum)

yazılarını merakla beklemekteyim zira biraz araştırma yapınca gördüm ki cntr yazınca sarsıyor, şaşırtıyor, kızdırıyor, ama en çok da kendini iyi sözlük yazarı sananları kıskandırıyormuş... hem zaten müqüe can derse biz de canan deriz, hoş gelmiş...

genelde türk milletinin genetik olarak yatkınlığı olan bir edebi sanat türüdür. öyle ki bir bakışımızla 5 kişi devirip, tek oturuşta dünyayı yeriz, sevgilimizde binlerce kez özür dileyip, milli maçı kazandığımızda sevinçten ölürüz. demem o ki nerdeyse tüm hayatımız mübalağa yapmakla geçer?!? aa bakın yine...

bu yazarın sevimli bir salaklığı vardır da asıl insanı sinir eden entry yazan kişinin "bak xxxxxx nolu entry’me, senin de adın geçti, olmuş mu" diye gayet samimiyetsiz bir şekilde oy toplama çalışmalarıdır. zira garip sevindirik yazar arkadaşı bir şekilde onu anmış diye duygulanabilir, çok yalnızdır ve entry’nin özgünlüğüne ve yaratıcılığına bakmadan bir muhteşem patlatabilir, ama o cin fikirli puan manyağının yaptığı ayrı bir başlıkta işlenesi itici bir durumdur.

çok haklılardır, zira türk erkeklerinde ırkları gereği tom cruise yakışıklılığı, george clooney karizması, einstein zekası, josh harnett vücudu ve dahası vardır. asla kalın kaş, kıllı göğüs, kısa boy, pörtlek göz, salak muhabbet, kassız karın görülmez. o yüzden kendi ırkından olan koca götlü yerden bitme magazin manyağı salak türk kızlarından iğrenmeleri ve mütemadiyen aşağılamaları ellerinde olmayan bir şeydir. zira o aşağılık grubun bir mensubu olarak üstün türk erkeklerine tapıyor ve bu haklı davalarını sonuna kadar destekliyorum. şimdi koca popomu da alıp dantel örüp pazar keyfi izlemeliyim, tşk öpt bye!

edüt: üstelik büyüklüğüyle doğru orantılı olarak kalkıktır da götümüz, bi de erkekleri cüzdan olarak gören acizleriz de, vay anam vay...
#703463

hani bazı tipler vardır, onları ne ağlarken, ne çok kızgınken ne de çok mutluyken görmüşsünüzdür. sanki sinirlerini aldırmış gibi her zaman sabit bir gülümsemeyle tasasız, stressiz dolanırlar etrafta, ha işte onlardandır probono, rahat adamdır velhasıl, ya da bana öyle geldi yıllarca bilemiyorum, neyse:

4. nesil bilgi sözlük yazarıdır, hoş gelmişler.

not: kırmayıp teaaa alamanya’lardan katılmaktadır, hoş tutmak elzemdir.

yaklaşık 3.400.000 sonuçtan birini kendimize uygun bulabilme ihtimalimizin gücüyle yapılası eylemdir. üstelik her geçen gün sonuç rakamı artmaktadır, ha yani neymiş; bugün üç buçuk milyonu da okudum hala hayatım manasız diye üzülmeyip yarın tekrar arayacakmışız.