ali ağaoğlu, hatırlayamadığım bir progaramda 2000 yılı öncesinde mevzuata aykırı binalar yaptığını ve bu binaların olası bir depremde yerle yeksan olacağını itiraf etmişti. programı tam olarak hatırlayamadım hangi programdı ama savunmasını çok iyi hatırlıyorum " sadece ben yapmadım, herkes yaptı."
bir televizyon programında bu tip bir açıklama yaptığı için suçun itirafı konu başlığı altında değerlendirilerek, bir savcımızın görevini yerine getirmesi gerekirdi. ama sanıyorum o gün o programı izleyen kimse yoktu benden başka.
bu arada, hakkında o zamandan bu zamana işlem yapılmadı. bir deprem olması ve o binaların yıkılması bekleniyor sanırım. o zaman açılacak soruşturma kaybolan hayatları geri getirecek mi, yada bunu benden başka düşünen yok mu, merak ediyorum.
tanım olarak da;
işte bu adamın, görgüsüz tavırlarında yalnızca birisidir.
böyle böyle tabletten laptop'a geçirteceksiniz dedirten başlıktır. (formatı biçtim)(kalan sağlar sizindir).
peki ne oynayacağız ?
peki ne oynayacağız ?
sözlük yönetiminin özelden yazılan mesajlar için bir yaptırımı yoksa ifşa edelim, sözlük ahalisi bilsin kimin ne mal olduğunu dediğim duruma yol açan eylemdir.
ülkenin hazinesini aç bana ben de dağıtayım halka kömür, makarna.
sözlük ahalisinden özür diliyorum. ciddiye aldım, yazdım bir şeyler. yeter ama artık. adam çükü yok diye saygı duymuyor, çüke tapıyor, çük kafalı desem gg olurum o yüzden demiyorum. başlığı da parsellemiş bulunduk. tanım yaparak bitiriyorum efenim.
bu kadar çomarın olduğu yerde olmaz öyle eşitlik dedirten eşitliktir.
edit : çomara dokundu tabi, eksilenmişiz azizim.
edit2 : herhangi bir şekilde kişisel bir durum söz konusu değil bu arada. çomar tanımını anadolu çomarı başlığı altında yaptık.
(bkz: anadolu çomarı)
bu kadar çomarın olduğu yerde olmaz öyle eşitlik dedirten eşitliktir.
edit : çomara dokundu tabi, eksilenmişiz azizim.
edit2 : herhangi bir şekilde kişisel bir durum söz konusu değil bu arada. çomar tanımını anadolu çomarı başlığı altında yaptık.
(bkz: anadolu çomarı)
"giymesin kadinlar acik sacik kiyafet, erkek her zaman meyillidir, azdirmayin arkadas erkek hayvanini."
bu sözlüğe kaydolurkan hangi kurallara he dedik, independence göster bi o çerçevede bir şey diyeceğim ben bu arkadaşa.
sen hayvansan, seni itlaf edelim ? insanların özgürlüklerine niye karışıyoruz demezler mi insana ?
adamın çükünü tutamıyormuş. o çükü fazla tutmaktan olmuştur gibi geliyor bana.
ailenin reisi de erkektir demiş. e tabi, kabile savaşlarında falan kadın nasıl savunacak aileyi ? bakın çok uzağa gitmiyorum, antik romada bu böyleydi. pater familias, latince bir ifadedir ve aile resini ( erkek olan tabi, manyaksın) ifade eder.
ben de ciddiye alıp yazdım bir şeyler. o da benim eşekliğim olsun.
bu sözlüğe kaydolurkan hangi kurallara he dedik, independence göster bi o çerçevede bir şey diyeceğim ben bu arkadaşa.
sen hayvansan, seni itlaf edelim ? insanların özgürlüklerine niye karışıyoruz demezler mi insana ?
adamın çükünü tutamıyormuş. o çükü fazla tutmaktan olmuştur gibi geliyor bana.
ailenin reisi de erkektir demiş. e tabi, kabile savaşlarında falan kadın nasıl savunacak aileyi ? bakın çok uzağa gitmiyorum, antik romada bu böyleydi. pater familias, latince bir ifadedir ve aile resini ( erkek olan tabi, manyaksın) ifade eder.
ben de ciddiye alıp yazdım bir şeyler. o da benim eşekliğim olsun.
kadına şiddetin temelinde kadın erkek anlayışının yattığını sanan yazarcıkları göstermiştir.
erkeğe bağlı/bağımlı yaşayan kadın olunca şiddet olmayacakmış.[ ben buna yarın da gülerim, şimdi hepsini gülmedim o yüzden ] hangi dünyadan yazıyorsunuz siz ? sizin oralarda hiç kadın yok mu ? bu bağnazlık neden yani, bilinmeyene karşı kin mi ?
"belli başlı sadece kadınların yapması gereken işler hariç" denmiş bi de. hee, yemek yapmak der şimdi. bulaşık yıkamak der. evi temizlemek der. hizmetçisi ya beyimin.
bu insanlar, boş insanlar azizim. bu durum bilinmeyene karşı duyulan kinden midir yoksa duyulan kin bu bilmemezlikten mi gelir ? bilemiyorum.
bildiğim tek şey var. alkol kafası değil bu.
erkeğe bağlı/bağımlı yaşayan kadın olunca şiddet olmayacakmış.[ ben buna yarın da gülerim, şimdi hepsini gülmedim o yüzden ] hangi dünyadan yazıyorsunuz siz ? sizin oralarda hiç kadın yok mu ? bu bağnazlık neden yani, bilinmeyene karşı kin mi ?
"belli başlı sadece kadınların yapması gereken işler hariç" denmiş bi de. hee, yemek yapmak der şimdi. bulaşık yıkamak der. evi temizlemek der. hizmetçisi ya beyimin.
bu insanlar, boş insanlar azizim. bu durum bilinmeyene karşı duyulan kinden midir yoksa duyulan kin bu bilmemezlikten mi gelir ? bilemiyorum.
bildiğim tek şey var. alkol kafası değil bu.
zorla namaz kıldırtıyorlar haberini eleştirecek derman kalmadı.
zorla yapılan başka bir şey yoksa artık rahatsız etmeyen durumdur. böyle böyle delirttiler, alıştırdılar bu radikal/siyasal islamcılar.
zorla yapılan başka bir şey yoksa artık rahatsız etmeyen durumdur. böyle böyle delirttiler, alıştırdılar bu radikal/siyasal islamcılar.
öncelikle, her ne kadar doğru bulmasam da benim de zaman zaman ( tabi özel diyaloglarda ) kullandığım bir terimdir bu. anadolu çomarı.
ama bu bir partiye oy veren insanlara takılmış bir lakap değildir. ben hiç öyle kullanmadım, çevremdeki insanlar da öyle kullanmazlar. tabi şöyle bir istatistik vardır, anadolu çomarı diye tabir edilen kesimin 90%'ının oy verdiği parti bellidir. mesele yanlış anlaşılmaya kurban gitmiş. sağlık olsun, birazcık ifade edelim. akıllarda soru işaretleri kalmasın.
yobaz insan çomardır. (tdk diyor ki "bir düşünceye, bir inanca aşırı ölçüde bağlı olan (kimse)" ) . hani bir tek o doğrudur. konu hakkında başka bir kaynaktan bilgi almamıştır. başka düşüncelerin varlığından haberi bile yoktur. birisi anlatmaya çalışırsa da gelemez çomar.
çıkarcı insan çomardır. (tdk diyor ki "yalnız kendi çıkarını düşünen, çıkarını kollayan (kimse), çıkarsever, menfaatçi, menfaat düşkünü, menfaatperest, menfaatperver, menfaattar" ). devamlı kendi menfaatini her şeyin önüne koyma taraftarıdır. arkadaşlık, dostluk hak getiredir. konu para olunca yalan olur gerisi.
şark kurnazı insan çomarın önde gidenidir. emniyet şeridinden gitmeyi biz bilmiyorduk, tek sen akıllısın biz de zeka geriliğinden trafikte tıkıldık kaldık. vezne'de sırada beklerken veznedar o dandik-matikte sonraki sayıyı azıcık geç istesin;bir şey sorabilir miyim diye girip işini hallettirmeye kadar zorlar o çomar. he bi de, sıra bende kardeşim der. delirtir. elindeki boş kağıdı ( sıra yazması gereken ) gösteren var. sigara'ya çıkarsın adam paketini cebine sokar "ortak bir dalın var mı ya ?" diye yanaşır.
ahlaksız ama ahlak bekçisi olan insan çomardır. otobüste giyimini beğenmediği bir kıza cıkcık yapar, tövbe estağfirullah der. senin annen baban yok mu kızım ?'a kadar götürür. kız indikten sonra "bu kız ne şey yapılır" diye başlar abimiz.
saygısız insan çomardır. senin toplum içinde göstermekle yükümlü olduğunu hissettiğin nezaketi göstermez, gösterene de entel der iter. he yabancı olduğunu anlarsa, nerden yerleştirebilirse yerleştirir.
bahsettiğim özellikler hep medeniyete çıkıyor evet biliyorum ama eklemeden duramadım. medeniyet kavramından bir haber insandır çomar.
bu insanlara anadolu çomarı denmesinin anadolu'da doğması/büyümesi/yaşaması değil yani. isterse new orleans'da doğsun, şunları yapıyorsa çomardır. ha new orleans çomarı olur, anadolu çomarı olur onu tartışırız.
burdaki dert davranıştır. burdaki dert niyettir. burdaki dert, insan olmaktır.
insan olduktan sonra ( insan olmaktan kastımı da açıklama gereği duymuyorum ) nerde doğduğun, nerde büyüdüğün, nerde yaşadığının bir önemi yok.
ama bu bir partiye oy veren insanlara takılmış bir lakap değildir. ben hiç öyle kullanmadım, çevremdeki insanlar da öyle kullanmazlar. tabi şöyle bir istatistik vardır, anadolu çomarı diye tabir edilen kesimin 90%'ının oy verdiği parti bellidir. mesele yanlış anlaşılmaya kurban gitmiş. sağlık olsun, birazcık ifade edelim. akıllarda soru işaretleri kalmasın.
yobaz insan çomardır. (tdk diyor ki "bir düşünceye, bir inanca aşırı ölçüde bağlı olan (kimse)" ) . hani bir tek o doğrudur. konu hakkında başka bir kaynaktan bilgi almamıştır. başka düşüncelerin varlığından haberi bile yoktur. birisi anlatmaya çalışırsa da gelemez çomar.
çıkarcı insan çomardır. (tdk diyor ki "yalnız kendi çıkarını düşünen, çıkarını kollayan (kimse), çıkarsever, menfaatçi, menfaat düşkünü, menfaatperest, menfaatperver, menfaattar" ). devamlı kendi menfaatini her şeyin önüne koyma taraftarıdır. arkadaşlık, dostluk hak getiredir. konu para olunca yalan olur gerisi.
şark kurnazı insan çomarın önde gidenidir. emniyet şeridinden gitmeyi biz bilmiyorduk, tek sen akıllısın biz de zeka geriliğinden trafikte tıkıldık kaldık. vezne'de sırada beklerken veznedar o dandik-matikte sonraki sayıyı azıcık geç istesin;bir şey sorabilir miyim diye girip işini hallettirmeye kadar zorlar o çomar. he bi de, sıra bende kardeşim der. delirtir. elindeki boş kağıdı ( sıra yazması gereken ) gösteren var. sigara'ya çıkarsın adam paketini cebine sokar "ortak bir dalın var mı ya ?" diye yanaşır.
ahlaksız ama ahlak bekçisi olan insan çomardır. otobüste giyimini beğenmediği bir kıza cıkcık yapar, tövbe estağfirullah der. senin annen baban yok mu kızım ?'a kadar götürür. kız indikten sonra "bu kız ne şey yapılır" diye başlar abimiz.
saygısız insan çomardır. senin toplum içinde göstermekle yükümlü olduğunu hissettiğin nezaketi göstermez, gösterene de entel der iter. he yabancı olduğunu anlarsa, nerden yerleştirebilirse yerleştirir.
bahsettiğim özellikler hep medeniyete çıkıyor evet biliyorum ama eklemeden duramadım. medeniyet kavramından bir haber insandır çomar.
bu insanlara anadolu çomarı denmesinin anadolu'da doğması/büyümesi/yaşaması değil yani. isterse new orleans'da doğsun, şunları yapıyorsa çomardır. ha new orleans çomarı olur, anadolu çomarı olur onu tartışırız.
burdaki dert davranıştır. burdaki dert niyettir. burdaki dert, insan olmaktır.
insan olduktan sonra ( insan olmaktan kastımı da açıklama gereği duymuyorum ) nerde doğduğun, nerde büyüdüğün, nerde yaşadığının bir önemi yok.
"hayır siyasi partiler gitsin, gitsin de yerine kemal kılıçdaroğlu mu gelsin ?" dedirten başlık.
edit : öncelikle, aranızda hala ironiden anlamayan arkadaşlar var.
devamında; tutumum için özür dilerim de, konu fazla basit değil mi ? siyasi partiler eleştiriliyor. hangi açıdan eleştiriliyor peki ? işte ordaki adam kendini düşünüyor, para atıyor cebine rererö. peki her eleştiride olduğu gibi, olması gereken çizgiye dair bir yorum var mı ? yok. kaçamak bir yorumcuk var. demokrasinin sorunu da bu muhabbeti...
siyasi partiler kötü. tamam. siyasi partiler olmasa siyasiler ( siyasetçiler ) rant peşinde olmayacak mı ? siyasetçiler cebe para atmak için uğraşmayacak mı ? yani siyasi partiler türkiye'ye zararlı, şöyle bir sistem getirilebilir tadında bir diyalog ise o sistemi konuşmak gerekmez mi ?
çünkü bu oy verenlerin yetenek seviyesi, zeka seviyesi gibi faktörler sebebiyle demokrasi dün çekimez bir hale gelmedi. hafızam beni yamultmuyorsa milattan önce 4. yüzyılda eski yunanistanda yapılıyordu. tabi herkes oy veremiyordu ama o şehir devletinde doğmuş, özgür ve yetişkin erkekler oy veriyordu. o zamanlarda yok muydu böyle bir problem ?
yani demem odur ki, 25 asırlık bir tarihi var bu konunun. ve sanıyorum ortalama bir insan ömründe on kere düşünür bu konuyu.
ha derseniz ki, siyasi partiler türkiye'ye zarar veriyor. söküp atın. ee ? siyasiler de rant peşinde, derhal atın bunlar. ee ? padişah'a bırakalım o zaman. çünkü benim bildiğim kadarıyla ülke adamın olunca adam rant peşinde koşmaz.
demokrasinin dikenidir bu. yine özür diliyorum, ciddi olamadım bu konuda ama sağlık olsun. ironi'den anlamayan nesil çok ayıp eder bu arada, yine değindik birkaç noktaya.
edit : öncelikle, aranızda hala ironiden anlamayan arkadaşlar var.
devamında; tutumum için özür dilerim de, konu fazla basit değil mi ? siyasi partiler eleştiriliyor. hangi açıdan eleştiriliyor peki ? işte ordaki adam kendini düşünüyor, para atıyor cebine rererö. peki her eleştiride olduğu gibi, olması gereken çizgiye dair bir yorum var mı ? yok. kaçamak bir yorumcuk var. demokrasinin sorunu da bu muhabbeti...
siyasi partiler kötü. tamam. siyasi partiler olmasa siyasiler ( siyasetçiler ) rant peşinde olmayacak mı ? siyasetçiler cebe para atmak için uğraşmayacak mı ? yani siyasi partiler türkiye'ye zararlı, şöyle bir sistem getirilebilir tadında bir diyalog ise o sistemi konuşmak gerekmez mi ?
