confessions
  1. toplam entry 27
  2. takipçi 13
  3. puan 18386

ülkü ocağı

gunesiminyerininezamanampulaldi
irkci it surusunun olusturdugu grup.

36 yil once bugun 17 haziran 1980'de chp milletvekili mehmet zeki tekiner uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. 18 haziran 1980 günü nevşehir'de düzenlenen cenaze töreninde konvoya çapraz ateş açıldı, çok sayıda milletvekili ve vatandaş yaralandı, tabuta 13 kurşun isabet etti.

bu sadece vukuatlarin bir tanesi.

19 mayıs atatürk'ü anma gençlik ve spor bayramı

gunesiminyerininezamanampulaldi
bugundur. ana muhalefet partisi lideri bu gunu onemsizlestirmeye calisanlari hedef alan bir mesaj yayinladi.

---alinti---
"19 mayıs 1919 tarihinde büyük atatürk'ün ülkemizi işgalden kurtarmak ve tam bağımsız, özgür bir ülke kurmak ülküsüyle samsun'a çıkışı, milletimizin kaderini değiştiren, yolumuzu aydınlatan tarihi bir başlangıçtır. 19 mayıs ile toprakları zorla alınmak, halkı zincirlenmek, geleceği yok edilmek istenen milletimiz kendi kaderini eline almış, "ya istiklal ya ölüm" diyerek varoluş mücadelesine başlamıştır. bu ruh ile kurtuluş savaşı zaferle sonuçlanmış, milli egemenliğe dayanan, çağdaş uygarlık seviyesinin bile üstüne çıkmayı hedefleyen, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti kurulmuştur. bugün sahip olduğumuz tüm özgürlüklerin ve hakların teminatı işte bu büyük ruhtur. 19 mayıs tarihini önemsizleştirmek, sıradanlaştırmak, takvimlerden bir yaprak haline getirmek isteyenler bu ruhu kavrayamamış acizler ile bağımsızlık, özgürlük ve milli egemenliğe dayanan demokrasi düşmanlarıdır. ülkemize düşman olan bu zihniyet dün olduğu gibi gelecekte de yenilmeye mahkûmdur. cumhuriyet'in emanet edildiği milyonlar, özgürlük ve bağımsızlığımızı sonsuza kadar koruyacaktır. 19 mayıs 1919'da samsun'a çıkan mustafa kemal'in halka, gençliğe güvenini her zaman hisseden cumhuriyet halk partisi'nin genel başkanı olarak, gençlik ve spor bayramımızın 97'inci yılını kutluyor, başta mustafa kemal atatürk ile silah arkadaşları olmak üzere, bütün kahramanlarımızı minnetle ve şükranla anıyorum."
---alinti---

14 mayıs 2016 ülkede matem sarayda düğün

gunesiminyerininezamanampulaldi
saygıdeğer eski türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanı ahmet necdet sezer'in oğlunun düğünü ile alakalı bir haber arşivlerden:
haberi yapan basın organı: o zaman gazteciliği icra eden sabah
link: http://arsiv.sabah.com.tr/2004/09/12/siy102.html

kısaca düğün yeri: çankaya köşkü büyük davet salonu.
ortam: bir kokteyl havasında olduğu, yiyecek ve içecek ikramında abartıdan kaçınıldığı öğrenildi. gençlerin nikah şahitliğini beklenenlerin aksine ünlü kişiler değil arkadaşları olduklarını belirtilen iki genç yaptı. nikah töreninde cumhurbaşkanı ahmet necdet sezer'in koyu renk bir takım elbise giydiği ve papyon taktığı gözlendi.

can alıcı nokta: cumhurbaşkanı sezer'in, oğlunu köşk'te evlendirmesi "kamusal alanda düğün" tartışmasına yol açmış, islami motifleri ağır basan bazı basın organlarında ise kandil akşamı düğün yapılması eleştirilmişti.

ayrıca düğün töreninde yapılacak tüm harcamaları sayın ahmet necdet sezer kendi cebinden karşılamıştır.

bu lınkte isi o günkü düğün ile bugünkü arasındaki bariz farklar belrtilmiş:
http://www.yeniyon.tv/iki-dugun-5-fark/

öne çıkan farklar
1) 2004 yılında çankaya köşkü'nde yapılan düğününde, köşk'ün şoförleri izinli sayıldı. şoförler eşleriyle birlikte davetliydi, konuklar arasında yerlerini aldı. bugünkü düğün içinse emniyet personelinin izinleri iptal edildi. personelin mesai masrafları devlet bütçesinden karşılanacak ve kaba bir hesapla 5 bin kişilik (belediye ve emniyet personeli dahil) maliyetin 200 bin tl'lik mesai ödenecek.

2) 2004'te düğün yemeği köşk'ün aşçılarına yerine catering firmasına yaptırıldı. maliyeti ise aile kendi bütçesinden karşıladı. konukların içtikleri su bile sezerlerin cebinden çıktı. bugün ise istanbul büyükşehir belediyesi daha ön hazırlıklar esnasında mobil büfeler kurup resmi plakalı araçlarla yemek dağıtımına başladı. 6 bin kişinin davetli olduğu düğünde kişi başı yemek maliyeti (organizasyon firmalarından alınan ortalama maliyet hesabına göre) 50 tl olacak. bu da 300 bin tl'ye denk geliyor.

yaran fıkralar

gunesiminyerininezamanampulaldi
reis ile obama ilk buluşmalarında birbirlerine hava atarlar.
obama, reise "bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü diriltiriz" der.
reis altta kalmaz ve karşılık olarak "bizde öyle bir teknoloji var ki, partimizin bütün üyelerine 100 metreyi 3 saniyede koşmayı öğretiyoruz" der.
türkiye'ye döndüğünde reisi bir düşünce alır. danışmanlarını çağırtır ve attığı palavrayı anlatır.
"haftaya obama geliyor. yalanımız ortaya çıkacak, acaba ne yapsak?" diye sorar.
danışmanlarından biri hemen yanıtlar:
"onlara ölüyü nasıl dirilttiğini sordunuz mu?"
"hayır sormadık"
"o halde hiç korkmayın başbakanım, alın obamayı anıtkabir'e götürün.
atatürk'ü diriltmesini isteyin. diriltmezse o rezil olur.
yok eğer diriltirse, siz zaten 100 metreyi 3 saniyede koşarsınız!!!"

doktor bana izmir yaz

gunesiminyerininezamanampulaldi
bir dinçer sümer şiiridir:

doktor ben iyi değilim
bana iki tertip izmir yaz
yüreğim darda bozgundayım
tütünüm acı tütmekteyim
çatalkayanın dumanı gibi
bak benzim külbeyaz

doktor binsem bu gece bir trene
inerim izmire gün ışırken
seçerim denize en yakın masayı
önce martılara gemilere günaydın derim
iskele kahvesinin tavşankanı çayı
ve yahudi böreğiyle kahvaltı ederim

sonra kalkar yürürüm kendi keyfimce
saparım kemeraltı çarşısına
hisarönü havra sokağı tilkilik
gezer dolaşırım aylak avare
mavi ülkesidir ilk gençliğimin
kahramanlar mahallesi ve basmane

derken sökün eder anılarım
doktor gör bak nasıl özlemişlerdir beni
ve nereden duymuşlarsa geldiğimi
sarışıp koklaşır hasret gideririz
ah başımın üstünde dönenen akça martılar
geldiğimi anılarıma siz mi müjdelediniz

gülme doktor anıların da canı var
ve anılar hayatın ziynetleridir
eski gümüş kemerler elmas küpeler gibi
aşklarım anılarım ve izmir
ya has ipek bir gömlektir benim için
ya da bir taş plak şimdi

doktor bana iki tertip izmir yaz

viski

gunesiminyerininezamanampulaldi
kelime olarak viski, irlanda ve iskoçya lehçelerinde yaşam suyu anlamına gelen uisge beatha'dan gelmektedir. arpa, buğday, çavdar veya mısırdan damıtılarak yapılan ve meşe fıçılarda dinlendirilerek olgunlaştırılan bir tür alkollü içkidir kendisi.

3 malzemesi, 5 adet de asamasi vardir:
malzemeler: su, arpa (veya çavdar, buğday gibi herhangi bir tahıl), maya (bazı özel viski türleri için bitki kömürü/turba)

asamalar:
1) maltlama: arpaların ıslatılarak çimlendirilmesi ve çimlendirilen bu arpaların alttan turba yakılarak kurutulması
2) lapalama: maltlanmış arpaların malt değirmenlerinde çekilmesi ve sıcak suyla karıştırılarak lapa haline getirilmesi.
3) mayalama (fermentasyon): lapanın içine maya atılması ve böylece arpanın içinde bulunan şekerin maya ile reaksiyona girerek alkole dönüşmesi.
4) damıtım (distilasyon): karışım bakır kazanlara alınır ve alkolün sudan daha hızlı buharlaşması gerçeğine dayanan bir yöntemle alkol sudan ayrılır.
5) dinlendirme (olgunlaştırma): imbikten elde edilen alkol meşe fıçılara doldurulur ve dinlenmeye bırakılır. iskoçya kanunlarına göre oluşan sıvıya “viski” diyebilmek için en az 3 yıl olgunlaşması gerekir. dinlenme süreci sırasında içerideki alkolün %2-3'lük bölümü buharlaşır. bu kısma “meleklerin payı” (angels' share) denir.

bu kadar anlattiktan sonra icilir degil mi ama.

23 nisan kutlamalarının iptal edilmesi

gunesiminyerininezamanampulaldi
23 nisan milli egemenlik ve çocuk bayramı kutlamalarını bu yıl terör ve şehitler gerekçesiyle iptal edilmis.

evet teror var, evet her gun maalesef sehit haberleri geliyor ama bu stad acmaya, dugun yapmaya, dunyayi gezmeye engel olmuyor da türkiye cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı mustafa kemal atatürk tarafından dünya çocuklarına armağan edilen meclis'in 96. kuruluş yıl dönümü kutlamalari neden iptal oluyor? sorusunu soruyor insan.

(bkz: tarihteki iptal edilen milli bayram kutlamaları)

ananı öpen kadı ise kime şikayet edeceksin

gunesiminyerininezamanampulaldi
suleyman demirel'in bir soyleside anlattigi fikra:

"osmanlı döneminde, yolsuzlukları ile ünlü karakuşi adında bir kadı varmış. bir gün karakuşi kadı, bir fırının önünden geçerken, burnuna güzel bir koku gelmiş. vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış, sahibini bekleyen nefis bir ördek duruyor. karakuşi kadı, fırıncıya 'ben bunu aldım' demiş.
kadıya itiraz edilir mi? fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş.
az sonra ördeğin sahibi gelmiş: 'hani bizim ördek?' diye sormuş.
fırıncı boynunu büküp 'uçtu' deyince, iş kavgaya dönüşmüş. kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarmış; korkusundan kaçmaya başlamış. gayrimüslim vatandaş da peşinde koşuyor.
duvardan atlarken, öteki taraftaki hamile bir kadının üstüne düşmez mi! kadın oracıkta düşük yapmış; kocası da fırıncının peşine düşmüş. fırıncının çarpıp devirdiği yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış...
sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler, hepsini yakalayarak karakuşi kadı'nın karşısına çıkarmışlar.
ördeğin sahibi, 'bu adam ördeğimi hiç etti' diye şikâyet etmiş.
kadı, fırıncıya sormuş: 'ne yaptın bu adamın ördeğini?'
fırıncı 'uçtu' demiş.
kadı, kara kaplı defterini açmış: 'ördeğin karşısında tayyar yazılı. tayyar 'uçar' anlamına gelir. o halde ördeğin uçması suç değil'
diyerek fırıncının beraatına karar vermiş.
gözü çıkan gayrimüslim vatandaşın şikâyetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş: 'her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o müslüman'ın tek gözü çıkarıla...'
karakuşi kadı, 'şimdi' demiş, 'fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız.'
tabii gayrimüslim şikâyetinden hemen vazgeçmiş.
çocuğunu kaybeden kadının kocasına da, karakuşi kadı, 'karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak.' diye hüküm kesmiş
böyle olunca adam da, şikâyetini anında geri almış.
kadı yahudi'ye sormuş: 'senin şikâyetin ne?
yahudi ellerini açmış, 'ne diyeyim kadı efendi' demiş, 'adaletinle bin yaşa sen, e mi !'
fıkraları pek seven politikacımız, hikâyeyi anlattıktan sonra kendisini dinleyen topluluğa dönerek, kıssadan hisse çıkarmış: "ananı öpen, kadı ise, kime şikâyet edeceksin?"

efsane sözler

gunesiminyerininezamanampulaldi
"eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin." türkiye cumhuriyeti kurucusu mustafa kemal atatürk

"bir takım şeyhlerin, dedelerin, seyyitlerin, çelebilerin, babaların, emirlerin arkasından sürüklenen, kaderlerini ve hayatlarını falcılara, büyücülere, üfürükçülere, muskacıların ellerine bırakan insanlardan meydana gelmiş bir topluluğa bir millet gözüyle bakılabilir mi?" türkiye cumhuriyeti kurucusu mustafa kemal atatürk
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol