allah korusun dedirten olaydır.;
54 yaşındaki childress h. wanamaker, abdnin new york şehrinde bir yeni medya şirketinde muhasebe müdürü olarak çalışmaktadır. en büyük korkusuysa internette takip ettiği 48 tartışma grubundaki olaylardan geri kalmaktır. bilgisayar başından asla kalkmadığı için zamanla yemeklerini de aksatmaya başlar. 26 yıllık karısı yemeklerini tepsiyle önüne getirir ama bu bile onun ellerini klavyeden kaldıramaz. kayıtlarına göre wanamaker tartışma gruplarına ortalama her iki dakikada bir mesaj yazar. oğlu lucianın onu kaldırmak için arabasının çalınmakta olduğunu söylemesi bile wanamakerı kıpırdatmaz. raporlara göre son dönemlerde ilgili ilgisiz her tartışmaya dalarak laf yetiştirmeye başlar. buna ek olarak bu forumların içinden 15 bin 250 kişiyle de düzenli olarak mesajlaşır. 375 blog sitesini takip ederken bir de kendi blog sitesini kurmaya kalkar.
sonunda wanamaker evinde bilgisayarı başında açlıktan ölmüş olarak bulunur! internetin en derin yan etkisi olarak tarihe adını yazdırarak aramızdan ayrılır. üstelik forumlarda hâlâ adı geçiyor.
ne yazık ki cevap veremiyor.
ada:
sen kızcan ama
ada:
senin nickinle süper bi küfür buldum
ada:
ama senin bi tane sevgili bulman lazım "cem" isminde.
muque /daydreamer;
istemem cem falan
muque /daydreamer;
neymiş o küfür ?
ada:
"müqüecem" olursunuz ozaman
ada:
"mükücem" : )
muque /daydreamer;
ahahaha
muque /daydreamer;
sabah şekeri gibiyiz yine bakıorm.
ada:
hehehe "hay mükücem" dedim dün birine aklıma geldin ))
muque /daydreamer;
aklına gelme şekline bak adamın
muque /daydreamer;
...
muque /daydreamer;
ayıp ayıp
ada:
ehehe
sen kızcan ama
ada:
senin nickinle süper bi küfür buldum
ada:
ama senin bi tane sevgili bulman lazım "cem" isminde.
muque /daydreamer;
istemem cem falan
muque /daydreamer;
neymiş o küfür ?
ada:
"müqüecem" olursunuz ozaman
ada:
"mükücem" : )
muque /daydreamer;
ahahaha
muque /daydreamer;
sabah şekeri gibiyiz yine bakıorm.
ada:
hehehe "hay mükücem" dedim dün birine aklıma geldin ))
muque /daydreamer;
aklına gelme şekline bak adamın
muque /daydreamer;
...
muque /daydreamer;
ayıp ayıp
ada:
ehehe
kadının hakkını veremeyen bir devirin çocukları olduğumuzun kanıtı bir cümledir.aslında her şeyin yükünü sezdirmeden alır kadın üzerine.annesi olur en önemlisi hayatındaki herkesin.kadın belli bir çağa adımını atarken, kalbinin tüm sevecenliğini de taşır yanında...ama ne olur;
çalışamaz kadın...
şiir yazamaz
kafası öyle herşeye çalışmaz, çalışmamalıdır...
karnından sıpa sırtından sopa eksik olmamalıdır...
karşısındaki sinirliyse susmalıdır, susmak zorundadır...
istediğini giyemez,istediği yere gidemez...
boksör değildir ki,narin yaratılmıştır zaten gücü yetmez zorunlu eziktir çoğu kadın...
varsa bünyesinde bir miktar kendini bilirlik; rahat kadındır o,hafif kadındır...görüşülmemesi gereken arkadaş, ev huzurunu bozan şıllık komşu,ailenin "asi" kızıdır,reddedilesi evlattır,ayrılınası sevgilidir...
(bkz: herşeye rağmen kadın olmak)
çalışamaz kadın...
şiir yazamaz
kafası öyle herşeye çalışmaz, çalışmamalıdır...
karnından sıpa sırtından sopa eksik olmamalıdır...
karşısındaki sinirliyse susmalıdır, susmak zorundadır...
istediğini giyemez,istediği yere gidemez...
boksör değildir ki,narin yaratılmıştır zaten gücü yetmez zorunlu eziktir çoğu kadın...
varsa bünyesinde bir miktar kendini bilirlik; rahat kadındır o,hafif kadındır...görüşülmemesi gereken arkadaş, ev huzurunu bozan şıllık komşu,ailenin "asi" kızıdır,reddedilesi evlattır,ayrılınası sevgilidir...
(bkz: herşeye rağmen kadın olmak)
mükemmel...sessizliğin ve renklerin birbiriyle uyum içinde yaşadığı,küçücük evlerinin hayran bıraktığı yerdir.kesinlikle günlerinizden bir gününü geçirmeniz gerekir.
tanıdığım herkesi tanıyan entresan tesadüf adamı...müziğini konuşturur,hayran bırakır... monitor karşısında çok zaman kikirdememe sebep olmuş, çok güldüren, çok eğlendiren, çok doğru düzgün adam.
(bkz: nasılsınız)
(bkz: nasılsınız)
(bkz: ümmü hüreyre)
aptalca cümlelerin önde flama taşıyanıdır...tabii anal sex i kız kendi başına yapmıştır.burada bahsi geçen diğer kişi için ne bakirelik söz konusudur ne de duruluk...kız orospudur erkek ise erkekliğinin güç halkalıarına yenisini eklemiştir değil mi?sevişmemiştir skmiştir. bu kız şimdi neden ortalıklarda dolaşmaktadır? tez kellesi vuruladır!!!bırakalım onun kukusu bunun kutusu muhabbetlerini...bu kafayla dolaşan adamlar bir de etraftan kendilerine bakire kız bakmaktadırlar.aynı zihniyet; bu başlığın altına bu tarz entry yazan bayanlara da ;"aha lan bak vermiş bu kesin!baksana nasıl savunuyo!" diyebilme öküzlüğünü de bünyesinde barındırır.beyinlerimizin bekaretini koruyabildiğimiz günler dileğiyle...
(bkz: ilk taşı bakir erkekler atsın)
(bkz: yazık yazık)
(bkz: ilk taşı bakir erkekler atsın)
(bkz: yazık yazık)
(bkz: küçük aşkım)
muque:
nasıl oldu bilmiorm seviorm seni çok insanlar ne derse desin sanal burası eeth.ama o klavyeye basan parmaklar bir periye ait.kardeşim ve ben böle düşünüors
• pixie • ½ :
nasıl oldu hiç bilmiyorum ama sana karşı kimsem o oluyorum. diğer insanlara mecbur davranışlar sergiliyorum, zorunda kalıp konuşuyorum. ama sana ve kardeşine resmen içimden geliyor yazmak.
yakında klavye ve ekran olmadan da görüşeceğiz. sabırsızlanıyorum.
muque :
sabırsızlanıyorum...
(bkz: loglar herşeyi anlatır)
nasıl oldu bilmiorm seviorm seni çok insanlar ne derse desin sanal burası eeth.ama o klavyeye basan parmaklar bir periye ait.kardeşim ve ben böle düşünüors
• pixie • ½ :
nasıl oldu hiç bilmiyorum ama sana karşı kimsem o oluyorum. diğer insanlara mecbur davranışlar sergiliyorum, zorunda kalıp konuşuyorum. ama sana ve kardeşine resmen içimden geliyor yazmak.
yakında klavye ve ekran olmadan da görüşeceğiz. sabırsızlanıyorum.
muque :
sabırsızlanıyorum...
(bkz: loglar herşeyi anlatır)
(bkz: photoshop)
yılmaz erdoğan ın susuştu yüzün şiirindeki vuran cümledir.
bir ufukta bitiyor yüzün
ve başka bir gökyüzü başlıyor
komşu ellerle sarmalanıyorsun
yanıyorsun...
ne kadar övülsen az
avazım çıktığı kadar susuyorum
ismindeki sesli harfleri
mayınlı bir gülümsemeyle
senin karasularında olmak
üstünde ilkbahar bir entari;
sanki
yeniden
eski bir öyküye başlamak...
yüzündeki o billur akşam kahvaltısı
sürgülerken özümü,
ne kadarını sustuk konuştuklarımızın?...
