üniversitede türban serbestisi

4 /
artemisia
içimdeki 6 ses nasıl tartışıyor bu konuyu buyrun bir göz atın:

optimist yazar: muhafazakar erkekler nasıl okuyorsa artık muhafazakar kızlarımıza da okuma şansını sağlayacak olan serbestisidir. bir nevi eşitliğe giden önemli bir adımdır.

laik yazar: siyasal simgedir, türkiye laik bir ülkedir, bu girişimin üniversitelerde kalmayacağı aşikardır. asla olmamalıdır.

tahamülsüz yazar: belki aynı düşüncelere sahip kızların da tıpkı aynı dogmalara inanan erkekler gibi okumaya hakları vardır, vardır da üniversiteye gelmiş bir bayan, eğitim hayatında 12 seneyi devirip bir de üstüne o 12 seneden kat be kat fazla şeyler öğreneceği üniversite ortamında; bilim ortamında nasıl olur da hala kendini "sapık/haram" gözlerden korumak için paketlemek ister?? acaba baskı altında mıdır da aslında türban yasağı sayesinde bu baskılardan bir nebze olsun kaçabilecektir veya aslında 21. yüzyılda; 6. yüzyılda koyulmuş yasakların ne denli geçerli olduğu konusunda gözü açılabilecek midir ki... tahamül edemiyorum.. ırkçılığa tahamül edemediğim gibi kadınların poşetlere sokulmasına tahamül edemiyorum. "herkesin inancı kendine bık bık bık" diyemiyorum. aslında "siyasal simge girmesin devlet kurumlarına" diye söylenmelerimiz belki de bu yüzdendir pek çoklarının "siyasal simge" olarak kullanmadığı türbana karşı .

sinirli yazar: hay başlayacağım türbanına, çıplak ayaklı çocuklar gördüm bugün -13 dereceyi gösteren tabelanın altında kızılay’da.. kocasından dayak yiyen kadınlarla, okula gidemeyip peçete satanların geçtiği kaldırımlarda... ayrıca yahu su yok su... yağmıyor yine kar, yağmur; kalacağız yazın susuz, tuvalete girip türbanla mı yıkayacağız elimizi gö.. neyse...

kendine kızan yazar: oturup sözlükte çene çalacağına bir şeyler yapmak lazım belki de. çünkü düşünceler ve inançlar değildir bizi biz yapan, harekete geçip yaptıklarımızdır çoğu zaman.

vazgeçmiş yazar: öte yandan müstehak bu memlekete. bomboş kafalarımızla uyuşturulmuş halkı yönetenlerin sürüklediği yere savrulmaya mahkumuz, müstahakız.

kafası karışık artemisia sundu..
chavez
önce üniversiteler ile ilgili kanunları düzenlersin, yök denen saçmalığı kaldırırsın, üniversiteleri kanunda boşluk kalmayacak şekilde ilk ve orta öğrenim kurumlarından ayırırsın, sonra dersin ki türbanla üniversiteye girilebilir. çünkü türban takmak insanın kendi seçimidir ve üniversiteler özgür ortamlardır. kanuna bir madde eklersin ve dersin ki kamu alanlarında çalışanların kıyafetleri ile ilgili yasa laikliğin teminatlarındandır ve değiştirilemez. böylece kimseyi germezsin.
deniz baykal, bu sabah bir televizyon programına konuk oldu ve belki de siyasi yaşamının en güzel muhalefetini yaptı. olayı hukuki açıdan değerlendirdi ve çarpıcı örnekler verdi.
kendisini buradan ilk kez alkışlıyorum.
idiamin
bana gore universitede turban kesinlikle serbest bırakılmalıdır.

eger ki konu kisisel ozgurluklerse bu da bi ozgurluk olarak degerlendirilmelidir. ve ne yazık ki bu da sadece ozgurlukten ziyade bunu dini bir zorunluluk oldugunu dusundukleri için takan kişileri kısıtlayan bir durum haline gelmiştir.

