özlediğin, gidip göremediğindir;
ama, gidip görmek istediğin
özlem, gidip görememendir; ama
gidip görmek istemen
özlediğin, gidip görmek istediğin-
ama gidip göremediğin
özlem, gidip görmek istemen-
ama, gidememen, görememen;
gene de, istemen
minyon bir yapınız varsa bu durum sizin içindir, önceleri sinir olursunuz küçük göstermek pek hoşunuza gitmez, çünkü o zamanlar hemen büyümek istiyorsunuzdur.
sonra yıllar geçiyor 30’lara geliyosunuz, bu sefer yaş tahminleri çok hoşunuza gidiyor çünkü artık zamana karşı yarışıyorsunuzdur.
sonra yıllar geçiyor 30’lara geliyosunuz, bu sefer yaş tahminleri çok hoşunuza gidiyor çünkü artık zamana karşı yarışıyorsunuzdur.
katliamın yıl dönümünde yine bir yağmurlu nisan günü...
dün 23 nisan çocuk bayramını kutladık aradan 24 saat geçti, 24 nisan ermeni soykırımı açlıktan ölüme terk edilen çocukların günü.
bazı yaralar zamanla iyileşmez
dün 23 nisan çocuk bayramını kutladık aradan 24 saat geçti, 24 nisan ermeni soykırımı açlıktan ölüme terk edilen çocukların günü.
bazı yaralar zamanla iyileşmez
akpnin kazanamadığı bütün şehirlerde-ilçelerde-köylerde-kazalarda her yerde ama heryede uygulanması gereken ileri demokrasinin getirisi.
bir gün herkes akpli olacak dostum.
bir gün herkes akpli olacak dostum.
sanki independence kapıyı üstüme kitlemiş gitmiş gibi, kimse yok lan.
sesimi duyan yok, yazımı okuyan yok kaldım bi başıma, herkes gitmiş beni içerde unutmuşlar gibi.
sesimi duyan yok, yazımı okuyan yok kaldım bi başıma, herkes gitmiş beni içerde unutmuşlar gibi.
sözlük patronu tarafından linçe maruz kalan bir garip yazar kendisi.
ayrıca banane elin amerikalısının dizisinden diye de hemen savunma yapabilecek aymazlıkta.
ayrıca banane elin amerikalısının dizisinden diye de hemen savunma yapabilecek aymazlıkta.
meğerse oyuncuları arasında sibel kekillide varmış, ben bunu yeni öğreniyorum. çok cahilim keşke ölsem.
ekmek yiyen kedi gördüğüm için, bütün tespitler yerle bir olmuştur nazarımda.
hala var mı, yok mu bilmiyorum ama ben kullanmayalı yaklaşık 8 sene oldu sanırım.
bir defa gitme eyleminde bulunduğum cafe kalabalık ve kahvaltı için sıra bekleyenleri anlamlandıramamıştım, biz beklemeyiz diğer alternatiflere yöneldik. gerçi beşiktaşta kahvaltıcıların oldugu sokak aşağı yukarı aynı kalitede kahvaltıcılarla dolu, ben renkli limon’u öneririm.
hoşgelmiştir.
uygulama içinde proğram kullanma ile browser içinde program kullanma rahatlığını kıyaslayabilen insanları gösterebilen markadır aynı zamanda.
(bkz: browser)
(bkz: browser)
benim kutsal sesli terapistim, alır götürür bulunduğunuz yerden bambaşka diyarlara, sakinleştirir..
rüya aleminde yaşatan çok güzel adam.
rüya aleminde yaşatan çok güzel adam.
klibindeki reng-i hoda (cennetin rengi) filmindeki görüntülerle daha çok can yakar.
mohsen namjoonun büyülü sesi, şarkıdaki ritmlerin büyüsü harmanlanır ve ortaya böyle muhteşem bir ağıt çıkar.
mohsen namjoonun büyülü sesi, şarkıdaki ritmlerin büyüsü harmanlanır ve ortaya böyle muhteşem bir ağıt çıkar.
iran sineması ve müziği benim için ayrı bir deryadır, içinde acılar, umutlar, yaşanmışlıklar ve her zaman iran sinaması duygulara nasıl sesleneceğini bilmiştir. reng-i hoda da bunlardan birine örnektir.
reng-i hoda tanrının rengi demek ama cennetin rengi olarak tercüme edilmiş.
gerçekten kör olan insan, gözleri göremeyen değil kalbi taş olandır derler ya hani, en taş kalpli olan için bile izlemesi zor bir film. bu filmi izlerken ağlamayan insana rastlamadım, mohsen namjoonun müzikleri bunun için size oldukça yardım eder.
(bkz: khan baji)
-----------------------------spoiler----------------------------
tahran’da körler için özel eğitim veren bir devlet okulunda eğitim gören muhammed ramazani.. iyiyle kötünün tam ortasında bir yerde. iyi de, kötü de kendi ailesinin içinde üstelik. muhammed öznesinin etrafında iyiyle kötünün mücadelesini izliyoruz biraz.
allah’a isyan eden bir baba neyin suçlusu olup da ömür boyu kör bir çocuğa bakmak zorunda kaldığını sorguluyor. her adımında sevgisizliğini görebiliyoruz, hatta muhammed suya düştüğünde, kurtarıp kurtarmamakta bile tereddüt eden gözlerle bakıyor ardından. nine, filmin en önemli cümlesini bu durumun farkında olarak, oğluna sarf ediyor: “ben muhammed için değil, senin için üzülüyorum...” nine’nin elinden ne gelir? beyaz olur ninelerin elleri ve de yumuşak. kalpleri de öyle. ağlayabilirler mesela onlar ve ağlayabildikleri için gülümseyerek ölürler.
sevilmeyen muhammed kendisi gibi kör bir marangozun yanına çırak veriliyor.
ustasına dert yanıyor muhammed; “kimse beni sevmiyor, ninem bile.. gözlerim görmediği için allah’ı parmaklarımın ucuyla arıyorum, bulunca o’na her şeyimi anlatacağım…”
filmin en vurucu sahnesini izliyoruz ustasıyla konuşurken.
kendi derdinde olan baba bile hayallerinin havadaki duman gibi uçuşup gideceğinin farkında aslında. ama görmüyor.. görmek istemiyor..
muhammed görüyor; bağırarak çırpınan kuşu elleriyle arayıp bulup yuvasına yerleştiriyor…
nine görüyor; sığ suda takılıp kalmış balığı tekrar suya döndürüyor...
baba görmüyor; ters dönmüş kaplumbağayı fark etmeden, dokunmadan geçip gidiyor…
-----------------------------spoiler----------------------------
reng-i hoda tanrının rengi demek ama cennetin rengi olarak tercüme edilmiş.
gerçekten kör olan insan, gözleri göremeyen değil kalbi taş olandır derler ya hani, en taş kalpli olan için bile izlemesi zor bir film. bu filmi izlerken ağlamayan insana rastlamadım, mohsen namjoonun müzikleri bunun için size oldukça yardım eder.
(bkz: khan baji)
-----------------------------spoiler----------------------------
tahran’da körler için özel eğitim veren bir devlet okulunda eğitim gören muhammed ramazani.. iyiyle kötünün tam ortasında bir yerde. iyi de, kötü de kendi ailesinin içinde üstelik. muhammed öznesinin etrafında iyiyle kötünün mücadelesini izliyoruz biraz.
allah’a isyan eden bir baba neyin suçlusu olup da ömür boyu kör bir çocuğa bakmak zorunda kaldığını sorguluyor. her adımında sevgisizliğini görebiliyoruz, hatta muhammed suya düştüğünde, kurtarıp kurtarmamakta bile tereddüt eden gözlerle bakıyor ardından. nine, filmin en önemli cümlesini bu durumun farkında olarak, oğluna sarf ediyor: “ben muhammed için değil, senin için üzülüyorum...” nine’nin elinden ne gelir? beyaz olur ninelerin elleri ve de yumuşak. kalpleri de öyle. ağlayabilirler mesela onlar ve ağlayabildikleri için gülümseyerek ölürler.
sevilmeyen muhammed kendisi gibi kör bir marangozun yanına çırak veriliyor.
ustasına dert yanıyor muhammed; “kimse beni sevmiyor, ninem bile.. gözlerim görmediği için allah’ı parmaklarımın ucuyla arıyorum, bulunca o’na her şeyimi anlatacağım…”
filmin en vurucu sahnesini izliyoruz ustasıyla konuşurken.
kendi derdinde olan baba bile hayallerinin havadaki duman gibi uçuşup gideceğinin farkında aslında. ama görmüyor.. görmek istemiyor..
muhammed görüyor; bağırarak çırpınan kuşu elleriyle arayıp bulup yuvasına yerleştiriyor…
nine görüyor; sığ suda takılıp kalmış balığı tekrar suya döndürüyor...
baba görmüyor; ters dönmüş kaplumbağayı fark etmeden, dokunmadan geçip gidiyor…
-----------------------------spoiler----------------------------
1994’te tutuklandı, 1996 yılında kararlaştırılan ölüm orucu eyleminde gönüllü oldu, eyleminin 68. gününde hayatına veda etti.
varlıklı ailenin devrimci kızıydı, adına yazılmış onlarca beste, ismini alan yüzlerce bebek var.
grup yorum’un idil kültür merkezinin de isim kahramanı.
"ayçe
hiçbir uykudan sensiz düşlerle kalkmadı ülkem.
bundandır tenimizin yanık ete benzer esmerliği
ayçe çiçek ismi olabilir asi ve halklar renginin
en güzelinden.
ayçe bir su olabilir, akışı suyun.
sessiz, ferah, durgun yüzü berrak.
az sonra kayalıklardan çağlayacak olan
köpük köpük bir su
ayçe bir renk olabilir.
milyonlarca çiçeğe konmuş kelebeğin gökkuşağının,
köylü kızlarının gergeflerinde cıvıldaşan beyazın,
kırmızının tonu.
ayçe bir ulusun dili olabilir, bütün dünya lehçelerinde
direnç demek mesela, belki yalınca
kavga
ayçe gece yarılarında
suskunlukta kan içinde uyandırılan halkımın
boğum boğum terleyen sabır yumrukları.
o yumrukların dövmesi,
tanrıların mermer direkleri ile ihtişam saçan,
bir o kadar korkak şarlatan kulelerini.
halk bıçağının kesmesi gırtlaklarını vatan satanların.
ayçe bir koku olabilir,
sıcacık tüten bir çorba buğusundaki nane,
yağmur sonrası toprak örneğin.
ayçe bir kitabın adı darağacından notları fucik’in.
direnme savaşı, şiir kitabı, destan bedreddin, baba ishak.
ayçe henüz yazılmamış bütün kitapların ortak teması.
ayçe bir türkü olabiir.
evladı kaybolmuş analara ait halk türküsü.
"belimizde kılıncımız kirmanı hey!" deyiveren coşkulu,
cesur.
ayçe bir tablo, guernicası picasso’nun,
fotoğraf da olabilir.
yoksul kara afrika’nın aç gezen milyonlarının
bembeyaz dişleriyle gülümseyişleri bize.
ayçe bebeğini emziren bir annenin masumiyeti.
gecekondusunda elinde ekmek,
cebinde şekerlemelerle dönen bir işçinin heyecanı,
bekleşen çocukların afacanlığı,
evin kadınının sevecenliği,
bacalarında tüten dumanın neşesi.
ayçe bir düş, çöplüklerden ekmek toplayan,
köprü altlarında sabahlayan sokak çocuklarının.
ve istasyon banklarında ayaz bir geceyi geçirecek olanın
memleket düşü
...."
varlıklı ailenin devrimci kızıydı, adına yazılmış onlarca beste, ismini alan yüzlerce bebek var.
grup yorum’un idil kültür merkezinin de isim kahramanı.
"ayçe
hiçbir uykudan sensiz düşlerle kalkmadı ülkem.
bundandır tenimizin yanık ete benzer esmerliği
ayçe çiçek ismi olabilir asi ve halklar renginin
en güzelinden.
ayçe bir su olabilir, akışı suyun.
sessiz, ferah, durgun yüzü berrak.
az sonra kayalıklardan çağlayacak olan
köpük köpük bir su
ayçe bir renk olabilir.
milyonlarca çiçeğe konmuş kelebeğin gökkuşağının,
köylü kızlarının gergeflerinde cıvıldaşan beyazın,
kırmızının tonu.
ayçe bir ulusun dili olabilir, bütün dünya lehçelerinde
direnç demek mesela, belki yalınca
kavga
ayçe gece yarılarında
suskunlukta kan içinde uyandırılan halkımın
boğum boğum terleyen sabır yumrukları.
o yumrukların dövmesi,
tanrıların mermer direkleri ile ihtişam saçan,
bir o kadar korkak şarlatan kulelerini.
halk bıçağının kesmesi gırtlaklarını vatan satanların.
ayçe bir koku olabilir,
sıcacık tüten bir çorba buğusundaki nane,
yağmur sonrası toprak örneğin.
ayçe bir kitabın adı darağacından notları fucik’in.
direnme savaşı, şiir kitabı, destan bedreddin, baba ishak.
ayçe henüz yazılmamış bütün kitapların ortak teması.
ayçe bir türkü olabiir.
evladı kaybolmuş analara ait halk türküsü.
"belimizde kılıncımız kirmanı hey!" deyiveren coşkulu,
cesur.
ayçe bir tablo, guernicası picasso’nun,
fotoğraf da olabilir.
yoksul kara afrika’nın aç gezen milyonlarının
bembeyaz dişleriyle gülümseyişleri bize.
ayçe bebeğini emziren bir annenin masumiyeti.
gecekondusunda elinde ekmek,
cebinde şekerlemelerle dönen bir işçinin heyecanı,
bekleşen çocukların afacanlığı,
evin kadınının sevecenliği,
bacalarında tüten dumanın neşesi.
ayçe bir düş, çöplüklerden ekmek toplayan,
köprü altlarında sabahlayan sokak çocuklarının.
ve istasyon banklarında ayaz bir geceyi geçirecek olanın
memleket düşü
...."
orjinal adı dersimdir
der: kapı
sim : gümüş demektir.
tunceli adı; dersim katliamındaki operasyonun adı “tunç el” operasyonundan gelir.
der: kapı
sim : gümüş demektir.
tunceli adı; dersim katliamındaki operasyonun adı “tunç el” operasyonundan gelir.
twitter ve youtube yasağından sonra nefret ettiğim telefonuma farklı gözle bakmamı sağlayan marka.
sanırım türkiyede yasaksız özgür telefon markası sadece blackberry, zira her iki yasaktan da nasibimi almadım, iphone-samsung kullanıcıları yardımcı uygulamalarla bu siteleri kullanırken ben hiç yasak olmamış gibi kullanmaya devam ettim.
şu sıralar artık miyadını dolduran telefonumun alternafi ne olmalı diye düşünür oldum.
neyleyim bu ülkede yasaklar varken iphonu-samsungu, özgürlük daha ağır basıyor instagramdan
sanırım türkiyede yasaksız özgür telefon markası sadece blackberry, zira her iki yasaktan da nasibimi almadım, iphone-samsung kullanıcıları yardımcı uygulamalarla bu siteleri kullanırken ben hiç yasak olmamış gibi kullanmaya devam ettim.
şu sıralar artık miyadını dolduran telefonumun alternafi ne olmalı diye düşünür oldum.
neyleyim bu ülkede yasaklar varken iphonu-samsungu, özgürlük daha ağır basıyor instagramdan
yalnızlar şehridir.
yalnız evliler, yalnız yalnızlar, kalabalık yalnızlar her yalnız kaldığında yazar, sorgusuz sualsiz yazmak istediği için oraya sığınır.
yalnız evliler, yalnız yalnızlar, kalabalık yalnızlar her yalnız kaldığında yazar, sorgusuz sualsiz yazmak istediği için oraya sığınır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?