entrylerin yüklemesinde gecikmelere neden olan veri tabanıdır.
entry: #894974
meali: o kadar güzelim ki milletin ilgisinden bunaldım sürekli hat değiştirmek zorunda kalıyorum. he bu arada spam gönderiyolarmış cebe dikkat edin.
meali: o kadar güzelim ki milletin ilgisinden bunaldım sürekli hat değiştirmek zorunda kalıyorum. he bu arada spam gönderiyolarmış cebe dikkat edin.
hayat sadece google dan araştırma yapmaktan ibaret değildir, bazı şeyleride yaşamak gerekir.
yılmaz özdilin yazılarına düz mantıkla yaklaşan kişiler sözlükle alakası olmayan birşeyi neden sözlükmüş gibi tanıtmak isterler ki? kendileriylemi çelişiyorlar acaba.
kendi bildigim ile yetinmedim, tdk’ya sordum "abi nedir sözlük?" diye, bana $unu soyledi;
"bir dilin bütün veya belli bir çağda kullanılmış kelime ve deyimlerini alfabe sırasına göre alarak tanımlarını yapan, açıklayan, başka dillerdeki karşılıklarını veren eser, lügat"
demekki neymiş google bir yana hayat tdk’dan da ibaret değilmiş.
p.s. imla hatası yaptıysam affola, tdk dan kontrol etmedim.
yılmaz özdilin yazılarına düz mantıkla yaklaşan kişiler sözlükle alakası olmayan birşeyi neden sözlükmüş gibi tanıtmak isterler ki? kendileriylemi çelişiyorlar acaba.
kendi bildigim ile yetinmedim, tdk’ya sordum "abi nedir sözlük?" diye, bana $unu soyledi;
"bir dilin bütün veya belli bir çağda kullanılmış kelime ve deyimlerini alfabe sırasına göre alarak tanımlarını yapan, açıklayan, başka dillerdeki karşılıklarını veren eser, lügat"
demekki neymiş google bir yana hayat tdk’dan da ibaret değilmiş.
p.s. imla hatası yaptıysam affola, tdk dan kontrol etmedim.
(bkz: güzelleme), (bkz: yılmaz özdilin izmir hakkındaki güzellemesi)
bağışlarınızı bekliyoruz...
delikanlı, gecenin bir yarısı arkadaşlarından ayrılmış, evine gidecek, alsancak’ta taksi arıyor. bakıyor ki, büfenin önünde duruyor bi tane, taksici sandviç yiyor... “abi müsait misin?” diye soruyor. taksici “ehliyetin var mı, alkol aldın mı?” diye cevap veriyor... karşıyaka’ya kadar delikanlı kullanıyor taksiyi, taksici müşteri koltuğunda afiyetle sandvicini yiyor!
*
fıkra sanırsın...
inanmıyorsan, git, dene.
“vahşi” dedikleri izmir budur.
*
bir taksici çocuğu olarak yazıyorum; manisalısı, konyalısı, kayserilisi, diyarbakırlısı, ankaralısı, trabzonlusu, 81 vilayetten “zihniyet hemşerilerimiz”le hayatı gülümseyerek paylaşırız biz orada... matrak gelecek kulağına ama, simide gevrek deriz biz. kumru, kuş değildir. ayıptır söylemesi, yengen’i yeriz. sen sigorta dersin, biz asfalya deriz. kordon, elektrik aleti değildir.
çekirdeğe çiğdem deriz. sıkılırız, mevzuları lastik gibi uzatmayı sevmeyiz, domatese kısa yoldan domat deriz.
*
ama, hıyara hıyar deriz... ve üşeniriz, her “ben hıyarım” diyene tuz yetiştiremeyiz!
*
bizimle izmir üzerinden polemiğe girmek isteyen arkadaşların, öncelikle, türk eğitim vakfı’na, çağdaş yaşamı destekleme derneği’ne veya mehmetçik vakfı’na bağışta bulunması gerekiyor... açıklama hanesine, “aslında bu vakıflara gıcığım, bağışım karşılığında izmirliler tarafından muhatap alınma imkânı istiyorum” yazıp, dekontları gönderin, düşünürüz.
*
yok öyle bedavaya...
başka kapıya.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
bugün bayram.
elimizi vicdanımıza koymamız için bir vesile daha... kurban kesmeyip, çocuk okutana, kurban kesip, fakir fukaraya dağıtana ne mutlu... komşulara hava atmak için kurban kesip, o kurbanı kendi buzdolabına istifleyenlerin ise, o kurban rüyasına girsin inşallah... büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden, iki günlüğüne eyvallah.
demekki neymiş herşeye liseli edebiyat öğrencisi gibi yaklaşmıcakmışız. demekki neymiş bbc deki ingilizcede ingilizceymiş, harlemdeki zencilerin konuştuğuda ingilizceymiş. yani sırf ineklere şekil yapmak için öküzün altındaki buzağıya göz dikmicekmişiz.
bağışlarınızı bekliyoruz...
delikanlı, gecenin bir yarısı arkadaşlarından ayrılmış, evine gidecek, alsancak’ta taksi arıyor. bakıyor ki, büfenin önünde duruyor bi tane, taksici sandviç yiyor... “abi müsait misin?” diye soruyor. taksici “ehliyetin var mı, alkol aldın mı?” diye cevap veriyor... karşıyaka’ya kadar delikanlı kullanıyor taksiyi, taksici müşteri koltuğunda afiyetle sandvicini yiyor!
*
fıkra sanırsın...
inanmıyorsan, git, dene.
“vahşi” dedikleri izmir budur.
*
bir taksici çocuğu olarak yazıyorum; manisalısı, konyalısı, kayserilisi, diyarbakırlısı, ankaralısı, trabzonlusu, 81 vilayetten “zihniyet hemşerilerimiz”le hayatı gülümseyerek paylaşırız biz orada... matrak gelecek kulağına ama, simide gevrek deriz biz. kumru, kuş değildir. ayıptır söylemesi, yengen’i yeriz. sen sigorta dersin, biz asfalya deriz. kordon, elektrik aleti değildir.
çekirdeğe çiğdem deriz. sıkılırız, mevzuları lastik gibi uzatmayı sevmeyiz, domatese kısa yoldan domat deriz.
*
ama, hıyara hıyar deriz... ve üşeniriz, her “ben hıyarım” diyene tuz yetiştiremeyiz!
*
bizimle izmir üzerinden polemiğe girmek isteyen arkadaşların, öncelikle, türk eğitim vakfı’na, çağdaş yaşamı destekleme derneği’ne veya mehmetçik vakfı’na bağışta bulunması gerekiyor... açıklama hanesine, “aslında bu vakıflara gıcığım, bağışım karşılığında izmirliler tarafından muhatap alınma imkânı istiyorum” yazıp, dekontları gönderin, düşünürüz.
*
yok öyle bedavaya...
başka kapıya.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
bugün bayram.
elimizi vicdanımıza koymamız için bir vesile daha... kurban kesmeyip, çocuk okutana, kurban kesip, fakir fukaraya dağıtana ne mutlu... komşulara hava atmak için kurban kesip, o kurbanı kendi buzdolabına istifleyenlerin ise, o kurban rüyasına girsin inşallah... büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden, iki günlüğüne eyvallah.
demekki neymiş herşeye liseli edebiyat öğrencisi gibi yaklaşmıcakmışız. demekki neymiş bbc deki ingilizcede ingilizceymiş, harlemdeki zencilerin konuştuğuda ingilizceymiş. yani sırf ineklere şekil yapmak için öküzün altındaki buzağıya göz dikmicekmişiz.
bilgi sözlüğe takılan hatunların eşlerine olan ilgisizliğinden dolayı beyin artık buharlaşması ilişkide yok olup gitmesi durumudur.
genelde güzelleme yapan ender yazarlarımızdandır. diğer yazarların aksine sürekli köşe yazısı ,deneme vs. değilde çoğunlukla güzellemeler yaparak okurlarıyla buluşmaktadır.
başrolünde megan foxun oynadığı aslında birtek megan foxun oynadığı hatta böyle bir filmin olmadığı sadece megan foxun olduğuna inandığım sinema filmidir.
açlık hissini en çabuk gideren yiyecektir. hazmı kolay olduğundan yemek yiyemiyorsanız çikolata ile açlığınızı erteleyebilirsiniz.
eskiden cep telefonları yokken 3 belgrad ormanı kadar koşupta bir ankesörlü telefon bulan karakterlerin, şimdi götü kalkmış olup "ne gerek var hayatım oraya gitmeye cebim yanımda" gibi hedelerle olayı çözebilme durumu gelişmiştir. ne varki, "avcı ne kadar iz bilirse ayıda o kadar yol bilir" mantığı işlemiş olan korku filmi karakterlerimiz artık bitarafında jammerla dolaşarak sinyalizasyonu sorunsuz bir şekilde sekteye uğratabilmektedirler.
eti afrodizyak etkisi verebilmektedir.
halk dilinde kene anlamına gelmektedir.
cümle içerisinde; sakırgalar uçuyor yüreğimde. gibi.
cümle içerisinde; sakırgalar uçuyor yüreğimde. gibi.
tamam eksiktiler; tamam bizde eksiktik (nobre, nihat, holosko, sivok, delgado)
tamam genç kadro sürdüler; e tamam bizde genç kadro sürdük (ismail, erhan, batuhan, ekrem)
yendik ulan!!!
tamam genç kadro sürdüler; e tamam bizde genç kadro sürdük (ismail, erhan, batuhan, ekrem)
yendik ulan!!!
bir kızı zapt etmekte zorlananların takdir ettiği insan tipidir.
en kısa zamanda aşk-ı sağlığına kavuşması dileklerimizi ilettiğimiz yazarımızdır.
acı bile olsa, bir aşka sahip olmak güzel şeydir. (vladimir chimera )
reklamı iyidir hoştur fakat sonunda "bu gofretse daha önce yediklerimiz neydi" sorusunu soran kızın oturup düşünmesi gerektiği su götürmez bir gerçektir. reklamı izleyen erkeklere cevap hakkı doğduğundan ayrı bir keyif vermektedir.
genellikle yazın yapılır. ayakkabının bağlarını bağlamayıp gerginliği azaltmak ve yaz sıcaklarında ayakkabı içerisindeki hava sirkulasyonunu daha iyi sağlamak niyeti ile yapılır. dışarıdan çirkin gözükmez aksine daha sade durur. kışın ayakları üşüttüğünden pek tercih edilmez.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?