2020 yılında ürünün 8.200 lira olmasını eleştirmişim. Fakat birkaç gün önce iki kol, yanında bir de şarj istasyonu olan sürümü 13.000 liraya aldığım için sevindim.
Sadece 3 yılda dalgalanan fiyata gülsem mi ağlasam mı verdiğim paraya mı yansam, hiçbir fikrim yok.
Yine de 3 yılın ardından, nihayetinde bir ps5 almış bulunmaktayım. Uzunca bir deneme sürecim olacak. Baya deneyeceğim şey var. Ara tatilde bir tane tiyatro oyununun reji defterini hazırlamam da gerekiyor ama ps5 açlığım onu yenecek galiba.
Samuel beckett tarafından yazılmış, absürd dönemin en çarpıcı tiyatro oyunlarından birisi.
İkinci dünya savaşı sonrasında yaşanan küresel yıkımlarla birlikte insanların bu dünyaya dair umutları ölmüştür. Daha önce hümanistlerin sözünü ettiği gibi herkesin herkesi seveceği bir dünyanın gerçek olmayacağı, en acı ve trajik şekilde insanlar tarafından tecrübe edilmiştir. Milyonlarca insan ölmüş belki bir o kadarı da kayıp. Şimdi böyle bir dünyada, tiyatro ne anlatabilir ki ?
İnsanın kendisi bu dünyaya ters. Bizim neredeyse yaptığımız her şey irrasyonel ve mantıksız. Yani insanın bu dünyadaki yeri hatalı. Beckett, daha önce descartes'ın varoluş düşüncelerinden etkilenip, insanın varolmadaki mantıksızlığını anlatmak istemiştir.
Dünya savaşları olmuş, bitmiş. İnsanların tek bir umudu kalmamış. Yaşama dair, geleceğe dair hayali kurulan her şey öldü.
Yine tekrar edelim, böyle bir dünyada tiyatro ne anlatacak ? Şüphesiz ki insanın bu dünyadaki uyumsuzluğunu, bir formül ve matemati içerisinde uyummuş gibi anlatacak. Absürd tiyatro, uyumsuzluğun tiyatrosudur. İnsanın bu dünyadaki uyumsuzluğunu anlatır. Biz her ne kadar uyumsuz olsak da insan olarak kendimizi bir yerlere ait hissederiz. Gerçeği görmek istemeyiz. Happy days oyunu da, bu gerçekleri görmezden gelmenin getirdiği çarpıcı sonuçları bize anlatıyor...
Oyunda Willie ve Winnie adında karı koca oyun kişilerimiz var. Winnie, ilk perdede beline kadar toprağa batmış şekilde görülüyor. Willie ise ona tamamen sırtını dönmüş ve sessiz... Aynı zamanda cehennem gibi bir sıcak var, yer neredeyse kavruluyor.
Winnnie beline kadar toprağa gömülü olduğu halde, bir sabah uyanıyor, dişlerini fırçalıyor, makyajını tazeliyor, aynasını kontrol ediyor... bir yandan da hiçbir anlam ifade etmeyen monologlar kullanıyor. İçinde olduğu durumu sürekli olarak öteleyip, beline kadar boka batmış olması gerçeğini konuşarak ve günlük rutinlerini tekrar ederek görmezden geliyor. Bazen sessiz ve hareketsiz duran kocasına, yani willie'ye sesleniyor. Kocası söylediklerine hiçbir cevap vermese de sadece onun orada olduğunu bilmek, içinde bulunduğu durumu görmezden gelmesi için yetiyor...
Günler geçiyor, aynı rutin devam ediyor. Winnie gittikçe daha fazla toprağa batıyor. Ancak bir türlü bu gerçeği kendisine söyleyemiyor. Tekrar sabah oluyor, tekrar aynasını kullanıyor, makyajını tazeliyor ve tekrar "happy days" diyerek ölü tanrıya duasını yaparak gününe başlıyor.
Winnie her güne başlayışında el çantasından aynasını, diş fırçasını arama eylemini yapıyor. Buradaki detay ise çantasındaki kozmetik eşyaların yanında bir de tabanca bulunması. Oyunun sonuna kadar bu tabanca her güne başlayışında eline geldiği halde, toprağın içine gömülmüş olduğu gerçeğini reddeettiği gibi o tabancayı kullanma cesaretini de bulamıyor.