çünkü bu oy verenlerin yetenek seviyesi, zeka seviyesi gibi faktörler sebebiyle demokrasi dün çekimez bir hale gelmedi. hafızam beni yamultmuyorsa milattan önce 4. yüzyılda eski yunanistanda yapılıyordu. tabi herkes oy veremiyordu ama o şehir devletinde doğmuş, özgür ve yetişkin erkekler oy veriyordu. o zamanlarda yok muydu böyle bir problem ?
yani demem odur ki, 25 asırlık bir tarihi var bu konunun. ve sanıyorum ortalama bir insan ömründe on kere düşünür bu konuyu.
ha derseniz ki, siyasi partiler türkiye'ye zarar veriyor. söküp atın. ee ? siyasiler de rant peşinde, derhal atın bunlar. ee ? padişah'a bırakalım o zaman. çünkü benim bildiğim kadarıyla ülke adamın olunca adam rant peşinde koşmaz.
demokrasinin dikenidir bu. yine özür diliyorum, ciddi olamadım bu konuda ama sağlık olsun. ironi'den anlamayan nesil çok ayıp eder bu arada, yine değindik birkaç noktaya.
adamın içinden hamsili lazanya çıktı.
(bkz: vurun amk kolay kolay ölmeyecek )
edit : mustait uyardı, lazanya adam değildi ( tam bir hanım efendiydi hatırlarsınız ) sonra hamsilitava oldu ordan aklımda erkek gibi kalmış, burda da şiddet eğilimli bakınız verdim.
kadının içinden hamsili lazanya çıktı.
(bkz: vurun amk kolay kolay ölmeyecek) desek olmaz.
kadına şiddete karşıyım. genel olarak şiddete karşıyım aslında ama.
neyse siz şuna biraz daha vurun, ölünce şey yaparız artık.
(bkz: vurun amk kolay kolay ölmeyecek )
edit : mustait uyardı, lazanya adam değildi ( tam bir hanım efendiydi hatırlarsınız ) sonra hamsilitava oldu ordan aklımda erkek gibi kalmış, burda da şiddet eğilimli bakınız verdim.
kadının içinden hamsili lazanya çıktı.
(bkz: vurun amk kolay kolay ölmeyecek) desek olmaz.
kadına şiddete karşıyım. genel olarak şiddete karşıyım aslında ama.
neyse siz şuna biraz daha vurun, ölünce şey yaparız artık.
'bu sayfadaki yazilarin hepsini okudum ve mustaitbiradam, sen haksizsin mustait. seni kiniyorum, ve sana laflar hazirladim.'
"kalk, uyan herkes ermeni, hepsi kalpazan" yalnızca bu satırı bile ele alacak olursak şarkı milliyetçilik ile faşistlik arasındaki ince çizgiyi kaçırmış oluyor. bir yanlış anlaşılma mı var diye düşünecek olursak,
"herkes ermeni olursa, ben kuva-yi milliye!" kısmı yine sırıtıyor. yani verilmek istenen mesaj farklı olsa bile iki kere bu hataya düşmek... ki bizim ülkemizde ermeni, yahudi gibi; ırk bildiren, köken bildiren kelimelerin nerde nasıl kullanıldığını biliyoruz. en basit örneklerini siyasetçlerde görebiliriz sanıyorum. ( siyasetçileri halktan çıkar ) şöyle ki :
"benim için çıktı bir tanesi gürcüdür dedi; hatta çok daha çirkin şeyler söyleyenler oldu ermeni dedi, ben türk'üm"
nefret suçu, azınlığa karşı işlenen suçlar, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu gibi kavramlar ülkemizde her ne kadar ciddiye alınmasa da; bu suçların işlendiği gerçeği apaçık ortadadır.
tanım : sözlerine azıcık dikkat edilse çok güzel şeyler ortaya çıkabilecekken sanıyorum birkaç devlet memuru hakkında işlem başlatılmasıyla sonlanan kliptir.
edit : eksilemeyin demiyorum, hobi olarak yine eksileyin. ama bir mesaj atın, ama bir girdi yapıştırın şuraya bir yere neden eksilediğinizi anlatın. bilgi alış-verişi olur. kalbin ömrünü uzatıyor diyorlar.
"kalk, uyan herkes ermeni, hepsi kalpazan" yalnızca bu satırı bile ele alacak olursak şarkı milliyetçilik ile faşistlik arasındaki ince çizgiyi kaçırmış oluyor. bir yanlış anlaşılma mı var diye düşünecek olursak,
"herkes ermeni olursa, ben kuva-yi milliye!" kısmı yine sırıtıyor. yani verilmek istenen mesaj farklı olsa bile iki kere bu hataya düşmek... ki bizim ülkemizde ermeni, yahudi gibi; ırk bildiren, köken bildiren kelimelerin nerde nasıl kullanıldığını biliyoruz. en basit örneklerini siyasetçlerde görebiliriz sanıyorum. ( siyasetçileri halktan çıkar ) şöyle ki :
"benim için çıktı bir tanesi gürcüdür dedi; hatta çok daha çirkin şeyler söyleyenler oldu ermeni dedi, ben türk'üm"
nefret suçu, azınlığa karşı işlenen suçlar, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu gibi kavramlar ülkemizde her ne kadar ciddiye alınmasa da; bu suçların işlendiği gerçeği apaçık ortadadır.
tanım : sözlerine azıcık dikkat edilse çok güzel şeyler ortaya çıkabilecekken sanıyorum birkaç devlet memuru hakkında işlem başlatılmasıyla sonlanan kliptir.
edit : eksilemeyin demiyorum, hobi olarak yine eksileyin. ama bir mesaj atın, ama bir girdi yapıştırın şuraya bir yere neden eksilediğinizi anlatın. bilgi alış-verişi olur. kalbin ömrünü uzatıyor diyorlar.
genel olarak yazılım dillerinde ortaya koyulan (printli mrintli kodlar ile) ilk program yavrusudur. ben geliyorum demektir. ama yavaş yavaş geliyorum, saçım başım dağılır demektir hello world !
lazaroni adlı yazarımızın da ilk girdisinde vermiş olduğu referans ile dakika bir gol bir olmuştur. güzel bir şeyler olacak gibi duruyor ve hamsitava hakkında ilk yorumumun tutarlılık oranını düşündüğümüzde ( lann yoksa ? ) şimdilik takipçisiyim.
lazaroni adlı yazarımızın da ilk girdisinde vermiş olduğu referans ile dakika bir gol bir olmuştur. güzel bir şeyler olacak gibi duruyor ve hamsitava hakkında ilk yorumumun tutarlılık oranını düşündüğümüzde ( lann yoksa ? ) şimdilik takipçisiyim.
parsellemek gibi olmasın ama, adam istifa etmiş :d
trolldü, üzdü; gitti, güldürdü dediğim yazardır.
trolldü, üzdü; gitti, güldürdü dediğim yazardır.
ben aslında kendi halinde bir agnostik-ateist idim. ılımlı insandım, hala öyleyim ama gerçekten insanlığa olan inancımı kaybediyorum.
karakter sınırına takıldı başlık, hoş bu sözü sarf eden de bir sürü sınıra takılmış ama; 1-1 yani. biz yazalım asıl halini : "allahın kitabından rahatsız oluyorsan, allahın dünyasında yaşamayacaksın."
Olay çukurova üniversitesinde gerçekleşmiş anladığım kadarıyla. yeni olduğunu tahmin ediyorum. ben yeni denk geldim en azıdan. toplum içinde nasıl davranacağını bilmeyen bir bireyin, bunun ahlakını almamış bir bireyin (hangi ahlakı aldığını da merak etmiyor değilim ), otobüste diğer insanları rahatsız etmeyi kendine hak bilmesi ve bunu fütursuzca savunması durumu söz konusu. birisi onu nazik ve makul bir şekilde ikaz edince de bu savunmayı yapıyor.
