dinledigim en sacma sarkilardan biri.
ocak ayinda cikmasi planlanan murat mermer’in albumunun aranjorlunu de kendisi yapmistir. memleketin en baba gitaristlerinden biri.
edit: albüm mayısta çıkmıştır...
edit: albüm mayısta çıkmıştır...
turkiyenin gelmis gecmis en buyuk seslerinden birinin bu sozlukte yazar olmasi bir sereftir. keske gelse, sozluge yazar olsa diyecegim hadisedir...
"adim hidir usta, insaatim tarsusta" espirisine konu olan mersinin bir ilcesi.
ibrahim tatlisesin bir zamanlar pek kavgali oldugu hasan boranin, ibrahim tatlisese rakip olmasi icin karsisina cikardigi herif.
mezopotamya arkeolojisinde cok onemli bir yere sahip olan bir kenttir.
ercan saatci sarkisidir.
mantiya dökulünce pek lezzetli olan yogurttur. canim cekti valla. olsa da yesek...
besiktasin sanki biraz daha sansli oldugunu yani macin favorisi oldugunu dusundugum mac.
ne icinde, ne de disinda oldugum ailedir. sadece yazarlik yapiyorum bu ailede, o kadar...
turk futbolounun gelecekteki en buyuk yildizlarindan biri olmasi kesin olan genc ve yetenekli besiktasli futbolcu. tabii kendini ve futbolonu gelistirmesi lazim.
ankarada oldugum halde hissetmedigim deprem.
sozlukte populer olmak icin ozel bir sey yapmaya gerek yok. sozlukte populer olana kadar, bildiklerini, hayat tecrubelerini sozluge aktarmak daha iyidir. populerlik gecicidir, arkanda kalici bir seyler birakmak daha guzeldir, daha anlamlidir...
damardan diye tabir edilen bir orhan gencebay sarkisi. orhan abimizin ikili iliskiler konusunda super gozlemci oldugunu kanitlayan bir eseri.
beni boyle sev seveceksen
oldugum gibi goreceksen
girme omrume, girme gonlume
ne dertliymis bu diyeceksen
sen dert nedir ne bilirsin
sen gonlumde kabe sen meleksin
sen herseysin
sen umitlerimin tek kaynagi
sen askin bence taa kendisisin
kendisisin
sevme diyemem, sevde diyemem
sende dertli ol diyemem
beni boyle sev seveceksen
kalbim senin gir gireceksen
girme omrume, girme gonlume
ne dertliymis bu diyeceksen
gormedinmi, gozlerimde
bir mahkumun en son arzusunu, hasretini
gormedinmi gozlerimde
seni cilgin gibi sevdigimi, sevdigimi
ister sevgi ol, istersen kin
isterdim benim ol benim
beni boyle sev seveceksen
oldugum gibi goreceksen
girme omrume, girme gonlume
ne dertliymis bu diyeceksen
sen dert nedir ne bilirsin
sen gonlumde kabe sen meleksin
sen herseysin
sen umitlerimin tek kaynagi
sen askin bence taa kendisisin
kendisisin
sevme diyemem, sevde diyemem
sende dertli ol diyemem
beni boyle sev seveceksen
kalbim senin gir gireceksen
girme omrume, girme gonlume
ne dertliymis bu diyeceksen
gormedinmi, gozlerimde
bir mahkumun en son arzusunu, hasretini
gormedinmi gozlerimde
seni cilgin gibi sevdigimi, sevdigimi
ister sevgi ol, istersen kin
isterdim benim ol benim
(bkz: puanlama sistemi kaldirilsin)
(bkz: oy hicbir seydir entry yazmak hersey)
(bkz: puan almak icin entry yazmak)
(bkz: oy hicbir seydir entry yazmak hersey)
(bkz: puan almak icin entry yazmak)
benim gibi bir arkeolog icin muhtesem bir deneyim olmasi muhtemel bir hadise. cunku boy boy cocuklarim olurdu. o cocuklarla super bir takim kurup ligin tozunu attirirdim serefsizim...
bana gore turkiye’nin gelmis gecmis en buyuk aydinlarindan biri ve hatta en iyisi. bir aydinda olmasi gereken bilgi, birikim, deneyim, fikirlerini tarihsel degeri olan belgelere dayanarak anlatmak, gozlemcilik gibi daha benim aklima gelmeyen cok sayida vasfi bunyesinde barindirabilmis bir dusunurdur attila ilhan. onu yakindan takip edenlerden biri olarak onun hakkinda yaptigim ufak capli bir arastirmayi bu sozlukte paylasmak istiyorum.
bilindigi gibi attila ilhan ucsuz bucaksiz bir deryadir. onun ne kadar iyi bir vatansever oldugunu, ne kadar iyi bir ataturkcu oldugunu ve ne kadar iyi bir edebiyatci oldugunu burada bir kez daha tekrarlamaya gerek yok sanirim. ayni zamanda cok usta bir sairdir kendisi. konu siir oldugu zaman attila ilhan’in siir konusundaki yaklasimlarini genel bir cercevede degerlendirmek gerekliligi vardir.
turk siiri ozellikle 2. dunya savasindan sonra yeni akimlarin etkisine girmistir. 1940’li yillardan itibaren turk siirinde "garip akimi" adini verdigimiz bir akim baslamistir. bu siir anlayisinin basini ceken uc adet sair vardir: orhan veli kanik, melih cevdet anday ve oktay rifat. bu uc sair turk siirinde "garip" siiri anlayisini baslatarak turk siirine yeni bir soluk getirmislerdir. ozellikle orhan veli’nin bizzat yazdigi siirler bu yeni akimin turk siirinde yer bulmasini saglamistir. "garip" siirinin ozelligi siirlerin genellikle belli bir kafiyeden, kaliptan uzak, insanlarin sokakta konustugu dile cok yakin, yani gunluk hayatta kullanilan dilin siir icinde yer bulmasi olayidir. iste attila ilhan bu "garip" akimina surekli olarak karsi cikmistir. iste benim attila ilhan ile paylastigim ortak noktalarin basinda onun "garip" siirine karsi olmasi gelmektedir. evvelâ bu konu ile ilgili kendi dusuncemi belirtmek istiyorum. ben lisedeyken turk dili ve edebiyati derslerinde bizlere cok sayida orhan veli siirleri okuttular. fakat ben orhan veli’nin bir kac adet siiri haric, hemen hemen butun siirlerinden etkilenmedin, o siirlerinde kendimden bir seyler bulamadim. cunku bu siirlerinde bana verdigi herhangi bir mesaj yoktu. iste attila ilhan ile kesistigim ortak nokta budur. attila ilhan, garip siirini son derece yuzeysel, halka mesaj vermeyen, halkin yararini gozetmeyen, bati taklidi ve siradan olarak degerlendiriyordu. bu bana gore son derece yerinde ve dosdogru bir tespittir. cunku ben sanatin ve ozellikle edebiyatin ve tabii ki siirin toplum yararini gozetmesi gerektigini, topluma bir seyler vermesi gerektigini, toplumu aydinlatmasi gerektigini dusunuyorum. zaten attila ilhan toplumcu bir aydin oldugu icin onun bu konu hakkindaki goruslerine aynen katilmakta ve desteklemekteyim.
beni siki bir attila ilhan okuyucusu yapan nedenlerden biri de onun savunmus oldugu bu fikridir. siz de goruyorsunuz ki attila ilhan garip siirine karsi cikarken fikirlerini son derece saglam temellere dayandirmistir. bu konu ile ilgili daha ayrintili bilgi icin onun "hangi edebiyat" ismli kitabini alip okumanizi salik veririm.