İlk perde bu şekilde devam ediyor ve oyunun ikinci perdesinde winnie artık boğazına kadar toprağa gömülmüş durumdadır. Buna rağmen elinden geldiği kadar hayatının boktanlığını ve umutsuzluğunu görmezden gelmeye devam eder. Yine "happy days" der, yine ölü tanrıya duasını eder. Oyun, willie'nin eşine ulaşmak için hareketlenmesiyle son buluyor.
Oyunun konusu genel olarak böyle. Gel gelelim bu oyun aslında ne anlatıyor ?
Toprağa gömülü olmak elbetteki insanın tekrardan toprağa dönecek olmasını ima ediyor. İnsanın kaçınılmaz yazgısı olan bu toprağa gömülü olmak metaforu, aynı zamanda insanın bir umutsuzluk dünyasında olduğunu da gösteriyor. Oyun boyunca winnie nerdeyse hiç susmuyor. Fakat kocasının söylediklerine karşı tek bir cevabı yok. Buna rağmen winnie, onunla konuşmaktan asla vazgeçmiyor. Bunun sebebi, insanın kaçınılmaz sonuna olan korkusu. Winnie konuşuyor, en sonunda sadece senin orada olduğunu bilmem yeterli. Konuşmasan da olur diyor.
Bu çok önemli. İnsansız kalma korkusu...
Amaçsız ve umutları yıkılmış bir dünya. Ona rağmen dişlerini fırçalayarak, ayna karşısında makyaj yaparak bir şekilde kendine bir düzende yer arayan insan... oyunun özeti bu.
İkinci dünya savaşı sonrasında yaşanan küresel yıkımlarla birlikte insanların bu dünyaya dair umutları ölmüştür. Daha önce hümanistlerin sözünü ettiği gibi herkesin herkesi seveceği bir dünyanın gerçek olmayacağı, en acı ve trajik şekilde insanlar tarafından tecrübe edilmiştir. Milyonlarca insan ölmüş belki bir o kadarı da kayıp. Şimdi böyle bir dünyada, tiyatro ne anlatabilir ki ?
İnsanın kendisi bu dünyaya ters. Bizim neredeyse yaptığımız her şey irrasyonel ve mantıksız. Yani insanın bu dünyadaki yeri hatalı. Beckett, daha önce descartes'ın varoluş düşüncelerinden etkilenip, insanın varolmadaki mantıksızlığını anlatmak istemiştir.
Dünya savaşları olmuş, bitmiş. İnsanların tek bir umudu kalmamış. Yaşama dair, geleceğe dair hayali kurulan her şey öldü.
Yine tekrar edelim, böyle bir dünyada tiyatro ne anlatacak ? Şüphesiz ki insanın bu dünyadaki uyumsuzluğunu, bir formül ve matemati içerisinde uyummuş gibi anlatacak. Absürd tiyatro, uyumsuzluğun tiyatrosudur. İnsanın bu dünyadaki uyumsuzluğunu anlatır. Biz her ne kadar uyumsuz olsak da insan olarak kendimizi bir yerlere ait hissederiz. Gerçeği görmek istemeyiz. Happy days oyunu da, bu gerçekleri görmezden gelmenin getirdiği çarpıcı sonuçları bize anlatıyor...
Oyunda Willie ve Winnie adında karı koca oyun kişilerimiz var. Winnie, ilk perdede beline kadar toprağa batmış şekilde görülüyor. Willie ise ona tamamen sırtını dönmüş ve sessiz... Aynı zamanda cehennem gibi bir sıcak var, yer neredeyse kavruluyor.
Winnnie beline kadar toprağa gömülü olduğu halde, bir sabah uyanıyor, dişlerini fırçalıyor, makyajını tazeliyor, aynasını kontrol ediyor... bir yandan da hiçbir anlam ifade etmeyen monologlar kullanıyor. İçinde olduğu durumu sürekli olarak öteleyip, beline kadar boka batmış olması gerçeğini konuşarak ve günlük rutinlerini tekrar ederek görmezden geliyor. Bazen sessiz ve hareketsiz duran kocasına, yani willie'ye sesleniyor. Kocası söylediklerine hiçbir cevap vermese de sadece onun orada olduğunu bilmek, içinde bulunduğu durumu görmezden gelmesi için yetiyor...