"allahın kitabından rahatsız oluyorsan, allahın dünyasında yaşamayacaksın." zaten nazikçe uyaran elemana ( ki en asil duyguların insanıdır ) da çirkinleşiyor.
dertliyim sözlük, böyle böyle dertleniyorum. şimdi bu adama neyin savunmasını yapacaksın. radikal islam, siyasal islam buyur bu da sonucu. bu adamla neyi konuşacaksın. adam senin en temel hakkına, yaşama hakkına göz dikmiş. biz de oturalım. hak diyelim, hukuk diyelim, adalet diyelim...
edit : başlığı parsellemiş gibi olmayalım diye editliyorum.
öncelikle doğru-yanlış kavramları, kısmen göreceli kavramlardır. bir insanı üzmek yanlıştır, onu mutlu etmek ise doğrudur.bu iki örnek bu kavramların kısmen mutlak olduğu noktalardır. ancak kanıtlayamadığınız ve kanıtlayamayacağınız otoritelere dayanarak insanları rızaları dışında şeyler yapmaya zorlamanız, göreceli bir doğruluktur. size göre doğru olması karşı taraf için doğru olmasını gerektirmez. genel manada kabul görmesini gerektirmez. [başka insanlara zarar vermediğin sürece istediğini düşünmekte özgürsün, mantığını ne zaman kabul edeceğiz ] bunu bir yana bırakırsak,
üslup hatası ? öncelikle üslup nedir ?
tdk'ya göre "1. isim anlatma, oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz".
bu bağlamda değerlendirdiğimizde anlatım iki temel ögeden oluşuyor. amaç[temel öge] ve biçim. hemen bir örnek verelim, havada kalmasın. hatta direk bu söz öbeğini inceleyelim.
allah'ın dünyasında yaşamayacaksın. allahın dünyasından kasıt -bilinen tek dünya- bu dünya sanırım. eleman diyor ki bu dünya'da yaşamayacaksın o zaman. bahsettik, yaşayabileceğimiz başka bir dünya yok. biçim unsurunu kaldırdığımızda bu eleman zaten bizim yaşamamızı istemiyor.
toplayacak olursak edit1'i : sizin doğrunuza inanmak istemeyen birini zorlayamazsınız. dünya üzerinde 7.4 milyar insan varken, hep ben doğruyum tek ben doğruyum diye gezemezsiniz. saygı, düşünce özgürlüğü, saygı... ve burda hatalı olan şey üslup değil, temel öge. yani amaç. sizin fikrinizi paylaşmayan insanların da yaşama hakkı var. ben demiyorum avrupa insan hakları sözleşmesi madde 2 diyor. uzağa gitme diyorsanız, 1982 anayasası madde 17 diyor.
karakter sınırına takıldı başlık, hoş bu sözü sarf eden de bir sürü sınıra takılmış ama; 1-1 yani. biz yazalım asıl halini : "allahın kitabından rahatsız oluyorsan, allahın dünyasında yaşamayacaksın."
Olay çukurova üniversitesinde gerçekleşmiş anladığım kadarıyla. yeni olduğunu tahmin ediyorum. ben yeni denk geldim en azıdan. toplum içinde nasıl davranacağını bilmeyen bir bireyin, bunun ahlakını almamış bir bireyin (hangi ahlakı aldığını da merak etmiyor değilim ), otobüste diğer insanları rahatsız etmeyi kendine hak bilmesi ve bunu fütursuzca savunması durumu söz konusu. birisi onu nazik ve makul bir şekilde ikaz edince de bu savunmayı yapıyor.
"allahın kitabından rahatsız oluyorsan, allahın dünyasında yaşamayacaksın." zaten nazikçe uyaran elemana ( ki en asil duyguların insanıdır ) da çirkinleşiyor.
dertliyim sözlük, böyle böyle dertleniyorum. şimdi bu adama neyin savunmasını yapacaksın. radikal islam, siyasal islam buyur bu da sonucu. bu adamla neyi konuşacaksın. adam senin en temel hakkına, yaşama hakkına göz dikmiş. biz de oturalım. hak diyelim, hukuk diyelim, adalet diyelim...
edit : başlığı parsellemiş gibi olmayalım diye editliyorum.
