pinhan

yurtdisina cikip et yiyemeyen insanlar icin bir numara protein kaynagidir. ilk basta tadi farkli gelse de zamanla cok sevilen hatta aranan bir urun haline gelir. ayrica fiyati da oldukca uygundur. cesitli sebze ve baharatlarla kavrulmasiyla makarnanin yogurtla beraber vazgecilmez sosudur.

osmanli turkcesi ogrenmeye karar verdigim zaman "iyi ki kucukken gitmisim, su an harfleri tanimakta, bu dili ogrenmekte zorluk cekmiyorum" dedigim yer. ayrica sipsirin’in yasadigi deneyimleri yasamamak da mumkun degildir heralde.

zamaninda popstar bayhan’a gosterdigi tepki simdilerde karsisina olumsuz bir sekilde cikan kadin. bayhan "benim gecmisime tepki gostermisti, her insan hata yapabilir. ama simdi o da benim durumuma dustu, yazik" gibi laflar etmistir. halbuki olaylarin bu sekilde baglanmasi yine bayhan’dan beklenebilecek bir basaridir. cunku kokain kullanmak kisinin kendisine zarar vermesiyle ilgili bir durumdur; ancak bayhan zamaninda hapse adam oldurmek sucundan girmistir. ama bu tarz insanlari halk kahramani yapmak da bizim eserimiz isimiz degil mi?

murathan mungan’a sozler icin aylin aslim’a da yorumu icin hayran biraktiran, dinledikce olduren, oldurdukce dinleten mis gibi bir sarki. gulyabani falan diyerek ortalarda dolasan aylin aslim’in aslinda bu piyasada cok onemli bir yere sahip oldugunu ya da olacagini gosteren sarki. iyi ki soz vermis sarkilar albumu yapilmis ve o da orada bu sarkiyi okumus diyor insan.

yeni turku yorumu ise gercekten sozlerle hic ama hic gitmemistir.

(bkz: yuzen otobus)

iskoc bir girisimci olan george smith tarafindan maltada uretilen hem suda hem de karada gidebilen yolcu otobusu alti yillik bir calismanin urunu. ozellikle tur sirketleri icin cok pratik oldugu soyleniyor.

basarili edebiyatcilarin, siyasetcilerin, sosyologlarin vs. kitaplarini yayinlayan, bunlar arasinda nobelle beraber en populer olan orhan pamuk sayesinde trilyonlar kazanan, kitaplari pahali ama cagaloglundaki iletisim hana gidince yuzde otuzbez indirim yapan, kitap almaktan hoslandigim yayinevi.

uzun suren kendini iyi hissetmeme halinden sonra gerek kisinin kendi tercihi gerek sartlarin zorlamasi sonucunda meydana gelen durumdur. daha fazla kendini kotu hissetmemek isteyen sahis artik duygulara karsi duyarsizlasmistir. ilk etapta acilar icin basarili bir konumdur bu. kendini hissetmezsin; aciyi da hissetmezsin. ancak ne zamanki sana guzel bir sey anlatilir ya da senden iyi hissetmen beklenir, sen hala hissetmezsin. ne iyiyi ne kotuyu. o yuzden tehlikeli bir durumdur. uzun sure kotu hisseden birisi bu surecten gecerse kotu durumu atlatmak icin bir lokomotif olarak kullanilabilir. ancak bu surecte yasanacak herhangi bir fiksasyon kisiye geri donusu olmayan hasarlar sunabilir.

son gunlerde parmakliklar ardinda adli dizide boy gostermeye baslayarak beni sasirtan, olaganustu oyunculuga sahip asmis sahsiyet.

hocalarin ogrencilere daha cok musama gosterdigi, bu yuzden derslerin normal doneme gore daha hafif gectigi, normalde kalincak dersten c ile, c ile gecilecek dersten biraz kasilirsa a ile gecmenin mumkun oldugu sevimli okul. herkese tavsiye ederim.