bir toplumda insan diğerlerinin ozgurluklerine mudahil olmadıgı surece istediği gibi yasamakta ozgur olmalıdır. ben de maalesef son yıllardaki gelişmelerin yarattıgı bir onyargıyla beraber turbanlılara karsı cok buyuk bir muhabbet besleyememişimdir. ancak benim sevmemem onların bu dini bir gereklilik olan kapanma hakkını ellerinden almamalıdır.

diger taraftan turkiye’nin ozgurluk ve insan hakları savunucuları (!) da nedense turban serbestisine en cok karsı cıkan kesimdir. ozgurlukse ozgurluk, insan hakkıysa insan hakkı... bu da bir hak olmalıdır. sonucta turban sadece takan kişiyi baglar, dısarıda kalan kesimler hiçbir şekilde bunun dini acıdan dogru ya da yanlıs oldugunu yorumlama hakkına sahip olamaz.

hukuki acıdan eger sakıncası varsa da kac gundur turbandan baska hiçbir sey izlemenin mumkun olmadıgı haber bultenlerinde bile bu konu siyaset dısından hiç bir zeminde ele alınmamakta. sakınca varsa biz de bilelim....

bir de turbanın sadece kamusal alanda hizmet alanın takabileceği, verenin takamayacagı hususu var ki bu konuda ben de hemfikirim. oyle ki turbansız bir bayan mini etegiyle gidip muayene yapamayacagı, benim bir karıs sakalla durusma yonetemeyecegim gibi devletin koydugu kurallara riayet etmek istemeyen biri devlet kadrosunda para karsılıgı bu hizmeti pek tabi ki verememelidir.

son olarak soylemek istediğim din ile dunya arasında kalmış yuzlerce genc kızın egitim hayatına nokta koymasını onlemenin universitelerde turban serbestisi ile cozulebilmesi mumkunse bu karar kesinlikle alınmalıdır. fazla paranoyaya da gerek olmadıgı kanaatindeyim, bpyle bir uyuglama ne turkiyeyi malezya yapar ne de seriata goturur.
el menzile beynel menzileteyn
killi turk erkeginin modaya uygunluk yorumlari veya slip mayo serbestisi, genel hak ve ozgurluk cercevesi altinda kiyafet ozgurlugu acisindan degerlendirilebilir lakin “basortusu” aihs altina imza atmis ulkelerde “din ve vicdan ozgurlugu” basligi altinda degerlendirilmeye tabi tutulmalidir..

yani modaya uygunken basortusu veya turban takarken tikkytv’de turban: outg string: in yazisini gordugunde kafana g-string gecirebilirsin ama bir akaid ogesi olarak ortunme degistirilemez..bakmayin bazilarinin “abbasi, emevi islam yorumununun türkiye’ye dayattığı yabancı bir üniformadır.” demesine.fundamentalist olan vahhabiler sanirim kizlarini universitede okutmak istemezlerdi..veya “kuran’da yok boyle birsey” diyenlere aldirmayin..onlar emr-i munker neyh-i maruf ehlidir..(bkz: emr i bil maruf neyh i anil munker) yanlis yazmadim zira onlarin tavsiyesi munkerdir..(bkz: komedya)

mesru hak olan serbestinin anayasal platforma tasinmasi ise komedyanin 2. perdesi..herkese esit mesefede bulunmasi gereken bir uzlasi metninin bu konularla yamanmasi tam manasiyla komedya..

ek 17. maddedeki duzenleme ise kanunu totolojiden -- tipolojiye - -cevirmekten ote birsey degil..

meclisimizde acan ciceklere ne demeli..

"ya bir kız çıkıp, "benim başı örtülü üniversiteye gitmeme izin verdiniz. ben doktor oldum. hastanede çalışamayacak mıyım" derse?