öncelikle doğru-yanlış kavramları, kısmen göreceli kavramlardır. bir insanı üzmek yanlıştır, onu mutlu etmek ise doğrudur.bu iki örnek bu kavramların kısmen mutlak olduğu noktalardır. ancak kanıtlayamadığınız ve kanıtlayamayacağınız otoritelere dayanarak insanları rızaları dışında şeyler yapmaya zorlamanız, göreceli bir doğruluktur. size göre doğru olması karşı taraf için doğru olmasını gerektirmez. genel manada kabul görmesini gerektirmez. [başka insanlara zarar vermediğin sürece istediğini düşünmekte özgürsün, mantığını ne zaman kabul edeceğiz ] bunu bir yana bırakırsak,
üslup hatası ? öncelikle üslup nedir ?
tdk'ya göre "1. isim anlatma, oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz".
bu bağlamda değerlendirdiğimizde anlatım iki temel ögeden oluşuyor. amaç[temel öge] ve biçim. hemen bir örnek verelim, havada kalmasın. hatta direk bu söz öbeğini inceleyelim.
allah'ın dünyasında yaşamayacaksın. allahın dünyasından kasıt -bilinen tek dünya- bu dünya sanırım. eleman diyor ki bu dünya'da yaşamayacaksın o zaman. bahsettik, yaşayabileceğimiz başka bir dünya yok. biçim unsurunu kaldırdığımızda bu eleman zaten bizim yaşamamızı istemiyor.
toplayacak olursak edit1'i : sizin doğrunuza inanmak istemeyen birini zorlayamazsınız. dünya üzerinde 7.4 milyar insan varken, hep ben doğruyum tek ben doğruyum diye gezemezsiniz. saygı, düşünce özgürlüğü, saygı... ve burda hatalı olan şey üslup değil, temel öge. yani amaç. sizin fikrinizi paylaşmayan insanların da yaşama hakkı var. ben demiyorum avrupa insan hakları sözleşmesi madde 2 diyor. uzağa gitme diyorsanız, 1982 anayasası madde 17 diyor.
bir kedi kumu markası ama tavsiye edilen bir kedi kumu markası mı, merak ettiğim kedi kumu markasıdır.
hadi bakalım.
edit : teey, azıcık makara yapalım dedik. bir ses bir koku... bizim kedi kumunda beni bekleyen bir sürpriz varmış...
hadi bakalım.
edit : teey, azıcık makara yapalım dedik. bir ses bir koku... bizim kedi kumunda beni bekleyen bir sürpriz varmış...
öyle böyle değildir.
ikidir geliyor klavyenin üzerinde gezip mouse ile oynuyor, eyvallah. kendisini kovduğumda da - e işimiz gücümüz var bırak imleci - al o zaman içine çektikçe beni hatırlarsın diyerek bırakıyor ortalığa.
bir insan kokudan rahatsız olup yerini değiştirir mi be arkadaş. o kadar kötü.
ikidir geliyor klavyenin üzerinde gezip mouse ile oynuyor, eyvallah. kendisini kovduğumda da - e işimiz gücümüz var bırak imleci - al o zaman içine çektikçe beni hatırlarsın diyerek bırakıyor ortalığa.
bir insan kokudan rahatsız olup yerini değiştirir mi be arkadaş. o kadar kötü.
bu aralar troll paratoneri olmuş, başöğretmen.
"bakın çok enteresan, sözlük kaybettiği bir troll'ü yerine yenisini koyarak telafi ediyor. " diye düşünmeme sebep olan yazardır efendim..
böyle konuşmak için erken diyebilirsiniz, ben de erken teşhis derim. ki baktık durum farklı efendi efendi editlerim.
böyle konuşmak için erken diyebilirsiniz, ben de erken teşhis derim. ki baktık durum farklı efendi efendi editlerim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?