zotac

sadece iki tane kim olduğu bile bilinmeyen şahıs tarafından, koskoca bir hukuk devletinin, futbol federasyonuna hem de kendi makamında dayatma yapıp çekilmiştir.
ve hiç kimse de dememiştir ki, siz misafirsiniz buyrun bizim hamamlar meşhurdur...

son tff rezaletinden sonra, artık futbolun içinden çıktığını açıklamıştır.

iki koldan aynı anda yapılmadıkça, değil 25 yıl, bir asır yapılsa da nafiledir. hatta öncelikle hafif tehlikeli bir terör örgütü diye nitelendirdiğiniz grup, gün gelir, koskoca ülkeye kafa tutar hale gelir, iç savaş çıkartır.

iki koldan yürütülmek zorunda olunan mücadeledir. askerin vururken devletin askerini ve o coğrafyanın insanını himayesine alacak, askeri içeri coğrafyanın insanını ise dışarı atarsa, bugün aklı selim olmayan kesimler çıkar derki, efendi efendi 25 yıldır silah kullanıyon bir arpa boyu yol alamadın, daha da alevlendi ortalık artık bırak silahları der...
ah işte bilmezler ki, silahı değil de bu devlet anlayışını bırakmamız lazımdı bizim.

ayakkabı giyerken, kerata yerine çorba kaşığı.

bu şerefsizler ile olan mücadelede, keşke ilk günden bu yana, her hükümet askerin yaptığının yüzde onunu yapsaydı, asker onları silah zoru ile sınır dışı etme eyleminde iken, devlet de ordaki insanlara sahip çıkıp da, kaderine terk etmeseydi, bu şerefsizler günümüzde ancak sınırımızın dışından bizi tehdit edebilen bir tehlike olacaktı, günümüzdeki gibi taa içimizde, şehirlerimizde hatta mecliste değil...

bu gibi durumlarda doktor amcanın öncelikle çıkıp canlı yayınlarda, evet aslı var ben yazdım, götten uydurulmuş bir mektup değil bu, yaşayıp da yazdım demesi lazım ki, propoganda amacı ile yazılmadığını bilelim.
ha hikayedeki doktor amcam çıkıp bunu açıkladığında da adama sormazlar mı?

"ulan doktor amcam benim, senin yaşın kaç bilmiyorum ama, devlet bugüne kadar o bölgede kürt de bizim canımız söylemini laf da değil de, eylem kısmında gösterseydi, oradaki cahil veya bilgili kesimi, pkk terör örgütüne karşı kendi kaderleri ile yüzyüze bırakmasaydı, sahiplenseydi, sktirin gidin lan bu insanlar benim, size düşmez sahiplenmek deseydi, ve ordaki insanlar acaba o silahların tehdidi altında, mecbur kaldığı için, sahipsiz kaldığı için, pkk ye yakınlaşıp da, devlete küsmeseydi, acaba sen bugün bunları yine yazabilir miydin? keşke devlet taa ilk başından bu yana, pkk ile mücadelesinde ne kadar kararlı olduğunu gösterseydi de, siz benim insanımsınız, sizin kılınıza kimse dokunamaz deseydi, sen bunları yazabilir miydin amcam benim?

doğum günü kutlu olsun, hani istediği hayat ne ise, hayalleri yani, umarım bundan sonraki seneleri hep onlar ile geçer. dolu dolu.
nice yıllara.

bir bölümün tamamında hareket olmasa bile, öyle bir sahne çıkıyor ki bir anda karşına, gülmekten altına sıçıyorsun.
misal 24 bölümden;

------------spoiler---------------

bakkal erdal ile mecnun’un kumarhane sahnesinde, bakkal erdal’ın konkenin ortasında piştii diyerek kağıdı masaya vurması, altıma sıçırttı beni.

ayrıca ismail abinin, bakkal erdal’ı uyandırmak için, davul çalmayıp da köpek gibi havlaması.
------------spoiler---------------

bir gün amerikalı bir bilim adamı mavi maymunları incelemek üzere türkiyeye gelir. mavi maymunların da en sık olduğu bölge temelin köyünün olduğu bölgedir. bilim adamı köye gelir ve köy kahvesinden birine köyün en iyi nişancısının kim olduğunu sorar. adamın biri bu köyün en iyi nişancısının temel olduğunu söyler. bunun üzerine bilim adamı temeli çağırtır. temel gelir bilim adamı bir bakar temelin bir tane eski tüfeği bir tane de uyuz köpeğinden başka bir şeyi yoktur. kendi kendine en iyi nişancı buymuş ne yapalım der. bilim adamıyla temel ormana giderler.
temel bilim adamına: “bak şimdi ben ağaca çıkacağım ve sallayacağım, maymun düşerse sen bir şey yapma bu eğitimli bir köpek, ağaçtan düşeni sikerek bayıltır” der.
bilim adamı da merakla sorar: “peki tüfek ne işe yarayacak.”
temel: “olur ya yanlışlıkla maymun değil de ben ağaçtan düşersem o silahla vakit kaybetmeden köpeği vur"

istihbarat çevrelerine göre şuan iran’ın elinde imiş, ve bilinmeyen bir yerde saklı tutuluyormuş. hatta iran bunu suriye konusunda türkiye’ye koz olarak kullanacakmış.
http://haber.gazetevatan.com/haber/395958/1/gundem

nicolas anelka ile transfer görüşmelerine başladıklarını basına bildirmişler. ve hatta başkanları şu ilginç açıklamada bulunmuş;
"biz bugüne kadar transfer ihtimali olmayan hiç bir oyuncu ile görüşmedik, anelka görüşmelerinden de gayet olumlu cevaplar aldık".
hadi hayırlısı.
http://www.ajansspor.com/futbol/superlig/h/20110824/anelka_gelecek_mi_.html

şike yaptıkları gerekçesi ile 4. lige düşürüldü.

tff tarihi için yüz karasıdır. kendi kararını almaktan aciz, aldıktan sonra da arkasında durmaktan acizdir. istifa etmesi, zararın neresinden dönülse kardır mantığı ile en hayırlı davranışı olacaktır.

kendi beceriksizlikleri yüzünden, ülke futbolunu yedi düvele rezil etmiştir. arkadaş insandan biraz dirayet olur ya. sen bir karar veriyorsun, çıkıp ülkede ahkam kesiyorsun, herkes diyor ki, uvv beybi helal adamlara esti gürledi ortalığı temizledi, ama bir bakıyorsun, elin iki tane çapulcusu geliyor, iki saat içinde senin aldığın kararı sana yedirip gidiyor ve siz halen o koltukta oturuyorsunuz. pess.

birinizin aklına gelmedi mi la, "arkadaş sen kimsin yasası, hukuku olan, kendi kararlarını kendi alabilen bir ülke burası! ben olacak dediysem olacak. haa olmaz mı diyorsun, al kupa senin olsun sok bir tarafına göndermiyorum sana takım makım" demek?

ama yok adamların geldiği kurumun adı var, koskoca uefa! höyyt dedimi al sana ... karar demeniz lazım dı, dediniz.

şunu da söyleyim, trabzonspor un da yürekten temsil edeceğinden zerre şüphem yok. hatta fener yerine küçükköy bakkal spor aynı durumda olsa, bu yazıyı yine yazardım. fakat madem tff bu rezilliğe boyun eğdi, bari trabzonspor davul zurna ile kutlayacağına, hueyyt ulan benim ülkemin federasyonunun verdiği kararı ezen bir kuruma ben de gelmem deseydin. bu ne arkadaş görmemiş gibi atladınız lan. pehh be.

windows işletim sisteminde yüklü olan birden fazla internet gezgini programı arasındaki husumettir.

eğer ki birden fazla gezgin yüklemişseniz, aralarındaki bu çekememezlik deli eder adamı.
arkadaş neyi paylaşamıyorsunuz, bulunduğunuz sistemlerde gigabytelarca alan var, arkanızda saniyede milyonlarca işlem yapan bir işlemci var. azcık kendinize gelin la. yok bilmem ne explorer geçerli varsayılan tarayıcınız değil, varsayılan tarayıcınız yapmak ister misiniz?
tam buna cevap verirken paat öbürü atlar ortaya, burdaki gezgin daha varsayılan, onu yapmadan önce bunu bir denemek ister misin?

lan kaldırırdım hepinizi de, el mahkum.

her görüşten insan doldukça daha da renkli olmaktadır. zira insanın içinde her başlığı okumak için ilgi uyandırıyor. zira sol tarafa başlık doluyor.
o ne öyle kasvetli sol tarafın bomboş olduğu günler. iğğ
neyse ne güzel şimdi bir sürü başlık açılıyor ne olduğu önemli değil, açılıyor da iyi kötü düşündüğümüzü yazıyoruz nihayet.
hepiniz hoşgelmişsiniz tekrar.

her konuda merak uyandıran yazardır.

o değil de hacı şunu merak ediyorum, hani eleştiri olarak kabul etme, merak işte.

puan : -18
verdigi muhte$em oyu adedi : 1
verdigi eh i$te oyu adedi : 0
verdigi berbat oyu adedi : 9

sen sözlükte ilk önce berbat vermeyi mi öğrendin?

haa insanın başına ne gelirse ya meraktan ya ... dersen, bırak o başımla benim aramda kalsın.

(bkz: sen kadın mısın)

çok doğru bir söz ama, kişiler yanlış arkadaş.
savaşa hayır diyelim, ölümler olmasın diyelim, savaştan tabiki medet ummayalım.
ama bunu pkk konusunda söyleyene de bi tarafımla gülerim.

iki insan arasında olabilecek yaklaşımdır.
insan ile yaratık arasında hümanizm olamaz.