şunu açıkça ifade ediyorum. başı örtülü biçimde üniversiteye giden bir kız, ilerde devlet dairesinde
çalışabileceğini düşünmesin. böyle bir şey olmayacak."http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=8130109&yazarid=10

sayet bu takiye ise yuh olsundur..zira bu dogruya zulmetmektir..sayet takiye degil de fikrini zikrettiyse yine yuh olsundur..ulkedeki kadin isgucunu sinirlamak kimin haddine..sayet bu kanun degisikligini secmenine verdigi sus payi olarak goruyorlarsa sonunda susan taraf kendileri olacagindan adim gibi eminim..

halk amerikan kuklasina ruh vermisti..acaba pinokyo ruhunu mu kaybetti #656766
benduruyorumsebagitti
anayasa madde 13: temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve "ancak kanunla" sınırlanabilir.

madde yeterince açık.

aynı anayasa’da, anayasa mahkemesi’nin kanunları yorumlayamayacağı, yeni bir yorum ihdas edemeyeceği yani kendisini kanun koyucu yerine koyamayacağı da yazar. kanunu ya iptal edersin ya da iptale gerek yok dersin, o kadar.

1998’e kadar olmayan yasak, sanki laiklik o tarihte anayasa’ya girmiş gibi malum süreçte uygulamaya konulmuştur.

yasalara saygı diyenler önce yasaları öğrensinler, sonra da saygı göstersinler. teziç başkanlığındaki yok’un önceki dönem bu konudaki düzenlemeler gündeme geldiğinde "bu kanunu uygulamayız" dediğini de hatırlasınlar lütfen.

istanbul üniversitesi rektörünün de geçenlerde:" bu düzenleme yapılırsa, türbanlılara hak ettikleri puanı vermeyiz" demesini de eklesinler üzerine ve kimmiş çağdaş, demokrat, kanunlara saygılı, bilimsel düşünen görsünler.

yabancı bilim adamlarının türkiye’yi karış karış gezip, literatüre girmemiş bitki, böcek buldukları; bulanın isim verme hakkından hareketle "kürdistanica, armenica.." gibi isimler verdikleri bir dönem basınımıza yansımıştı. anlı şanlı bilim adamlarımızı, siyaset kürsülerinden vakit kalırsa bilimsel çalışmalarda da görmek isteriz.

hap kadar israil’den tohum alan koca türkiye’de, yok mu bu işten anlayan?

yine sürekli tekrarlanan aihm kararında ise: "laik bir okula giden kişilerin, bu okulun kurallarına uymak zorunda oldukları belirtilmiştir. aihm’in bilmediği ya da bilmek istemediği, türkiye’de devlet,özel,vakıf.. adı ne olursa olsun tüm okullar meb’e bağlıdır. başka bir seçenek yoktur.

ve "anayasa mahkemesi, aihm kararları açıktır(kendi yorumlarına göre). bu konuda düzenleme yapılamaz" demek de saçmalığın daniskasıdır.

yeter artık minareye kılıf uydurmaktan vazgeçilsin, akp’ye oy taşıyorsunuz, görmüyor musunuz?


el menzile beynel menzileteyn
simulatif sloganlari dillerine pelesenk edenlerin futursuzca dillendirdikleri soylemler bos tenekenin cikardigi gurultuden ibaret..

"anayasa ac diyorsa acacaksin"

oncelike bu konu anayasada kesin cizgilerle belirtilmemis..yani "acacaksin" ibaresi yok guzel kardesim..mevcut yasagin dayanagi ise 3511 sayili yasanin 2. maddesiyle 2547 sayili yasaya eklenen yasa kuralini, donemin cumhurbaskani kenan evren’in, anayasanin baslangic, 2., 10., 24. ve 174. maddelerine aykiriligi sebebinden iptali istemiyle basvurusundan dolayi iptal eden 7.3.1989 tarihli anayasa mahkemesi kararidir..
---------------spoiler---------------
anayasa mahkemesi karari
anayasa mahkemesi baskanligindan:
esas sayisi: 1989/1
karar sayisi: 1989/12
karar günü : 7.3.1989
(bkz: belge net)
---------------spoiler---------------

yok yasasinin ek 17.maddesi ise yasagin yasalarla belirtildigi takdirde yasak olacagi gibi bir totolojiden ibaret..

altinda turkiye’nin de imzasi bulunan aihs’de ise su ibare bulunuyor.

"“madde 9 düşünce, vicdan ve din özgürlüğü :
1. herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir. bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, açıkça veya özel tarzda ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir. 2. din veya inancını açıklama özgürlüğü ancak kamu güvenliğinin, kamu düzeninin, genel sağlığın veya ahlakın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için demokratik bir toplumda zorunlu tedbirlerle ve yasayla sınırlanabilir”

yani ortada mevcut bi yasak yok, yasa degisikligi var oysa mahkemelerin kararlarinin gerekçeleri degil sadece hüküm fikralari baglayicidir.

hukukcu olmadigimdan soylediklerim bos tenekenin cikardigi sesten ote degil farkindayim lakin diger tenekeler gibi ses cikarmak icin basima vurulmasina musade etmiyorum..
sahmeran
nihayet demekten kendimi alamayacağım olay bu arada memleketimde ne kadar yanlış bilgi sahibi insan insan varmış bu konuda onu da öğrenmiş olduk mevzuu sayesinde bağznaz saplantılarıla uğraşıp durmaktan aslında bence onlarda şuan ne söledikelrinin farkında değiller mesela yetki sahibi ve eğitimci sıfatlı aydınlıkta son noktada bir bey konuşma sırasında fren pedalını bulamayıp diyebiliyorki_türbanla girenlere hakettikleri notu veremeyebiliriz_"hadi bunu da alkışlayın sayın korkuları yüzünden başını kuma gömmüş ve ezber tekrarlayıp duran kardeşlerim" demek çok yerinde olur kanımca
bitterend
çok yakında üniversitelerde göreceğiz türbanı.ve malesef bu yeni bir yasadan ibaret değil,gelecekte etrafımızı saracak olan karanlığın işareti.peki bu durumda fazıl say gibi türkiye yi terketmeyi mi düşüneceğiz hepimiz?bence asla...atamızın eserini arkada bırakıp kaçmak yakışır mı?en azından bana yakışmayacağından eminim...tek yapılabilecek,o kara zihniyetleri kabardıkları gibi indirmek,atamın kurduğu tbmm den çıkarmak ve gerekirse ikinci bir kurtuluş savaşına hazır olmak...

unutmayın biz hala yüzde 52yiz.

edit:berbat veren arkadaşlarım size mi kalacaktı bu topraklar?
rdm
saçlarını kimseye göstermek istemeyen ki$ilerin ellerinden alınan eğitim hakkını geri vemekten öte bi$ey olmasa gerek. saçlarını göstermek istemeyen ki$ilere "üniversite okuyacaksan saçını sergilemen gerek yavrucum. hatta elidor la yıka ki kepeksiz olsun" dayatması getirilir anlamı$ değilim.

laiklik elden gidiyor yine değil mi sevgili aydınlar, sevgili mesut parlak? laiklik denilen kurum 3-5 ki$inin saçıyla ba$ıyla bu kadar doğru orantılıysa varsın gitsin, biz daha laikliğin ne olduğunu çözebilmi$ değiliz.

i$in asıl incelenmesi gereken yönü ise; "ülke olarak tüm sorunlarımız çözdük bu kaldı buna da el atalım" mantığıdır ki kesinlikle katılıyorum. türban ya da ba$örtüsü sorununun çözümü için yanlı$ zamanlama kesinlikle. önce askere giden 20 ya$ındaki gençlerimizin "acaba sağ salim dönebilecek miyim?" sorusu cevaplanmalı, ya da türbansız üniversitelerde okuyan kızlarımızın "acaba cebelle$ip durduğum $u okul bitince acaba hayattan hak ettiğimi alabilcek miyim? sorusu cevaplanmalı. farz edelim ki tüm bu sorular cevaplandı herkes mutlu mesut ya$ayıp gidiyor, avrupa birliğine de girmi$iz. öyle bir seviyeye gelmi$iz ki mesela ak$am yemeğini paris te yiyebiliyoruz. artı üniversitelerdeki türban yasağını görü$menin konu$manın zamanı geldi diyerekten hükümetçe bu konuya el atıyoruz ki heyhaaaaaaaaaaat bir grup aydın ki$ilik soluğu anıtkabir de alıyor yine; laiklik elden gidiyor!
sahmeran
önce denildil ki., başınörtülü hayal kuramazsın...sonra anlaşıldı saçmalığı ve tamam dediler hayal kurmak serbest ama biz yanıldık demek kolay değildi ekmek kapılarını bırakmak kolay değildi ve denildi ki ancak hayal kurmaktan öteye gidemezsin...
sonra baktılar olcak gibi değil dediler ki tamam hayallerine yaklaşadabilirsin amaaa asla tam anlamıyla gerçekleştiremezsin çünküü eğer sen bunu yaparsan ülke patlar kıyamet kopar çünkü sen bir tehlikesin bukadarına şükret ...
okula girseen okurken burnundan getiririz girmesen kadınlarımız neden eğitimsiz deriz ha oldu okudun başardın bukezde otur oturduğun yerde biz dururken sana mı kaldı avukatlık doktorluk öğretmenlik deriz
tarafsız olamayacaklarından dem vuranlar başörtüsünün taraf olacağını bağırıp duranlar "başörtülü girenlere hak ettkleri notu veremeyebiliriz"nedemektir diye sorsam ne derlerdi acaba
chatter
demokratik bir toplumda taraflar birbirine saygı ile yaklaşmalı ve bir tarafın elde ettigi hakkı öteki tarafta elde etmeli.
bitterend
hala anlayamadığım veya anlamak istemediğim olay.sonuçta üniversite de kapalı öğrenciler vardı.türban değil de şapka,kapüşon gibi şeylerle kapanıyorlardı ama görünmesini istemedikleri heryer kapalıydı.kimse de "illaki saçını görcem,çıkar o şapkayı" demiyordu.

bu durumda bu yasanın bir özgürlük getirdiğine inanmak mükmün değil.ha konu normal kapalıları değil, kara çarşaflıları da üniversiteye almak için yer yapmaksa o ayrı...
sun
kimsenin derdi aslında turban değil ki.turban altında yapmaya, diretmeye calıstıkları hukumleredir asıl tepki ama niye bunu anlamak bu kadar zor.turban deyince ilk akla gelen sey dini, islamı kullanarak siyaset yapmaktır. yoksa kimsenin sacıyla basıyla ugrastıgımız yok.
biskuvit
nasıl bir cenazede ister en unlu film yıldızı ister gotunu basını acan manken ister bir sure bile bilmeyen tum kadınlar cenazeye saygı ve oranın kurulanında dolayı basını kapıyorsa, eğitimini almak isteyen kişilerinde oranın kuralı olmasından dolayı başını açmak zorunda olması gerekir. ee bas ortusu açık olacak hadi devletimiz harp okullarındada bayan öğrencilere baş örtüsü takma hakkı tanısın. tabi yerse
john maynard keynes
efendim okuduklarimdan anladigim ya da anlamadiklarimdan dolayi cunku ben de kavram kargasasi yasiyor olabilirim,u entry yi yazmak vacip oldu.

once kavramlari bir acalim derim.

din ve vicdan ozgurlugu;http://www.minidev.com/haklarimiz/haklarimiz21.asp

acip okumaya usenenlere ilgili olarak derki yukarisi,"herkes vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. 14. madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dinî ayin ve törenler serbesttir. kimse ibadete, dinî ayin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz, dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz. din ve ahlak eğitimi ve öğretimi devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve orta öğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak kişilerin kendi isteğine ve küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır. kimse devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun dinî veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz."

yani demem o ki insanlarin dinlerini istedikleri gibi yasama haklari vardir,o yuzden hic kicini basini acan insanlarla kiyaslamayalim derim ben.

turban nedir peki; iste butun meselelerin tikandigi yer burasi bence,elimizde tam bir tanimin olmamasi.takan insanlarin bir kismi dini gereklilik derken,bir kismi ise bildik basortusunden farkli gormemekte,bir kisim ise siyasi bir simgedir diye diretmekte.dini gereklilik diyenlere ise bunun arap toplumundan gelme oldugu klasik turk kadininda basortusu oldugu soylenegelmekte iken turban takanlarin %75 lik bir kismi bunun zaten basortusu oldugu fakat daha modern oldugunu soyluyor ve ekliyor "hic kimse annesi babasi gibi giyinmezken biz neden onlar gibi giyinmek zorunda kaliyoruz".

devam edelim tanimlara,universite nedir; universiteler yuksek duzeyde egitim veren ve arastirma imkani sunan yerlerdir,kamusal alan sayilabilirler mi tartisma konusudur ama sahsi kanaatim olmadiklari yonundedir zira kamusal alan regulasyonlari burada islememekle birlikte vakif universiteleri hangi kategoriye girer de derim ben.universitelerden turkiye’de genel olarak yararlanan kesim resittir,yani kendi kararini verebilir ve hic kimse onlara baski uygulayamaz(uy-gu-la-ya-maz).


bu tanimlari yaptiktan sonra kendi fikrimi sunmayi da borc bilirim.

universitelere resit insanlar geldigi icin ve orasi bir fikir yuvasi oldugu icin bence turban universitelerde serbest olmalidir,herkes istedigi dine mensup olabilir bu anayasal bir haktir tipki egitim hakki gibi tipki esitlik gibi.esitlik diyorum cunku turkiye’de universitelere kabul edilmeyen varlikli kesimin kizlari viyana’da,berlin’de okurken parasi olmayan kizlar ise sistemin disina itilmektedir bu da sorun olusturmaktadir.simdi soruyorum sana sozlukcu,bu kiz basini kapatmak istedigi icin sisteme tehdit oluyor diyorsun,peki basini acip girse olmayacak mi?sorun sadece giyimi mi?bence birbirimizi kandirmayalim ve toplumu kutuplastirmayalim,universite okumus turbanli bir kizin yetistirdigi cocuklarla dolu bir toplumu mu tercih edersin yoksa okumamis ve sistem magduru oldugunu dusunen bir kadin tarafindan yetistirilmis cocuklarla dolu bir toplum mu?ben her halukarda universite okumusunu tercih ederim.sanirim asil korkulan olay universiteler degil,universitelerin ilk adim olmasi,meselenin ozgurlukler meselesi degil de siyasi rant cabasi olmasi,bana bunu soyle canimi ye.

akp kulislerinde konusulanlar ortada,universiteler ilk adim,bir cesit kapinin aralanmasi durumudur,anayasada bir delik acilmasidir ve emsal gosterilme cabasidir.iste buna karsi cik yaninda beni bulmazsan serefsizim,turbani liselere sokmaya calissinlar yaninda beni bulacaksin merak etme,turbani kamusal alana sokmaya calissinlar yanindayim merak etme ama universitede degilim.olay siyah ve beyaz degil guzel kardesim,kuru ve yas degil.bu mesele yuzunden kurunun yaninda cokca yas yanacak bunu gor diyorum sana.universitelere siyasi amac ugruna sokmak isteyen yok mu elbetteki var ama bunu inanci geregi yapan da var,peki nedir o kizin gunahi?bir de vice versa durumu da var,aile baskisiyla turbana burunmus ve ozgurlugunu ancak universitede yasayabilmis kizlar artik bundan mahrum kalacak,ama yine bu sorun baska sorun,bu sorun sosyo-ekonomik problemlerimizden biri ama turban meselesi degil.

cok konustum toparlayayim.universiteler ozgurluklerin yasandigi blim yuvalaridir,ilerlemecidir,gelismecidir.turban da bir kisim icin ozgurluk mucadelesidir ve universitelere girmelidir fakat orada kalmalidir.devletin egitim saglama yukumlulugu varken is saglama yukumlulugu yoktur bunu da aklinin bir kosesine not et,sonra ilerde mezun olduklarinda kamuya girecek is isteyecekler deme beni de deli etme.
4 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol