xerxes

kendisiyle evlenmek isteyen kisinin mutlaka iyi karpuz secmesini sart kosmustur kendileri. komik ve ilginc entryleriyle sozlukte dikkat ceken bir yazardir. sozlukte kaliciliginin daim olmasini dileriz efendim...

tugla gibi kitaplari olan cok onemli bir dusunurumuzdur. kendisi profesordur. uzmanlik alani ekonomidir. kitaplarindan bazilari soyledir:

- isyan 1
- isyan 2
- sebeke 1
- sebeke 2

mehmet barlas ve mehmet altan gibi iki libos’u kadrosunda barindiran ve hukumetin borazanligini yapan holding gazetesi.

1988 cikisli bir ahmet kaya albumu.

a yuzu:

1- beni tarihle yargila
2- baskaldiriyorum
3- aci ninni
4- icerden cikan adam
5- herkes kendi isine

b yuzu:

1- gul dikeni
2- sorgucular
3- koru kendini
4- ucun kuslar ucun
5- denizin ardi ozgurluk

1988 cikisli bir ahmet kaya albumu ve bu albume ismini veren sarki. sozler yusuf hayaloglu’ya, muzik ahmet kaya’ya ait.

cevap veriyorum
eli bogrunde analardan
mahpuslardan ve acilardan
cokca bahsediyorum
cunku basini kuma
saklayanlardan tiksindim
baskaldiriyorum
yine soyluyorum
kirmizi rujlu sokaklarin
asagilik pazarliklarin
adi anilmayacak benle
bir dalgayim halkdenizinde
kopurdum
baskaldiriyorum
ben bir namlu agziyim
omuz vermis halkina
baskaldiriyorum hey
varin benim farkima

yine soyluyorum
gozu baglanmis korkulardan
yasaklardan baskilardan
asla irkilmiyorum
cunku kan emici yarasadan
cildirdim
baskaldirdim
ve soz veriyorum
uc kagitcinin ve pezevengin
teslimiyetin yolu
ugramayacak bana
bir cicegim halk
ormaninda fiskirdim
baskaldiriyorum
ben bir bicak ucuyum
kavga vermis halkina
baskaldiriyorum hey
herkes varsin farkima

baris manco’nun 1992’de cikan "mega manco" albumunde yer alan enstrumental parcanin adi ruya’dir. muhtesem bir bestedir, insanin ruhunu dinlendiren ender muzik eserlerinden biri.

zannedersem 1972 yilinda elvis presley tarafindan seslendirilmis harika bir ask sarkisi. bu sarkinin icinde oldugu 45’lik oldukca yuksek bir satis grafigi yakalamisti.

maybe i didn’t treat you
quite as good as i should have
maybe i didn’t love you
quite as often as i could have
little things i should have said and done
i just never took the time

you were always on my mind
you were always on my mind

tell me, tell me that your sweet love hasn’t died
give me, give me one more chance
to keep you satisfied, satisfied

maybe i didn’t hold you
all those lonely, lonely times
and i guess i never told you
i’m so happy that you’re mine
if i make you feel second best
girl, i’m sorry i was blind

you were always on my mind
you were always on my mind

tell me, tell me that your sweet love hasn’t died
give me, give me one more chance
to keep you satisfied, satisfied

little things i should have said and done
i just never took the time
you were always on my mind
you are always on my mind
you are always on my mind

(bkz: oy hicbir seydir entry yazmak hersey)

#75458 numarali entryi ile benim yazacagim 3500 kelimelik ingilizce makale icin belkide farkinda olmadan kaynak saglayan, bana cok buyuk yardimi dokunan yazar kardesim. kendisi bu entryi ile bilgi sozlugu tam anlamiyla bir bilgi platformu haline getirmeye cabalamis bir yazardir. genc yasina ragmen gostermis oldugu bu cabasindan ve bilgi paylasma heyecanindan oturu kendisine buradan, bu entry araciligi ile tesekkuru bir borc bilirim...

aklima gelmisken sunu da eklemekte fayda var. puanlama sisteminin bilgi sozluge olumlu veya olumsuz bir katki sagladigina kesinlikle inanmiyorum. bana gore "her yazar kendi yazdigi entry’den sorumludur". baskalarinin yazdigi entryleri begenip oy verebilirsiniz ama bu olumlu oylarin o yazarin ilerde daha iyi entryler yazmasina yonelik bir katkisi bana gore cok azdir. cunku bir yazar her zaman mukemmel entryler yazmak zorunda degildir, muhakkak sacma veya kotu entryler de yazma hakki vardir. ve bu bence diger yazarlari dogrudan ilgilendiren bir olay olmaktan cikmalidir. sozlugun amaci her seyden once bilgi uretmektir, bilgi yazmaktir, bilgi ogrenmektir ve bilgi paylasmaktir. sadece bu dogrultuda hareket edilirse ve isin eglence yonu de goz onune alinirsa bu sozlugun daha da gelisecegi asikardir. o yuzden puanlama sistemi kaldirilmali ve sozluk bir bilgi platformu haline gelmelidir. bence oyle...

basliktan da anlasilacagi uzere bilgi sozluk’te benim sahsi fikrime gore kaldirilmasi gereken bir sistem. bu sayede sozlukte yazi yazan ve puanina hep goz atan yazarlarin icleri daha rahat olacak ve daha rahat bir ortamda entry gireceklerdir.

ayrica:

(bkz: puan almak icin entry yazmak)

(bkz: puanlama sistemi kaldirilsin)

simdi evvelâ bu meseleye su noktadan bakmak lazim gelir. malumunuz bu sozlukte yazarlik yapan cogu yazarin muzdarip oldugu meselelerden biri de puan meselesidir. "puanim dustu, kim bana seri eksi oy veriyor? halbuki guzel bi entrydi, kimin bana gicigi var?" ve benzeri feryatlari ben sahsen cogu yazardan duymaktayim...

ben kendi adima bunu son derece samimiyetsiz ve gereksiz buluyorum. cunku sirf puan almak icin yapilan bir olay oldugunu dusunuyorum. guzel bir entry yazmis olabilirsiniz, ama bu size "hadi bana iyi puan verin" deme hakkini vermez. bir fikre katilanlar oldugu gibi, katilmayanlar da olacaktir. benim bir onerim var sayin yazarlar: "puanlama sistemi kaldirilsin". kimse kimseye puan vermesin. butun yazarlarin puanlari sifirlansin. boylece kimse "puanim dustu, bana seri eksi oy veren kim" diye feryatlarda bulunmayacak ve boylece butun yazarlar esit sartlarda yazarlik yapacaklardir. puan hicbir seydir, yazarlik herseydir. sadece yazi yazmaya konsantre olmanizi ozellikle bu sitede puanini hep kontrol eden yazarlara soylemek isterim. puanlama siteminin acilen kaldirilmasi hepimizin yararina olacaktir. bilmem haksiz miyim? karar sizin...

sadece bir kac saniye yasayacagi orgazm ani icin hayatin anlamini aramak demek dunya nimetlerine kendini cok vermek manasina gelir. bir kac saniyelik heyecan icin hayatin anlamini aramak sacmadir. hayat dedigin kisacik bir bitkidir. seks hicbir sey degildir. hayatin anlami baska seylerde de bulunabilir. ne mutlu bunu idrak edebilen insana...

- seni hic o anlamda dusunmedim hakan!
- niye hayatim, ne oldu ki?
- cunku biz konjekturel olgular baglaminda reel politik kritikler ve bunlarin dogurdugu acmazin ayirdina varamiyor yadsinamaz bir etimolojik ve epistemolojik yanilsamalara sublime gibi orantisal ve uzantisal eregin geregine aldaniyoruz.
- eeeeeh be! hay senin gibi entel takilan kizin agzina sicayim.
- sen bir hayvansin hakan.
- hayvanim ulan hayvanim. maymun ettin beni, omrumu yedin lan!...

"milletin akli onune calisir" lafinin bir dogrulamasi olan entrylerdir.

artist gibi kendini ceza sahasinin icine birakmasiyla galatasaray’in cogu macini kayipsiz atlatmasina, hatta sampiyonluklara uzanmasina vesile olmus kaypak karakterli futbolcudur. su anda futbolu birakmistir. acaba o, geriye dogru futbolculuk yasamina baktiginda vicdanini rahatsiz eden bir olay yasamis midir? bu kendi kendisine sormasi lazimdir arif erdem’in...

leman dergisinin demirbaslarindan. kozalak, yurdumda yasayan abazan, kultursuz, gorgusuz, maganda, seks manyagi ve hanzo insani temsil etmektedir. mehmet cagcag, bu karakterin maceralarini tam kozalak denen karakterin kisiligin gore sekillendirir. memlekette aslinda kimlerin hakimiyet surdugunu anlamak icin sadece bu kozalak’in bir macerasini okumak kafidir...

uzun bir aradan sonra sozluge cok saglam giris yapan ve bu sozlukte yuzumu guldurebilen nadir kisilerden biri. hep boyle devam etmesi dilegiyle...

turkcesi "cunku o gostermisti" manasina gelen latince bir cumle.