rahmetli cem karacanın davudi sesiyle muhteşem bir yorumla hayat verdiği, yahya kemalin dizelerini şaha kaldırdığı şarkıdır. ölünür bu şarkıyla, sonra yeniden devam edersin hayata. kaçıncı kez var olduğunu saymadan.
yaklaşık bir seneyi aşkındır üzerime çöreklenmiş kötü enerjinin adıdır. dejavu hissini bir buçuk sene içinde kaç kere yaşadığımı tahmin bile edemeyişimin nedenidir. bu kötü enerjinin nereden geldiğini bilmememe rağmen def etmek için bulduğum akıl dışı (!) yöntemlerle ayakta kalmaya çalışıyorum. zaten yaşam da böyle bir şey değil mi. selam size kısmetsizlikle mücadele eden, evine görücü gelmiş erkekler derneği!
kenan evrenin elini kolunu sallaya sallaya gezdiği bir dönemde türk ve kürt siyasal hareketinin hangi beklentiye karşılık içerde tutulmasını sağladığını ya da ceza çekmesini öngördüğünü anlayamadığım kişi. benim gözümde bir ideolog, bir örgüt lideri olmaktan çok uzak fakat anlayamadığım taraf şu: devletin cia-mit ve bilimum istihbarat örgütleriyle pazarlık içinde olduğu ve apo konusunda açık bir tavır alamadığı belli. bu vatanın evlatları daha fazla acı yaşamamalı. bir kez onurlu olun ve faşizme hakkı olan cezayı verirken apoya çözüm yolunda ne yapmanız gerektiğini anlatın. gariban askerlerin şehit olmasının "sebebi" sadece abdullah öcalan değil çünkü.
kürtlerin yaşadığı sıkıntıların temelde sosyolojik tabanının sorgulanmaması sonucu ortaya çıkan durumdur bu. hayatında nezaretane yüzü görmemiş, bırakın onu herhangi bir eylemde polisle karşılaşmamış, itişmemiş, cop/biber gazı yememiş kişilerin düz mantık halidir. ha illa yemek mi lazım? tabi ki hayır. ama kürtlerin yaşadığı travmayı anlamadan onlara yaklaşamazsınız, ana akım medyanın hergün dillendirdiği argümansızlık çukurunda aynı bokun lacivertliğini yaparsınız. unutmayın; bölücülük yahut terör kavramları devletler ya da devletler üstü güçler aracılığıyla ortaya çıkar. bu durumda kürtleri "ajan/provokatör" sınıfında değerlendirip her örgüt eylemine faşizan bir tutumla parmak sallamak ülkeyi sahiplenme sanrısından başka bir işe yaramaz. bu tutumla esas bölücülüğü siz yapmış olursunuz.
bilgiyi karşı cinsinden öğrenmiş ve şahitliğini bu yönde yapan bilgelik dışı erkek cinsinin hezeyanı. üçü de aynı sınıfa dahil değildir. varsa da kısıtlıdır.
dolu çay bardağına çay yokmuş gibi çay koymaya çalışmak. koyduktan sonra taşan bardağa şeker koymaya yeltenmek. aptallığın dibini görüp tezgahı temizlemeyle yanan elini suya tutma ikileminde kalmak.
bunun bir de çamaşır astığında yağmur yağması hali vardır ki kıyasıya yarışır.
son zamanlarda twitterda "leyla ile mecnunla ilgili eleştiri yapma zamanı gelmedi mi" tarzında yazılar çemkirmeler görüyorum. abicim göz var izan var, bu dizi ilk gününden son zamanlarına kadar belirli bir konu akışı olmadan buraya geldi. allasen beşikten bu yana birlikte olan birbirlerini seven iki kişiden nasıl bir konu yaratacaksın ki? beğenmeyen arkadaşları anlayabiliyorum. genelde dizinin ortalarından başlayıp ak sakallı ve boyut değiştirme muhabbetlerine rastlayınca apışabiliyolar. fakat ilk bölümlerden bu yana takip edersen zaten döngü; sahil- mecnunun ev- iskenderin taksi- erdal bakkal- yavuzun kovalamacaları ve kapanış şeklinde. yani diziye beklenti katacak bir durum yok. sedef ve şirinde belki biraz randıman düşüşü olabilir ama sedefin anneannesiyle mecnunun muhabbetlerde gülmeketen düşeyazıyorum resmen. son derece samimi bu dizi. beğenmeyenlere de sonsuz saygı ve sevgilerimi sunarım.
anladım ki en büyük ayrılıklar bu programda yaşanıyormuş.
gitme kaya çilingiroğlu. terketme bizleri...
gitme kaya çilingiroğlu. terketme bizleri...
yeniden takım kurup liglere katılma düşüncesini ortaya atmak hatta savurmak istediğim bir oyundur. bu oyunda 1 sene içinde belli bir seviyenin çoook üstüne çıktığıma inanıyorum. ayıptır söylemesi jedi oldum. eheheh. şaka bi yana belli başlı forumlar ve 4v4 ligler var. pazartesi cuma oynanıyo genelde maçlar ve 22:00’da başlıyo. yani 6-7 kişilik bir takımla yeterince eğlenebiliriz diye düşünmekteyim.
bu arada yeni kurduğum takımın adı: erdal bakkal
bu arada yeni kurduğum takımın adı: erdal bakkal
muadilleri pinkfreud ve mesutbahtiyar gibi boş beleş şeylerden olağanüstü çıkarımlar yaptığını sanan, neye gülüneceğini ve ağlanacağını bilmeyen bir kitleye sahip olan haybeye yazıp çizen ve ağlaklığın prim sayıldığı bir dönemde el üstünde tutulan bir abladır. hepsi bu.
tarkan erkanın hayatı boyunca yapabileceği en iyi şarkı bu sanırım. haluk leventin yorumu çok iyi her zamanki gibi ama altyapı cidden müthiş. "almam lazım" faciasını hatırlamak istemiyorum tarkan beyin zira.
ikindiden beri dinliyorum. bu parçayla ilgili yeni bir şey farkettim. uykusuz gecelerin en büyük yoldaşı, bir de şarkının sözlerinde gönderme yaptığı konular gerçekten "oha" dedirtiyor. satır araları ve aylin aslımın geri vokali de cabası.
ideal sevgili yoktur az vokta vardır.
valla ben bu adamın suçlu olduğuna pek inanamıyorum artık. kaç ay geçti ya. yıl oldu nerdeyse şikeyle alakalı hiç bir delil toplanamadı mı? kimse "kesin aziz yıldırım" yapmıştır derken herşeyi salt bu kişinin mi örgütlediğini düşünüyor? futbolcular? menajerler? herşey aziz yıldırımın tornasından mı geçiyo amk? kusura bakmayın ama fenerbahçe başkanlığı ve kulübün konumu hiç bu kadar rezalet olmamıştı. bir itibarsızlaştırma görüyorum ben daha çok.
uzun yıllar sonra ilk kez geçen hafta bizim mahalleden geçti bu overlokçu. titredim kendime geldim özüme dönme isteği uyandı.
bazı orospu evlatlarının kendi sikimsonik şeytani ritüellerini uygulamak için yüzyıllardır uğraşıp kurduğu hanedanlığın günümüzdeki "hafifletilmiş" adı.
yeni dünya düzeninde "kapitalizm", "sömürü", "emperyalizm" gibi kavramların itibarsızlaştırıldığını ve bunların yerine amdan götten elementler uydurulduğunu görüyoruz. işte yeni dünya düzeninin karşılığı budur. küreselleşme olgusunun kanıksatılması "tek dünya devleti" adı altında son derece gerzekçe önermelerin piyasaya sürülmesidir. (çok ilginç dünyada tek bir devlet kalacak ve bunun merkezi amerika, oyy oyy oyy)
hala buna karşı çıkma şansımız varken uyduruk kaydırık şeylerle birbirimizi bölmeyelim gençler. zaten bu piç kurularının en büyük korkusu bizim herşeye rağmen birlik olmamız.
yeni dünya düzeninde "kapitalizm", "sömürü", "emperyalizm" gibi kavramların itibarsızlaştırıldığını ve bunların yerine amdan götten elementler uydurulduğunu görüyoruz. işte yeni dünya düzeninin karşılığı budur. küreselleşme olgusunun kanıksatılması "tek dünya devleti" adı altında son derece gerzekçe önermelerin piyasaya sürülmesidir. (çok ilginç dünyada tek bir devlet kalacak ve bunun merkezi amerika, oyy oyy oyy)
hala buna karşı çıkma şansımız varken uyduruk kaydırık şeylerle birbirimizi bölmeyelim gençler. zaten bu piç kurularının en büyük korkusu bizim herşeye rağmen birlik olmamız.
ahmet şık ile birlikte, kendisine bu mezalimi reva görenlerin götünden kanı fazlasıyla alacak kişidir.
bunun bi de sevenleri var. bence kendisine kızmamak lazım. saygı duyuyorum ama allah akıl fikir versin yani. o ne lan öyle?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?