yapılmış en aptalca dalgınlıklar

31 /
kalimera
lise bilmem kaçta tarih hocamızın, git a sınıfının sınıf defterini al da gel emri üzerine benim harekete geçmem ve sınıftan çıkarken kapıyı çalmam arkasından sınıfımızın ve hocamızın okulu inleten şen kahkahası.

sipsirin
masa üstündeki surahi alınır tezgaha konur, raftan bardak alınır yarısına sürahiden su konulur buzdolabından şişedeki soğuk su alınır bardağı tamamlayacak kadar soğuk su dökülür işlem tamam su içilmeye hazır hale gelmiştir. sürahi buzdolabında soğuk su şişesi bardak rafına su bir hışımla lavabo kanalında foşur foşur.. bardak tezgahın üstüne konulmuş ve su içilmesinden vazgeçinilmiştir. buda bişeymi diyenlere saçımın üstüne takılmış vaziyette duran tarakla bi dünya yol gittiğimi itiraf etmek istiyorum. bu nasıl bir dalgınlıktır ya.
nickten yana sansim yok
çeşitli hayvani huyları olan bende bardak kültürü yoktur. suyu sürahiyle içerim. bir gün mutfağa büyük bir su aşkıyla gidip sürahiyi ağzıma götürdüm. birkaç saniye sonra içtiğim suyun özkütlesinin normalden az olduğunu farkettim. ağzımdaki sıvıyı tazyikli bir şekilde lavaboya fışkırttım. akabinde içtiğim şeyin su değil hakiki zeytinyağı olduğunu farketmemle birlikte bir an gözlerim karardı,hayata küstüm. psikolojik destek alarak normal yaşantıma devam ettim.
kalimera
derste pencerenin volkanik dağ a bakması hasebiyle benim de pencereye bakmam, dolayısıyla volkanik dağ ile göz göze gelmemiz, "şu volkanik dağ bi daha patlar mı ki acaba" diye volkanik hayallere dalmışken çok değerli öğretim üyemiz tarafından gafil avlanmak.
aysemayse
üsküdar-kadıköy dolmuşunda geçmektedir. yandaki kadın şoföre dolmuş ücretini sorar, ayşemayşe de boyunun kaç olduğunu söyler üzerine alınıp. en aptalca dalgınlık mı bilmem ama hayatımda yaptığım en akıl almaz dalgınlık. normal değil..
- bir atmış mı?
- yok 1.65 filan heralde..

melankomik
denemek için kendi kendine houston’dan mesaj yolladıktan sonra yeşillenen houston’ı görüp kim mesaj gönderdi ki diye açıp bakmak. balık hafızalı olmak böyle bir şey işte.
mitili
nescafe 3ü bir arada pakedini çöpün başında açıp içindeki nescafeyi çöpe döktüğünü yarısı gittikten sonra farkedip geri kalanını "laaaan!" eşliğinde boca etmek. ulan farkediyosun dur bari... ne malsın kendim ya. neyse ki 5 tane almıştım.
superkahraman
kredi kartlarında imza yerine şifre dönemine geçilen ilk zamanlar. kasiyer "şifre lütfen" dediği zaman ne hikmetse şifreyi makinaya tuşlamak yerine anıra anıra söylemek ve ardından "abi bu şifreli sistem boq gibin bişi, böle herkes duyuyo şifreyi" diye kendi kendine hayıflanmak.
superkahraman
genç ve metalci her ergen gibi uzun siyah palto giydiğim dönemde, sabahın köründe akşamdan kalma biçimde okula gitmek için kalkıp uzun siyah palto yerine mavi robdöşambırı giyip otobüs durağına kadar yürümek.
superkahraman
çorapla yapılan bir çok atraksiyon da örnek olarak verilebilir. özellikle ayağınıza bir numara büyük ve giyilmekten dolayı uçları sünmüş ve uzamış çoraplar ile birlikte hayal edilmesi tavsiye olunur.

duşa çorapla girmek
sevişirken en son çorapları çıkarmak
melankomik
kendi nick başlığına entry girdikten sonra başlık sol frame’de görününce kim bana bi şey yazdı ki diye merak edip tıklamak.
31 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol