televizyon kapalıyken bile içindekileri haber eden güzellik olmasının yanı sıra diğer sözlüklere oranla oldukça saygılı adamları bünyesinde barındıran kurgusal kurumdur.
bu mevzilerde çerkes karadağ bugün yanımdan geçmiş ve selam vermemiştir. çünkü beni tanımamaktadır. oysa ben onu tanımakta ve sevmekte ayrıca facebookta arkadaş olarak eklemekte diğer bütün istiklal eşrafını geçmiş bir bireyimdir.belki de bu üzerinde durulması gereken bir durum değildir. çünkü taksim o kadar kalabalıktır ki kimse benim farkımda değildir. ayrıca bir ara akış iyice yavaşlamış ve ben dar alanda, maksimum farkla çeşit çeşit insan görmüş, aynı anda hem birini kesmeye hem yanımdakini korumaya uğraşmış,hem yaşlı adamın yüzündeki çizgileri okumaya çalışırken hem istiklal caddesinin tepesinden aşağı sarkan ışıkları eleştirmişimdir. o sırada kuş uçmuş,çan çalmış,ezan okunmuştur.ayrıca bir çocuk ağlamış,bir çift öpüşmüştür.yine bu an içinde hırsızlık ve taciz olayları olmuş,adet sancısı bir kızı ilaç almaya mecbur bırakmış,elinde tesbih bir adam yanık yanık türkü çığırmış,travestinin biri işe çıkmış,bir fahişe dayak yemiş, küpesini takmayı unutan bir kız kendine güvenini kaybetmiştir.bir adam ya da kadın artık bilmem, kafasına intihar etmeyi koymuştur. koymuş mudur? olabilir.
ey aşk!
padişahım sensin...
benim için bir daragacı kur
asılmamış kandil,evi aydınlatmaz...mevlana
padişahım sensin...
benim için bir daragacı kur
asılmamış kandil,evi aydınlatmaz...mevlana
okan diskoya götürdü..saba güldü..yemekler bayat,anadolu hayat...mehmet ali altıncı parmağını keşfetti,reha saçmaladı,birand kekeledi..
medya hep vardı..
tarih tekerrürden ibaretti...
medya hep vardı..
tarih tekerrürden ibaretti...
mushaf gibi yukarılara kaldırdık, ispirtoyla kenarlarını sildik falan parlattık... vs. fakat halen bir faydasını görmüş değiliz üstelik kendisine karşı fazla müsamahalıyız. müsamahayı da onan öğrendik zaten. beynimizi dondurup olaylara garip garip bakmayı da... inceldikçe kabalaşıyor üstelik..
kelimeler yetersizdir efendim.kendimi gönül rahatlığıyla etiketleyeceğim tek kelimedir.
v for vendetta, gelecekteki ingilterede geçiyor. terör, savaş ve bir virüsün pandemim halinde tüm ülkeyi vurmasıyla kaybedilen 100 bin insanın akabinde felaketin ortasında kalmış insanlar, bütün halkların yapabileceği bir şeyi yapıyorlar: güvenlik arıyorlar. şunu çok net olarak biliyoruz ki; güvenlik ihtiyacı böyle afet durumlarında toplumları totaliter partilere oy vermeye itebilir. nitekim güvenlik ihtiyacı tartışmasız şekilde bütün toplumsal yapıların temelindedir ve görüyoruz ki afet hallerinde bireyler güvenlik vurgusunu öne çıkartan partilere eğilim göstermektedir.
işte 1. dünya savaşından sonra almanyada nazilerin, italyada faşistlerin iktidara gelmesinin arkasında savaş ve ondan sonra gelen ekonomik krizin önemli bir neden teşkil ettiğini kimse reddedemiyor. ülkemiz tarihi de bunun örneklerine sahip; örneğin 80 darbesinden önce oluşan "anarşi" durumu askeri darbenin yapılmasıyla anayasanın lağvedilmesinin meşruiyet kaynaklarından bir tanesi olmuştur.
işte 1. dünya savaşından sonra almanyada nazilerin, italyada faşistlerin iktidara gelmesinin arkasında savaş ve ondan sonra gelen ekonomik krizin önemli bir neden teşkil ettiğini kimse reddedemiyor. ülkemiz tarihi de bunun örneklerine sahip; örneğin 80 darbesinden önce oluşan "anarşi" durumu askeri darbenin yapılmasıyla anayasanın lağvedilmesinin meşruiyet kaynaklarından bir tanesi olmuştur.
inşikak suresi meali:
rahman rahim olan allahın adıyla
gök, yarılıp-parçalandığı,
ve kendi yaratılışına uygun rabbine boyun eğdiği zaman;
yer, düzlendiği,
içinde olanları dışa atıp boşaldığı,
ve kendi yaratılışına uygun rabbine boyun eğdiği zaman.
ey insan, gerçekten sen, hiç durmaksızın rabbine doğru bir çaba harcayıp durmaktasın; sonunda ona varacaksın.
artık kimin kitabı sağ yanından verilirse,
o, kolay bir hesap (sorgu) ile sorguya çekilecek,
ve kendi yakınlarına sevinç içinde dönmüş olacaktır.
kimin de kitabı ardından verilirse,
o da, helak (yok olmay)ı çağıracak,
çılgın alevli ateşe girecek.
çünkü o, (dünyada) kendi yakınları arasında sevinçliydi.
doğrusu o, (rabbine) bir daha dönmeyeceğini sanmıştı.
hayır; gerçekten rabbi, kendisini çok iyi görendi.
yoo, şafak-vaktine yemin ederim,
geceye ve toplayıp-taşıdığı şeylere,
ondördüne girdiği zaman aya;
siz, gerçekten tabakadan tabakaya bineceksiniz.
şu halde onlara ne oluyor ki iman etmiyorlar?
kendilerine kuran okunduğunda secde etmiyorlar.
tersine, o nankörler, yalanlıyorlar.
oysa allah, onların içlerinde sakladıklarını daha iyi bilendir.
bu durumda sen, onlara acı bir azap ile müjde ver.
ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka; onlar için kesintisi olmayan bir ecir (mükafaat) vardır.
rahman rahim olan allahın adıyla
gök, yarılıp-parçalandığı,
ve kendi yaratılışına uygun rabbine boyun eğdiği zaman;
yer, düzlendiği,
içinde olanları dışa atıp boşaldığı,
ve kendi yaratılışına uygun rabbine boyun eğdiği zaman.
ey insan, gerçekten sen, hiç durmaksızın rabbine doğru bir çaba harcayıp durmaktasın; sonunda ona varacaksın.
artık kimin kitabı sağ yanından verilirse,
o, kolay bir hesap (sorgu) ile sorguya çekilecek,
ve kendi yakınlarına sevinç içinde dönmüş olacaktır.
kimin de kitabı ardından verilirse,
o da, helak (yok olmay)ı çağıracak,
çılgın alevli ateşe girecek.
çünkü o, (dünyada) kendi yakınları arasında sevinçliydi.
doğrusu o, (rabbine) bir daha dönmeyeceğini sanmıştı.
hayır; gerçekten rabbi, kendisini çok iyi görendi.
yoo, şafak-vaktine yemin ederim,
geceye ve toplayıp-taşıdığı şeylere,
ondördüne girdiği zaman aya;
siz, gerçekten tabakadan tabakaya bineceksiniz.
şu halde onlara ne oluyor ki iman etmiyorlar?
kendilerine kuran okunduğunda secde etmiyorlar.
tersine, o nankörler, yalanlıyorlar.
oysa allah, onların içlerinde sakladıklarını daha iyi bilendir.
bu durumda sen, onlara acı bir azap ile müjde ver.
ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka; onlar için kesintisi olmayan bir ecir (mükafaat) vardır.
:-----------------------spoiler------------------------:
akıl ve ruh proleteryasının en büyük akılsızlığı,akıl ve ruh burjuvazisinin nimetlerine kavuşacağını umarak onlara hizmet etmesi ve bu sırada kaçınılmaz istismar kanunları yüzünden zayıf aklını ve ruhunu da parça parça onlara kaptırmasıdır.
:------------------------spoiler----------------------:
akıl ve ruh proleteryasının en büyük akılsızlığı,akıl ve ruh burjuvazisinin nimetlerine kavuşacağını umarak onlara hizmet etmesi ve bu sırada kaçınılmaz istismar kanunları yüzünden zayıf aklını ve ruhunu da parça parça onlara kaptırmasıdır.
:------------------------spoiler----------------------:
son birkaç gündür havaların ılık ılık olması hasebiyle imgenin önünde oturulur. ışıklı helikopter satan bir işportacının havaya fırlattığı küçük helikopterin aşağı düşüşü izlenir.tekrar tekrar... bir zaman sonra trip etkisi yaşanır ve bu durum kişide koşarak oradan kaçma itkisi oluşturur. fakat konur buna müsade etmeyecek yoğunluktadır. zaten oturma süresi boyunca mutlaka birileri sizden sigara istemiştir. çünkü o kişiler, hayvan gibi sigara içen birisinde daha çoook sigara olduğunu anlamışlardır. sonra kafa kaldırılır yukarıya.. o kafelerden birinde bir tanıdık vardır. oraya gidilir. fakat sevgililer günüdür.iğrençtir.amatör sevişmeler göze sokulmaktadır. arkadaş çok seri ve yüksek perdeden konuşmaktadır.oradan da koşarak uzaklaşmak istenir.konur izin vermez...
güzel havalarda ankarada koşulmaz yani...
güzel havalarda ankarada koşulmaz yani...
(bkz: dişçi)
olay şöyle gelişir:
bir bilgiçin canı sıkılmaktadır. ısrarla ukde başlıklarına bakar.bu başlığı görür. hemen dikkatini başka yere yoğunlaştırır. çünkü başlığı önemsemez.aradan zaman geçer. bilgiç bir gün yine ukde ziyaretinde bu başlığa bakar. bakar... susamıştır.ama yerinden kalkamaz.başlıktaki buhar frankenstein’ ı anımsatır.fakat burdan mevzu çıkmaz.işte o zaman başlığın anlamını düşünür. hemen bulur.hemen bulmasındaki neden parlak zekası değildir tabii.. bunun bir anlamı yoktur zaten..
ve yazmaya karar verir:
bu ukde o buharlaştırılan çocuğa aittir.fakat çocuk havadaki nem değildir. bu yüzden başlık bir diyalektiktir.
bir bilgiçin canı sıkılmaktadır. ısrarla ukde başlıklarına bakar.bu başlığı görür. hemen dikkatini başka yere yoğunlaştırır. çünkü başlığı önemsemez.aradan zaman geçer. bilgiç bir gün yine ukde ziyaretinde bu başlığa bakar. bakar... susamıştır.ama yerinden kalkamaz.başlıktaki buhar frankenstein’ ı anımsatır.fakat burdan mevzu çıkmaz.işte o zaman başlığın anlamını düşünür. hemen bulur.hemen bulmasındaki neden parlak zekası değildir tabii.. bunun bir anlamı yoktur zaten..
ve yazmaya karar verir:
bu ukde o buharlaştırılan çocuğa aittir.fakat çocuk havadaki nem değildir. bu yüzden başlık bir diyalektiktir.
yemekten sonra dişlerin arasında kıyık kıyık olmuş bazı materyalleri, dille arayıp, bulundukları yerden çıkartmaktır.
tekrar sevişmek isteyendir.
deniz gezmiş’ in imgesini yaşatmak için dönem sosyalistlerinin kullandığı, haki renkli genellikle tüylü kapşonu bulunan bir dış giysisidir. imgesinin türk gençliğinin dadanma usulü nedeniyle canı çıkmıştır. fakat halen güzeldir.
zihinsel evrimi yalanlayan bir safsatadır. insan önce ülkücü sonra komünist olmalıdır.
(bkz: geriye doğru gelişmenin farklı halleri)
(bkz: geriye doğru gelişmenin farklı halleri)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?