confessions

underpressure

- Yazar -

  1. toplam entry 1304
  2. takipçi 1
  3. puan 60489

sallama cayin copunu ne yapaçağıni bilememek

underpressure
herhangi bir mekanda bir arkadaş grubuyla oturulup verilen çay siparişi sonucunda sallama çay getirildiği zaman, daha önceden sallama çay içmemiş olan kişinin , içinde çay olan küçük poşetle ilgili girdiği ikilem durumudur.
kişi çayı karıştırdıktan sonra bu poşeti fincandan çıkarmalı mıdır, yoksa poşet fincanın içinde mi kalmalıdır ya da poşet fincandan çıkarılıp bir küllüğe veyahut çay tabağına mı konmalıdır? bu ve benzeri sorulara cevap bulmaya çalışılır aynı zamanda.

yaran houston diyalogları

underpressure
faten (#325010)
islami kofte nedir abi ? islama kofte degil miydi o ,yeni bi kofte cesidi falan bu mu islami.
(24.07.2006 10:23:43)

underpressure->faten: görmüyon mu oğlm... zaten islama köfte yazdım.. islami köfte de ne ya bu arada.. ehhehe
(24.07.2006 10:25:30)

faten- islama mi yazıyor orada cidden ,dur bı daha bakayım ,donerım ben sana :)))
(24.07.2006 10:26:44)

underpressure->faten: yaa faten.. akşamdan mı kaldın oğlm ya... eheheh:)))
(24.07.2006 10:27:38)

faten- (#325010)
evet orada islama yazıyor ..

islami kofteyi nerdenden uydurdun abı sen ..

rica edicem gotunuzden kofte uydurmayın :)) eheuehe
(24.07.2006 10:28:31)

underpressure->faten: ahahahhah:))
sabah sabah gülmekten kopardın ya beni... allah da seni koparsın:)))
(24.07.2006 10:30:06)

faten- olm dur kopma hemen ..

sen once islami yazıp sonra ispati ye cevirmedin dimi..
(24.07.2006 10:32:46)

faten- öeh :))

ispati : islama ..

amıma koyayım yha .. euıheuehuehe
(24.07.2006 10:33:06)

underpressure->faten: yok abi ben önce antrenör yazdım, sonra onu vantilatöre çevirdim...
ehehhehe...
(24.07.2006 10:35:38)

adapazarı ekspresi

underpressure
adapazarı-haydarpaşa arası ulaşım sağlanyan trendir. özellikle de kocaeli üniversitesi’ne istanbul’dan gelen öğrenciler tarafından oldukça rağbet görür. bu tren adapazarından harekete başlar ve ta ki kırkikievler istasyonuna gelene kadar sakinliğini korur. ancak kırkikievler’den binen koü öğrencisi istanbullular, treni hem doldururlar hem de coştururlar.
bir de şöyle bir olayı var bu trenlerin: her zaman geç kalırlar. bir keresinde, çok iyi hatırlıyorum, 21.30 treni saat 23.30’da gelmişti.

sinemada sevgiliyle baş başa kalarak film izlemek

underpressure
bazı sinemaların tek müşteri olsa bile filmi oynatma prensiplerinden dolayı, şanslı sevgililerin yaşayabileceği bir ayrıcaklıktır. şöyle ki; film için bilet alınır, başlama saati gelir, salonda sizden başka kimse olmaz, önce şaşırırsınız, sonra da bir bakmışsınız ki salonda sizden başka kimse yokken film başlamış... hele ki bu bir aşk filmiyse zamanın geçmesini istemezsiniz.
bir de şöyle bir avantajı vardır: ayaklarınızı önünüzdeki koltuklara uzatabilir, dilediğiniz gibi oturup yaylanabilirsiniz.
filme ara verildiğinde görevli içeri girer ve "isterseniz filme hemen başlayabiliriz," der. siz de bunu kabul edersiniz ve bir dakika aradan sonra film başlar. film sizin için oynamaya devam eder, o anın tadını çıkarırsınız. bu dar dünyada baş başa kalabilecek böyle romantik ve geniş bir mekan yarattığı için de tanrıya teşekkür edersiniz.

edit: bu entry den sonra bazı bilgiçler benim de böyle bir olay yaşadığımı ve bunu sözlüğe aktardığımı düşünebilir. böyle bir olay başıma gelmemiştir, bu entry sadece ve sadece düşünce ürünüdür. ama olsa, hiç de fena olmazdı hani.

liar

underpressure
queen’in 1973 yılında çıkan ve kendi adlarını taşıyan ilk albümlerinden, freddie mercury imzalı bir şarkı.

şarkının sözleri ise şöyledir:

i have sinned dear father, father i have sinned
try and help me father
won’t you let me in ? liar
oh nobody believes me - liar
ooh, why don’t you leave me alone ?
sire i have stolen, stolen many times
raised my voice in anger
when i know i never should
liar - oh everybody deceives me
liar - ooh, why don’t you leave me alone ?

liar - i have sailed the seas
liar - from mars to mercury
liar - i have drunk the wine
liar - time after time
liar - you’re lying to me
liar - you’re lying to me
father please forgive me
you know you’ll never leave me
please will you direct me in the right way
liar liar liar liar
liar that’s what they keep calling me
liar liar liar

ooh, let me go

listen, are you gonna listen ?
mama i’m gonna be your slave
all day long
mama i’m gonna try behave
all day long
mama i’m gonna be your slave
all day long
i’m gonna serve you till your dying day
all day long
i’m gonna keep you till your dying day
all day long
i’m gonna kneel down by your side and pray
all day long and pray
all day long and pray
all day long and pray
all day long, wow, all day long, wow
all day long, all day long, all day long
yes, all day long, all day long, all day long, all day long, yeah
all day long, we have lift off, ow

all day long, all day long, all day long
liar liar they never ever let you win
liar liar everything you do is sin
liar nobody believes you
liar they bring you down before you begin
ooh, now let me tell you this
so now you know you could be dead before they let you, aah

fatih sultan mehmet

underpressure
ne zaman ki boğaz köprülerinin herhangi birinin üzerinden geçerken boğazın, o, dünyada eşi benzeri bulunmayan görüntüsünü izleyip bu ülkenin çocuğu olduğumla gururlandığımda; bu toprağın, bu şehrin devirler kapatıp devirler açtığı aklıma gelip de, nice şehitlerle nice kaleleri devirip vatan toprağı yaptığımızı düşündüğümde; böylesine tarihi, güzelliği, mucizesi ve hayranlığı olan bu şehrin kutsallığını hatırladığımda, aklıma gelen ilk isimdir.

g8

underpressure
dünyanın huzurunu kaçıran hiçbir önemli olayda beraber karar alıp birlikte hareket edemeyen, sadece kendi aralarındaki çıkarlarını gözeten, ara sıra da bazı konserler verip muhtaçlara yardım ettikleri imajını vermeye çalışan ülkeler bütünü.
6 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol