yapılmış en aptalca dalgınlıklar

30 /
aysemayse
sadece bir iş için ta sarıyer adliyesine gidip sadece dosyaya bakıp, inceleyip, adliyeden ayrılmak çay bahçelerinde çay içmek, denize karşı sigara tellendirmek..ofise dönüp patron hallettin mi şu işi diyince bir anlık gafletle "aaaaa unuttum." demek. burda yapılan en büyük dalgınlık hangisi acaba?
sitare
yeni kız arkadaşına eski kız arkadaşının adıyla seslenmek. hele ki bir de kıskanıyorsa işte o zaman yeni kız arkadaşın birden eski kız arkadaşın oluyor.
sitare
olay daha yeni başladığım doğalgaz bürosunda geçmiştir.

müşterilere sunum yapmak ve proje çizmek için kullandığım bilgisayar aynı zamanda duvarda asılı olan plazma tvye bağlıdır.

haliyle sırtımızda televizyona dönüktür. sabahın köründe rüyasında kombi gören bir müşteri geldi ve bende adama güzelce sunum yaptım.

daha sonra müşteri gitti ve ben de görüntüyü televizyonun ekranından alıp bilgisayar ekranına verdim. buraya kadar her şey normaldi ama olay bundan sonra başladı.

ben yaklaşık üç saat boyunca hem sözlükte hemse diğer internet sitelerinde yaptıklarım en önemliside patrona çaktırmadan oynadığım oyunun ve msn konuşmalarımın dev ekranda gözükmesi sonucunda artık işyerinin büyüklerinden biirinin

sitare bey bu oyun yeni galiba demesiyle benimde pişkin pişkin ne oyunu falan gibi saçmalamalarımdan takriben yarım saat sonra gelen bayisi olduğumuz bir şirketin yetkilisi konuşurken bende dinliyormuş gibi yapıp oyun oynamaya devam ederken ufak bir boyun hareketi sonucunda ekranla yüz yüze gelmemle hassiktir deyip kıpkırmızı olmamla sonuçlanmış olaydır. bende bu adam konuşurken neden kızarıp bozarıyor diyorum .

sonuçta üç saat boyunca gerek patron gerekse diğer çalışanlar benim rezilliğime ses çıkarmayıp sadece izlemekle yetinmişler ve pek ses çıkartmamışlardır.

edit:

bu esnada yapılan işlemler:

bilgisozluk: kızlık zarı ile ilgili yazılanları okuma ve bir bilgiçin yönlendirdiği linkten detayları inceleme.

bilgi sozlukte gezinme...

bir sitede bilgi yarışmasına girme.

baska bir sitede scrabble oynama.

msnde yeni iş planları yapma.

arkadaşlarla karşılıklı küfürleşme...

gazete okuma...

haber sitelerindeki galerilerde ki güzel kızlara bakma.

facebook ta sayfaları gezinme.

sonuç: patron benimle hiç konuşmadı sadece surat asmakla meşgul. sanırım kovulacağım.
el menzile beynel menzileteyn
olurda yolunuz bursa merkezde bulunan ve adını hemen önündeki çeşmeden alan bir otele giderseniz, çeşme başındaki insanların su içmek için kafalarını uzattıkları anda çeşmeden su geldiğini görürsünüz.. ve olurda sizde "bu çeşmenin suyu kışın sıcak yazın soğuktur" yazısını gördükten sonra "bi deneyeyim" fikriyle kafanızı çeşmeye doğru uzatıp bön bön akmayan çeşmeye bakarsanız, yapılmış en aptalca dalgınlıklar başlığında kendinizi buluverirsiniz..

(bkz: musluk)
bb
evinize ilk defa gelen, ev arkadaşınızın misafirini kapıda karşılayıp elinden valizini almak ve valizin ağır olması sebebiyle "hoşgeldin" yerine "oha kaç yıl kalacaksın" demek.
uko netsret
play station oynarken bos kalenin onune geldiginde sut tusu yerine pas tusuna basmak...yanlis anlasilmasin bunu ben yapmadim;ama yapanlar var.onun icin yazdim.
ezej
bilgisayarda müzik dinlerken sesini kısmak icin yanda duran kumandaya basmak. aynı sekilde annemi susmaturması içinde bi kac kez kumandayı kullandım bi işe yaramıyor denemeyin.
tzevryl
grup halinde aranbadan inilir. tzevryl açtığı camı açık unutmuştur. fakat tzevryl daha büyük bir salaklık yaparak araba kilitli olduğundan camı dışardan kapatmaya çalışır.
eldrun
okulun son günü 2 sınava girilir arada yurda dönüp bavullar hazırlanır ve okula getirilir, gitar ise görevlinin kulübesine bırakılır. sınavlar bittikten sonra bavullar, çantalar vs diğer arkadaşlara emanet edilir ve yurda dönülür. şarjda unutulmuş telefon ve arkadaşın bir bavulu daha alınır. o sırada okuldaki arkadaşlar otobüsü yurdun önüne getirtmişlerdir. eşyalarımız nerde diye sorulduğunda getirdik onları da diye bir cümle duyulur ve otobüse binip 1 saatlik yolculuktan sonra aşti otogarına gelinir. bir şeyin eksik olduğunun farkına varılır. gitar görevlinin kulübesinde kalmıştır. yarım saatlik telefon trafiğinden sonra okuldan ankara merkeze gelecek biri sonunda bulunur ve gitarı getirmesi söylenir, 1,5 saat sonra gitara kavuşulur ve otobüse son anda yetişilir.
bitterend
çatala batırıp ocakta sucuk pişirmek, ekmeğin arasına almak ve çatalda kalan küçük parçayı alayım derken dudakları dağlamak gibi olaylar.
independence
tarih 18 agustos 2008 gunlerden pazartesi saat 19:20

salonda anne ve baba ki$ileri ile birlikte atv ana haber bulteni izlenmektedir.sonra ekrana bir haber gelir, taksim meydaninda bir atv muhabiri bayan sicaklar ile alakali insanlarla roportaj yapmaktadir.i$te "sicakliklarla araniz nasil", "bu havalarda nerede olmayi isterdiniz", "gunde kac litre su iciyorsunuz" bik bik bik.nihayetinde benim agzimdam $u cumle dokuluverir.

"ne guzel kizmi$ bu da ya."

anne ve baba ki$ileri ayri kadrajlardan $ahsima dogru bir baki$ atarlar.e nedir ki yani? begenimizi dile de mi getiremeyecegiz?

megerse efendim i$in asli sonradan ortaya cikar.annem telefonu eline alir ve yengemi arar ve $unlari soyler.

+gulumser, izledin mi atv haberi, senin gelin az once taksim meydaninda roportaj yapiyordu insanlarla.

evet arkada$im evet.meger bahsettigim bayan oz kuzenimin yeni evlendigi biricik e$i imi$.e sen akraba nedir ne degildir bilmezsen, dugune ni$ana soze "ya inanilmaz yogunmum ben bu siralar amca ya, ama firsatim olursa soz veriyorum gelicem" der ve gitmezsen, nereden taniyacaksin ki kuzenin kiminle evlenmi$, kim ailene katilmi$ vs.

bu da boyle bir animdir i$te.
mitili
prison break’in ikinci sezonunu bitirip bırakmıştım iki sene kadar önce. şimdi hevesle internetten indirdim dördüncü sezonun bi kısmını. ilk bölümü izledim. sonra şöyle bi düşününce olayları, "ulan üçüncü sezonu da olması lazım bunun" dedim kendi kendime. balkona çıkıp kendimden utandım ve geri dönüp bu entryi girdim.
with all my love
bireyin haftada bir kere dersinin ögleden sonra oldugunu bilmesine, ve bu günü -bir kaç saat daha fazla uyuyacagi için- dört gözle beklemesine ragmen; lanetolasi saatin her zamanki vaktinde çalmasi sonucunda, o günü sanki diger dört günmüs gibi sanarak kalkip hazirlanmasi -ütüsüydü, makyajiydi, ne giyecegi sorunsaliydi derken- ve tam da o gün lanetolasi arabanin akümülatoründen kaynaklanan arizadan dolayi yaklasik 20 dakikalik yolu yürümek zorunda kalmasi, hemen o esnada yagmurun cats and dogscasina yagmasi ve sırılsıklam olması, asil vahim olaninin da derse girdigi vakit o gün dersin o saatte olmadigini hatirlamasindan sonra hayatinda yapmis oldugu en aptal dalginliklardan sadece biri olduguna kanaat getirmesi neticesinde kafasini duvara vurarak adeta kıvılcım çikarmasidir. o hikayedeki mal ben degilim demeyi ne çok isterdim.
serpensortia
lisede yapılmı$ bir yılba$ı partisinde kafayı iyice bulan genç -müzik ve ortamdan tabii yoksa okulda ne arar içki. etil alkol bile bulmazsın- omzunda bir el hisseder

"eaaah ! ne var mina koyiim !" der yüksek sesle. -çünkü bu kaçıncı "seeerp bi bakar mısın ?" deyişleridir artık..- ve hiddetle arkasına döner. dönder dönmez $oke olur.
çünkü arkasındaki ki$i tarih öğretmeni ahmet beydir.
devamı da var tabii. ama serp ki$isi yıldızları saydığından hatırlamıyor.
serefsiz adam
çöp almaya gelen kapıcıya çöp vereceğine elindeki kocaman mavi poşeti içeri almaya çalışmak. tamam evimiz çöp ev olabilir de koca poşeti ne alıyorsun kardeşim.
lost kidy
hayatında aşkım die hitap ettiği kimse olmamasına ragmen hocasına stüdyoda herkesin gözü önünde tamam aşkım öyle yaparım dien bir ben ve daha da beteri hocanın atmışların sonunda bir bayan olması.
30 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol