freagl dreams

karsilikli anlasamamanin bir baska yolu programdir.

haftalik 15,000 ytl gibi cuzzi bir rakama bu kadar kepaze olunmazdı dedirten adamdir.

let me take you far away
you’d like a holiday
let me take you far away
you’d like a holiday

exchange the cold days for the sun
a good time and fun
let me take you far away
you’d like a holiday

let me take you far away
you’d like a holiday
let me take you far away
you’d like a holiday

exchange your troubles for some love
wherever you are
let me take you far away
you’d like a holiday

longing for the sun you will come
to the island without name
longing for the sun be welcome
on the island many miles away from home
be welcome on the island without name
longing for the sun you will come
to the island many miles away from home

scorpions

sonundaki modulasyon olayi bitirmistir. klause maine’ nin konustugu bazi ozel roportajlarda ben bu mereti icmezsem yazamam dedigi bilinmektedir.

edit: yasar’a da "gel benimle" sarkisinda ilham vermismis.

when the children cry parcasini solistleri bir vietnam gezisinden sonra yazmistir ve single’dan elde ettikleri geliri grup afrikali ac cocuklara yardim icin kullanmistir.

(bkz: lady of the valley)
(bkz: broken heart)
(bkz: you are all i need)

lady of the valley
can you hear me cry
in the sillness of the night
i have lost my brother
in the fights of the war
and my heart has broken down

in the night i cry but no one seems to hear
i step into the light but all i feel is fear

lady of the valley
can you bring him back
to the days when we were kids
once we were together
we stood young and strong
now it seems so long ago

the golden key is at the end of the chain
how it hurts ohh lady free me from this pain

in the night i cry to the lady of the valley
cause i’ll die without the lady of the valley
in the night i call to the lady of the valley
on my knees i fall before the lady of the valley

in the valley lies the treasure
and the lady guards it well
he who bears all the pressure
is the one to break the spell
there’s a sign that i’ve followed
and it has led me to your seat
i have brought my fallen brother
and i’ve laid him, yes i’ve laid him
at your feet

in the night i cry to the lady of the valley
cause i’ll die without the lady of the valley
in the night i call to the lady of the valley
on my knees i fall before the lady of the valley

white lion

here i stand
all alone
trying to fight the pain
from a broken heart

why she left me
i don’t know
it really doesn’t matter anymore

i thought that love could last forever
but here i stand lost and all alone

there is life
even after a broken heart
broken heart
you can fight
the pain from a broken heart
broken heart

start a new day
but not alone
i’m gonna break away
from this broken heart
i’ll meet a woman
i’m gonna take her home
i’ll pick up the pieces
and start all over again
i know that life will be much better
i know the sun will shine again

there is life
even after a broken heart
broken heart
you can fight
the pain from a broken heart
broken heart

i know that life will be much better
i know the sun will shine again



turkceside soyledir;

burda duruyorum
yalniz basima
karsi koymaya calisarak aciya
kirik kalbimden gelen

neden beni terketti
bilmiyorum
artik gercekten bir onemi yok

ask sonsuza kadar surebilir diye dusunmustum
fakat burda yalniz ve kaybolmus sekilde duruyorum

yasam var
kirilmis bir kalpten sonra bile
kirik kalp
karsi koyabilirsin
kirilmis bir kalbin acisina
kirik kalp

yeni bir yasama basla
fakat yalniz basina degil
kacip gidecegim
bu kirik kalpten
bir kadinla karsilasacagim
onu eve goturecegim
parcalari toplayacagim
ve her seye yeniden baslayacagim
biliyorum ki hayat cok daha iyi olacak
biliyorum ki gunes yeniden parlayacak

white lion klasigi, when the children cry’ dan sonra en bilinen sarkidir.

kafamdaki makine taka taka taka ta (koro)
kafamdaki makine taka taka taka ta

kafamdaki makine taka taka taka ta (okan)
takamazsan makineya taka taka ta
dusunmezsem bunlari donemezki carklari
makinemin tikirtisi taka taka ta
takilmazsa carklarina taka taka taka
dusunmezsem bunlari taka taka ta
kafamdaki makine taka taka taka ta
kafamdaki makine taka taka taka ta

kafamdaki makine taka taka taka ta (koro)
kafamdaki makine taka taka taka ta

kafadaki makine tamamda bak neler oluyor televizyonda (okan)

al daha cok al (isin karaca)
aldikca unut
unuttukca yasa
yasami hisset
onun tadina bak

ama guzel be (okan)

televizyon oyle guzel (koro)
televizyon oyle zevkli
oyle cok televizyonuz ki biz
televizyonuz biz

gozlerini acsana gercek dunya bitti artik (okan)
televizyon basladi gordunya beni orda
ben onun icinde degilim oglum
ben senin televizyonunum

kafamdaki makine taka taka taka ta (koro)
kafamdaki makine taka taka taka ta

fuck (okan)

televizyon makinasi
okan bayulgen

http://www.televizyonmakinasi.net/kafamdakimakina.mp3

melodileri ve genel muzigi enstrumantal oldugunda kabul gorebilir. lakin akilli hicbir insan almanca metal yapmamali sozunu akillara kaziyan gruptur.

coca cola’nin mi yoksa nike’in mi oldugunun anlasilmasi zor reklamin sloganidir.

ben bu kadar degilim
kislada olu bir zaman
bir guzel at durdukca gider
gittikce doner bir bir guzel at durdukca
askerim, benim agzim kuslardan.

gunesi sormuyorum lekelenmis dallardan
dallari sormuyorum dallardan daha iyi
yuzumu istiyorum bir suvari alayindan
ne yapsam istiyorum, ama istiyorum
bir kisi bile degilim yalnizliktan.

bir kisi bile degilim yalnizliktan
gozlerim ormanlara asili
agaclar, kirlar ve sehirler geciyor kaputumdan
o kadar geciyorlar ki, sadece duruyorum
bir an bir yede olumu tanimazligimdan.

ben bu kadar degilim
kislada olu bir zaman.

edip cansever

ozgurluk nihayet
ulkeyi dolastiginda
mezarimi ziyaret etmeyi unutma
ki tanidik yollarda yurumek
kirilmis zincirleri gormek
onyarginin yikildigini
unutulmus ziyanlari
bagislanmis acilari
gormek icin
kalkabilirim belki ayaga

ve gozlerim tam olarak gordugunde
tum bunlari
doldugunda bu gorunuslerle
korkudan kacma benden
ufalanip toz olursam eger yeniden

uzun sure beklenen bir ruyanin
beni huzura davet eden
mutlulugu olacaktir o sadece
ulkeyi en sonunda
ozgurluk dolastiginda iste

(bkz: don mattera)

(bkz: hatirla)

1935 yilinda guney afrika’da dogdu. 1951 yilinda dogdugu vilayetten farkli bir yerdeki katolik rahip okulundan mezun oldu. gencliginde istemeden sokak cetelerine karisarak bu yuzden hapis yatti. burada fikirleri yeni bicim alarak kendini siir ve politikada gosterdi. baski altindaki siyahiler arasinda buyuk un kazandi. siyahi gazeteciler birligi kurarak devlet politikalarini elestirdi. 1973–1982 yillari arasinda yazmak dahil her turlu faaliyetine yasak kondu. 1976 yilinda musluman olup omer ismini aldiktan sonra ise siyahiler arasinda bile yalniz kaldi.

iguanalar cogu surungen severin evinde besledigi bir hayvandir. iyi bir terrariumda 15 yil kadar yasayabilen bu canlilar terrariumda talas, kalin bol kabuklu bir dal, kum ve cakil, delikli buyuk taslar ve de yapma bol yapraklardan hoslanirlar.
evcillestirmek icin; hayvani bir gun ac biraktiktan sonra yemleri yavasca onune dogru elinizle uzatmaktan gecer insanlara yakin olan bu hayvanlar kolayca alisacaktir. eger bir hafta kadar hayvanla ilgilenmezseniz yeniden yabanilesir ve tekrar evcillesmesi cok zor olur.
her turlu sebze ve meyveyi rahatlikla yiyen iguanalar az da olsa bocek yerler. en sevdikleri yiyecek, roka’dir! bu bitki, iguana icin yasamsal deger tasir. bocekler yerine saglikli ve bol vitaminli yemler tercih edilmelidir.

savas zamaninda ulus, savas disinda hicbir seyin araciligiyla uretilemeyecek ve devlet ideallerinin tartisilmaz doruk noktasina ulasmakla sonuclanan bir duygu tekbicimligine ve bir degerler hiyerarsisine ulasir. sanatsal yaraticilik, bilgi, akil, guzellik ve hayatin zenginlestirilmesi gibi diger degerler hemen ve neredeyse oybirligi ile feda edilir ve kendilerini devletin amator temsilcileri olarak tayin eden siniflar bu degerleri sadece kendileri icin feda etmez diger butun kisileri de bu degerleri feda etmeye zorlarlar.

(bkz: islamofobi)

(bkz: phobos)

derinlemesine cizilmis insan portreleri, detayli mekân anlatimlari, hareket ve heyecanla dolu, voltaire’i andiran klasik bir mizah anlayisiyla guclenen bir roman, terazinin bir kefesine kurtarici olmayi hedefleyen ama yikici olmakla yetinen bati’yi, diger kefesine yogun cinselligi ve uyumuyla surekli mutluluk cagrisinda bulunan yerlileri koyuyor "kizil agaclar ulkesi". icinde din adamlarini, insan eti yiyen savascilari, idealist hayalperestleri barindiran bir buyuk destan ve butun romanlari gibi kurgusu mukemmel, soluk soluga okunacak bir kitaptir.

(bkz: kizil agaclar ulkesi)