21-24 temmuz 2009 tarihleri arasinda istanbul universitesi psikoloji bolumu tarafindan gerceklestirilecek olan tpocg vesilesiyle turkiyenin bir cok yerinden psikoloji ogrencilerini biraraya getirmeyi hedefleyen, farkindaliklar diyari baslikli kongre. her turlu bilgi linkte mevcuttur.

http://www.istanbulpsikoloji.com/

cok basarili bir sekilde klasik usulde osmanli ve tasavvuf musikisi icra eden, yansimalar grubunun albumlerinde kasidelerine sikca rastlanebilecek, hudai tasavvuf musikisi toplulugunu yoneten basarili sahsiyet.

mehmet kemiksiz’in mizrabin nefesi albumunde olaganustu bir sekilde icra ettigi kaside.

semadan sırrı tevhidi
duyan gelsin bu meydane
derun içre bugün allah
diyen gelsin bu meydane

saladır ehli irfane
götürsün canı kurbane
bugün başını merdane
koyan gelsin bu meydane

bilenler sırrı settarı
görenler nur-i gaffarı
cihanda şişe-i arını
kıran gelsin bu meydane

gönül maksudunu buldu
cihan var ile doldu
bugün nur-i imam oldu
uyan gelsin bu meydane

mizrabin nefesi albumunde yunus emre’nin hak bir gonul verdi bana isimli siirini ve mehmet kemiksiz’in semadan sırrı tevhidi duyan gelsin bu meydane adli kasidenin icra edildigi ilahi.

album kapaginda a. senol filiz birol yayla projesi olarak tanitilan, turk musikisinin bugune aktariminda geleneksel anlayisin yanisira yeni yorumlarin ve olusumlarin sanatsal bir suzgecten gecerek ortaya konmasi gerektigine olan inanclari ile yola cikan, nikriz ilahi ve serin selviler parcalarinda mehmet kemiksiz’in vokalligini yaptigi, dinlerken insani mest eden basarili album.

albumdeki parcalar su sekildedir:

1. pencgah ayin
2. segah saz semaisi
3. rast murassa
4. rast nakis beste
5. nikriz ilahi
6. acemasiran pesrev
7. sehnaz pesrev
8. gidem dedim
9. serin selviler

neredeyse aradiginiz her film icin rapid link verebilen, cok ama cok basarili site. ayrica filmleri ulkelere, yonetmenlere, oyunculara gore kategorize etmesi de isinizi kolaylastirir.

gerek nurgul yesilcay’in gerek cem ozer’in cok ama cok basarili bir sekilde oyunculuklarini sergiledikleri kesinlikle izlenesi turk filmi. ozellikle de filmin sonlarina dogru yasadiklari bulusma/sevisme sahnesi izleyicinin kendisini bir tuhaf hissetmesine neden oluyor. ayrica film insanoglunun hemencik kazandigi onyargilara da meydan okumasi gerektigini vurguluyor.

yeni sef garson ve yeni menüsünden sonra pek de basarili yemekleri olmayan, ama pizzalara hala eskiye yakin benzer guzellikte olan, bazi garsonlarin olaganustu ilgisiz oldugu, bu yuzden bir garsonla gozgoze gelebilmek icin boynunuzda kireclenmeye yasama ihtimalinizin oldugu, ancak bazi garsonlarin da sirf oraya gitme nedeni oldugu hos mekan.

tuna kiremitcinin dogan kitaptan cikan, roman olarak adlandirilmasina ragmen hic de oyle olmayan, 172 sayfalik, 11 liraya satilan kitabi. arka kapaktan alinti:

bir gün gelir, hayatımızda bir yabancı olduğunu fark ederiz. daha doğrusu, o güne kadar tanıdığımızı sandığımız kişi ansızın bir yabancıya dönüşür. bu yabancı babamızdır. gerçi görünüşü aynıdır (biraz yaşlanmıştır en fazla). bizimle konuşmasında ya da davranışlarında yeni bir şey yok gibidir. yine de onun bakışlarında, daha önce olmayan bir yabancının gölgesini hissederiz.

kücüge bir dondurma isimli yeni ve oldukca basarisiz kitabini piyasaya surmus, sairlikte iyi yazarlikta oldukca kotu olan kollektif insan.