Günler geçiyor, aynı rutin devam ediyor. Winnie gittikçe daha fazla toprağa batıyor. Ancak bir türlü bu gerçeği kendisine söyleyemiyor. Tekrar sabah oluyor, tekrar aynasını kullanıyor, makyajını tazeliyor ve tekrar "happy days" diyerek ölü tanrıya duasını yaparak gününe başlıyor.
Winnie her güne başlayışında el çantasından aynasını, diş fırçasını arama eylemini yapıyor. Buradaki detay ise çantasındaki kozmetik eşyaların yanında bir de tabanca bulunması. Oyunun sonuna kadar bu tabanca her güne başlayışında eline geldiği halde, toprağın içine gömülmüş olduğu gerçeğini reddeettiği gibi o tabancayı kullanma cesaretini de bulamıyor.
İlk perde bu şekilde devam ediyor ve oyunun ikinci perdesinde winnie artık boğazına kadar toprağa gömülmüş durumdadır. Buna rağmen elinden geldiği kadar hayatının boktanlığını ve umutsuzluğunu görmezden gelmeye devam eder. Yine "happy days" der, yine ölü tanrıya duasını eder. Oyun, willie'nin eşine ulaşmak için hareketlenmesiyle son buluyor.
Oyunun konusu genel olarak böyle. Gel gelelim bu oyun aslında ne anlatıyor ?
Toprağa gömülü olmak elbetteki insanın tekrardan toprağa dönecek olmasını ima ediyor. İnsanın kaçınılmaz yazgısı olan bu toprağa gömülü olmak metaforu, aynı zamanda insanın bir umutsuzluk dünyasında olduğunu da gösteriyor. Oyun boyunca winnie nerdeyse hiç susmuyor. Fakat kocasının söylediklerine karşı tek bir cevabı yok. Buna rağmen winnie, onunla konuşmaktan asla vazgeçmiyor. Bunun sebebi, insanın kaçınılmaz sonuna olan korkusu. Winnie konuşuyor, en sonunda sadece senin orada olduğunu bilmem yeterli. Konuşmasan da olur diyor.
Bu çok önemli. İnsansız kalma korkusu...
Amaçsız ve umutları yıkılmış bir dünya. Ona rağmen dişlerini fırçalayarak, ayna karşısında makyaj yaparak bir şekilde kendine bir düzende yer arayan insan... oyunun özeti bu.
Üçüncü bölümü epeyce olay olmuş. Klasikleşen bir puan verme bombardımanını bile yapmışlar. Ne kadar etkilenmemek istesem de tabiki etraftan gördüğünüz, duyduğunuz bilgiler insanı soğutabiliyor veya merak da ettirebiliyıor. Ben beklentiye girmedim ama bu bölümde iki erkek arkadaşımızın (oyunda böyle sahneler olmadığı halde) birbirilerini okşayıp birazcık daha ileri gitmesi, ister istemez beni biraz soğuttu. İllaki izleyecektim ama biraz mesafe oluştu. Oyunda zaten Bill ve Frank karakterlerinin sevgili olduğunu biliyorduk fakat oyunda Frank sadece isim olarak vardı. Dizide ise tahmin edeceğiniz üzere Frank karakteri karşımızda ve Bill ile ilişkisini görüyoruz...
Şimdi ben şunu baştan belirteyim, ben gay ilişkilere falan karşı değilim. Normal şeyler bunlar. İnsanlar kabul etse de etmese de insanlık olarak tarihin her döneminde cinsel seçilimleri farklı olan insanlar oldu, olmaya da devam edecek. Ancak benim karşı olduğum tek şey, dizilerde veya filmlerde sırf koymuş olmak için koyulan sex sahneleri. Öylesine nefret ediyorum ki anlatamam. En bariz örneleri Game of Thrones ve Spartacüs sanırım. Netflix yapımlarını zaten söylemiyorum bile...
Sex sahnesi koymak istiyorsan, buna bir alt metin koyarsın, içinde bir estetik olur. Senaryoya hizmet eden, akışın içinde gerçekten olması gereken bir materyal olmalı. Kısacası bu tarz sahnelerin çok detaylı ve ince işlenmesi lazım. Yoksa benden direkt red alıyorlar...
Sonunda gelelim bölümün kendisine.
Dizi, büyük oranda oyunla paralel gidiyor ama ufak tefek dokunuşlar oluyor. Bu bölümde dokunuşların derecesi artmasına rağmen, muazzam iş çıkartmışlar. Yani oyundan uzaklaşırsa, kötüye gider mi diye düşünüyordum ama Bill ve Frank ilişkisini en başından beri, bu kadar kısa sürede izleyiciye verip, böylesine tüm taşları yerine oturtmak cidden önemli bir başarıdır. İkilinin tanışma anından, bölümün sonuna kadar aralarında geçen diyaloglar ve insan ilişkileri mükemmel derece gerçekçi ve oluşturdukları evrene uyumluydu. Bakın burada aşk ilişkisi demedim, insan ilişkisi dedim. Bölümü sırf lgbtq tayfasına yaranmak için normalden daha fazla erotil yapmamışlar. Medeniyetin tamamen ortada kalktığı, nerdeyse beş senedir tek bir tane insan görmeyen birinin, yeni bir insan görmesi ve buna güvenmesi... Bu durum, insan psikolojisi için aşırı derece sarsıcı ve alışması zor.
Hepimiz bir pandemi süreci yaşadık ve insansız kaldık. Herkes yalnızlığın insana ne kadar korkutucu geldiğini az çok biliyor. Bill gibi dünya yansa sikinde olmayacak adam bile bu duruma beş sene sabredebiliyor.
Biz sosyal varlıklarız ve iletişime ihtiyaç duyuyoruz. Bu bölümdeki Bill ve Frank ilişkisi, yok olmuş bir dünyada insanın yine insana muhtaç olduğunu harika şekilde anlatıyor.
Diziyi izlemeyen çok şey kaybeder. Ben oyunun her şeyini bilmeme rağmen, dizi yine hayranlıkla takip ediyorum. Bu bölüm bence ikinci bölümden iyi değil ama ilk bölümden daha iyi.
İkinci bölümün iyi olmasının sebebi, gerilimi ve tak tak tak akan işleyişi. Kimine göre üçüncü bölüm daha iyi de olabilir. İtiraz etmem.
1.bölüm: 9/10
2.bölüm: 10/10
3.bölüm: 9.5/10
Şimdi ben şunu baştan belirteyim, ben gay ilişkilere falan karşı değilim. Normal şeyler bunlar. İnsanlar kabul etse de etmese de insanlık olarak tarihin her döneminde cinsel seçilimleri farklı olan insanlar oldu, olmaya da devam edecek. Ancak benim karşı olduğum tek şey, dizilerde veya filmlerde sırf koymuş olmak için koyulan sex sahneleri. Öylesine nefret ediyorum ki anlatamam. En bariz örneleri Game of Thrones ve Spartacüs sanırım. Netflix yapımlarını zaten söylemiyorum bile...
Sex sahnesi koymak istiyorsan, buna bir alt metin koyarsın, içinde bir estetik olur. Senaryoya hizmet eden, akışın içinde gerçekten olması gereken bir materyal olmalı. Kısacası bu tarz sahnelerin çok detaylı ve ince işlenmesi lazım. Yoksa benden direkt red alıyorlar...
Sonunda gelelim bölümün kendisine.
Dizi, büyük oranda oyunla paralel gidiyor ama ufak tefek dokunuşlar oluyor. Bu bölümde dokunuşların derecesi artmasına rağmen, muazzam iş çıkartmışlar. Yani oyundan uzaklaşırsa, kötüye gider mi diye düşünüyordum ama Bill ve Frank ilişkisini en başından beri, bu kadar kısa sürede izleyiciye verip, böylesine tüm taşları yerine oturtmak cidden önemli bir başarıdır. İkilinin tanışma anından, bölümün sonuna kadar aralarında geçen diyaloglar ve insan ilişkileri mükemmel derece gerçekçi ve oluşturdukları evrene uyumluydu. Bakın burada aşk ilişkisi demedim, insan ilişkisi dedim. Bölümü sırf lgbtq tayfasına yaranmak için normalden daha fazla erotil yapmamışlar. Medeniyetin tamamen ortada kalktığı, nerdeyse beş senedir tek bir tane insan görmeyen birinin, yeni bir insan görmesi ve buna güvenmesi... Bu durum, insan psikolojisi için aşırı derece sarsıcı ve alışması zor.
Hepimiz bir pandemi süreci yaşadık ve insansız kaldık. Herkes yalnızlığın insana ne kadar korkutucu geldiğini az çok biliyor. Bill gibi dünya yansa sikinde olmayacak adam bile bu duruma beş sene sabredebiliyor.
Biz sosyal varlıklarız ve iletişime ihtiyaç duyuyoruz. Bu bölümdeki Bill ve Frank ilişkisi, yok olmuş bir dünyada insanın yine insana muhtaç olduğunu harika şekilde anlatıyor.
Diziyi izlemeyen çok şey kaybeder. Ben oyunun her şeyini bilmeme rağmen, dizi yine hayranlıkla takip ediyorum. Bu bölüm bence ikinci bölümden iyi değil ama ilk bölümden daha iyi.
İkinci bölümün iyi olmasının sebebi, gerilimi ve tak tak tak akan işleyişi. Kimine göre üçüncü bölüm daha iyi de olabilir. İtiraz etmem.
1.bölüm: 9/10
2.bölüm: 10/10
3.bölüm: 9.5/10
(bkz: bu aşk fazla sana)
ailenin seni desteklemeyişi, hayatındaki insan sen yanındayken başka uzaktayken bambaşka olup arayıp sormaması (bkz: uzak mesafe ilişkisi) başından aşkın ağır sayısal dersler, sahte arkadaşlıklar ve daha nicesi sonucu şu aralar tüm benliğimi ele geçirmekte bu durum sözlük... sonum meçhul
genelde hanımlarda boyun veya bileğe yapılan minik boyutlarda gül, melek, en önemlisi kelebek imgeleri
mansur baskan yine ankarali icin yapmis yapacagini.
ankara'da kar yagisi sebebi ile kapanan / acilan yollar ve kamerali araclardan yollarin durumunu canli izleyebileceginiz bir site.
https://kartakip.ankara.com.tr/
ankara'da kar yagisi sebebi ile kapanan / acilan yollar ve kamerali araclardan yollarin durumunu canli izleyebileceginiz bir site.
https://kartakip.ankara.com.tr/
tercih etmeyi düşündüğüm üniversite, elbette istanbulda daha iyi yerler de yazabilirim fakat duygusal bir bağ kurdum desem yeridir
akom'un uyarisina gore Hafta boyunca Balkanlar üzerinden gelen soğuk ve yağışlı havanın etkili olduğu İstanbul'un, Pazar günü sabah 08:00'den itibaren Sibirya kökenli daha soğuk bir havanın etkisine gireceği tahmin ediliyor.
İBB AKOM verilerine göre; soğuk hava kuzeyli rüzgarların (Karayel, Yıldız) 60-80km/s hızla fırtına şeklinde esmesiyle şehre giriş yapacak. Soğuk hava nedeni ile hâlihazırda 5-7°C'ler civarında seyreden sıcaklıklar kar değerlerine gerileyecek. Soğuk hava ve fırtınanın beraberinde, il genelinde karla karışık yağmur ve kuvvetli kar yağışı geçişlerinin yaşanması bekleniyor.
Pazar sabah saatlerinden itibaren şehir merkezinde yağmur ve karla karışık yağmur şeklinde görülmesi beklenen yağışların kuzey ve yüksek kesimlerde kar şeklinde etkili olacağı tahmin ediliyor. Yağışların öğle saatlerinden sonra il genelinde fırtına ile birlikte yer yer kuvvetli kar şeklinde etkili olmaya devam etmesi bekleniyor.
yagislar persembe gunune kadar araliklarla devam edecekmis.
yani özetle akom diyor ki, gotunuzu saglama alin, dogalgaz vanalarini bi tik arttirin, üşüyüp üşüyüp hasta olmayin.
bu yagislar bir ihtimal uzun zamandan beri var olan kurakliga bir nebze derman olabilir.
https://www.sozcu.com.tr/2023/gundem/son-dakika-akom-saat-ve-gun-verdi-istanbul-icin-firtina-ve-kar-uyarisi-7579068/
İBB AKOM verilerine göre; soğuk hava kuzeyli rüzgarların (Karayel, Yıldız) 60-80km/s hızla fırtına şeklinde esmesiyle şehre giriş yapacak. Soğuk hava nedeni ile hâlihazırda 5-7°C'ler civarında seyreden sıcaklıklar kar değerlerine gerileyecek. Soğuk hava ve fırtınanın beraberinde, il genelinde karla karışık yağmur ve kuvvetli kar yağışı geçişlerinin yaşanması bekleniyor.
Pazar sabah saatlerinden itibaren şehir merkezinde yağmur ve karla karışık yağmur şeklinde görülmesi beklenen yağışların kuzey ve yüksek kesimlerde kar şeklinde etkili olacağı tahmin ediliyor. Yağışların öğle saatlerinden sonra il genelinde fırtına ile birlikte yer yer kuvvetli kar şeklinde etkili olmaya devam etmesi bekleniyor.
yagislar persembe gunune kadar araliklarla devam edecekmis.
yani özetle akom diyor ki, gotunuzu saglama alin, dogalgaz vanalarini bi tik arttirin, üşüyüp üşüyüp hasta olmayin.
bu yagislar bir ihtimal uzun zamandan beri var olan kurakliga bir nebze derman olabilir.
https://www.sozcu.com.tr/2023/gundem/son-dakika-akom-saat-ve-gun-verdi-istanbul-icin-firtina-ve-kar-uyarisi-7579068/
ece ronay'i taciz etmesi ve uzerine de tehdit etmesi sebebi ile 7 yil 3 aya kadar hapis cezasi istendi savcilik tarafindan.
https://www.sozcu.com.tr/hayatim/yasam-haberleri/mehmet-ali-erbilin-hapsi-istendi/
https://www.sozcu.com.tr/hayatim/yasam-haberleri/mehmet-ali-erbilin-hapsi-istendi/
filmler ve filimler isimli youtube hesabının üşenmeyip hazirladigi, cok da komik olan bir mevzular açık mikrofon parodisi. izlerken cok keyif aldim. ozellikle ümit özdağ'ın akp fanatigi youtuber mustafa bilmemkime "siz kimdiniz?" sorusunun defalarca farkli sekillerde tekrarlanmasi cok komikti ciddi ciddi.
Televizyon programcısı Metin Uca, Ankara'ya gitmek için İstanbul Havalimanı'nda bulunan Türk Hava Yolları (THY) iç hat CIP Lounge geldi.
Bilet işlemlerini yaptıran Uca'nın kimlik kontrolü sırasında hakkında arama kararı olduğu ortaya çıktı. Metin Uca polis tarafından gözaltına alındı. Uca'nın işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği öğrenildi.
https://www.sozcu.com.tr/2023/gundem/son-dakika-metin-uca-gozaltina-alindi-7577482/
Bilet işlemlerini yaptıran Uca'nın kimlik kontrolü sırasında hakkında arama kararı olduğu ortaya çıktı. Metin Uca polis tarafından gözaltına alındı. Uca'nın işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği öğrenildi.
https://www.sozcu.com.tr/2023/gundem/son-dakika-metin-uca-gozaltina-alindi-7577482/
3. kez anayasa mahkemesi baskani olarak secildi.
cumhurbaskani erdogan'in sorulari yanitladigi program.
programin ulkedeki etkisini gormek isterseniz ben size minik bir ipucu vereyim.
youtube'da 2 saat once yayinlanan program sadece 5400(yazi ile besbindortyuz) kisi tarafindan goruntulenmis.
mevzular acik mikrofon'un herhangi bir programi yayinlandigi ilk saatte yuzbinlerce insan tarafindan, toplamda ise milyonlarca insan tarafindan goruntuleniyor.
yine orneklendirmek gerekirse 2 hafta once yayinlanan baris atay'in konuk oldugu program 14 milyon kisi tarafindan goruntulenmis.
eminim bu verilerden pek cok sonuc cikabilir.
özetlemek gerekirse ki gerekir, 15 mayıs sabahi bay kemal'in de soyledigi gibi, erdogan ve ekibinin telefonlari cidden aci aci calacak gibi gozukuyor.
programin ulkedeki etkisini gormek isterseniz ben size minik bir ipucu vereyim.
youtube'da 2 saat once yayinlanan program sadece 5400(yazi ile besbindortyuz) kisi tarafindan goruntulenmis.
mevzular acik mikrofon'un herhangi bir programi yayinlandigi ilk saatte yuzbinlerce insan tarafindan, toplamda ise milyonlarca insan tarafindan goruntuleniyor.
yine orneklendirmek gerekirse 2 hafta once yayinlanan baris atay'in konuk oldugu program 14 milyon kisi tarafindan goruntulenmis.
eminim bu verilerden pek cok sonuc cikabilir.
özetlemek gerekirse ki gerekir, 15 mayıs sabahi bay kemal'in de soyledigi gibi, erdogan ve ekibinin telefonlari cidden aci aci calacak gibi gozukuyor.
ümit özdağ'a agza alinmayacak hakaretleri siraladiktan sonra özür icerikli bir tweet atmis, o da kabiz olan bir insan edasi ile.
6'lı masa uyelerinden siyasi lider.
ancak agzindan cikani kulagi duymuyor, birak siyasetciyi, siradan bir insanin bile agzindan kesinlikle cikmamasi gereken seyleri soylemis ümit özdağ için.
ancak agzindan cikani kulagi duymuyor, birak siyasetciyi, siradan bir insanin bile agzindan kesinlikle cikmamasi gereken seyleri soylemis ümit özdağ için.
bir kiz arkadasim var, bir suredir fotolarini videolarini falan atiyor bana, inanilmaz sevimli tatli ve bir o kadar da korkak ve saf hayvanlar.
senelerdir besledigim bir dort patili dostum var, iyi anlasabileceklerinden emin olsam su dakika gider sahiplenirim iki tanesini ama mumkun gozukmuyor. nihayetinde dogada bir tanesi neredeyse hemen her etoburun avi pozisyonundayken bir digeri ise bildigin etobur avci pozisyonunda. huzur bulamazlar, stressten catlarlar diye dusunuyorum.
senelerdir besledigim bir dort patili dostum var, iyi anlasabileceklerinden emin olsam su dakika gider sahiplenirim iki tanesini ama mumkun gozukmuyor. nihayetinde dogada bir tanesi neredeyse hemen her etoburun avi pozisyonundayken bir digeri ise bildigin etobur avci pozisyonunda. huzur bulamazlar, stressten catlarlar diye dusunuyorum.
(bkz: necati başkadır)
ibrahim büyükak tarafindan yazilip yonetilen mini youtube komedi dizisi. ilk bolumunu izledim, gulmedim. ibrahim buyukak'in hicbir seyine de gulmem zaten, gozumde basarili bir komedyen degildir.
https://www.youtube.com/@necatibaskadirr
https://www.youtube.com/@necatibaskadirr
(bkz: merhaba ben tuna)
sözlük scripti şişli escort porno site tavsiye bahsine
paralı slot sitelerimeritking
meritking
meritroyalbet
meritroyalbet sütyenli atlet yabancı dizi izle
yabancı dizi izle şehirler arası nakliiyat
ankara escort eryaman escort Denizli Escort bodrum escort şişli escort görükle escort türkçe seks hikayeleri izmir escort avcılar escort beylikdüzü escort mecidiyeköy escort sex hikaye istanbul escort maltepe escort sex hikaye sakarya escort izmir escort
izmir escort hatay escort izmir escort ankara escort
çankaya escort istanbul escort
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?