attila ilhan ucsuz bucaksiz bir deryadir. onu anlatmaya kelimeler asla yetmez ve yetmeyecektir. ruhu sad olsun...
bilindigi gibi attila ilhan ucsuz bucaksiz bir deryadir. onun ne kadar iyi bir vatansever oldugunu, ne kadar iyi bir ataturkcu oldugunu ve ne kadar iyi bir edebiyatci oldugunu burada bir kez daha tekrarlamaya gerek yok sanirim. ayni zamanda cok usta bir sairdir kendisi. konu siir oldugu zaman attila ilhan’in siir konusundaki yaklasimlarini genel bir cercevede degerlendirmek gerekliligi vardir.
turk siiri ozellikle 2. dunya savasindan sonra yeni akimlarin etkisine girmistir. 1940’li yillardan itibaren turk siirinde "garip akimi" adini verdigimiz bir akim baslamistir. bu siir anlayisinin basini ceken uc adet sair vardir: orhan veli kanik, melih cevdet anday ve oktay rifat. bu uc sair turk siirinde "garip" siiri anlayisini baslatarak turk siirine yeni bir soluk getirmislerdir. ozellikle orhan veli’nin bizzat yazdigi siirler bu yeni akimin turk siirinde yer bulmasini saglamistir. "garip" siirinin ozelligi siirlerin genellikle belli bir kafiyeden, kaliptan uzak, insanlarin sokakta konustugu dile cok yakin, yani gunluk hayatta kullanilan dilin siir icinde yer bulmasi olayidir. iste attila ilhan bu "garip" akimina surekli olarak karsi cikmistir. iste benim attila ilhan ile paylastigim ortak noktalarin basinda onun "garip" siirine karsi olmasi gelmektedir. evvelâ bu konu ile ilgili kendi dusuncemi belirtmek istiyorum. ben lisedeyken turk dili ve edebiyati derslerinde bizlere cok sayida orhan veli siirleri okuttular. fakat ben orhan veli’nin bir kac adet siiri haric, hemen hemen butun siirlerinden etkilenmedin, o siirlerinde kendimden bir seyler bulamadim. cunku bu siirlerinde bana verdigi herhangi bir mesaj yoktu. iste attila ilhan ile kesistigim ortak nokta budur. attila ilhan, garip siirini son derece yuzeysel, halka mesaj vermeyen, halkin yararini gozetmeyen, bati taklidi ve siradan olarak degerlendiriyordu. bu bana gore son derece yerinde ve dosdogru bir tespittir. cunku ben sanatin ve ozellikle edebiyatin ve tabii ki siirin toplum yararini gozetmesi gerektigini, topluma bir seyler vermesi gerektigini, toplumu aydinlatmasi gerektigini dusunuyorum. zaten attila ilhan toplumcu bir aydin oldugu icin onun bu konu hakkindaki goruslerine aynen katilmakta ve desteklemekteyim.
beni siki bir attila ilhan okuyucusu yapan nedenlerden biri de onun savunmus oldugu bu fikridir. siz de goruyorsunuz ki attila ilhan garip siirine karsi cikarken fikirlerini son derece saglam temellere dayandirmistir. bu konu ile ilgili daha ayrintili bilgi icin onun "hangi edebiyat" ismli kitabini alip okumanizi salik veririm.
attila ilhan ucsuz bucaksiz bir deryadir. onu anlatmaya kelimeler asla yetmez ve yetmeyecektir. ruhu sad olsun...
yapilan arastirmalar neticesinde kolalarin "diet" olanlarinda bu maddeden oldugu tespit edilmistir. onun icin sakin ola ki diet kola icmeyin. hasta olur, geberirsiniz valla...
dun kanal 7de sebnem kisaparmakin sundugu kadin programina sarhos ya da alkollu olarak cikip milleti soke eden artik iyice gozden dusmus arabesk sarkicisi. zaten alkollu oldugu anlasilinca studyodan kovulmustur kendileri. umarim bu ona ders olur...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?