artemisia

bu burç mensubu erkekler rolling stones dinlerler. evet ayın etkisinde kaldıkları için.

(-) oydan sonra gelen edit: dinlemezlermiş efendim, ben götümden sallamışım. ay, rolling stones falan ne alaka di mi? zeki müren dinlerler desem bir derece...

(bkz: post orgasmic chill)

edit: niye muhteşem verilir ki şu bakınıza...

ankara’da güvenlik caddesi’nde olan bir bar. alt katı alternatif üst katı clubber dediler gittik girdik alt katına, hem de yılbaşında... dinlediğimiz en alternatif parça sanırım blur song-2 idi, bundan sonra sırasıyla britney spears, hande yener, teoman ve mirkelam, evet hem de 2 şarkısıyla mirkelam dinledik.

işin acayibi mekandaki ekranlarda sürekli en baba rock gruplarının klipleri dönüyordu sanki "aslında bizim de gönlümüzde bu yatıyor ama gelenler "pink" dinlemek istiyor ne yapalım" der gibiydiler. pek de haksız sayılmazdı çünkü hande yener dinlemek için gelmemiş askılı body ve mini etekli olmayan, hatta bol kot ve kazakla gelmiş tek hatun olarak benim için en azından bir kere the doors çaldılar, daha ne bekleyebilirdim ki. neyse ki alkolun etkisiyle bir ara kendimi smooth çalarken salsa yaparken buldum, meğer içimde bir küba’lı yatıyormuş da haberim yokmuş...konu daha fazla anılarıma gömülmeden, kısaca beklentilerimizin aksine berbat müzikler çalan, inanılmaz kokoş bar kızlarının doldurduğu bir yer olmasına rağmen eğlenilecek ve zıplanacak bir mekan.

overall’da yılbaşında çıkan grubun gece tam 12’de söyleyerek hepimizi yeni yıla soktuğu şarkıdır. yani yeni yıla "hit me baby one more time" diyerek girdik, hayırlısı...

deep purple’aynı isimli albümünden bana göre grubun en bir süper parçalarından biridir. sözleri de var tabi:

comin’ out of nowhere
drivin’ like rain
stormbringer dance
on the thunder again
dark cloud gathering
breaking the day
no point running
’cause it’s coming your way

ride the rainbow
crack the sky
stormbringer coming
time to die
got to keep running
stormbringer coming
he’s got nothing you need
he’s gonna make you bleed

rainbow shaker
on a stallion twister
bareback rider
on the eye of the sky
stormbringer coming down
meaning to stay
thunder and lightning
heading your way

ride the rainbow
crack the sky
stormbringer coming
time to die
got to keep running
stormbringer coming
he’s got nothing you need
he’s gonna make you bleed

coming out of nowhere
drivin’ like a-rain
stormbringer dance
on the thunder again
dark cloud gathering
breaking the day
no point running
’cause it’s coming your way

bir deep purple şarkısı, enerji fazlasına iyi gelir, dinlerken zıplatır hoplatır; gitar sololarıyla takla attırır. şöyle de sözleri vardır:

john san what you can
la la janette dance in sand
what’s the mystery my son
gypsy dan caravan
won tun wan with your chinese fan
it’s part of history my son

murder and rape with your power
the 10th revolution in far away days
it’s come to this
a gypsy’s kiss
all your power’s gonna fade in the haze

ya who’ jumme gae bile ya heed
the senorita said
i’ll drag yer lungs out through yer nose
space truckers free and high
teamsters get ya by and by
that should keep you on your toes

they got a gun at your head
but you ain’t necessarily playing their
game
they can’t resist
a gypsy’s kiss
all that’s needed to drive them insane

john wayne the alamo
crazy horse geronimo
i’ll smoke a piece with you
mind body heart and soul
we got rock and roll
and there’s nothing they can do

hear the small voice of truth
above the shouting despair of the crowd
what do you wish
a gypsy’s kiss
gets you strong for crying out loud

muhtemelen oteli yakanlar an itibariyle kebap salonunda adana kebapları suratlarında iğrenç bir gülümsemeyle götürüyorlardır zaten, bilinçlendirme amaçlı iyi tasarlanmış bir müzeyi işletmek pek hoşlarına gitmeyecek ve yine bir aydının işi olacaktır.

şu an kebap salonu olarak kullanılan otelin orda hiç bir şey yaşanmamışça unutturulmaya çalışılmasındansa insanlık dışı vahşetin belgesi olarak müzeleştirilmesi, utancımızı ve acımızı gömmek yerine hatırlatıcı bir nişan olarak en azından şehrin halkını, yeni neslini bilinçlendirmek adına kebapçıdan ziyade farklı bir kullanıma açılması için yararlı bir girişimdir, ha ama facebook iyi bir araç mıdır, değildir...

not: müzeler sadece gezilip görülecek, fotoğraf çekilecek ve hoş vakit geçirilecek yerler değildir.

facebook gruplarından birisidir. işe yarar ya da yaramaz, ki pek de inanmam yarayacağına çünkü sanal ortamda yapılan protestolar, ses duyurma çabaları yine aynı sanallıkta kalmaktadır bence ama yine de "allah’ın izniyle ebesini arayanlar"dan daha akıllı bir tayfanın iştirak ettiği aşikardır. heh evet tam da aşikardır diye düşünürken şöyle bir yazı ilişti gözüme, güzeller güzeli duyarlı bir gencimiz birbirinden değerli 35 aydınımızın bir gurup gerizekalı tarafından katledilmesiyle ilgili bakın neler yazmış:

"ölesine değerliydiler,ölesine anlamlıydılarki...kim werdiki bu yapılan wahşetin hesabını,kim werebilirki...herşey gibi onuda kapamaya çalıştılar we hala çalışıyolar...ancak bu wahşetin hesabı birgün mutlaka sorulacaktır kimse unutmasın bunu..."

yaptığı imla hatalarını geçtim de "v" harfi yerine "w" harfini tercih etmesini daha fazla geçemedim. ne demiştim? "daha akıllı bir tayfanın katılımı olan bir facebook grubudur", di mi? işte daha akıllı türk gençlerimiz. şahaneyiz... daha çok yakılır diri diri nice aydınımız daha 2 cümle bile kurmaktan acizken biz yeni nesil.

christmas’la falan alakası olmayan gündür, ankara’da ikamet etmekteyseniz söz konusu tarihte bu kutlama nedir diye kafa kırmayın. ancak paskalya’dan hala şüpheliyim, hmmm..

imza: cnbc-e izlemekten kendi kültürünü yitirmiş dejenere genç

#736538

bir 27 aralık günü 2 arkadaş ankara sokaklarından arabayla geçerken konuşurlar:

arkadaş:neden her yerde türk bayrağı asılı, bugün özel bir gün mü?
artemisia:bilmiyorum valla, eheh christmas falan diye mi acaba?
arka:belki terör-şehitler için falandır.
arte:hmm olabilir.

o sırada radyodan bir anons gelir: "bugün atatürk’ün ankara’ya gelişinin yıl dönümü, tüm ankara’da inanılmaz bir coşkuyla kutlanmakta, pek çok yerde resmi yürüyüşler yapılmakta, sokaklar oldukça kalabalık, herkes bugünü kutluyor."

not: allah belamızı versin...

kış mevsimiyle birlikte zayıf bünyeli pek çok kişinin nezleye yakalanması çok sıradandır. daha sıradanı nezle illetinin 1 hafta veya 7 gün içinde geçmesi olacaktır. ama bazı manyak virüsler girdiği bünyeyi delirtircesine yakasını bırakmaz ve tam 2 hafta konakladığı insanın burnunu hiç durmadan akıtarak kişiyi sürekli burnunu silmeye mecbur bırakır. işte 2 hafta boyunca silinmeye maruz kalan burun önce yara olur sonra da "lanet olsun bea bu ne bea" tadında bir şeyler geveleyerek bir kısmını, mümkünse ucundan bir parçayı bırakır, düşürür, bedenden dışarı atar. işte bu olaylar zincirine halk arasında verilen isim budur. yarım kalan burnumu silmeye devam eder, entrymi noktalarım

bir insan kulağının sağır olmadan önce algılayabileceği en yüksek ses. 140db şiddetindedir. bunun üstündeki sesler algılanamaz, zira kulak zarı yırtılır.

betonarme ve çelik karkaslı, hem de statik açısından hiç bir sorunu olmayan boğaziçi köprüsü’ne oldukça benzeyen, asma bir köprü olan tacoma köprüsü’nü ne hale getirmiştir bu meret bakınız:

http://tinyurl.com/2ca5mh

9 yaşında yaramaz bir çocuğun ebeveynilerini bir şekilde uyutup gerçekleştirebilme ihtimali olan eylemdir, ama eşşşşek kadar bir birey neden yapar, gidip kendine doğru düzgün yemek yapmaz da neden abur cubur yer, altında ne tür psikolojik rahatsızlıklar yatar bilinemez.

bugünün radikal’inde perihan mağden şöyle demiş:

"hep ayni hatalari tekrarlamaktan ibaretiz! (basit! ama öyle.)
ayni hata nasıl böylesine kılık değiştirip şekilden şekle girip yepyeni/gıcır gıcır/umulmadık/beklenmedik bir hataymış gibi, musallat oluyor hayatımıza; inanılır gibi değil!"

işte böyle bir şeydir!.

şeker bayramında muhafazakar komşularınıza ikram edip "allaaaah’ım sana geliyorum tüüüü" nidaları eşliğinde panik halinde tükürmelerini zevkle izleyebileceğiniz lezzetli çikolatalardır.

hep süper sesli erkeklerin çalıştığı hattır. ya türk telekom işini bilmektedir ya da bana denk gelmektedir, emin değilim. ama "başka bir sorunuz var mıydı" diyip konuşmayı bitirecekleri sırada "ee şey bir de ıhmmm" diye geveleyerek yeni sorunlar yaratıp biraz daha dinleyesi geliyor insanın. hmm, ya da başka bir başlıkla alakalı olabilir tüm bu söylediklerim:
(bkz: sözlükte libidonun tavan yapması)

hepimizin zaman zaman "bu sene kesinlikle 15 kilo vereceğim" ya da "yeni yılda sigarayı bırakmazsam topum" veya "bu sene doğru düzgün iş bulmayanı kutup ayıları şeetsin" gibi iddialı cümleler kurduğumuz ve çoğunu da gerçekleştiremeyip hayal kırıklığına uğradığımız eylemler bütünüdür.

hertfordshine üniversitesi’nde psikolog olan prof. richard wiseman’e göre kararları uygulama konusunda başarı oranı sadece yüzde 12... yani kısacası iyisi mi yeni yıla hiç kendini kandırmadan girmek ya da içi boş planlar yapmak yerine cidden şansımızı zorlamak, strateji kurmak ve emek vermek gerekmektedir, çünkü yeni yıl yeni umutlar demektir ve umut sağlam kararlarla beslenir.

sözlük jedisinin gün itibariyle ricası üzerine artık entry girilmemesi gereken başlıklardır. bu tür başlıklara hiç entry girdiğimi hatırlamıyorum ama yine de garipsediğim ve anlamlandıramadığım bir uygulama. her rahatsız olduğumuz konuya entry girme yasağı koyulursa zamanla keyfi kaçar gibime geldi. eğer ısrarla kaçmaz diyorsanız bir yazar olarak rica etsem bülent ersoy başlığına daha fazla entry girmeyin zira o yaratıktan hiç haz etmiyorum, insanda entry girme hevesi bırakmıyor ve sözlüğün bütünlüğünü, kalitesini bozuyor. kişiyi transeksüelliğe özendirmekle kalmıyor bir de sinirleri geriyor. eğer uyarımı dikkate almazsanız yasak haline getiririm!!! saçım başım daha fazla dağılmadan ki ziyadesiyle dağıldı, entrymi noktalar, yasaklarla hiç bir yere varılamayacağını tekrar belirtmek isterim.