(bkz: yılmaz erdoğan)
ve başka bir gökyüzü başlıyor
komşu ellerle sarmalanıyorsun
yanıyorsun...
ne kadar övülsen az
avazım çıktığı kadar susuyorum
ismindeki sesli harfleri
mayınlı bir gülümsemeyle
senin karasularında olmak
üstünde ilkbahar bir entari;
sanki
yeniden
eski bir öyküye başlamak...
yüzündeki o billur akşam kahvaltısı
sürgülerken özümü,
ne kadarını sustuk konuştuklarımızın?...
(bkz: yılmaz erdoğan)
günler güz yanığı
sonsuza giden raylarda gümüş
kum susan çöller gibi
yalana buyruk akıyor
bıkıyor zaman...
senin maviliğinden eser yok
haki yeşil bir yaz
ve tel örgülerde
karanfil ölüleri...
bazı salak kuşlar
konduğu pencerelere tutsak
yalan yanlış konmalara zemin
haki yeşil bir yaz
hasret mavisinde karanfil ölüleri
önünden tren geçen hemzenin hayat
duran zaman
esneyen saatler
amaçsız bir bit yarışı
yürüdükçe uzayan
koştukça beton yollar
ve yollarda
karanfil ölüleri...
limanlarında denizsiz yaşanan
ezan vakti küheylan
kuşluk vakti beyinsiz bir şehir
diken biriktiren bir koleksiyoncu
ve gül kokumsuz çim bahçelerde
karanfil ölüleri...
bezgin çamurlarda
nefsi müdafadır bir tozun direnişi
kimsenin bikinisini çıkarmadığı
haki yeşil bir yaz
ve yarasına işeyen kırık haziran makamında
erotik
karanfil ölüleri...
sormadan konuşan ahmak
yalan değil gölge değil iz hiç değil
sanal bir serinliğe sığınan
çağıl çağıl bir nehir bile değil
çağlayan diliyle ırmamak
ve ırmaklarda
karanfil ölüleri...
yaprağına kırmızı
kıvrımına şarkılar
dallarına suskun bir hayat öpücüğü
ve haki yeşil bir yaz içre yazılan
sıkkın şiirlerde
karanfil ölüleri..
(bkz: yılmaz erdoğan)
sonsuza giden raylarda gümüş
kum susan çöller gibi
yalana buyruk akıyor
bıkıyor zaman...
senin maviliğinden eser yok
haki yeşil bir yaz
ve tel örgülerde
karanfil ölüleri...
bazı salak kuşlar
konduğu pencerelere tutsak
yalan yanlış konmalara zemin
haki yeşil bir yaz
hasret mavisinde karanfil ölüleri
önünden tren geçen hemzenin hayat
duran zaman
esneyen saatler
amaçsız bir bit yarışı
yürüdükçe uzayan
koştukça beton yollar
ve yollarda
karanfil ölüleri...
limanlarında denizsiz yaşanan
ezan vakti küheylan
kuşluk vakti beyinsiz bir şehir
diken biriktiren bir koleksiyoncu
ve gül kokumsuz çim bahçelerde
karanfil ölüleri...
bezgin çamurlarda
nefsi müdafadır bir tozun direnişi
kimsenin bikinisini çıkarmadığı
haki yeşil bir yaz
ve yarasına işeyen kırık haziran makamında
erotik
karanfil ölüleri...
sormadan konuşan ahmak
yalan değil gölge değil iz hiç değil
sanal bir serinliğe sığınan
çağıl çağıl bir nehir bile değil
çağlayan diliyle ırmamak
ve ırmaklarda
karanfil ölüleri...
yaprağına kırmızı
kıvrımına şarkılar
dallarına suskun bir hayat öpücüğü
ve haki yeşil bir yaz içre yazılan
sıkkın şiirlerde
karanfil ölüleri..
(bkz: yılmaz erdoğan)
(bkz: gürdal ile konuşma)
tam soruyordum
“madem ölecektin
niçin bu kadar güzeldin?”
peçetedeki balığı gördüm
ağlıyordu
niçin ağlar peçetedeki balık diye sordum
bir mendil niye kanarsa ondan
dedi gürdal.
(bkz: yılmaz erdoğan)
(bkz: gürdal tosun)
“madem ölecektin
niçin bu kadar güzeldin?”
peçetedeki balığı gördüm
ağlıyordu
niçin ağlar peçetedeki balık diye sordum
bir mendil niye kanarsa ondan
dedi gürdal.
(bkz: yılmaz erdoğan)
(bkz: gürdal tosun)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?