yazmaya cagdas insanin sorunlarina egilen deneme ve makalelerle baslayan 1952 bourges dogumlu yazar, noroloji ve psikiyatri uzmani bir doktor sinir tanimayan doktorlar orgutunun baskan yardimcisidir.
(bkz: kizil agaclar ulkesi)
(bkz: ab esse ad posse)
(bkz: olmaktan bilmeye)
(bkz: tarde sed tute)
(bkz: yavas ama emin adimlarla)
yunanca kese anlamina gelen kelimeden dolayi bilim onlari physalia physalis olarak bilir. bilinen yaygin isimleri ise portekiz savascisi veya portekizli asker dir. guzel gorunumlerine ragmen, bu parlak renkli gezginler en hoslanilmayan okyanus yaratiklari arasinda sayilirlar.
druidler kisaca kelt rahipleri olarak tanimlanirlar. druidlerin kelt toplumu icindeki yerleri cok onemlidir. toplumsal bir cok olayda rol oynadiklari gibi daginik olan kelt kabileleri arasinda birlestirici bir rol de oynuyorlardi
druidlerin ogretileri her seyden once gizlemli ogretilerdi ve sadece secilmis muritlere sozlu olarak aktarilirdi. bu yuzden druidlerin ogretilerini tam olarak bilinmemektedir druidlerde sembolik olarak agac yeralti dunyasi, yer ve gok arasinda bir baglantiyi temsil etmektedir.
kelt sembolizminde en onemli olarak mese gucu ve elma agaci olumsuzlugu sembolize eder.
agacin bir onemi de uzerinde tanrilarin habercileri olan kuslari barindirmasidir. kokleri ise gecmise, yeraltina dogru gider. bu yuzden efsanelerde olulerin ruhlari dallar arasinda ya da agaclarin govdelerinde bulunurlar.
kutsal korular druidler icin kutsal mesaji aldiklari ve erginlenmenin oldugu yerlerdir. druidler buralarda, nemeton denilen kutsal yerlerde acik havada rituelleri gerceklestirirlerdi. bu yuzden de druidler’den gunumuze tapinak binalari kalmamistir.
druidlerin ogretileri her seyden once gizlemli ogretilerdi ve sadece secilmis muritlere sozlu olarak aktarilirdi. bu yuzden druidlerin ogretilerini tam olarak bilinmemektedir druidlerde sembolik olarak agac yeralti dunyasi, yer ve gok arasinda bir baglantiyi temsil etmektedir.
kelt sembolizminde en onemli olarak mese gucu ve elma agaci olumsuzlugu sembolize eder.
agacin bir onemi de uzerinde tanrilarin habercileri olan kuslari barindirmasidir. kokleri ise gecmise, yeraltina dogru gider. bu yuzden efsanelerde olulerin ruhlari dallar arasinda ya da agaclarin govdelerinde bulunurlar.
kutsal korular druidler icin kutsal mesaji aldiklari ve erginlenmenin oldugu yerlerdir. druidler buralarda, nemeton denilen kutsal yerlerde acik havada rituelleri gerceklestirirlerdi. bu yuzden de druidler’den gunumuze tapinak binalari kalmamistir.
bir zamanlar birbirlerine asik iki genc vardi. kizin adi tispe delikanlinin ki ise piremus idi.
bunlar yanyana evlerde otururlardi. birlikte buyuduler ve cocukluklarindan beri birbirlerine karsi ask beslerlerdi. fakat aileleri gorusmelerini istemezler birbirlerine uygun olmadiklarini dusunurlerdi. oysa onlar birbirlerini olesiye seviyorlardi. iki evin arasinda gizli bir catlak vardi aileleri bunu bilmezlerdi. onlarda geceleri burda bulusur o aradan birbirlerine seslerini duyurur asklariniidile getirirlerdi.
bir gece ormandaki agacin altinda bulusmaya karar verdiler. tispe agaca piremus dan once varmisti. gittiginde avini yeni yemis agzindan kanlar akan kocaman bir aslanla karsi karsiya geldi. korkarak bir magaraya dogru kosmaya basladi. farkinda olmadan yolda boynundaki esarbini dusurmustu. o sirada piremus geldi gordukleri karsisinda donup kalmisti.
kocaman aslan agzinda kanlarla birlikte biricik sevgilisi tispe nin esarbini parcaliyordu. o an aklina gelen ilk ve tek sey aslanin tispe yi oldurerek yedigiydi. tispesiz yasayamazdi. aklindan gecen sadece aski ugruna canina kiymakti.
belinden hancerini cikardi ve gogsune sapladi. kanlar icinde cansiz bedeni yere dustu. tispe ise korkusunu bir kenara atip bir an once askini gormek icin magaradan cikmaya karar vermisti. agacin altina geldiginde o korkunc sahneyle yuzlesti. piremus un cansiz vucudu yerdeydi ve elinde tispenin dusurdugu esarpini tutuyordu.
ilk once genc kiz olanlar karsisinda aglamaktan hicbir seyi anlayamamisti. ama esarpi ve uzaklasan aslani gorunce anladi. bir an magarada dusundugu o korkunc sey basina gelmisti. ve onun oldugunu dusunen piremus aski ugruna canina kiymisti.
tispe bir an bile dusunnmeden hanceri aldi ve gogsune goturdu. onlarin aski olesiye bir askti ve olum bile onlari ayiramazdi. eger piremus aski ugruna olumu goze aldiysa o da hic cekinmeden canina kiyabilirdi ve hanceri sapladi. birden vucudu piremusun bedeninin ustune yigildi.
o anda tanrilar bu yuce aski olumsuzlestirmek istediler ve bu ciftin ustunde duran agaci bunlarin askina adadilar. piremusun kanini bu agacin meyvelerine, tispenin gozyaslarini ise agacin yapraklarina verdiler.
o gunden beri kara dut agacinin meyvesinin cikmayan lekesini,(piremusun kan lekesini), dut agacinin yapraklari, (tispenin gozyaslari) temizler..
(dut agacinin meyvesinin lekesi cikmaz ama elinize agacin yapragimi alir avusturursaniz lekenin gittigine goreceksiniz)
bunlar yanyana evlerde otururlardi. birlikte buyuduler ve cocukluklarindan beri birbirlerine karsi ask beslerlerdi. fakat aileleri gorusmelerini istemezler birbirlerine uygun olmadiklarini dusunurlerdi. oysa onlar birbirlerini olesiye seviyorlardi. iki evin arasinda gizli bir catlak vardi aileleri bunu bilmezlerdi. onlarda geceleri burda bulusur o aradan birbirlerine seslerini duyurur asklariniidile getirirlerdi.
bir gece ormandaki agacin altinda bulusmaya karar verdiler. tispe agaca piremus dan once varmisti. gittiginde avini yeni yemis agzindan kanlar akan kocaman bir aslanla karsi karsiya geldi. korkarak bir magaraya dogru kosmaya basladi. farkinda olmadan yolda boynundaki esarbini dusurmustu. o sirada piremus geldi gordukleri karsisinda donup kalmisti.
kocaman aslan agzinda kanlarla birlikte biricik sevgilisi tispe nin esarbini parcaliyordu. o an aklina gelen ilk ve tek sey aslanin tispe yi oldurerek yedigiydi. tispesiz yasayamazdi. aklindan gecen sadece aski ugruna canina kiymakti.
belinden hancerini cikardi ve gogsune sapladi. kanlar icinde cansiz bedeni yere dustu. tispe ise korkusunu bir kenara atip bir an once askini gormek icin magaradan cikmaya karar vermisti. agacin altina geldiginde o korkunc sahneyle yuzlesti. piremus un cansiz vucudu yerdeydi ve elinde tispenin dusurdugu esarpini tutuyordu.
ilk once genc kiz olanlar karsisinda aglamaktan hicbir seyi anlayamamisti. ama esarpi ve uzaklasan aslani gorunce anladi. bir an magarada dusundugu o korkunc sey basina gelmisti. ve onun oldugunu dusunen piremus aski ugruna canina kiymisti.
tispe bir an bile dusunnmeden hanceri aldi ve gogsune goturdu. onlarin aski olesiye bir askti ve olum bile onlari ayiramazdi. eger piremus aski ugruna olumu goze aldiysa o da hic cekinmeden canina kiyabilirdi ve hanceri sapladi. birden vucudu piremusun bedeninin ustune yigildi.
o anda tanrilar bu yuce aski olumsuzlestirmek istediler ve bu ciftin ustunde duran agaci bunlarin askina adadilar. piremusun kanini bu agacin meyvelerine, tispenin gozyaslarini ise agacin yapraklarina verdiler.
o gunden beri kara dut agacinin meyvesinin cikmayan lekesini,(piremusun kan lekesini), dut agacinin yapraklari, (tispenin gozyaslari) temizler..
(dut agacinin meyvesinin lekesi cikmaz ama elinize agacin yapragimi alir avusturursaniz lekenin gittigine goreceksiniz)
(bkz: tispe ve piremus)
(bkz: tispe ve piremus)
yas, cap ve boy itibariyle kendi turunun alisilmis olculeri uzerinde boyutlara sahip olan yore folklorunde, kultur ve tarihinde ozel yeri bulunan, gecmis ile gunumuz, gunumuz ile gelecek arasinda iletisim saglayabilecek uzunlukta dogal omre sahip olan agaclardir.
#25385 nolu entrye atfen,
guney amerika’da yaşayan, tarantula olarak bilinen iri orumcekler zehirsizdir, zaten avlarini zehir etkisiyle degil, kaba kuvvetleriyle etkisiz hale getirirler.
http://www.mevsimsiz.com/yazi.asp?id=3229
guney amerika’da yaşayan, tarantula olarak bilinen iri orumcekler zehirsizdir, zaten avlarini zehir etkisiyle degil, kaba kuvvetleriyle etkisiz hale getirirler.
http://www.mevsimsiz.com/yazi.asp?id=3229
orumcekler gelisme durumlarina gore orthognatha ve labidognatha olmak uzere iki alttakima ayrilirlar. orthognatlar ilkel yapili olup tropikal ve col ekosistemlerinde yasarlar. gelismis orumceklerin icinde yer aldigi labidognat orumcekler ise genital organlarinin karmasik olup olmamasina gore haplojin ve entelejin orumcekler olarak iki gruba ayrilir. genellikle alti gozlu olan hoplojinlerde basit bir palp ve epijin bulunurken entelejin orumceklerde ise palp ve epijin, ekstra kitinsi yapilar ile daha karmasik bir durum olusturup tam bir kilit-anahtar ozelligi kazanir. erkek ve disilerde opistosomanin on orta kisminda akcigerlerin hemen gerisinde enine uzanan genital bir delik vardir. erkek orumceklerde pedipalpler ampul seklinde ciftlesme organi olarak gorev yapar. ayrica femur, patella veya tibia ile pedipalpuslar uc kismindan one dogru "apofiz" adi verilen kalinlik ve uzunlugu degisen bir uzanti yaparlar.
cogu polifag olan orumceklerin besinini, diger hayvanlarin ve ozellikle boceklerin vucudundan emilen ozsulari olusturmaktadir. sindirim sistemi agizla baslar, bunu kisa bir farinks izler. daha sonra emici mide ve orta barsak (gercek mide) gelir. orta barsakta keseler halinde kor barsaklar yer almaktadir. ince barsak, opistosoma bolgesinde birkac kucuk kanalla karacigere birlestigi yerde genisler ve sonra ince, duz bir boru halinde devam eder. arka uca yakin bir yerde yeniden genisleyerek bir kese olusturur ve anusle disari acilir. barsak opistosoma bolgesinde buyuk sindirim bezleri ve karacigerle sarilir.
solunum trakelerle ve kitap akcigerlerle yapilir. kitap akcigerler genellikle iki kese halinde olup her birinde 15–20 tane yaprak seklinde ve uzerinde ince damarlar bulunan lameller vardir. disariya acilan deliklerden hava girer ve bu yolla kan temizlenir. ayrica trakeler de bulunabilmesine ragmen, boceklerde oldugu gibi vucudun butun kisimlarinda dallanma gostermezler. ozellikle opistosomaya yayilmislardir.
sinir sistemi bas bolgesinde bulunan bir beyin (iki loblu bir ganglion) ile gogus bolgesinde bulunan bir ganglion kumesi (subozefagial ganglion) ve bunlardan cikan sinirlerden olusmaktadir. pedipalpuslarda ve yurume bacaklari uzerinde duygu killari bulunmasina ragmen baslica duyu organlari gozler olarak kabul edilir. genellikle buyuklukleri ve durus bicimleri turden ture gore degisen sekiz tane goz bulunur. orumcekler, objeleri ancak 10–15 cm uzakliktan net olarak gorebilirler.
dolasim sistemi, opistosomanin dorsal bolgesinde uc veya dort ostiumlu kalp ile, atar ve toplar damarlar, bir seri vucut boslugu veya sinuslerden olusmustur. kalp, kastan yapilmis kontraktil bir tup biciminde olup perikardium denilen bir kilif icinde bulunur. kalpten perikardium bosluguna ostium adi verilen uc veya dort cift delik acilir. kalpten arkaya dogru bir atardamar uzanir, one dogru bir aort acilir. aorta kollara ayrilarak prosomadaki doku ve organlara gider. renksiz olan orumcek kaninda amoeboid hucreler bulunmaktadir. vucut bosluklarini dolasan kan, kitapsi akcigerlere giderek temizlenir; buradan toplardamarlarla perikardiuma gelir ve en sonunda ostiumlardan gecerek tekrar kalbe doner.
bosaltim organi olarak, ince barsaga acilan malpighi tupleri ile dorduncu yurume bacaginin kaidesinden disari acilan iki koksal bez bulunur. koksal bezlerin bazen koreldikleri gorulmustur. bu nedenle bunlarin acikliklarini bulmak oldukca guctur. koksal bezler, tatli su istakozunda bulunan anten bezleri ile homolog organlardir. bunlar annelidlerin nefridyumlarina benzeseler de nefrostomlari ve kanallari icinde kirpik yoktur.
kaynak :http://www1.gantep.edu.tr
cogu polifag olan orumceklerin besinini, diger hayvanlarin ve ozellikle boceklerin vucudundan emilen ozsulari olusturmaktadir. sindirim sistemi agizla baslar, bunu kisa bir farinks izler. daha sonra emici mide ve orta barsak (gercek mide) gelir. orta barsakta keseler halinde kor barsaklar yer almaktadir. ince barsak, opistosoma bolgesinde birkac kucuk kanalla karacigere birlestigi yerde genisler ve sonra ince, duz bir boru halinde devam eder. arka uca yakin bir yerde yeniden genisleyerek bir kese olusturur ve anusle disari acilir. barsak opistosoma bolgesinde buyuk sindirim bezleri ve karacigerle sarilir.
solunum trakelerle ve kitap akcigerlerle yapilir. kitap akcigerler genellikle iki kese halinde olup her birinde 15–20 tane yaprak seklinde ve uzerinde ince damarlar bulunan lameller vardir. disariya acilan deliklerden hava girer ve bu yolla kan temizlenir. ayrica trakeler de bulunabilmesine ragmen, boceklerde oldugu gibi vucudun butun kisimlarinda dallanma gostermezler. ozellikle opistosomaya yayilmislardir.
sinir sistemi bas bolgesinde bulunan bir beyin (iki loblu bir ganglion) ile gogus bolgesinde bulunan bir ganglion kumesi (subozefagial ganglion) ve bunlardan cikan sinirlerden olusmaktadir. pedipalpuslarda ve yurume bacaklari uzerinde duygu killari bulunmasina ragmen baslica duyu organlari gozler olarak kabul edilir. genellikle buyuklukleri ve durus bicimleri turden ture gore degisen sekiz tane goz bulunur. orumcekler, objeleri ancak 10–15 cm uzakliktan net olarak gorebilirler.
dolasim sistemi, opistosomanin dorsal bolgesinde uc veya dort ostiumlu kalp ile, atar ve toplar damarlar, bir seri vucut boslugu veya sinuslerden olusmustur. kalp, kastan yapilmis kontraktil bir tup biciminde olup perikardium denilen bir kilif icinde bulunur. kalpten perikardium bosluguna ostium adi verilen uc veya dort cift delik acilir. kalpten arkaya dogru bir atardamar uzanir, one dogru bir aort acilir. aorta kollara ayrilarak prosomadaki doku ve organlara gider. renksiz olan orumcek kaninda amoeboid hucreler bulunmaktadir. vucut bosluklarini dolasan kan, kitapsi akcigerlere giderek temizlenir; buradan toplardamarlarla perikardiuma gelir ve en sonunda ostiumlardan gecerek tekrar kalbe doner.
bosaltim organi olarak, ince barsaga acilan malpighi tupleri ile dorduncu yurume bacaginin kaidesinden disari acilan iki koksal bez bulunur. koksal bezlerin bazen koreldikleri gorulmustur. bu nedenle bunlarin acikliklarini bulmak oldukca guctur. koksal bezler, tatli su istakozunda bulunan anten bezleri ile homolog organlardir. bunlar annelidlerin nefridyumlarina benzeseler de nefrostomlari ve kanallari icinde kirpik yoktur.
kaynak :http://www1.gantep.edu.tr
orumcekler her turlu habitat ve ekosistemde yasayabilmektedir. dunya uzerinde cok genis bir yayilis alanina sahip olan orumcekler, kutuplardan kita iclerine, deniz yuzeyinden 5000 m’ye ulasan yukseltilere kadar yayilabilmektedir. bunlarin cogu karada, pek azi kiyilarda ya da tatli sularin yuzeyinde ve icinde yasarlar. genellikle bahcelerde, duvar uzerinde, sacak altinda ag gererek yasayan hayvanlardir. gunumuzde orumcekler, karasal ekosistemlerde yasayan basta bocekler olmak uzere bircok artropodlarin etkili predatoru olarak tanimlanmaktadir.
prosoma ve opistosoma olarak iki kisma ayrilan vucut; pedisel denilen yapi ile birbirine baglanmistir. prosoma bolgesinde yer alan ilk cift ekstremite keliserler olup bunlarin baglandigi kisimda bir cift zehir bezi yer alir. bezlere bagli zehir kanali keliserlerden, bunlarin ucunda bulunan ve sokma ignesi olarak kullanilan kiskaclara acilir. zehir avin felc edilerek daha kolay yenmesini saglar. ikinci ekstremiteler alti parcali pedipalplerdir. bunlardan sonra 7 parcali dort cift yurume bacaklari yer alir. bu segmentler kaideden uca dogru koksa, trohanter, femur, patella, tibia, metatarsus ve tarsus yer alir. basin on kisminda genellikle 8 (bazen 6) adet goz, iki veya 3 siraya dizilmis olabilir. opistosoma farkli buyukluklerde olmasina ragmen sistematikte onemli bir olcut sayilmaz. dorsal kisimda kalp ya da yaprak seklinde "folium" yer alir. opistosomanin arka ucunda anus, hemen altinda ise uc cift ag memeleri yer alir. memelerden farkli yapilardan ag cikar ve bu degisiklik familyalara gore farklilik gosterir. opistosomanin ventralinde, on orta kisimda genital delik yer alir. bundan baska solunum acikligi olan boru trake stigmalari da memeciklerinin on orta bolgesinde yer almistir.
yumurtadan cikan bir orumcek yavrusu, birkac gun disi orumcek tarafindan bakildiktan sonra yuvadan ayrilir ve belirli bir yere agini kurduktan sonra burada yasar. bu da orumceklerin ergin hale gecmeden ag orebilme kabiliyetinde oldugunu gostermektedir. orumcekler ayri eseylidir. erkeklerde opistosomanin her iki tarafinda uzanan tup seklinde bir cift testis bulunur. bu testisler epigastik cokuntunun arkasinda tek bir eseysel delikle disariya acilir. erkeklerde kavusma organi pedipalpuslardir. disi ureme sisteminde ise ovaryumlar, opistosomanin karin tarafindan arkaya uzamis iki torba seklindedir.
orumceklerde eseysel dimorfizim gorulur. genellikle erkek disiden kucuktur. ciftlesme meydana gelmeden once bir cok davranis gosteren turlerde kimyasal algilama ve dokunma organlari iyi gelismistir. cezbetme amaciyla salgilanan bu maddelere feromon denir. bir defada 300–3000 yumurta birakabilirler. yumurtalar kokon icerisinde bazilarinda anneye bagli olarak tasinir. yavrular ilk deri degistirmeye kadar kokon icerisinde kalir. yavrular kokondan ciktiktan sonra erginlere benzerler ve dolayisiyla larva devresi gorulmez.
bir yavru orumcek ergin oluncaya kadar 6–8 kez gomlek degistirir. orumcekler yilin belli periyotlarinda erginlesirler. bu durum genellikle ilkbahar aylarinda baslayip sonbahara kadar surmektedir. bazi turler ise tum yil boyunca erginlesebilmektedir. genel olarak mayis ve haziran aylarinda erginlesirler. orumceklerde omur uzunlugu 1–2 hatta 10 yil surebilmektedir. uzun yasayan orumcekler daha cok tropikal alanlarda yayilis gostermektedir.
prosoma ve opistosoma olarak iki kisma ayrilan vucut; pedisel denilen yapi ile birbirine baglanmistir. prosoma bolgesinde yer alan ilk cift ekstremite keliserler olup bunlarin baglandigi kisimda bir cift zehir bezi yer alir. bezlere bagli zehir kanali keliserlerden, bunlarin ucunda bulunan ve sokma ignesi olarak kullanilan kiskaclara acilir. zehir avin felc edilerek daha kolay yenmesini saglar. ikinci ekstremiteler alti parcali pedipalplerdir. bunlardan sonra 7 parcali dort cift yurume bacaklari yer alir. bu segmentler kaideden uca dogru koksa, trohanter, femur, patella, tibia, metatarsus ve tarsus yer alir. basin on kisminda genellikle 8 (bazen 6) adet goz, iki veya 3 siraya dizilmis olabilir. opistosoma farkli buyukluklerde olmasina ragmen sistematikte onemli bir olcut sayilmaz. dorsal kisimda kalp ya da yaprak seklinde "folium" yer alir. opistosomanin arka ucunda anus, hemen altinda ise uc cift ag memeleri yer alir. memelerden farkli yapilardan ag cikar ve bu degisiklik familyalara gore farklilik gosterir. opistosomanin ventralinde, on orta kisimda genital delik yer alir. bundan baska solunum acikligi olan boru trake stigmalari da memeciklerinin on orta bolgesinde yer almistir.
yumurtadan cikan bir orumcek yavrusu, birkac gun disi orumcek tarafindan bakildiktan sonra yuvadan ayrilir ve belirli bir yere agini kurduktan sonra burada yasar. bu da orumceklerin ergin hale gecmeden ag orebilme kabiliyetinde oldugunu gostermektedir. orumcekler ayri eseylidir. erkeklerde opistosomanin her iki tarafinda uzanan tup seklinde bir cift testis bulunur. bu testisler epigastik cokuntunun arkasinda tek bir eseysel delikle disariya acilir. erkeklerde kavusma organi pedipalpuslardir. disi ureme sisteminde ise ovaryumlar, opistosomanin karin tarafindan arkaya uzamis iki torba seklindedir.
orumceklerde eseysel dimorfizim gorulur. genellikle erkek disiden kucuktur. ciftlesme meydana gelmeden once bir cok davranis gosteren turlerde kimyasal algilama ve dokunma organlari iyi gelismistir. cezbetme amaciyla salgilanan bu maddelere feromon denir. bir defada 300–3000 yumurta birakabilirler. yumurtalar kokon icerisinde bazilarinda anneye bagli olarak tasinir. yavrular ilk deri degistirmeye kadar kokon icerisinde kalir. yavrular kokondan ciktiktan sonra erginlere benzerler ve dolayisiyla larva devresi gorulmez.
bir yavru orumcek ergin oluncaya kadar 6–8 kez gomlek degistirir. orumcekler yilin belli periyotlarinda erginlesirler. bu durum genellikle ilkbahar aylarinda baslayip sonbahara kadar surmektedir. bazi turler ise tum yil boyunca erginlesebilmektedir. genel olarak mayis ve haziran aylarinda erginlesirler. orumceklerde omur uzunlugu 1–2 hatta 10 yil surebilmektedir. uzun yasayan orumcekler daha cok tropikal alanlarda yayilis gostermektedir.
arachnida sinifi, genis bir spektruma sahip olup orumcek (araneae), akrep (scorpionida), kamcili akrep (uropygi), silindir orumcek (solifugae), kamcili orumcek (amblypygi), ot bicen (opilionida), akar (acarina), yalancı akrep (pseudoscorpionida), kırbacli orumcek (palpigradi), kamcili akrep (uropygi), kirbacli akrep (schzomida) ve ricinulei gibi cok sayida farkli gruplarin birlesmesiyle olusur ve araknitler (classis: arachnida) olarak adlandirilirlar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?