vaktiyle "ayakta takımı arası"nda oyununda izlememiştim. "aktör" adında bir rolü oynuyordu. bütün bir oyunca hiç konuşmadan oynamıştır. sahnede korkunç bir aurası vardı. oyunculuğunun gücünü hayatın kalbinden söke söke almış şahane adamdır.
"seni de bu ülkeye getirmezlerse / beni de bu ülkeye gömmesinler"
insan olan insanı yere serer bu roman. ne kadar içsen, ne kadar kaçsan, ne kadar üzülsen bir işe yaramaz. böyle yani.
bir kaç romanını okumuş bir okur olarak; edebiyatın kökeninin "edep"ten geldiğini düşünürsek bu zat’ın hala yazmakta ısrar etmesini bu kökene aykırı bir durum olarak görüyorum. hadi bu adam yazıyor, yayınlatmak istiyor, yayınlatıyorda, "editörlük" denen müessese bu kadar da ayağa düşürülmez ki be kardeşim.
önüne gelenin yazar, karşılaştığın herkesin iki laftan sonra yeni bir projesini anlatmaya başladığı dünyada şimdi biri çıkıp, "ne var canım yazsın işte" demesi tahammül sınırlarımı inflak ettiriyor.
önüne gelenin yazar, karşılaştığın herkesin iki laftan sonra yeni bir projesini anlatmaya başladığı dünyada şimdi biri çıkıp, "ne var canım yazsın işte" demesi tahammül sınırlarımı inflak ettiriyor.
bu aralar sık sık söylediğim cümle. memlekette ne geveze insanlar var yahu. çok şey yaşadıklarını söylüyorlar ama anlatacak bir hikayeleri bile yok. ben de yok sayarak bu yola başvuruyorum: "beni susarken bölme."
deterjan firmalarına sesleniyorum: bu adamın ruhunu temezliyecek bir formül üretin artık!
kemalizm ve fenerbahçe delisi. resime yönel biraz, resime...
bak yine tvde gördüm. yine midem bulandı. herşeyi sahte, dişleri dahil.
çatlakları sıva, günahlarını ört, sonra insanlara mezar ol. o oteli yapanında işleteninde yatacak yeri yok bu dünyada.
tüccar kafalı soysuz esnaflar böyle böyle palazlandı işte. kanını böyle emdiler bu ülkenin. şimdi çıkıp "biz güçlendirmiştik binamızı" diyecekler ya ben de "yalanlarınızı sikeyim" demiyecem. ölen her gazeteci arkadaşım için dava açacağım.
tüccar kafalı soysuz esnaflar böyle böyle palazlandı işte. kanını böyle emdiler bu ülkenin. şimdi çıkıp "biz güçlendirmiştik binamızı" diyecekler ya ben de "yalanlarınızı sikeyim" demiyecem. ölen her gazeteci arkadaşım için dava açacağım.
ülkende 9 büyüklüğünde depremi yaşa, 20 metrik koca koca tsunamileri atlat, geri kalmış bir ülkenin geri kalmışlığında yaşamını yitir. şimdi buna biri çıkıp kader derse bak kalbini kırırarım.
sonsuza kadar af dileyeceğimiz ve senden af dileneceğimiz birisin. sen bizi korumaya geldin biz seni koruyamadık.
"neden bu ülkeye her gün küfür ediyorsun" diyen dostlarıma söyleyeyim: "hala bana aynı soruyu sormaya devam edecek misiniz?"
sonsuza kadar af dileyeceğimiz ve senden af dileneceğimiz birisin. sen bizi korumaya geldin biz seni koruyamadık.
"neden bu ülkeye her gün küfür ediyorsun" diyen dostlarıma söyleyeyim: "hala bana aynı soruyu sormaya devam edecek misiniz?"
topu topu 15-20 sözcükle hayat geçiren, bedeni kafasından büyük olan, tvde geri zekalılara futbolu atmaya çalışan bildiğin kabzımal işte. fazlası hiç yok. eksiklerini saymaya sayfalar yetmez.
"dönemlerin, modaları vardır" diye yazmıştı ünsal oskay, "yıkanmak istemeyen çocuklar olalım" olalım kitabında. a-ha bu da bugünün çocuklarına elma şekeri. bakalım on yıl sonra "kalbinize kime gömeceksiniz".
ne kitabında okuyanda bir akıl ne de izleyeninde bir idrak olduğu bana kimse inandıramaz. aklınızı peynir ekmekle mi yediniz lan.
mıy-mıy konuşması olan, bir depremde ölmesini istediğim zat.
yıllar geçer hep aynı. yine geçer yıllar, o yine aynı. çok sıkıcı bir şahıs.
vaktiyle ntvde program yaparken her konuğuna sorduğu son soru hep aynıydı: "peki bunun cdsi çıkacak mı?"
sonra hacimli romanlara girişti okudum baktım alışkanlığı değişmemiş. aynı soruya devam. cizilmiş plak misali.
sonra hacimli romanlara girişti okudum baktım alışkanlığı değişmemiş. aynı soruya devam. cizilmiş plak misali.
bir sigara yakar ve öküz olmuş trenlere bakar... evet evet, "öküz olmuş trenler" dedim.
bir sermaye düşmanı olarak hiç üzülmedim. böyle insanların ölmesine zerre kadar üzülmedim, üzülmem...
mehmet topal, caner erkin ve gökhan törenin oynamadığı takım işte. boylarının ölçüsünü alması dilemem. ama alacaklar gibi gözüküyor. ha bi de yeteneksizlik abidesi selçuk şahin gibi bank asyada bile kadroya giremeyecek ve onu yedekte tutan bir teknik ekip var. hepsinin sonu olabilir.
reklam kokan haraketler.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?