seeyouindisneyland

küçücük çocuklara , bebelere tecavüz eden orrospu çocukları için düzenlenmesi gereken yeni ceza uygulaması.
bir diğer için (bkz: ölene kadar mokoko)

direk koğuş ağasına teslim edilesi ve müebbet tecavüz cezasına çarptırılası genetik artıklar.
ama eminim içeride çok güzel eğleniyorlardır.

yaw bugün nazar-ı dikkatimi celbetti , adamım phil anselmo death’in dynamo 98’deki muhteşem performansını sahneden seyrediyormuş.
helal olsun bir kere daha , yakışır benim adamıma.

siktir küfürünün karşı tezi.

git üstad git artık.
hangi dilde anlıyorsan , o dilde söylemeye hazırız.
git şu partinin başından.
sakın akşam tv’ye çıkıp ta "biz yenilgilerden sonra kaçacak adam değiliz" deme.
bütün seçimlerde çuvalladın daha neyi bekliyorsun. anlamıyorum ki.
yobazlar,tekkeciler,nurcular,şeriatçılar,sonradan görme islamcılar,abd yalakları,pkk sempatizanları,işbirlikçi sermayadarlar devletin içinde mevki sahibi oldular.
milletinde ağzına bir parmak bal çalınca herşey nasıl unutuyorsunuz.
neymiş efendim , biz karşı oy verenlerin oyu da benim için değerliymiş.
geç bunları rte , yemezler artık.
durmak yok , mücadeleye devam.

türkiye’de ki derneklere,lokallere,birahaneleri dolduran küçük burjuva sosyalistlerin tokat üstüne tokat yediği seçim olarak akıllarda kalacak.
bir an aklıma çağrı filminin sonunda doğru ebu süfyan ve karısının hz.muhammed ve diğer müslümanların mekke’ye girerken ağlayıp fetihi kabullenemedikleri sahne geldi.
ebu süfyan şöyle diyordu ;
- kesin bir zafer bu !!

seçimden önce esip gürlemesine rağmen , yine laik ve demokrat kesimin vermidon’lu bir gece geçirmesini sağlayan , ekonomik söylemler yerine saat ve gemi edebiyatı yapan , suratına "git artık" dedikçe gülmeye devam eden , parti içi demokrasiyi ayaklar altına almış , demokratik sosyalizmin kurumsal etkilerinden bi haber , avrupanın en az oy alan sosyal demokrat partisinin sayfaya ve baykala ulaşılamıyor uyarısıyla açılmayan http://www.chp.org.tr adresi.

meclise girmesi iyidir ama onun terminolojisinden anlayacak milletvekili olacak mı mecliste , bu ayrı bir tartışma konusudur.

madem ki akp demokrasiyi savunuyor , evet ömrümün sonuna kadar akp ve şakşakçılarının zihniyetiyle savaşacağım.
düşmanıyım , var mı bir itirazınız ?

akp’ye oy veren herkese yobaz denmesi doğru değil ama seçilenlerin %99’unun yobaz olduğu bir partiye oy verenlerin tanımlanabileceği başka bri türkçe kelime yok.
hayatlarına bakın anlarsınız.

her ne kadar demokratik bir seçim sonucu da olsa , bu günleri çok arayacağımızın resmi olan ve tez zamanda çok çok daha kötü günler geçireceğimiz bu seçim sonuçları uzun süre unutulmayacak.
ampulü bu seçimde söndüremeyenler , kendi oval ofislerinin ışığını kapatmalıdır.

- gümrükler uyuşturucudan silaha, et, şekerden, sigaraya, akaryakıta, yol geçen hanı haline geldi. kaçak akaryakıtın 20 milyar doları bulduğu hesaplanıyor. ülkeye yılda 1 milyon ton kaçak şeker giriyor.
- özelleştirme adı altında petkim dahil tüm "stratejik" sektörler yabancılara satıldı.
- akp iktidar olduğunda, giren ve çıkan döviz arasındaki aleyhimize fark, 1.5 milyar dolarken, bugün 31.5 milyar dolar.
- akp iktidar olduğu zaman, ithalat-ihracat açığımız 15 milyar dolarken, bugün 53 milyar dolar.
- akp iktidar olduğunda ülkenin toplam borcu 222 milyar dolarken, bugün 400 milyar dolar.
- akp iktidar olduğunda her çocuk 3187 dolar borçla doğuyordu. bugün 5458 dolar borçluyuz adam başı, doğduğumuz gün.
- akp iktidar olduğunda, ailelerin bankalara borcu 4.3 milyar lirayken, bugün 24.4 milyar.
- kredi kartları borçları, 2002’de 4.3 milyar lirayken, bugün 21.2 milyar.
- akp iktidar olduğunda bankacılık sektörümüzde yabancı eli, yüzde 3. bugün yüzde 42.
- 2002’den bugüne, karşılıksız çekler yüzde 102, protesto edilen çekler, yüzde 204 arttı.
- akp iktidar olduğunda 8 milyon vergi yükümlüsü varken, artan nüfusa rağmen, bu sayı 7.5milyona indi. sebep işsizlikteki artış ve iş yerlerinin kapanması..

allah rahmet eylesin.
mekanın cennet olsun barış.

orospu mu olacan başımıza ?

ortaöğretim zamanlarında , daha iklimler normalken , kışın kış , yazın yaz olduğu zamanlarda , genelde mayıs,haziran aylarında , pencere kenarında oturan öğrencinin bir kaç arkadaşının gazıyla öğretmene feveran şeklinde yönelttiği soru.

hayır cevabı veren öğretmenler , puşt
evet diyenler , cicidir o zamanlar.

okuduğunuz zamanm ah gençlik diyeceğiniz başlıklardan birisi.

maçın yarısını tek gözü kapalı yapmak zorunda kalan sinan elinden geleni yapmıştır ancak karşısındaki adam daha sert ve daha dayanıklı çıktığı için kaybetmiştir.

(bkz: futbol tezahüratıyla boks maçı seyredilmez.)

beşiktaşın son yıllardaki fenerin kullanmadıklarını alalım politikasının son halkası.doğrusu , yanlışı beni ilgilendirmez.

mustafa doğan
ali güneş
tayfun korkut
tayfur havutçu
nobre
mehmet yozgatlı
rüştü rençber

noluyoruzzzzz ?

ama , kendisini kolu bacağı sargı içindeyken transfer edip , ona bu altyapıyı,bu ismi veren camia onu affedecek mi , bilinmez ?

johnny cash’in süper şarkısı.jeff buckley coverı olağanmuhteşemüstüdür.


how many times have you heard someone say
"if i had his money, i could do things my way?"
little they know that it’s so hard to find
one rich man in ten with a satisfied mind.

once i was winning in fortune and fame
everything that i dreamed for to get a start in life’s game
suddenly it happened, i lost every dime
but i’m richer by far with a satisfied mind

money can’t buy back your youth when you’re old
or a friend when you’re lonely, or a love that’s grown cold
the wealthiest person is a pauper at times
compared to the man with a satisfied mind

when my life is ended, my time has run out
my trials and my loved ones, i’ll leave them no doubt
but one thing’s for certain, when it comes my time
i’ll leave this old world with a satisfied mind
i’ll leave this old world with a satisfied mind

selametle gitsin , umarım pişman olmaz.
ama benim tanıdığım aziz yıldırım onu defterden silmiştir.

efsanevi tenor saksafoncu dewey redman’ın ve bir rus/yahudi dansçı annenin oğlu olan joshua redman 1990’ların başlarında günümüze caz dünyasının önde gelen yeteneklerinden biri.

redman 1 şubat 1969’da berkeley, california’da doğdu. küçük yaşta gitar ve piyano çalmayı öğrenmesine rağmen, 10 yaşındayken babasının enstrümanı olan tenor saksofonda karar kıldı. okul yıllarında caz gruplarında çalarak bay area müzisyenlerinden oldukça övgü almıştı. ancak hiçbir zaman müziği kariyer olarak ciddiye almadı.

harvard’a girdikten sonra kendiliğinden müziğe ara vererek kendini okuluna verdi. bu da şeref listesinde mezun olmasını sağladı. tıp tahsilini değerlendirdikten sonra redman, yale hukuk’a kabül edildi. ancak bu arada okuluna bir yıl ara vererek, dört müzisyenle birlikte oturacağı ve düzenli olarak saksafon çalacağı brooklyn’e taşındı. 1991’de "thelonius monk uluslararası caz saksafon yarışması" nı kazanması, warner bros. plak şirketi ile kayıt kontratı yapmasını sağladı. şöhrete önem vermemesine rağmen şöhret kendiliğinden onu bulmuştu. kendi adını taşıyan ilk albümü 1993’de yayınlandı ve ardından üç tane stüdyo ve iki canlı kaydı daha çıktı. joshua redman halen günümüzün en iyi genç caz müzisyenlerinden biri ve gelecek yıllarda da caz dünyasında en çok satan sanatçılar arasında olmaya devam edecek

amerikalı caz bestecisi ve efsanevi saksofon virtüözüdür.
bestelerinin pek çoğu caz standardı olmuştur. kendisi de, 1959’da başladığı müzik hayatında sayısız albümde yer almış, onlarca albüme imza atmıştır. ömrü hayatının sonunda, sondan bir önceki albümü "alegria" (2004) ile grammy ödülünün de sahibi olabilmiştir.
son albümü "beyond the sound barrier"le de, grup liderliğini yaptığı danilo perez (piyano), john patitucci (bass), brian blade (davul) ile birlikte, albümün adı gibi yine ses sınırlarının ötesine geçmiştir.
*
shorter, bu uzun ve aktif müzik hayatına art blakey ve jazz messengers’le başlamış, arkasından uzun yıllar miles davis’le uzun yıllar boyu yaptığı çalışmalarıyla, hem miles’in, o müziğin sınırlarını zorlayan yaratıcı yenilikçilinde rol almış ve katkı sağlamış ve hem de bu çalışmalarıyla kendisine verilen unvanların hakkıyla sahibi olmuştur.

...alıntı...